dini paylaşım alanı

7 - Çocuk Kimi Görüyor?


Ders kitaplarında ne yazdığı, babanın ne nasihat ettiği daha sonra gelir. Büyükler gibi çocuklar da gördüklerinin etkisinde kalmaktan kendilerini kurtaramazlar. Bunun için:

a- Ebeveyn ve muallimler çocukların kendilerini izlediklerini bilecekler ve bu izleme sonuçlarının dersten ve sözden daha müessir olabileceğini unutmayacaklardır. Çocuğun kötülüğe bulaşmamasını isteyen, kötülüğü çocuğun gözünden uzak tutmalıdır. İyiliği öğütlemek isteyen de onu gösterecektir.

b- Çocuk, ne kadar sakınılırsa sakınılsın muhakkak kötülükle ve kötülerle göz göze gelecektir. Ebeveyn ve muallim, iyiliği ileri çıkararak, kötülüğün izine karşı iyiliğin izini ortaya çıkarmalıdır.

c- Çocuğun ömür boyu unutamayacağı izler bırakacak ilişkiler de çok önemlidir. Çocuk halinden anlayan, tatlı yüzlü âlimlerin ziyaret edilmesi, onlardan çocuğun ilgi görmesi, yaşına uygun nasihatler dinlemesi, kitaplardan daha etkili bir eğitim metodudur.

Çocuk ebeveyninden duyduğu sözlere güvenmelidir. Bu da ebeveyninin ona hiç yalan söylememiş olmasıyla mümkün olur. Mesela; ‘inşaallah’ sözünü, baştan savmak için söylememelidir.

Abdullah bin Amir diyor ki:

Bir gün annem beni çağırdı. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de evimizde oturuyordu. ‘Gel sana bir şey vereyim.’ dedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem anneme dedi ki: ‘Ne verecektin ona?’ O da: ‘Hurma verecektim.’ dedi. Bunun üzerine Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: ‘Ona bir şey vermeseydin, bu sana bir yalan olarak yazılacaktı.’ (Ebu Davrd, 4339)

Yine buyurdu ki:

“Çocuğa ‘Gel al!’ deyip de ona bir şey vermeyenin sözü yalandır.” (Ahmed, 9460)

İmam Şafii rahmetullahi aleyh, Harun Reşid’in çocuklarını okutmakla görevlendirilen Ebu Abdussamed’e şöyle nasihat etmişti:

“Çocuklardan önce sen kendini düzelt. Onların gözü senin gözüne kilitlenmiş durumdadır. Onlara göre güzel, senin güzel dediğin; çirkin de senin çirkin dediğindir.”
 
8 - Uyku Çocuğu Uyutur(!)


Düzenli uyku alışkanlığı çocuk için taharet alışkanlığı kadar önemlidir. Geceyle gündüzün birbirinden kopardığı hayat düzeni başarısızdır. Çocukların ders çalışmalarındaki başarılarını artıran, akıl ve zekalarını daha verimli kullanmalarını destekleyen unsurlardan biri de uykudur.

Geç uyumanın veya başsız dipsiz uyumanın en doğal sonucu, günü uyurgezer geçirmektir. Çocukların uyku düzenine sahip olmaları, namaz ibadetine daha kolay alışmalarını ve sabah namazlarını rahat kılmalarını sağlayacaktır. Çalışmaları gereken dersler açısından da uyku, oldukça yüksek oranda kavrama seviyesi kazandırır. Aile gerekiyorsa, sosyal ilişkilerini çocukların uyuma düzeninin de hesaba alındığı bir programa göre yapmalıdır. Çocuklar:

a- Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya alışmalıdırlar.

b- Uyudukları uyku miktarı yaşlarıyla uyumlu olarak aynı olmalıdır.

c- İdeal uyku zamanı yatsı namazından sonra başlayıp sabah namazına kadar süren vakittir. Bu unutulmamalıdır.

d- Yemekle uyku arasındaki denge iyi kurulmalıdır.

e- Bu uyku düzeni için, gerektiğinde aile fedakarlıktan kaçınmamalıdır.

9 – Mukaddesatı Koru!

Ebeveyn ve muallimler, çocuğun mukaddesata ait bilgilerinin taze kalmasına özen göstermelidirler. Bunun için:

a- Küçük yaşlardan itibaren, Farz. Haram, Vacip, Mekruh, Sünnet, Helal. Haram gibi kavramlar, çocuk içeriğini anlasa da anlamasa da sık sık kullanılmalıdır. Caizdir, caiz değildir denmelidir. Ümmet olmayı, tevhit ehli olmayı yansıtan ifadeler tekrarlanmalıdır. Baliğe olduğunda bir kız çocuğuna tesetttürün izah edilmesi bu mantıkla çok daha kolay olur.

b- Namaz ve Kur’an tilaveti gibi ibadetlerde büyük bir saygı içinde olduğumuzu çocuk anlamalıdır. Üç yaşındaki bir çocuk, namaza durduğunda annesi ile konuşulmayacağını anlamış olmalıdır. Kur’an okurken babasıyla konuşmaması gerektiğini, uyarmaya gerek kalmadan anlayacak hale gelmelidir.

c- Allah, Peygamber, Din, Mü’min, Kafir, Cemaat, Kabe, Medine, Hicret, Sahabi, Muhacir, Ensar, Alim, Fakih, Müctehit… gibi kavramlar on yaşına geldiğin- de çocuğun şöyle böyle ne anlamda kullanıldığını bildiği kavramlar olmalıdır.

d- Çocuk mukaddesatı kullanmaya kalkarsa bunu da fırsat bilmek durumundayız.

Mesela,

Cezalandırılacağını anladığı bir iş yaptıktan sonra namaza duruyorsa, bu bizim için iyi bir fırsattır. Namaz sayesinde onun cezadan kurtulması, o anda hoş değilse bile namazı bir sığınak olarak bilinmesi açısından önemlidir. Aynı şekilde, ‘Allah aşkına! Allah’ı seviyorsan!’ gibi ifadelere de başvurabilir. Bu çocuk açısından bir hiledir. Ancak biz bunu bir eğitim fırsatı olarak kullanmalıyız. Çocuk, kurtulmak için Mushaf’ı eline alabilir. Bu da bizim için bir fırsat olmalıdır. Cezadan kurtulmak için namaza sığınan bir çocuğu, ‘Bir de abdestsiz namaza duruyorsun ha!’ gibi bir ikazla çekip alan veli yanlış yapmaktadır.
 
10 – Ölçülü Olmak Şart


Her istediğine ulaşan bir çocuk, adamlık yolu tıkatılmış çocuktur. Çocuk her şeyi isteyebilir. Hak ettiği kadar ve gereği kadar ulaşabilmelidir. Sınırsız harçlık, açık büfe türü sofralar, eskisin eskimesin sürekli yenilenen kıyafetler çocuk için zarardır. Merhametten mazarrat doğurtmamak lazım. Hele hele başkalarının giydiğine bakarak çocuklan giydirip kuşandırmak hatadır.
 
11- Beddua Etme Sabret!
Çocuğa beddua etmek acizliktir. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki:

“Kendi kendinize beddua etmeyin. Çocuklarınıza beddua etmeyin. Duanın kabul edileceği bir saate rastlarsınız da duanız kabul olur.” (Müslim,5328)

Ders Olarak Hepimize Yeter:

“Ebu Umame radıyallahu anh diyor ki:

“Bir genç Peygamber aleyhisselama geldi ve dedi ki:

– Ya Resulellah. Bana zina etmem için izin ver. Oradakiler gence doğru yönelip onu azarlamaya başladılar. ‘Sus! Sus!’ dediler. Peygamber aleyhisselam:

– Onu bana yaklaştırın, dedi. Genç iyice yaklaşır. Ona:

– Annenin zina etmesi hoşuna gider mi? dedi.

– Asla! Sana kurban olayım ya Resulellah! dedi.

– İşte bak, insanlar da annelerinin böyle bir şey yapmasını istemez. Kızın için böyle bir şeyden hoşlanır mısın? dedi.

– Asla! Sana kurban olayım ya Resulellah! dedi.

– İşte bak, insanlar da kızlarının böyle bir şey yapmasını istemez. Kız kardeşin için hoşlanır mısın? dedi.

– Asla! Sana kurban olayım ya Resulellah! dedi.

– işte bak, insanlar da kız kardeşleri iğin böyle bir şey- den hoşlanmazlar. Halan iğin hoşlanır mısın? dedi.

– Asla! Sana kurban olayım ya Resulellah! dedi.

– işte bak, insanlar da halaları için böyle bir şeyden hoşlanmazlar. Teyzen için hoşlanır mısın? dedi.

– Asla! Sana kurban olayım ya Resulellah! dedi.

– İşte bak, insanlar da teyzesinin böyle bir şeyinden hoşlanmazlar, dedi.

Sonra da elini o gencin elinin üstüne koydu ve şöyle dua etti:

“Allah’ım! Günahını mağfiret et. Kalbini temizle. İffetini koru.”

O genci bir daha böyle bir şeyle ilgilenirken gören olmadı.” (Ahmed,21185)
 
Müslümanların İnternette En Çok Düştüğü Tuzaklar




1. Sanal Âlemin Hesaba Çekileceğini Unutmak




Sayısız çirkinliğin yalnızca bir tık öteye taşınabildiği internet ortamı Müslümanlar için de günahlara külfetsiz girilebilecek bir ortam haline gelmiştir. Bu durumun başlıca sebeplerinden birisi de insanların sanal âlemde yaptıkları yanlışları, girdikleri siteleri “geçmişi” silerek kurtulabileceklerini sanmalarıdır. Kimi kandırıyoruz? Asıl geçmişimizin Hesap günü dürülmek üzere önümüze konacağını bilmiyor muyuz? Sabahtan akşama kadar yaptıklarımızı kaydetmekle yükümlü melekler bize çoktan bir internet defteri açmıştır, değil mi? Şuan ne yapıyor olduğunuz, az önce neleri izliyor olduğunuz veya hepsinin öncesinde neleri keşfetmiş olduğumuzdan hesaba çekileceğiz! İğrençliklerin zirve yaptığı bu sanal âlemlerde gezinirken unutmayın ki karanlık bir gecede siyah taşın üzerindeki karıncayı gözeten bir Rabbimiz var! Eşinizden dostunuzdan sakladığınız geçmişinizi O’ndan nasıl saklayacaksınız?

Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir.

(İnfitar,10)
 
2.İnternette Vaktini Boş İşlerle Geçirmek




“Eyvah, hem gençlik gitti, hem ömür gitti, hem müflis olarak kabre gidiyorum; keşke aklımı başıma alsaydım.”

Risale-i Nur

Müslümanlar neden geri kaldı sorusunun cevabını çok da uzaklarda aramaya gerek yoktur sanırım. İnternet tuzaklardan belki de en tehlikesi.. oyun oynamak, haram ve fuhşiyat içeren filmler izlemek, dünya ve ahirete bir fayda getirmeyecek işler peşinde koşmak.. Vaktin nasıl geçtiğini o an için unuttursalar da iki cihan bir araya gelse artık o kıymetli saatlerinizi bir daha geriye getiremeyecektir. Biraz dikkatli bir gözle baktığımızda tüm medyanın, internet dünyasının insanları buna çekmek için uğraştığını görebiliriz. Ölümün genç yaşlı demeden herkesi alıp gidebildiği, ikinci kez bir imtihan fırsatı verilmeyeceği bu hayatta bir Müslüman nasıl olur da hiçbir şeyi umursamadan boş ve faydasız, hatta birçoğu günaha sürükleyecek sitelerde vakit öldürebilir? Gençlik heyecanını, enerjisini dava şuuruyla daha da arttırabilecekken, öğrenebilecek birçok faydalı ilim varken kendimizi gelip geçici dünyanın gelip geçici eğlencelerine kaptırmayalım..
 
3.Sosyal Medyayı Karşı Cinsle Etkileşime Girmek İçin Kullanmak




Hemen herkesin en az bir sosyal medya hesabına sahip olduğu günümüzde bu yerleri kötü amaçlar için kullanan Müslümanların türediğini görmek ne kadar üzücüdür! Özellikle dini paylaşımların altında dönen dindar profilli kızlar ve erkekler arasında geçen “masum” konuşmalar şeytanın attığı yalnız küçük birer oltadır. Namahrem gerçek hayatta kimse sosyal medyada da namahremdir ve o kişilerle yüz yüze olmamanız takınmanız gereken edep çizgisini aşmayı gerektirmez! Herkesin birer televizyon yıldızı edasında süslediği profil fotoğraflarına bakıp da arkadaşlık istekleri göndermek, tanışma umuduyla özelden mesajlar atmak Müslümanlara yakışmıyor. Sokakta gördüğünüzde bakışımızı indirmemiz gereken namahreme nasıl arkadaşlık isteği gönderebiliriz? Şeytanın bu tuzağına düşmeyin. Hesabınızı kız/erkeklerle iletişime geçmek için kullanmayın. Facebook, Twitter, İnstagram ve diğer hesaplarınızı Kıyamet Günü size fayda getirecek şekilde kullanın, aleyhinize olacak şekilde değil!
 
4. Âlimleri Kolayca Tenkit Etmek




İnternette görmeye alışık olduğumuz manzaralardan biri de, hayatı boyunca ilim tahsil etmiş, bizlerin horul horul uyuyarak geçirdiğimiz geceleri ibadetle ihya etmiş alimlerin, hocaların birtakım “klavye mücahidleri” tarafından “Bu hoca şöyledir..böyledir..şucudur..bucudur..” diyerek hüküm giydirmesidir.

“Hüküm vermekancak Allah’a aittir; kendisinden başkasına değil.”

(Yusuf,40)

Hal böyleyken biz kim oluyoruz da oturduğumuz yerden o insanları tenkit etmeye kalkıyoruz? Herkes haddini, ilmini, konumunu bilip ona göre davranmalı. Özellikle ümmet olarak birbirimize daha çok sahip çıkmamız gereken bir zamanda böylesi eleştirilerle ancak Müslümanların arasını açmanın hesabını Allah’ın soracağını unutmamalıyız. Ben birşeyleri düzeltmek istiyorum diyorsanız da bunu kimseyi rencide etmeden, fitneye sebebiyet vermeden o kişiye özel olarak iletebilir, tavrınızı buna göre takınabilirsiniz.
 
5.Yazı Dilinde Gıybet, Küfür, Hakaret Edilebileceğini Düşünmek




Efendimiz ﷺ ‘in “Buna sahip çık, cennet senindir” dediği dilin karşındakini incitmesi için yerinden kıpırdaması gerekmediğini hepimiz biliyoruz. Dilimizin görevini elimizin ifa ettiği günlerde, “nasılsa direk ağzımdan çıkmıyor” düşüncesine kapılıyor olmalıyız ki, günlük hayatta salihler salihi(!) bir kul iken yazı dilinde Nemrutlaşabiliyoruz. Neden? Çünkü karşıya verdiği etkiyi gözümüzle görmüyor, yaptığımız hasarın bilincine varamıyoruz. Belki de birçoğumuz hayır ben böyle yapmıyorum şeklinde düşünebilir, ancak inanın bu saydıklarımızı “eleştiri” adı altında o kadar çok yapıyoruz ki… Bir şeylere çok kızmış olabiliriz, çok yanlış bulduğumuz şeyler olabilir; bunu mümkün mertebe karşıdakini incitmeyecek şekilde dile getirmeye çalışamaz mıyız? Hayvanları dahi incitmemek için uğraşan bir Peygamberin ümmetiyken, mümin bir kalbi kırmanın Kabe’yi yıkmaktan daha kötü gören bir dine inanıyorken elimizden çıkanlarla bu nimeti kirletmeyelim..
 
6.Uygunsuz Fotoğraflar Paylaşmak




İnternet âleminde Müslümanların kapıldığı bir başka akım da ne olduğuna, nereye gittiğine dikkat etmeden fotoğraflar paylaşmaktır. Özellikle hanımlar, hangi kötü kimselerin eline geçebileceğini düşünmeden fotoğraf koymalarını meşru bir sebebe sığdırabilirler mi? Cenazesini dahi karanlıkta gömülmesini isteyen Fatıma annemiz (radıyallahu anha) bugün ümmetin genç kızlarının beğeni toplamak amacıyla paylaştığı pozları görseydi ne derdi? Kızlar! Önünüzde iffetini örnek alabileceğiniz birçok hanım Sahabeler varken, çirkin düşünceli erkeklere kendini beğendirme amaçlı resimler sergilemekten vazgeçin. Yalnızca kızlar değil, erkekler de bu konuda paylaştığı fotoğraflara dikkat etmeli, ego kabartmak, kendini beğendirmek için karşı cinsin dikkatini çekecek fotoğraflar paylaşmaktan uzak durmalıdır. Yüzümüzün değil bir de ruhumuzun fotoğrafı çekilseydi paylaşmaya ne kadar heveslenirdik, bir de bunu düşünün..
 
7.Haram Görüntüler İzlemek





Her yanımızı kuşatmış açık saçık kadın fotoğraflarıyla Müslümanlar olarak çetin bir imtihan vermekteyiz. Ancak yine kimse görmüyor düşüncesiyle girdiğimiz siteleri, izlediğimiz görüntüleri kıyamet günü gözlerimiz haber verecek.

O gün ki Allah onları hep diriltecek de bütün yaptıklarını kendilerine haber verecek, Allah onu bir bir saymış onlarsa onu unutmuşlardır, Allah her şeye şahiddir.

(Mücadele, 6)

Rabbimiz’in helal dairesi herşeye yetecek kadar geniştir, haramda zevk aramaya çalışan bizleriz. Bu tarz görüntülerin insanların içine işleyerek ahlak ve fıtratımızı bozduğunu görmek için etrafımızda gelişen olaylara bakmamız yeterlidir. Kendimizi, ailemizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı bu tehlikelerden korumalı ve uzak tutmaya çalışmalıyız. Yine boş kalmaktan, meşguliyetsizlikten doğacak bu felaketi önlemek için mümkün olabildiğince cemaat içinde kalmalı, salih arkadaşlarla beraber bulunmalıyız.

Allah bütün Müslümanları internet aleminin tuzaklarından ve tehlikelerinden muhafaza eylesin. Âmin.
 
Günlük Yapılabilecek 8 Faziletli Zikir



Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde mealen şöyle buyurmuştur: “… Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur (Allah’ı anmakla sükûnet bulur).” (Ra’d, 13/28)

Bir başka Ayet-i Kerime’de Rabbimiz mealen: “Öyleyse siz Beni zikredin ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.” (Bakara, 2/152) buyurmuştur.

Bu yazımızda inşaallah yapması günlük belki yarım saatimizi alacak ama ebedi ahiret yurdu için bize çok faydalar sağlayacak bazı faziletli zikirleri yazacağız. Unutmayalım dünya pazarına bir kez geliniyor alabildiğimizi alıp ahirete götürmek için tek şansımız var.



1. Bismillahi Subhanallahi ve Bihamdihi
Ebu’d-Derdâ radıyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sizin biriniz her gün sabahladığında Allah için bin hasene (sevap) işlemeyi terketmesin, her kim sabahladığında yüz kere: ‘Bismillahi sübhanallahi ve bihamdihi (Allah’ın ismiyle başlayıp, Allah’ı tesbih ederim ve ona hamd ederim.)’ derse, bu bin hasenedir ki, inşaAllah o gün o kadar (bin tane) günah işleyemez. Bundan başka işlediği hayırlar da bol bol kendisine kalır.”
Kaynak: İmam Ahmed; Heysemî, Mecme’u’z-Zevâid:10/116



2. Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Kim, ‘Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu’l mülkü ve lehu’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr.’ duasını bir günde yüz kere söylerse, kendisine on köle âzad etmiş gibi sevab verilir, ayrıca lehine yüz sevab yazılır ve yüz günahı da silinir. Bu, ayrıca üç gün akşama kadar onu şeytana karşı muhafaza eder. Bundan daha fazlasını okumayan hiçbir kimse, o adamınkinden daha efdal bir amel de getiremez. Kim de bir günde yüz kere”Sübhânallahi ve bihamdihi” derse hataları dökülür, hatta denizin köpüğü kadar (çok) olsa bile.”

Kaynak: Buhârî, Daavât 54, Bed’ü’l-Halk 11



3. Lâ ilâhe illallâhu'l Melikül Hakkul Mübin


Hazreti Ali radıyallahu anh’tan rivayet edildiğine göre, Rasulullah aleyhissalatü vesselam Efendimiz Hazretleri şöyle buyurmuştur: “Her kim günde yüz kere ‘Lâ ilâhe illallâhu’l Melikül Hakkul Mübin’ derse, bu zikir kendisi için fakirlikten kurtuluş, kabir yalnızlığında yoldaş olur. Bununla zenginliği celbeder ve cennetin kapısını çalar.”
Kaynak: Şirazi; Hatib; Deylemi.



4. Lâ ilâhe illallah
Ebu’d-Derda radıyallahu anh‘tan rivayetle Rasulullah Sallallahu Teala Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri şöyle buyurdu: “ Her kim yüz kere ‘Lâ ilâhe illallah’ derse, Allah(u Teala) onun yüzünü kıyamet gününde ayın ondördü gibi parlatır ve onu dediği günde, onun kadar veya ondan fazla diyenden başka, ondan daha üstün bir amel hiçbir kimse için yükseltilmez.”
Kaynak: Taberani, Terğibu Terhib 2/449



5. Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh
Esed İbni Veda’a radıyallahu anh’dan rivayetle, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurdular: “Her kim, her gün, yüz kere: ‘Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh’ derse, fakirlik, ebediyyen ona isabet etmez.”

Kaynak: İbni Ebi’d Dünya, Terğib 2/449



6. Sübhânallahi ve bi–hamdihî sübhânallahi’l–azîm


Ebû Hüreyre radıyallahu anh‘tan rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dile hafif, mîzana konduğunda ağır gelen ve Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle vardır: Sübhânallahi ve bi–hamdihî sübhânallahi’l–azîm: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Ben Yüce Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tekrar tenzih ederim.”

Kaynak: Buhârî, Daavât 65, Eymân 19, Tevhîd 58.



7- Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber
Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber demek, benim için, üzerine güneş doğan her şeyden daha kıymetlidir.”

Kaynak: Müslim, Zikir 32.



8- Estağfirullah
Estağfirullah diyerek istiğfar etmek sürekli devam etmemiz gereken bir ameldir. Allahu Teala’nın çokça tevbe edenleri sevdiği Bakara Suresi 222. Ayetinde geçmektedir. Ayrıca Rasulullah aleyhissalatü vesselam Efendimiz’in şu Hadis-i Şerifleri vardır:

“İstiğfara devam edeni, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Ummadığı yerden rızıklandırır.”

Kaynak: Nesai
“İstiğfar eden, günde 70 defa aynı günahı işlese ısrar etmiş sayılmaz.”

Kaynak: Tirmizi

“Amel defterinde çok istiğfar bulana müjdeler olsun.”

Kaynak: İbni Mace, No: 3818

Bu yazılan tesbihleri alışkanlık edip inşaAllah hergün zikretmeye çalışalım ki manevi rızkımızı alalım, Rabbimiz bizi ansın sevsin ve kurtuluşumuza vesile olsun inşaAllah.

 
Bir seferde Resulullah (sav)'la beraberdik. Bir gün yakınına tesadüf ettim ve beraber yürüdük. "Ey Allah'ın Resulü," dedim.

"Beni cehennemden uzaklaştırıp cennete sokacak bir amel söyle!"
"Mühim bir şey sordun. Bu, Allah'ın kolaylık nasib ettiği kimseye kolaydır, Allah'a ibadet eder, Ona hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılarsın, zekat verirsin, Ramazan orucunu tutarsın, Beytullah'a hacc yaparsın!" buyurdular ve devamla: "Sana hayır kapılarını göstereyim mi?" dediler. "Evet ey Allah'ın Resulü" dedim. "Oruç (cehenneme) perdedir, sadaka hataları yok eder, tıpkı suyun ateşi yok etmesi gibi. Kişinin geceleyin kıldığı namaz salihlerin şiarıdır" buyurdular ve şu ayeti okudular.

(Mealen): "Onlar ibadet etmek için gece vakti yataklarından kalkar, Rabblerinin azabından korkarak ve rahmetini ümid ederek O'na dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeyden de bağışta bulunurlar" (Secde 16).
Sonra sordu: "Bu (din) işinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim mi?" "Evet, ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Dinle öyleyse" buyurdu ve açıkladı: "Bu dinin başı islam'dır, direği namazdır, zirvesi cihaddır!"

Sonra şöyle devam buyurdu: "Sana bütün bunları (tamamlayan) baş amili haber vereyim mi?" "Evet ey Allah'ın Resulü!" dedim. "Şuna sahip ol!" dedi ve eliyle diline işaret etti.
Ben tekrar sordum: "Ey Allah'ın Resulü! Biz konuştuklarımızdan sorumlu mu olacağız?" "Anasız kalasıca Muaz! İnsanları yüzlerinin üstüne -veya burunlarının üstüne dedi- ateşe atan, dilleriyle kazandıklarından başka bir şey midir?" buyurdular. ,

Ravi : Hz. Muaz İbnu Cebel
Kaynak :Tirmizi, İman 8, (2619)
 
Ebu Zerr (r.a.)dedi ki: Ey Allah’ın Rasûlü, bana tavsiyede bulun, dedim, şöyle buyurdu:
“Ben sana Allah’a karşı takvalı olmayı tavsiye ederim. Çünkü takva, senin bütün işlerin için bir güzelliktir.”
Ey Allah’ın Rasûlü, bana daha fazla tavsiye et, dedim. Şöyle buyurdu:
“Kur’an okumaya, yüce Allah’ı zikretmeye devam et! Çünkü senin için semada bir anılış, yeryüzünde de bir nurdur.”
Bana daha fazlasını buyur, dedim. Şöyle buyurdu:
“Uzunca susup konuşmamaya bak. Çünkü bu şeytanı kovar ve dinin ile ilgili sana yardımcı olur.”
Bana daha da artır, dedim. Şöyle buyurdu:
“Sakın çok gülme. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür ve yüzün nurunu alıp gider.”
Daha da artır dedim, şöyle buyurdu:
“Allah için yapılacak bir işte kınayan kimsenin kınamasından korkma.”
Daha da artır deyince şöyle buyurdu:
“Kendi hakkında bildiklerin (kusurların) seni insanlardan (onlar hakkında ileri geri konuşmaktan) alıkoysun.”

| Ahmed, Müsned, IV, 299
 
kızlar mart ayı hatmimizden cüz almak isteyenler lütfen özeldenmesaj atar mısınız?
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…