Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Merhabalar,

Yılbaşından önce temizlik yapayım dedim. Duyguları kağıda döküp yakmayı denedim. Elimi yaktım :) Bana göre değilmiş. Halbuki böyle ritüelleri severim. Kağıt dumanı da gözümü acıttı.

Neyse ritüeli yapmadan önce anılarımı sakladığım bavulu çıkarttım :) Biraz onlara bakıyım, geçmişi öyle temizleyeyim diye. Günlüklerimi buldum, şu an kitap gibi heyecanla okuyorum hahaha size de anlatacağım akşama. Daha 12-13 yaşındayken yazdıklarım...

Çizimlerimi buldum 2006'dan kalma. Ne yetenekliymişim, ben de kendimi hep ezerim bu konularda. Onları duvarıma asıcam.

Bi de bi yerden etiket almışım, üstünde yusufcuk çizimi var ve "No more lies" yazıyor. Onu da yapıştırcam.

Odam için yeni eşyalar aldım, aylardır avizesiz yaşıyordum, çıplak ampulle. Dediğim gibi yaşadığım yeri güzelleştirmeye dekore etmeye, önemsemeye başladım.

Çok yalapşap yazdım ama acelem var, hepinizi öpüyoruuum
 
Ben bu ara kisisel gelisim kitaplarini biraktim. En son secret i okumustum. Simdi "Daragacinda 3 Fidan" i okuyorum. Ikisinin arasinda Pucca nin son kitabini okumustum. Kafam mi karisik ne? :)))
Ben de evde olan kitaplardan ara ara açıp okuyorum yakın zamanda Hava nın üç kızını bitirdim değişik güzeldi roman da olsa arada paylaşalım beğendiğimiz yerlerini
 
Dün akşam erkenden uyuduğum için yazamadım. Şimdi aldım günlüğümü karşıma, okudukça buraya da aktaracağım.

Günlüklerimi 11-12 yaşındayken tutmuşum (13-14 yaşındayken de birkaç gün yazmışım). İnanamıyorum kendime resmen terapi yapmışım hahahaha. İyilik perisiyle konuşmuşum, iyimserlik ve kötümserliği karşı karşıya getirip konuşturmuşum... Ben @buttrfly 'ın keşfettiği döngüsüne lisede girdiğimi sanıyordum. Aslında çok daha önce girmişim onu anladım. İyi ki yazmışım bu günlükleri, döngüden çıkmamı sağlayacaklarını düşünüyorum.

10 yaşında falanken de bir panik atak krizi yaşamıştım. Bütün gece yutkunamayıp öleceğimi düşünmüştüm. O zaman da başlamış olabilir döngü. Şu anda da aileme sinirliyim. Neden bir pedagoga götürmediler? Ertesi sabah çocuk doktoruna gitmiştik sadece, o da bana güven vermek için KBB'ye yönlendirmişti. Bak yutkunabilirsin aslında sorun yok demek için. Bir de Atarax şurup vermişti onu da hatırlıyorum. Panik olursam içmem için. Ben de TV yarışması sonucu açıklanırken heyecanlanınca içtiğimi hatırlıyorum :) Bir daha onun gibi kriz yaşamadım zaten.


Ben ilkokulda derslerimde sorun olmadığını sanıyordum. Çünkü okul birincisiydim, sonra da çok güzel bir lise kazandım. Ama ders konusunda, hayat konusunda ailemle olan kötü iletişim o zamanlar da varmış.

Bazı yerleri de okuduğum günlüklerden öykünerek yazmışım sanırım, (Go Girl dergisinde günlük kısmı varmış, bir de Bir Genç Kızın Gizli Defteri'ni okumuşum Serra Abla diye bahsediyorum hahahah) mesela ben harçlık aldığımı hatırlamıyorum, ailem hep ihtiyacıma göre para verirdi ben harçlık almaya özenirdim. Harçlık sistemine geçelim derdim arada, bir hafta harçlık verilirdi sonra yine unuturduk. Neyse işte annemin harçlığımdan keseceğinden falan bahsetmişim, belki doğru belki de sallamışım, bilemiyorum.



3. Günlüğümün ilk sayfası, yaş 12

Dün deneme sınavına girdim, sonra anneannemlere gittik. Eve geldiğimde kontrol ettim, sınav eskisine göre iğrenç geçmiş. Üzüldüm ama dedim ki önemli olan yanlışları görmektir. Ve kendime bir çalışma programı hazırladım. Sonucu anneme söylediğimde "X'ten soruları almıştın, çalışsaydın n'apıyım" dedi. Halbuki çalıştığımı o da biliyo. Geçen sınavda çalışmadığım halde daha iyi geçmişti. İnsanın hevesini kırıyolar. Uyuz oldum. Ama ağlamak yok. Üff ağlıycam yaa... Programı uyguluyoruz. Şimdi ödev zamanı. Üzülme sakın canım benim. İyilik perisini çağıralım mı?

- Burdayım tatlım.
-İyilik perisi ne yapmalıyım?
- Bak önce sakinleş. Başkalarının düşünceleri ne yaptığı, başarısı, başarısızlığı seni ilgilendirmesin. At bunları kafandan.
-Tamam.
-Şimdi... Sen ne yaptın? Başarısız oldun. Zaten önemli olan eksiklerini görmek. Çalışma programına aynen devam et. Yeterli kaynağın var mı?
- Sayılır.
(Iyy annem geldi)
- Peki o zaman çalış ve kazan. Kendine ve başkalarına ne yapabileceğini göster.
 
Bu günlükler sanki her şeyi çözecekmiş gibi hissediyorum. Okurken yoruluyorum biraz. Bazı yerler direkt ergen kafası ama bazı yerler hala aynı ben. Belki de o zamanlar yaşıma göre çok olgundum, şimdi de yaşıma göre çok korkağım ve güçsüzüm.
Sizin yorumlarınızı da çok merak ediyorum.
 
Gercekten o yaslarda olayi cozmussun
 
Gercekten o yaslarda olayi cozmussun

Yani aslında bu beni hem rahatsız etti hem de umut verdi. Hep aynı şeyleri yapmışım aslında 14 yıldır, demek ki bir yerlerde bi yanlışlık var. Bu döngüyü kırmam gerek. Belki günlüklerden bunu tespit edebilirim, üstünden baya zaman geçtiği için daha objektif bakabilirim kendime.

Mesela annemler bi şey için söz vermiş, sonra hayır demişler. Ben ölmek istiyorum, onlar da ölsün nefret ediyorum falan yazmışım. (Ergen kafasıyla aşırı tepkiler ama ben şimdi ölmek istiyorum demiyorum da yine nefret ediyorum falan diyorum) Ertesi gün konuşmuşuz, çok seviyorum yazmışım.

Taa o zamanlar diyet yapmaya başlamışım. Boyum 1.53 kilom 44 diye yazmışım. Yazık.

Tekrar eden durumları tespit etmeye çalışıyorum:

-Güzel miyim, güzelleşmeliyim takıntısı
-Etrafımda kimse yok, benden hoşlananlar var ama asla birlikte olmayacağım insanlar. Ben de takıntılı bir hoşlanma içindeyim. Bana uygun olmayan niteliksiz birine.
-Sürekli program yapma
- Başrol olmam gereken filmde yancı gibi hissetme durumları
- Aileyle iletişimsizlik


Anladım ki benim sorunlarım internette yazan şeylerle çözülemez. Yani zor işi diğer işlerden önce yapması gerektiğini 12 yaşında bilen insan, bilgi eksikliğinden sıkıntı çekmiyordur. Benim ihtiyacım olan şey pomodoro yöntemi, pareto yöntemi gibi şeyler değilmiş. Ben zaten üretmişim yöntemleri daha o yaşta, kendi kendime. Resmen bilişsel davranışçı terapi yöntemini (kendinle bir arkadaş gibi konuşma) kendime uygulamışım bilmeden. Ama ne eksik işte, neresi yanlış? Orayı görsem olucam ben gibi...

Bir sayfada yine iyilik perisini çağırmışım. Adını da kendi adım koymuşum. "Çünkü seni ben hayal ediyorum. Ve ben peri olmak istiyosam öyleyimdir. Ayrıca kendi sorunlarımı kendim çözmüş olurum." demişim.

...

B (Ben): Immm. Düşüniyim biraz. Bi dakkalık zaman ver. Hala bulamadım. Buldum! Sorun= Şimdi ders çalışıcam mesela. Yazmak gereken ödevlerimi rahat rahat yapıyorum ama çalışmak gereken ödevlerimi iğrenç ve önemsiz gördüğümden yapmıyorum.
İ.P. (iyilik perisi): Hımm. Eee sen zaman istedin. Biraz da ben düşüniyim. Bak şimdii... Na'ap biliyo musun?
B: Cık. Bilseydim sana sormazdım.
İ.P.: Önerilerimi sıralıyorum. (devamını foto olarak atıyorum)
 

Eklentiler

  • P_20171216_100921[1].webp
    14,5 KB · Görüntüleme: 184
  • P_20171216_100956[1].webp
    12,6 KB · Görüntüleme: 183
O zaman bilincsizce yaptigin seyleri simdi bilincli yapacaksin ve degisimi goreceksin. Kabullenmeyle basliyor her sey. Kabullenme de kabullendim demekle olmuyor. Benim de basima geliyor. Tamam artik bu meseleyi hallettim demisken birden tam olarak kabullenemedigimi goruyorum:)

Elbette simdi daha sanslisin. Danisabilecegin insanlar ve kitaplar var. Sorunlarini da biliyorsun. Bence sorunlarini bilmek degisimde en buyuk asama.
 

İşte o zamanlar da bilinçsizce yaptığımı düşünmüyorum. 12 yaşında bir çocuk ne kadar bilinçli olabilirse o kadar bilinçliymişim bence. Ama bu günlükler patternlarımı görmemi sağlayacak. Neleri sürekli tekrar ediyorum, yanlış yapmakta ısrar ettiğim seçimler neler vs... Aradan 14-15 yıl geçmiş hala aynı terane...
 
Ben de 12 yaşından 26 yaşına kadar günlük yazdım.Günlüğüm hala durur ve bir sürü boş sayfası var.Yani yazmaya devam etsem yine yazarım. Niye günlük yazmayı bıraktım hiç bilmiyorum.Halbuki çok severdim yazmayı.

Sen bana çok güzel bir fikir verdin.Yıllardır günlüğümü hiç okumuyorum.Belki ben de senin gibi günlüğümü okuyup döngülerimi bulabilirim.Belki de yeni bir psikolojiyle ve hayata yeni bir bakış açısıyla tekrar günlük yazmaya başlarım.
 

Kesinlikle bakmalısın günlüklerine :) Okuduktan sonraki yorumlarını da çok merak ediyorum.

Ben de yıllardır okumuyordum, yakma ritüeli yaparken bakayım dedim. Ritüel olmadı ama en azından beni günlüklerimle buluşturdu :)
 
Ne kadar güzel o yaşlarda resmen üst benliğinle konuşmuşsun kendini çıkmazda hissettiğinde kollektif bilince bağlanmışsın (iyilik perisi diyerek) aslında hepimiz herşeyi biliyoruz kanıtı bu senin ki süper :)
 
fitvesaglikli . Canim o yasta o bilinc cok guzel. Ben zir zir agliyordum anca.Cozum arama falsn yok. Yol gosteren yok. Isyan had safhada. Bende 12 yasimdan beri gunluk tuttum. Evlendikten sonra hepsini okuyup sobaya attim. O gun aglamaktan icim cikti ama bir seyleri kirdim. Benim hikayem biraz farkli gelisti. Ama su anki bilincli halimle tekrar okumak isterdim. Simdiki kafamla okusam pek aglamazdim. Kendimi affettim. Kendimi sevmedigimi, surekli degersiz yetersiz hissettigimi fark ettim. Bayagi yol kateettim. Yeni mottom : " Canim kendim. Kimse sevmese bile ben seni hep severim. Fistiksin. Her sey yolunda. Seni cok seviyorum.Herkesi ve herseyi seviyrum." vb.
Sana yol gosteremedim ama icimi doktum. Sen cozum aramaya erken basladin. Mutluluk icimizde. Bunu aklimizdan cikarmasak cogu sorunumuz anlamsiz gelecek.
 


Canlar çok teşekkür ederim cevaplarınız için. Şimdi günlüğümü ders gibi çalışıyorum. Bütün olumsuz cümleleri ayrı bir kağıda yazıyorum. Farkındalıklarımı da post-it'le işaretliyorum. Mesela bir arkadaşım için "Onu burda kötülediğime bakma, aslında baya iyi anlaşıyoruz. Ama bazı konularda benim rakibim ve ona da her arkadaşıma olduğu gibi bazen gıcık olabiliyorum." demişim.

İki sayfa uzun uzun şükretmişim. Elime gözüme, aileme her şeyime. Akşam da ölmek istiyorum yazmışım :) Ertesi gün yok ölmek istemiyorum, annemlerle konuştuk, sevgili günlük sen bunları sil kafandan, onları çok seviyorum yazmışım.
O zamanlar ergen olsam da hala benzer tepkiler gösteriyorum sanki. Dengesizim, aşırı plancıyım ve etiket yapıştırıyorum her şeye.

@hayatdevamedecek şimdi okuyabilsen iyi olurdu. Ama ben baştan sona hiç okumamıştım. Yakmaya kıyamadığım için olumsuz olanları ayrıca tekrar yazıp yakacağım. Mesela ben ilkokulda çok sıkı çalıştığım için başarılı olduğumu sanıyordum. Yine çalışma problemlerim varmış, tökezlemişim düşmüşüm. Ama sonunda başarmışım, hayırlısı olmuş.

Günlük terapisine devam edicem şimdi. Hazır merkür retrosundayken siz de belki eski fotoğrafları, günlükleri karıştırıp bana katılırsınız :)
 
"Acını yaşa
Öfkeni de yaşa
Ve seyret
Kendini sakın bastırma
Öyle su üste akan yaprağa bakar gibi bak
Uzanıp onu almaya kalkışma
Kendini suçlama, başkalarını da suçlama
Olacak olandan kaçınamazsın
O yüzden hiç bastırma kendini
Baskılama
Çünkü insan, bastırdığı duygunun esiri olur."

Cahit Zarifoğlu


Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.

Susanna Tamaro
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…