- 29 Nisan 2011
- 2.769
- 12.780
- 408
Sağlıklı mutlu huzurlu hafta sonları olsun hepimize
Eminim geçmiş sayfalarda çokça paylaşıldı bazı bölümler ama kısa biz özet hatırlatma olsun hepimize....
## iyi okumalar yazıyı ikiye bölüyorum sıkılmamak adına.
️
Çekim Yasası- Benzer, benzeri çeker!
Madde olarak bildiğimiz cisimler tamamen enerji...
Bildiğiniz gibi, bize okulda öğretilen şey; "maddenin yapı taşı atomdur" cümlesiydi. Evet bu doğru, ama bilim sınır tanımıyor ve elindekiyle yetinmiyor. Madde atomlardan oluşur, peki atom neyden oluşur? Cevaplarınızı duyar gibiyim; Nötronlar, protonlar, çekirdek..
Peki çekirdeğin içinde ne var? İşte bu sorunun cevabı insanları çok şaşırttı. Çekirdeğin içinde "Kuark" adı verilen enerjiler var. Bu enerjiler sürekli titreşim halinde belirli frekansta sinyaller yayıyor.
Kuantum fizikçileri, evrendeki her şeyin, tamamen enerjiden oluştuğunu kanıtladı. Bir atomon altındaki parçacıklar incelendiğinde, uçsuz bucaksız saf enerjiden oluştuğu anlaşıldı.
Evrendeki tüm parçalar, etkileşim halinde ve adeta görünmez iplerle birbirlerine bağlı.
En küçük zerreden en büyük küreye kadar her şey iç içe geçmiş durumda.
Hepimiz büyük insanlık ailesinin bir ferdiyiz, büyük bir enerji okyanusunda yüzüyor, evrensel enerji ile besleniyoruz.
Vücudumuz "Aura" denilen manyetik bir alan ile donanmış.
Peki bütün bunların çekim yasasının enerji kavramı ile ne ilişkisi var?
Benzer benzeri çeker
Çekim yasasının, “benzer, benzeri çeker” şeklindeki sloganı, aslında bazı gerçekleri hemen dile getirmiş olur. İnsan dev bir mıknatıs gibidir, mıknatısın iki kutubu gibi işler; frekansı ile uyumlu şeyleri kendine çeker, uyumsuz olanları kendinden uzaklaştırır.
Düşüncelerimiz ile evrene sürekli mesajlar göndeririz.
Bu düşüncelerin belirli frekansları vardır, bu frekanslar gidip, kendine en çok benzeyen frekans ile örtüşür.
Bu şekilde bilincimizde ne tür düşünceler ve inançlar var ise, bu inançlara uygun deneyimleri hayatımıza çekeriz. İnanılan ve düşünülen şeyden kopulmadığı sürece, o şeyin gerçekleşme ihtimalini arttırırız. İster pozitif, ister negatif düşünce olsun odaklandığımız süre içersinde, bize yaklaşır.
Tam bir kişiyi düşünürken, o kişiden telefon aldığınız oldu mu? Doğru zamanda doğru yerde oldunuz mu?
Tesadüf diye adlandırdığımız durumları zaman zaman yaşarmısınız?
Alışagelmiş hataları tekrar tekrar yaşarmısınız?
Yaşadığınız deneyimler, olaylar, içinde bulunduğunuz koşullar, eylemler bilinçaltınıza iletilir ve inancınız olarak kabul edilir. Bilincinizin yaptığı gibi, bilinçaltınız her bir şeyi muhakeme etmez, sizinle tartışmaz. Olumlu, yada yıkıcı düşünceleri ayırt etmeden kabul eder. Yani düşüncelerinize - telkinlerinizin doğasına göre tepki verir.
Kendinizi kötü hissediyorsanız, “Kendimi kötü hissediyorum.” sinyali yayarsınız, ruhunuz kötü bir hale bürünür. Eğer sürekli yakınıyorsanız, yakındığınız şeyi kendinize çekersiniz, hatta korktuğum başıma geldi dersiniz.
Olaylara karşı olumlu bir bakış açınız var ise, olumlu olaylar, ya da durumları kendinize çekersiniz ve onlar hayatınıza girer.
Farkındalıkla, boş ve anlamsız düşüncelerden uzaklaşıp, daha berrak düşünceler oluşturmayı, hayatınızı mükemmele taşımayı hedefleyebilirsiniz.
Sınırlayıcı, kısıtlayıcı düşünce kalıplarını fark ederek, hayatınızdan çıkarıp, yerine güçlendirici, yapıcı inançlarınızı yerleştirip, hayatınızı, bu inançlarınız doğrultusunda şekillendirip, mutluluğu, bereketi ve sevgiyi yaşamınıza katabilirsiniz.
"Aklıma gelen, başıma geldi" dediğinizde, başınıza gelen şey, sizi mutlu etsin. Etrafınızdakilerin yüksek çıkarlarına hizmet edecek, harika bir şey olsun. İşte bunu istiyordum ve çok şükür oldu diyebileceğiniz harikalar yaratın.
Duygularımız, Rehberlerimiz
İnsanların birçoğu, içlerinde büyük bir çaresizlikle yaşar. Sessiz fırtınaların içinde çaresizce bekleyip dururlar. Hayal kuramazlar, hayal kurmaktan da korkarlar.
Duygularından kaçmak isterler. Bir sorun varsa, kaçarak kurtulmaya çalışırlar. Kaçarlar ama, kaçtıkça sorunları da onları peşlerinden kovalar. Aslında duygularımız bize rehberlik etmek için hazır durumdadır.
Kendimizi iyi hissettiğimizde, bize iyi hissettiren şey nedir?
Ya da iyi hissetmemiz için, ne olması gerekir?
Bir şey mi beklememiz gerekir?
Şu an içinde kendimi iyi hissetmek için, bir engel mi var?
Şu bir gerçek ki, kendinizi iyi hissetmeniz için hiçbir sebepe ihtiyacınız yok. Hayattaysanız, nefes alabiliyorsanız, minnettar olmalı ve kendinizi iyi hissetmelisiniz.
Hayatında herhangi bir zorlukla karşılaşan insanlar; “Dünyanın yükünü omuzlarımda hissediyorum” derler. Bu bizim oluşturduğumuz bir düşünce biçimidir. Sonucu çözümsüzlüktür, felakettir. Bu düşünce kalıbı eğer bize ait ise, o halde kurtulmakta yine bizim elimizde.
Ne yapmak gerekir?
Dünyayı omuzlarımızdan indirip, yere bırakmakla başlayabiliriz.
Yaşamın mevsimleri var. Her zaman, bahar ve yaz olacak diye bir şey yok. Hayatımızda bazen sonbaharı, bazen de kara kışı yaşıyoruz. Bu durumda, fırtınanın ortasında kaldığımızda, ya çıkış yolu bulacağız, ya da eylemsizliğe kapılıp, öylece olan bitenleri kabulleneceğiz. Ama çözümsüzlük, bizim kabul edebileceğimiz bir şey değil. Bunun en güzel örneği, tarihe geçen karizmatik liderlerdir. Antik çağlardan günümüze kadar uzanan zaman diliminde, tarih sahnesinde birçok olaylar yaşandı. Ülkelerin, milletlerin kaderinde birçok dönüm noktaları yaşandı. Atalete kapılan devletler, milletler bu sahneden yuvarlanarak düştü. Duruşu, görüşü, düşünce yapısı olgunlaşanlar ise, bu gün hala adından ve namından bahsettiriyor.
Şimdi hayal kurma zamanı...
Hayatta peşinden koştuğumuz amaç ne?
Tozu dumana katmak mı istiyoruz, yoksa bunu yapanların arkasından gıpta ile bakmak mı?
Önce bir şeye istek duyarız, sonra düşünmeye başlar, akabinde hayal ederiz. Aslında hayal kurmak yanlış anlaşılıyor.
Bu kadar sorun varken, hayal etmenin ne yeri, ne de zamanı diyebilirler.
Ya da “imkansızı” istiyorsun diyebilirler. Ancak, hayal gücünüz, her engeli aşmanıza yardımcı olacaktır. Karamsar hayaller kurmayın, bunun iyi bir sonucu olmaz, önce bir şey hayal edin, sonra maddeye dönüşmesi için çalışmaya başlayın..
Büyük liderler, önemli buluşların sahipleri, önderler hayallerinin peşinden gitmeye korkmamıştır. Onların hayalleri, hedefleri haline gelmiştir.
Hedefi olan insan, amacı olan insandır. Hayalleriniz sizi hayata bağlar, motive eder, enerji verir. Ne işle uğraşırsanız uğraşın, kaç yaşınızda olursanız olun, mutlaka kuracağınız hayaller vardır, onları bir an evvel gerçekleştirin.
Çekim Yasası, üç temel yasayı içerir:
1. Etki-Tepki yasası
2. Şükran yasası
3. Sevgi yasası
Bunları ve açılımlarını tek tek araştırmak için, piyasada bulabileceğiniz bir çok spirituel kitaplardan yararlanabilirsiniz.
Ancak burada anlatılan kısa bilgileri dahi, tatbike geçirebilirseniz, hayatınzda birçok şey değişebilir.
Amaç, sizi kendi realitenizi yaratmaya çağırmak.
Canimsin yaaa...Inan ki tam zamaninda harika paylasimlar.Icimden teker teker bunlari geciriyor,imajinasyonlarimi yapiyordum.Paylasimlarini da gkrunce icim daha kipir kipir oldu,oldu oldu olduuuu diyor resmen


Bu hafta yinee muthis es zamanlilik yasadim,aklimdan gecirdigim imajinasyonum onume geldi bir proje olarak.Isim olarak da direk beni yazdilar,ne olabilirdi ki zaten ; benim imajinasyonum cunku : )))Anlatmayi cok cok isterdim ama epey bir ifşa olmuş olur. Coskuyla,keyifle,mutlulukla,saglikla gelsin her şey hayatimiza...Zaten oylede


