32 yaşımda evlenmiştim. 13 sene yatağa bağımlı canım babam da yitip gidince babamın annemin benden istekleri yerine gelsin diye eğitimli biri ile evlenmeye karar verdim, onlar beni buldular görücü usulü ile evlenmiş oldum. Hiç evlenmek istemeyen biriymiş ne kadınlara ne erkeklere hiçbir şeye ilgisi olmayan biri. İşinde başarılı, yaşadığım şehirde isim yapmış. Evlendikten sonra aile isteği ile olduğunu anladım, gerçi seni daha önce bir yerde görmüş çok beğenmiştim ama gelip konuşmaya cesaret edememiştim dedi, bu sözü temel alarak beni seviyor zannettim sanırım. İlk günden itibaren mutsuzluğa gömülünce hayatı kendime zehir etmeye razı oldum, çileli annemi üzmek istemedim, anlatmadım bile. Annem Bebek yelekleri örmeye başlamişti kıyamadım hayallerini yıkmaya. Gece demedim gündüz demedim ağladım bir sene boyunca. Evde adım attığım suç oluyordu sanki, beni görmeye tahammülü yokmuş gibi davranıyordu, yanında namaz kılmama bile tepki veriyordu, git başka odada kıl diye. Diğer odalar soğuk buz gibi şaşırıyordum ne yapacağimı. Saat 18.00 de doğalgaz açılacak gibi talimatları vardı, kendisi bir saat sonra geliyor o odadan da bir daha çıkmıyor. Elimden geldiğince kendime evime özen gösterdim çeşit çeşit yemekler yapardım tatlısı tuzlusu ile. Ben ne zaman o özeni biraktım yataktan çıkamaz oldum, sanırım aktif olarak daha az acı duyuyordum. Umursamayınca işler düzelmiyor, belki evliliğe zorunluluğu var gibi hissediyordur konu sahibi kendini, bırakıp gitmek hiç kolay değil. Ben zerre sevmiyordum ama kocam olduğu için vazifelerimde saygımda kıymet verişimde eksikliğim yoktu bana göre. Hasta olduğunda dibinde yere oturuyor onu rahatsız etmeden başında bekliyordum.
Konu sahibine kendisini bırakmamayı telkin ediyorum ve dua ediyorum bu girdabın hayırlısı ile Mutlu olacağı şekilde sonuçlanması için. Belki eşinin akli başına gelir çok Mutlu olurlar belli mi olur. Yer gök dua üzerine kurulu netice.
Başınızı ağrıttım af diliyorum sizden.