Ciddi anlamda takıntı haline getirmiş olabilir misiniz.Bizim toplumsal takıntılarımızın en önemli nedeni kendimiz çok çok istediğinden değildir de etraf ne der,nediyor baskısından kurtulmaktır. Bence öncelikle bunu halletmelisiniz.Kendinize geniş bir perspektif oluşturun.Hayırlısı değilmiş,kısmet filan tarzında değil...Çok istediğiniz şey üzerine kader kısmet hayırlısı... dediğinizde bilinçaltı bence çıldırıyor ve ya olmazsa ya olmazsa diye ego bangır bangır bağırıyor

Geniş perspektiften kastım şu: hayata bakış açını değiştirmen. Çocuk olduktan sonra bambaşka bir hayatın olacak,artık çoook önemli bir sorumluluğun altına gireceksin.Kendinden zamanından vereceksin,uykundan olacaksın, enerjinden olacaksın çoğu zaman.Şu an ki gibi rahat rahat kişisel gelimine zaman ayıramayacaksın.Çocuksuzluk senin hayatının fırsatıdır şu an belki de.Bunu sana zaman ve çaban gösterecek. İstediğimiz şeyi hayatımıza çekmenin püf noktası enerjimizdir, sen ne zaman isteklerinden çok kendine değer verirsin o zaman isteklerin de peşinden gelir.Bu insan içinde madde için de böyledir.Çünkü her şey enerjidir.İstediklerimiz aslında bize aittir enerji anlamında, onunla aynı frekansta olana kadar hayatımıza girmez sadece.Biz düşünce gücümüzle (egomuzla da abarttığımızda) onu iteriz resmen. Ama benliği güçlendirdiğimizde yani kendimize verdiğimiz değeri arttırdığımızda onlar bize kolaylıkla gelir.Çünkü bizden daha değerlisi yoktur ki...En çok sevdiklerimizle imtihan ediliyoruzdur sırf bu yüzden misal.
Bir de derler ki ne zaman vazgeçtim,unuttum oldu diye...Olur tabi çünkü gereksiz şekilde arttırdığın enerjinin frekansı düşünce sana geldi,çünkü o zaten sana aitti ; senin düşük enerjinle eşitlendi ve hayatına girdi : )))