4 - Endişeye Gerek Yok!
Hemen hemen her çocuk, hareketlidir, yerinde duramaz, çok oynar,
Taklitçidir, hoşlandığı işin ehli olmak ister,
İnattır, yarışçıdır,
Bakar kördür, çabuk kızar-küser, çabuk barışır,
Çok soru sorar, lüzumsuzu sorar, lüzumluyu sormaz,
Yersiz hayaller kurar,
Bozup sökmekten hoşlanır.
Çocukta görülen bu olumsuzluklara karşı, ‘Ne kadar da yaramaz!’ diyecek yerde, şimdi yapmazsa ne zaman yapacak ki?’ diye düşünmek gerekir.
Ebeveyn, muallim kendi yaşı başına göre düşünmemelidir. Çocuğun yaşına ve şartlarına göre düşünmeye çalışmadır. Yaramazlık, haşarılık kötülük değildir.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki:
“Çocuğun küçükken yaptığı yaramazlık, büyükken aklının artmasıdır.” (Kenzu’l-Ummal, 30747)
Çocuk yalan söyleyebilir, eşyaya zarar verebilir, inatlaşabilir, olayları ve kendisiyle ilgili kararlan takdir edemeyebilir, bencilleşip sadece kendisini düşünebilir, kardeşleri ne ve yakınlarına düşmanca tavırlar gösterebilir, sabırsızlık tahammülsüzlük gösterebilir, ödevleriyle, dersiyle ilgilenmeyebilir.
Bunların hiçbiri çocuğun işinin bittiğini göstermez. Zaten ebeveynin, eğitimcinin görevi de böyle durumlarda ortaya çıkmaktadır. Çocuğu makine gibi kurup, her sabah kalkarak, kendisine verilen talimatları yapmasını bekleyemeyiz. Böyle bir görev, tenekeden, vidalardan ve kablolardan oluşan bir robottan beklenebilir. Etten ve kemikten oluşan, kendine göre istekleri ve zevkleri bulunan, yorulup bıkan bir insandan robotluk beklemek yanlıştır.