- 21 Kasım 2012
- 9.068
- 9.560
- 398
- Konu Sahibi greengirll
-
- #1
Bence eşin de psikologa gitmeli.Evet kızlar, düşünüyorum uzun zamandır ve evet benim başlıca sorunum bu. Etrafımdaki insanlara, sevdiklerime çok kıymet veriyorum, adeta kendimi onlara adıyorum. İçimde çok büyük bir sevgi var, bunu onlara vermek istiyorum. Ama tabi ki kıymete geçmek yerine ters tepiyor. İnsanoğlunun doğası bu çünkü...
Örneğin eşim de bende çalışıyoruz. Eşim işkolik, hiç öyle erken geleyim, eşimi özledim, bir an önce işimi bitirip çıkayım davasında değil, aksine bazen özellikle uzattığını düşünüyorum. Bunu da kendisine söylediğimde, monoton olduğumuzu söylüyor, eve gelse ne değişirmiş, hep aynı şeyleri yapıyormuşuz. Her evli çift gibi bir hayatımız var, çocuğumuz yok; ki her evli çift de macera dolu bir hayat yaşamıyor. Bense işimi bitirip koştur koştur eve gidiyor, işlerimi hallediyor, eşimin yemeğini hazır ediyor ve onun gelmesini bekliyorum. Kapıda karşılayıp boynuna atlıyorum, özlemiş oluyorum. Eşim sadece gülüyor. Salaklığım kafama konuşmamızdan sonra dank etti, yine aynı cümleler...Kafese kapatılmış bir aslan gibiymiş adeta, benim istediğim gibi bir hayat yaşıyormuş, o sosyal olmak istiyormuş. Her cumartesi illaki dışardayız, yetmiyor eşime. 1 aydır sadece pazarları evde dinleniyoruz ama bu bile adamı bunalttı. Demek ki ben sana yetmiyorum, benimle birlikte olmak seni mutlu etmiyor dedim; evde oturmak onu mutlu etmiyormuş, yapısı böyle değilmiş. Gören de eşimi sosyallikten ölen biri sanır, evlenmeden önceki sosyalliği sinemaya gitmek ve iş arkadaşlarıyla içmekti. Tüm içki arkadaşları evlendi, kimse dışarı çıkmıyor artık, eşim de yönetici olduğundan dışarda içmeyi istemiyor işyerinde sıkıntı oluyor. Sinemada da ben çok bunalıyorum diye eve Digitürk aldık, istersen gideriz dedim ama istemiyor.
Ben kendi sosyal hayatımı, arkadaşlarımı, akrabalarımı adeta kenara itmişim, bunu anladım, oysa farkında bile değilmişim, eşimi hayatımın en tepesine oturtmuşum. Ki görüldüğü gibi kıymeti olmak bir yana, aksine benden uzaklaştırıyor.
O kadar kırgınım ki, eşimle konuştuktan ve kırıldığım noktayı anlattıktan sonra kabuğuma çekildim, gidip uyuyorum dinleniyorum, sormuyorum bile günün nasıl geçti neler yaptın, umrumda da değil artık açıkçası.
Sizce bu konuyu bir psikologla konuşmalı mıyım neler yapabilirim , sevdiklerime karşı aşırı ilgili ve korumacı bir tavrım var sanırım, özellikle de eşime bunu nasıl bırakabilirim? Bu arada huzursuz mutsuz bir ailede büyüdüm, anne baba sevgisi pek görmedim, hep hayalim huzurlu bir yuvaydı, bu yüzden belki de eşime bu kadar sarıldım...
İyi ki varsınız, yorumlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim...
Anladigim kadariyla cok farkli karakterlerdensiniz.keske benim eşimde böyle olsa.evde oturmayi ev hayatini seviyor.bende tam tersiyim.ama idare ediyoruz birbirimizi.
Eşin baska sen baska siz bu kadar baskalıkla nasıl evlendiniz ?
Anladigim kadariyla cok farkli karakterlerdensiniz.keske benim eşimde böyle olsa.evde oturmayi ev hayatini seviyor.bende tam tersiyim.ama idare ediyoruz birbirimizi.
Kendinizden fazla baskasini nasil sevebiliyorsunuz?
Bence eşin de psikologa gitmeli.
Çünkü mutlu olmayı ve mutlu etmeyi bilmiyor. Muhtemelen mutsuz ve umarsız bir evde büyüdüğü için böyle.
O zaman birbirinizi farklılıklarla kabul edeceksiniz Şekerim :))Ahhahaa sorma zıtlar birbirini çekiyor sanırım :) Genel olarak bakınca çok benzer huylarımız da var, çok zıt huylarımız da. İyi niyetimiz, dürüstlüğümüz, bakış açılarımız aynıdır. Ama bu kısma gelince zıt düşüyoruz bazen, ben dönemsel olarak içime kapanıyorum çünkü, eşimde de var içine kapanma ama o dışarı çıkar insanlara kendini kapatmaz.
sizi cok iyi anliyorum . cunku ben de ayni sizin gibiyim . cok merak ettim , sizin de burcunuz ve ya yukseleniniz Yengec mi ?
ben yengec burcuyum ve bu bahsettiginiz olay aynen bende de var malesef
esiniz de kova gibime geliyor , esime benzettim davranislarini aynen
biz de yeni evliyiz ve bu konu da bizim icin de sorun oluyor
bazen benim onu sevdigim kadar sevilmedigimi dusunduruyor ama herkesin karakteri baska ve oldugu gibi kabullenmeliyiz
ve en onemlisi once kendimizi sevmeyi ve dusunmeyi ogrenmeliyiz
O zaman birbirinizi farklılıklarla kabul edeceksiniz Şekerim :))
Enerjisi yüksek, gezmeyi seven bir insanı evde mutlu edemezsiniz.
Ben de aslan burcuyum ve gerçekten yorulmak bilmem iş gezmeye gelince.
Haa yemek yapmaya üşenirim, temizliği ertelerim.
Ama bana gezmek de, hele de içi dolu güzel bir gezmek olsun yorgunluğa rağmen zıplarım.
Eşim de tam tersi ev, kanepe, yatsın tvye baksın nette takılsın.
Evet çocuksuz olanlar için çok daha sıkıcı bu hayat.
Esas gezmek çocuksuz çiftlerin daha çok yapması gereken bir şey çünkü tam zamanı.
Hava soğuk, hasta olurları yok, bugün mızmız durmazı yok, kime bıraksak bakacak kimse yok gibi
dertler yokken gezmenin tam sırası..
En azından haftada 2 dışarda olmak isterim ama işte bana keyif veren adama eziyet olunca anlamı yok..
Aslinda orta yol bulmak deilde idare ediyoruz diyelim.Bir de siz nasıl çözüm buldunuz?Dinlemek isterim, eşim orta yol bulalım diyor.
Ben eşinize biraz hak verdim. Hepimizin evliliği bir süre sonra monotonlaşıyor ama kendimizi eşimize adarsak ya da karşı taraf bunu beklerse içinden çıkılmaz bir hal alır. Eşlerin ayrı ayrı sosyal hayatları, ilgi alanları, hobileri olmalı ve ayrı zaman geçirebilmeliler. Bundan kastım tamamen ayrı hayatlar yaşamak değil, haftada bir bilemediniz 2 akşam kendine özel zaman ayırmak. Sadece eşle zaman geçirmek, sadece eşle sosyalleşmek bir yerden sonra bunaltır insanı bence.
Siz niye sosyal hayatınızı sildiniz evlenince mesela? Adam kendine özel zaman yaratmayı daha çok çalışarak çözmüş bir şekilde. Daha iyi zaman geçirme yolu bulursa vazgeçer. Evde oturup eşinizin gelmesini bekleyeceğinize siz neden arkadaşlarınızla ailenizle plan yapmıyorsunuz mesela?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?