Şu forumda ne konular okudum ne konulara yorum yaptım... Özel mesaj atanlara da kendimce fikir vermeye çalıştım ve bir çoğunun derdine kalpten üzüldüm zira tertemiz, akıllı genç kızlar karşı tarafın dengesizliği yüzünden bir şekilde hayattan kopmuş yahut boş ümitlere inandırılmışlardı... Kızlar ellerinden geleni yapmış ama durmaları gereken yerde severek vazgeçmiş yahut vazgeçmenin kararı aşamasındaydılar... Öyle mesajlar gördüm ki erkeklere lanet ettim ama bu konunun sahibi sayesinde erkekler bir kez daha aklandı gözümde...
Böyle tepkisini ortaya koymaya çalışıp, aklı sıra "kaçan kovalanır" diyerek iki gün aramayıp üçüncüsünde arandığında sevgilisinin önüne kırmızı halılar sererek kendini komik duruma düşüren kızlar varken, erkekler de basit düşünce yapıları gereği kadınları aynı kefeye koyarken daha çok genç kız bu palavraları duyar, ağlar, üzülür, kullanılıp terk edilir... "Yanlış öğretmenlerin kötü öğrencileri" olan böyle adamlarla muhatap olduğunuzda bilin ki sizin üzerinizde bu ucuz numaraları deneyen adamlar böyle kimselerden yüz buluyor...
Uslubumu sert bulanlar konu sahibinin önceki konularına ve zaman ayırıp da yaptığımız onca yoruma eşlik edip sonra tekrar bu kıvama nasıl geldiğine şahit olabilir...
Yine aynı şeyi yapıp yorumlara devam edeceğiz, size değil ama okuyanlara faydası dokunur belki:
-"Evlenelim deme" demez evlenecek adam... Bunu duymaktan haz duyar, kendi teklif eder, kendi ister... Ağzından kaçırsa lafı toparlamaya çalışır, sizinki direkt söyleyebiliyor ne şanslı adam... Aklına geleni söyle, ağzına geleni söyle... Ağzından çıkanı kulağı duymasa da olur ne verse yenir...
-"Bir aydır aramıyorsam sen arıyorsun ya"... Bu adam sizinle evlenmeyecek de hani evlense (böyle devam ederseniz mümkün değil) Para kazanılacak "Sen kazan" der... Sevgiye hasret yaşarsınız, "Ben uğraşamam sen sev" der... Çocuk yapılacak, "Sen yap" der!.. O zaman da tekrar konu açılır "Kocam beni sevmiyor" diye... Artık insanın üzüleni teselli edesi gelmiyor, sen onuncu kattan aşağı atla sonra "Kafam yarıldı!" de, yok yarılmayacak mıydı?
-"Evlenmek üzere olup Bana evlenelim deme" diyen sevgilinizin kızlık muhabbetinden de gına geldi... Her konuda çirkinliğine değindik hala farklı başlıklarda bir kişi de çıkıp "Ay bu çocuk seni seviyor!" desinler diye bekliyorsunuz. (Lütfen biri desin hakikaten ifrit olduk, belki bu sefer kızımızın vazgeçeceği tutar malum mekanizma ters işliyor)
"Al gülüm ver gülüm denmesinde bir sakınca yok "Evlenmek üzere olan sevgilinim" demiş..
Kız olan kız (kız oğlan kız denir ki tabirin doğrusu ilk yazdığım) "Madem evlenmek üzereyiz, bana bu muhabbetleri yapma" derdi, kestirip atardı ama siz diyemezsiniz... Neden, biliyorsunuz cinsellik lafını kapatıp rest çekerseniz adamın arkasını dönüp gideceğini... Kafanızın karışık olduğu da palavra, bu kadar kişinin gördüğünü görmüyor değilsinz, "Aşık olmayan beni anlamaz" lafı da kurtarmaz... Aşık adam kalb alışverişi yapar, gönlünü verdiğini ifade eder aşkla, kızlığını değil...
-
İşi gücü bırakıp konuşmaya gelmiş... Okuyan hanımlar gayet iyi bilirler ki gün içinde sevdiğimiz adamlar "sayısız kez" işi gücü bırakıp mesaj atar, arar, yanımıza gelir ve bir yerlerde buluşuruz... Bu sevginin gereğidir, bunun adı birlikte olma isteğidir... "İşi gücü bırakıp" yapılan şeylerin adı ise "angarya"dır... Sizi böyle nitelendiren bir adam için yorulan gözlerimizin onda biri kadar sizin gözleriniz açılsa bunca zahmete değecek...
-Eve geç dönmüşsünüz bir dahaki sefere "Geç oldu dönme" der, süreç bu... O vakit bununla ilgili konu açarsınız... O zamana kadar açacağınız her konu paralel olacak ne kendinizi ne okuyanları yormayın ve bu lafları da duymayın... Başta tavsiye niteliğindeki tüm bu sözlerimi şu an eleştiri olarak yazıyor ve her bir harfi vurguluyorum...
Eğer onu veya bakış açınızı savunmaya geçerseniz daha ayrıntılı yazak durumunda kalırım, umarım ne kendinizi ne okuyanları daha fazla yormazsınız...