dini paylaşım alanı

verimli rutinim:

haftasonu
2sayfa Kur an ım okundu..
namazlarımı eda ettim..bin şükür.
kaza namazı kıldım 2tane..
Aöf çalıştım.( ama ilerletmem gerek-sınava az kaldı konular bitip soru çözmeliyim)bu akşam sağlam 2saat çalışmalıyım..
oğlumla bol bol oyun ve kitap okuma..
 
Son düzenleme:
benim de borcum var oruç anlamında..
emzirmeyi bırakınca başlayacağım inşaallah..
Ben şöyle yapmıştım dikkate değer bulursan diye paylaşmak istiyorum:
İki çocuğumda da tam iki Ramazan tutamadım biri doğumuma az kalmıştı ve çok sıcaktı, diğerinde lohusaydım.
Çocuklar ek gıdaya geçtikleri andan itibaren pazartesi-perşembe orucuna başladım. Bu şekilde ayda ortalama 6 gün oruç tutmuş oluyordum. Ama genelde firelerle 5 oluyordu:) dolayısıyla bir Ramazanlık borç 6-7 ay gibi bir sürede bitiyordu.
Bu şekilde zorlanmadan borçlarımı Ödemiş oluyordum. ama bundan öte çok önemli bir şey fark ettim. O yılki Ramazan oruçlarımda hiçbir şekilde güçlük yaşamadım. Bünyem zaten oruca alışmıştı ve dahası günler uzarken yavaş yavaş bu uzun günlere de alışıyordum.
Her Ramazan fark ederim ki ilk bir hafta ha alıştık ha alışıyoruz diyerek geçiyor. Yok acıkmadım ama susadım yok uykusuzluk mahvediyor vs vs. O kadar mübarek bir zaman dilimi bu şekilde heba ediliyor resmen.

Sonra karar aldım borç olmasa da bu düzene devam edeyim diye ama olmadı tabii:)
 
Bismillahirrahmânirrahîm ﴾1﴿ Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. ﴾2-4﴿ (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. ﴾5﴿ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. ﴾6-7﴿

Hoş geldin, sefa geldin ey sabah ve ey yeni gün.
Merhaba ey vakit,ey mutlu saat ve ey mutlu gün.
Zaman sana geniş ve mutlu olsun ey yoluna revan yolcu
 
arkadaşlar oğlum hastalandı.ateş ağzında aft halsizlik ve hiç bi şey yememe gibi problemlerle karşı karşıyayız..
Rabb im şifa ismi hürmetine şifa sağlık versin inşaallah..cümle kimselere..dualarınızı esirgemeyin inşaallah...
 

ne güzel yapmışsın..maşaallah..
güzel ve kolay bir uygulama..deneyebilirim...
 
Allah şifa versin canım
 
Çok geçmiş olsun canim.
Inşallah el ağız hastalığı değildir, belirtiler yakın ona
 
onu naısl anlıyoruz ki?
doktor öyle bi şey demedi..
kanında enfeksiyon biraz yüksekmiş..
bu arada seni gördüğüme çok sevindim..nasılsın sen ne yaparsın:
Olsa dr farkederedi o zaman canim
Tekrar geçmiş olsun
Iyiyim çok şükür bu sene de kpss ye çalışıyorum.
Kızım3 yaşına girdi, onu k rese gönderip ben ders çalışıyorum son kez, bunda olur artık inşallah.
Sen nasılsın senin minik ne kadarlık oldu ?
 
5 sayfa kuranımı okudum. Artık oturttum inşallah, bildirimde bulunmama gerek kalmadı diye düşünüyorum. Allah razı olsun senden Sahihuban gerçekten teşvik etme anlamında buranın bana çok faydası oldu. Sağol.
 
Vay 3 yaşına mı geldi kuzuuuu
Hay maşallah
Allah kolaylık versin canım iniaallah hayırla olur Ataman.Allah ım emeğini boşa çıkarmasın inşaalalh...
Çok özlemişim seni sohbetini çok sevindim yazmana kardeşimmmm
 


Kardeşim Allah senden de razı olsun..çok sevindim daim olsun inşaalalh ..
Ama senin içinde gönlünde var güzellik..hem ayrıca yazıların inanılmaz okunası.. diğer topiklerde de takip ediyorum
 
Kardeşim Allah senden de razı olsun..çok sevindim daim olsun inşaalalh ..
Ama senin içinde gönlünde var güzellik..hem ayrıca yazıların inanılmaz okunası.. diğer topiklerde de takip ediyorum
Çok teşekkür ederim. Kalpten kalbe yol kurulunca böyle güzel görüyor insan, Allah razı olsun.
 
Bir Günün Muhâsebesi/Bu Gün Allah İçin Ne Yaptın?

BİR günün kapanışı, bir haftanın bitişi, bir ayın başı veya yeni bir yılın arifesi insanlar için çeşitli seviyelerde muhasebe vakitlerini teşkil eder.
Her günün sonunda bir esnaf kasasını ve defterini kontrol ederek satışını, kâr ve zararını hesaplar. Aybaşı bilhassa memur ve işçiler için borcunu ve masraflarını hesaplama vaktidir. Yıl sonuna doğru ise, bütün ticaret ehli hummalı bir faaliyet içine girer, gelir ve giderlerini hesaplar, kâr ve zararını ölçer, yeni yıl için planlar kurup kendilerini geleceğe hazırlar.
Maddi hayatımızın muhasebesini bu kadar ince teferruatıyla ve titizlikle yapan bizler, acaba manevi muhâsebemizde de aynı hassasiyeti gösteriyor muyuz? Ömür sermayemizi yerli yerince kullanabiliyor muyuz? Çünkü Yüce Rabbimiz değişik ayet-i kerimelerde şöyle buyuruyor:
“Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.” (Hicr Sûresi/92-93)
“(Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir şey gizli kalmaz. Kitabı sağ tarafından verilen, ‘Alın, kitabı okuyun; doğrusu ben hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum’ der.
Kitabı sol tarafından verilene gelince: O, ‘keşke der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu hiç bilmeseydim!’

Misak Dergisi
 
Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi! Malım bana hiç fayda sağlamadı, saltanatım da benden (koptu) yok olup gitti’ der.” (Hâkka Sûresi/18-19)“Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Herkes yarın için ne yaptığına, ne hazırladığına baksın.” (Haşr Sûresi /18)
Müfessirler, bu ayeti izah ederken herkesin yarın ve kıyamet günü için ne yaptığını muhasebe etmesi, hesaba çekilmeden önce kendi kendini hesaba çekmesi gerektiğini söylerler.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de şöyle buyurup uyarmıştır:
“Siz hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” (Tirmizi, Kıyame, 25)
Hz. Ömer (r.a.) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekiniz. (Amelleriniz) tartılmadan önce, kendi amellerinizi tartınız. (Hesaba çekilmek üzere kıyamet günündeki) en büyük arz (huzura alma) için; (gerekli) güzel hazırlıklarınızı yapınız...” (İbn-i Ebi Şeybe, Musannef, 7/96)
İnsan bütün yaptıklarının sonucunu görecek, karşılığını bulacaktır. İnsan başıboş değildir. Yaptıkları karşılıksız kalamaz. Ömür defterinin her sayfasının hesabını büyük mahkemede verecektir.
Dikkatleri insanın yaratılış gayesinden uzaklaştıran sebeplerin istila ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Günlük hayat meşgaleleri, iş münasebetleri, çoluk çocuğun geçimi zaten fazlasıyla zihinleri meşgul ediyor. Bu zaruri meşguliyetlerin dışında insanlar, medyanın da teşvikiyle, kendileriyle çoğu zaman hiçbir alakası bulunmayan meselelerle uğraşıyorlar, lüzumsuz, faydasız şeylerle vakit öldürüyorlar. Hâlbuki ömür sermayesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur. Hem ebedi hayat da burada kazanılacaktır. Öyleyse ne yapılmalıdır? İşte cevabı şu hadistedir:
“Akıllı kimse nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de nefsine uyup hevasının peşine takılan ve (sebeplerini işlemediği halde) Allah’tan (cennet) temennisinde bulunan kimsedir.” (Tirmizi, Kıyame, 25; İbn-i Mace, Zühd, 31; Ahmed, Müsned, 4/124)
Peki, nefis muhasebesi nasıl yapılmalıdır? Bunu da İbni Arabi’den öğrenelim: Büyüklerimiz, konuştuklarını ve yaptıklarını bir deftere yazarak, yatsıdan sonra kendilerini muhasebeden geçirirlerdi. Deftere bakıp kendilerinden sadır olan söz ve fiil hepsini gözden geçirirlerdi. Bunlardan tevbe gerekenler için tevbe, istiğfar gerekenler için istiğfar, şükür gerekenler için de şükrederlerdi. Onlar bu muhasebeyi yaptıktan sonra uyurlardı.
Öyleyse biz de muhasebemizi sağlam tutalım, hesap şuuruna sahip olalım.
Yapabildiklerimizin, yapamadıklarımızın, yapmamamız gerektiği halde yaptıklarımızın muhasebesini yapalım.
 
BU GÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN?
Kişi günlük hayatında kendini nasıl ölçüp tartıp muhasebeye çekmeli?
Kısaca her gün kendimize soralım?
Bu sabah hayat defterini nasıl açtın? Sana yeni bir gün lütfettiğini düşünerek Rabbine şükrettin mi?
Cenabı Hak seni seherde istiğfara davet ederken, sen o vakitte coşup taşan ilahi rahmet ve mağfiretten ne kadar nasiplenebildin?
Seher vakti feyzini bütün güne taşıyabildin mi?
Müezzin “Hayyaalessalah” davetine uyarak kaç vaktini cemaatle kılabildin? Allah yasakladığı halde sende bulunan kötü hal ve tavırlardan vicdanın rahatsızlık duydu mu?
Bu gün dilini boş ve laubali konuşmalardan, yalan ve dedikodudan, gıybet ve münakaşadan ve gönle diken batırmaktan koruyabildin mi?
Bu gün bir aç olanı doyurdun mu?
Bu gün bir gönül kazandın mı?
Bu gün bir hasta ziyaret ettin mi?
Bu gün bir yetimin başını okşadın mı?
Bu gün yaratandan ötürü yaratılanlara, şefkat, merhamet ve muhabbet nazarıyla bakabildin mi?
Bu gün Allah’ın sana ihsan ettiği nimetleri kimlerle ve ne kadar paylaşabildin?
Bu gün bir mümin sevindirmenin kalbî hazzını tadabildin mi?
Bu gün kul hakkına, hatta hayvan hakkına dikkat ettin mi?
Kapındaki aç kalan kedi köpekten mesul olduğunu hiç düşündün mü?
Bu gün hidayete muhtaç insanlara dilinle, halinle ve kalbinle emr-i bil maruf ve nehy-i anil münkerde bulunup hidayetleri için dua ettin mi?
Bu gün tanıdığın tanımadığın herkese Allah için selam verdin mi?
Bu gün annenin, babanın, akrabalarının halini hatırını sorup gönüllerini şâd ettin mi? Eğer onlar ahirete intikal etmişlerse, ruhları için bir Fatiha okuyup onları yâd ettin mi?
Bu gün hiç dost kazanabildin mi?
Bu gün yoldan insanlara eze verecek bir şeyi kaldırabildin mi?
Bu gün aile yuvanı gönül gözüyle seyredip, oranın cennet bahçesi olması gerektiği idrakine vardın mı?
Şayet evinin beyi isen hanımına ve evlatlarına karşı ne kadar müşfik ve merhametli davrandın?
Bu gün sana kötülük yapan sert ve kaba davranan bir kişiyi affedip ona iyilikte bulundun mu?
Abdullah bin Mesud (r.a) der ki:
“Sahabenin biri evine girdiğinde hanımı ona derhal şu iki suali sorardı:
Bu gün Kur’an’dan kaç ayet nazil oldu?
Allah Rasûlünün hadislerinden neler ezberledin?”

Bu gün sana Allah’ın en büyük nimeti olan Kur’an’dan kaç sahife okudun?
Okuduklarının gerekleriyle amel ettin mi?

Bu gün vefat edebileceğini, kefenlenip kabre konulabileceğini, aile fertlerinin seni kabre koyup geri döneceklerini, mezarda sadece iman ve amelinle baş başa kalabileceğini hiç düşündün mü?
Bu gün hayat defterini nasıl açtın, nasıl kapattın? Kiramen kâtibin melekleri oraya neler yazdı? Büyük hesap gününde bu günkü sayfanın hesabını verebilecek misin?
Velhasıl bu gün, daimi bir hayat kasetini doldurmakta olduğun her hal ve hareketinin ilahi bir kamera ile gözlendiğini hiç düşündün mü? Geçirdiğin son yirmi dört saatin muhasebesini yapıp nefsinle hesaplaştın mı?
Yahya bin Muaz ( r.a)’ın şu duası bizlere bütün huşularda örnek olacak gönül hassasiyeti sergilemektedir. “Ey Allah’ım! Geceler ancak sana iltica ve niyazla güzelleşir. Gündüzler ancak senin için yapılacak ibâdet ve salih amellerle güzelleşir. Ölüm sonrası ancak senin affınla güzelleşir.”
Sahi, Hz Ömer ne diyordu: “Bu gün Allah için ne yaptın?”
İşte günün muhasebesi... Bunu yapanın büyük hesap gününde işi kolay olur.
Halil Atalay-Misak Dergisi
(Hanımlar çok beğendim uzun bir yazı o yüzden parçalayıp yapıştırdım )
 
DİNÇLİK ve KUVVET FORMÜLÜ





بسم الله الرحمن الرحيم
Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü'minlere olsun.

Akşam/gece vakti yatağa girdikten sonra uyumadan önce iki avucu birleştirip avucun içine bir ihlâs, bir felak ve bir nâs surelerini okuyup sonra da -Allahu A’lem- rutubetle veya nefesle/havayla bereket ummak için [1] (başka bir ifadeyle; bedene Kur’ân’ın bereketi ulaşsın diye [2]) tükürüksüz veya çok az bir tükürükle beraber [3] avucun içine üfleyip baş ve yüzden başlamak suretiyle ilk olarak bedenin ön tarafından sonra arka tarafından ulaşılabilen yerlere meshetme ve bunu üç defa yapma sünneti dışında âyetu’l-kursiyy’i okumanın ve 33 defa Subhanallah, 33 defa Elhamdulillah ve 34 defa Allah’u Ekber demenin de uykudan önce okunan zikirlerden olduğunu biliyor muydunuz?

Buhari (rahimehullah)’ın rivayet ettiği meşhur ve uzun bir kıssada şeytanın (aleyhi’l-la’ne) Ebu Hureyre (radiyallahu anh)’a şöyle dediği geçmektedir: “Yatağına geldiğin zaman âyetu’l-kursiyy’i oku. Böylelikle sabaha erinceye kadar Allah tarafından daima senin üzerinde bir koruyucu olur ve hiçbir şeytan sana yaklaşamaz.”
Dedi ki: “Size benden istediğiniz (hizmetçi)den daha hayırlısını öğreteyim mi; yatağınıza girdiğiniz zaman 33 defa tesbîh, 33 defa tahmîd ve 34 defa tekbîr edin. Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır.”

Kastalânî (rahimehullah) “İrşâdü’s-Sârî” isimli Buhari şerhinde bu rivayeti şerh ederken İbn Teymiyye (rahimehullah)’ın şöyle dediğini nakletmiştir: “Bu hadiste şu vardır ki; kim uyuyacağı zaman bu zikre devam ederse o’na bitkinlik/yorgunluk/halsizlik isabet etmez. Çünkü Fâtıma, yaptığı işten ötürü hissettiği yorgunluğu şikâyet etmiş, Nebi de O’nu bu zikre yönlendirmişti.” İbnu’l-Kayyim (rahimehullah) şöyle demiştir: “Denildi ki: “Kim bu zikre devam ederse gün içerisinde hizmetçiye ihtiyaç bırakmayacak bir kuvvet bulur.” [4]
Buna göre Allah (celle celaluh), uyumadan önce bu zikri yapmayı adet haline getirmiş kimseye gün içerisinde dinçlik ve kuvvet verir, işlerini kolaylaştırır ve böylelikle bu kimse gününü sinir, stres, depresyon ve iç daralmasından uzak, iç ferahlığıyla, mutlu ve huzurlu bir şekilde geçirir.

Ebu Dâvud’da geçen sahih bir hadisinde Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kim yatağa yatar ve yatağında Allah’ı zikretmezse kıyamet gününde bu durum (yani zikretmemesi) illa ki O’nun için bir eksiklik/kayıp/hüzün sebebi olur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…