dini paylaşım alanı

Günün Hadisi
Allahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım işlerin şerrinden sana sığınırım.

(Muslim, "Zikir", 65, 66 )
 
Günün Duası
Allah’ım! Bütün işlerimin sonucunu güzel eyle, beni dünyada rezil olmaktan ve ahiret azabından koru.

(İbn Hıbban, "Ed’ıye", No: 949;el-Heysemi, "Ed’ıye", 33, No: 17390; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/181
 
kardeşlerim dua edelim birbriimize..

benim belirsiz bir durumdan dolayı içinde bulunduuğum bi stres var..
inşirah ferahlığı diliyorum Allah ım dan ...
 
selamün aleyküm arkadaşlarım

biraz koşuşturmacalı günler geçiriyorum
bikaç hasta işlerim oldu ..

bugün işimdeyim şükür ancak halen yorgunum...
dua eder dua beklerim...
 
OKUMADAN GEÇMEYİN..

Pakistanlı Dr. İşân Hüseyni yaptığı büyük hizmetlerden dolayı ödül almak için uluslararası bir konferansa gidiyordu. Uçağa bindi.
Ancak havada bir arıza olmuş ve yıldırım çarpması sonucu uçak en yakın havaalanına inmek zorunda kalmıştı.

Bir sonraki uçak 16 saat sonra kalkacaktı. Sinirlendi ve "O toplantıya muhakkak yetişmem lazım. 16 saat bekleyemem" diye bağırdı.
Görevliler gideceği şehrin 6 saat uzaklıkta olduğunu ve isterse araba kiralayarak gidebileceğini söylediler.

Acele yola çıktı ama aksilik bu sefer de yolda şiddetli yağmurdan göz gözü görmez olmuş ve selden dolayı araç gidemez olmuştu.
Yol kenarında eski bir evin kapısını çalıp hızla içeri girdi. Yaşlı bir kadın içeride oturuyordu. Süratle ona "Telefonu verir misin telefon etmem lazım" dediğinde kadın tebessüm ederek dedi ki: "Görmüyor musun evladım ne telefonu. Burada ne telefon ne de elektrik var. Geç az dinlen, yemek ye, çay iç sonra düşünürsün bu işleri"

Adam çaresiz az ısınarak yemek yedi ve çayını yudumlarken yaşlı kadın namaz kılıp uzun uzun dualar etti.

Dikkatle baktığında kadının bir beşiği salladığını ve beşikte çok küçük bir bebeğin hareketsiz durduğunu gördü.
"Kimin bu bebek anacığım? Hayırdır bu kadar uzun ağlayarak dua ettin"

Yaşlı kadın:
"Hem annesi hem de babasından yetim olan torunumdur. Ağır hastalığı var. Bölgedeki hiçbir doktor çaresini bulamadı. İşan Hüseyni adlı bir doktor var. Çaresi ondadır dediler. Ancak çok uzakta olduğundan birkaç gündür Allah'a dua ediyorum ki Allah bu bebeğin işini kolaylaştırsın.

- Doktor Hüseyni ağlayarak dedi ki "Kalk anacığım. Allah senin duanı kabul etti. Senin duan yıldırımlar çaktırıp uçağı yere indirdi. Seller akıttı ve sonunda beni size ulaştırdı. Dr. İşan Hüseyni benim.
Allahın kullarına böylece isteğini ulaştıracağına kalpten iman ettim. Bütün yollar kapanınca yeri göğü yaratana sığın. Onun iltiması dua"
 

inanılmaz etkilendim..
tüm hücrelerime kadar...
 
Bismillahirrahmânirrahîm ﴾1﴿ Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. ﴾2-4﴿ (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. ﴾5﴿ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. ﴾6-7﴿

Hoş geldin, sefa geldin ey sabah ve ey yeni gün.
Merhaba ey vakit,ey mutlu saat ve ey mutlu gün.
Zaman sana geniş ve mutlu olsun ey yoluna revan yolcu
 
Günün Ayeti
Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır.

(Câsiye, 45/5)
 
Günün Hadisi
Allahın adıyla Onun adıyla (hareket edildiğinde) yerde ve gökte hiçbir şeyin zararı dokunmaz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

(Al-Tirmidhi, "De'avât",13 )
 
Günün Duası
Allah’ım! Gizli olarak işlediğim günahlarımı, açıktan işlediğim günahlarımı, hatâen işlediğim ve bilerek yaptığım günahlarımı, bildiğim ve bilmediğim bütün günahlarımı bağışla.

(Hâkim, "De’avât", No: 1880; İbn Ebî Şeybe, "Dua", 15,No: 29228)
 
beklediklerim sonuca erdi bin şükür..
tahmin edemediğimiz bir sonuç olsa da hayırlısının bu olduğuna inanıyorum ..

şimdi yeniden toparlanma vakti..
eşimle oturup konuştuk ''bu hayatın neresindeyiz; müslüman olarak ne kadar yaşıyoruz, yapmamız gerekenler neler,manevi ve maddi doyuma nasıl ulaşabiliriz..,gelişmek geliştirmek için neler yapmalıyız?
gibi sorular üzerine düşündük taşındık...

ve ilk iş olarak -namaz -Kuran okuma -tefsir okuma - tasarruf etme-sadeleşme-kitap okuma gibi konular üzerine düşündük araştırdık..

kaza namazı kılarak ve Kur an okumayla başladık bin şükür..
huzurumu anlatamam....
sabah erkenden uyandık sabah namazını nasip etti Rabb im..
ardından kahvaltı hazırlama esnasında radyodan hadisler dinledik,(bilmeden öğrenme olsun diye sürekli arka fonda açık olması öğretici oluyor)oğlumu banyo yaptırma kahvaltı ,günün yemeğini yapma,sonrası hazırlık ve iş..
bin şükür cümlemizin Yaratıcısı Allah a bin şükür...
 
Bismillahirrahmânirrahîm ﴾1﴿ Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza gününün (ahiret gününün) maliki Allah'a mahsustur. ﴾2-4﴿ (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. ﴾5﴿ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. ﴾6-7﴿

Hoş geldin, sefa geldin ey sabah ve ey yeni gün.
Merhaba ey vakit,ey mutlu saat ve ey mutlu gün.
Zaman sana geniş ve mutlu olsun ey yoluna revan yolcu
 
Günün Ayeti
Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’a döndürüleceksiniz de, o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.

(Cuma, 62/8)
 
Günün Duası
Allah’ım! Günahlarımızı, yaptığımız haksızlıkları, saçmalıklarımızı, bilerek ve ciddi olarak yaptıklarımızıbağışla, bunların hepsi bizde mevcuttur.

(Hâkim, "De’avât",No:1916)
 
birikime devaö inşaallah...
dikaktli harcamak gerek..
bu ay 5bin tl harcamamak üzere ayıırmak isiyorum
 
"
OKUMAYAN GERÇEKTEN PİŞMAN OLUR

Sultan Abdülmecid zamanında adamcağızın birisinin büyük miktarda borcu varmış. Elini neye atsa ters gidiyor. Zeyrek civarında, evine yakın bir dergaha gitmiş. Namazdan sonra Şeyh efendi, bu yabancıyı yanına çağırmış ve halini sormuş. O da:
"Efendi hazretleri, gırtlağa kadar borç içindeyim, neye elimi atsam kuruyor. Ne olur himmet!" demiş. Şeyh efendi:
"Evladım, sabah namazını 40 gün Yenicami'de kıl. Camiye gidip gelirken de 1000 adet istiğfar oku. Göreceksin, kırkıncı gün ne sıkıntın kalacak ne bir şey..."
Adam ertesi sabah başlamış. Tam 39 gün sabah erkenden Yenicami'ye namaza gitmiş. Kırkıncı gün sabah ezanı okunurken uyanmış, fakat Yenicami'ye nasıl yetişecek? "Eyvah. Bunu da mı berceremeyeceğim?" telaşıyla fırlamış. Abdest alıp, giyinip sokağa fırlamış. Koşturmaca esnasında biriyle çarpışmış. Başındaki fesi de yere düşmüş. Adamın gözü bir şeyi gördüğü yok. Karanlıkta kapmış yerden fesi, koşuşturmuş camiye. Ucu ucuna yetişmiş. Namazdan sonra da heyecanla, aşr-i şerifi de beklemeden çıkmış avluya. Kapı önüne oturmuş. Kendine kendine:
"40 namazı tamamladık. Bakalım denilen olacak ve ben rahatlayacak mıyım?" diye düşünmeye başlamış. Bir de ne görsün. Camiden çıkan insanlar büyük bir memnuniyet ifadesiyle bu adamcağızın önüne çil çil altınlar atmaya başlamazlar mı? Adam şaşkın. Altınları toplamış, saymış, tam borcuna yete cek kadar çıkmış. Kalkmaya hazırlanırken müezzin sokulmuş:
"Allah Müslümanlığını kabul etsin. Hak Dini seçmişsin. Sünnetliğini de topladın. Ancak bundan sonra bu başındakiyle namaza gelme. Başına fes giy" demiş. Adamcağız elini başına atmış ki... Bir de ne görsün? Başında papaz külahı.
Meğer namaza koştururken çarptığı bir papazmış. O esnada ikisinin de başındaki düşmüş. Bizimki kırkıncı sabahın hayaliyle acele edip, yerden eline geçirdiği papazın külahını kapmış yerden. Cami cemaati de, o adamcağızın başına bakıp bir papazın Müslüman olduğunu sanmışlar. O devirde adet, yeni müslüman olanlara teşvik için altın verilir ve buna "sünnet akçesi" denilirmis.
 
AZLARDAN EYLE!..

Hazret-i Ömer r.a bir mü’mine rastlamıştı ki o devamlı:

“–Allâh’ım, beni azlardan eyle!” diye duâ ediyordu.

Hazret-i Ömer r.a o zatın bu duâ ile neyi kasdettiğini anlayamamıştı.

“–Niçin böyle duâ ediyorsun?” diye sordu. O mü’min, şu cevâbı verdi:

“–Allah Teâlâ; «...Kullarımdan şükreden pek azdır.» (Sebe, 13) buyuruyor. Ben de o mes’ûd azınlıktan olmayı talep ediyorum.” dedi.

Bu güzel düşünce karşısında hayran kalan Hazret-i Ömer r.a

“–Yazık bana, herkes Ömer’den daha akıllı ve bilgili!” diye hayıflandı. (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VII, 81)
 
Cuma namazındaydık. Sağ tarafımda yaşlı bir adam, onun sağında ise tek kişilik boş yer vardı.

Yaşlı adam, farza kalkarken arkaya döndü ve boşluğun gerisinde duran 13 14 yaşlarındaki gence:

Saf'ı doldur evlad, dedi. Gel yanıma. Çocuk, mahçup bir ifadeyle:

Mümkünse burada kılmak istiyorum, diye kekeledi. Oraya başkası geçebilir.

Yaşlı adam, çocuğun üzerinde bulunduğu uzun tüylü yeşil halıyı göstererek:

Ne o dedi. Yoksa orası daha yumuşak diye mi gelmiyorsun? Ve öfkeyle devam etti: Anne kuzusu ne olacak...

Namaz bittiğinde, yaşlı adamın Cuma'sını tebrik ettim. Arkadaki genç de gelerek onun elini öptü.

Adam, söylediklerine çoktan pişman olmuştu. Delikanlının nurlu yanaklarını okşarken:

Sana "anne kuzusu" dediğim için kusura bakma yavrum dedi.Bir anda ağzımdan kaçtı işte...

Çocuğun gözleri dolu doluydu. Başını yere eğerken: Söylediklerinizde haklısınız efendim, dedi.

Üzerinde namaz kılmak için ısrar ettiğim halı, vefat ettiğinde annemin tabutuna örtülmüştü.

Orada secdeye kapandığımda, sanki beni kucaklamış gibi oluyor da..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…