Gece gece aklıma ne geldi..
3 sene önce falan deniz otobüsünü kaçırıyorum karşıya geçmek için. O sırada hoş giyimli, güzelce bir kadın da kaçırmış olacak ki bana bir sonrakinin saatini soruyor. En az 1 saat beklememiz lazım bu yüzden taksiyle metrobüse geçeceğimi sonrasında metrobüsle ve minibüsle gideceğimi söyleyip izin isterken kendisinin yabancı olduğunu benimle gelip gelemeyeceğini soruyor. Aynı taksiye binip metrobüse varıyoruz. Kendisi olumlu düşünen, şükreden bu yüzden de her istediği gerçekleşen birisiymiş , anlatıyor.
İstanbul'a sadece kredi kartıyla gelmiş ve çantasında bir hastane kartı var. ( sağlık sebebi ile doktora görünmeye ilk kez gelmiş) ama biliyordum bana yardımcı olacak yolumu aydınlatacak birilerini Allahın göndereceğini çok şükür gönderdi de diyerek gözlerinin içi gülüyordu bana anlatırken. Cebinde ne otobüs kartı ne akbil ne doğru düzgün para...(giyimi, saçı başı konuşması şahane öyle dilenci ya da dolandırıcı gibi değil) Allah bana yardım eder, iyi düşünürsem her şey iyi olur diye çıkmış yola gelmiş... neyse yürüyoruz yerde ezilmiş ekmek, kraker gördü , aldı "çok şükür karşıma çıkardı rabbim, bununla belki bir kuş ya da sokak hayvanı doyacak " diye sevinerek yüksekçe bir yere koydu ve pat bir kuş gelip yemeye başladı. Biraz daha yürüdük bu sefer yerde fallı sakızlar var ya onun fal kağıdını gördü, açtı okudu , tam hatırlamıyorum ama "gününüz şahane geçecek" tadında bir şeyler yazıyordu, "çok şükür öyle de geçiyor" dedi gülümseyerek. Sonra beni bir mağazaya sokup kendine bir şey alırken bana da tüm hayır deyişime rağmen onun için verdiğim metrobüs ve minibüs parasının belki 4 katı fazlasına kıyafet alıp hediye etti. Yolda bana hızır ile yunus hikayesini anlatıp ( kendisi epey modern ve açık bir kadındı- hani bir dini gruba ya da derneğe falan çekiyor desem değildi) kötü görünen şeylerde bile hayrın olacağını anlatıp şükrederek ve gözlerinin içi gülerek yolculuğa devam ettik. Ben gideceğim yere vardığımda kalan yolu tarif edip dönüşünü sordum (farklı yerden dönmesi lazımdı ve bilmiyordu) " Allah iyi insanlar çıkartır karşıma eminim, dönüşüm de kesin böyle güzel, zahmetsiz ve keyifli olacaktır" deyip defalarca teşekkür edip yanımdan ayrıldı.
Kadında öyle bir enerji, öyle bir pozitif düşünce, gülümseme vardı ki hala gözümün önünde. Ve bu kadın öyle deli gibi yere bakarak yürüyen, her çeri çöpü toplayan deli gibi biri de değildi. Denk geliyordu, farkındalığı fazlaydı , algısı belki çok açıktı ve sürekli gülümseyip şükrettikçe gerçekten de işi gücü rast gidiyordu.
Kendimi şimdi düşünüyorum da, hiç gitmediğim bir şehre sadece bir kredi kartıyla gideceğim ve "nasılsa Allah yardım eder" diye sırıtacağım...
kesin benim kredi kartımı da çalarlar, ben de aç sefil sokaklarda 20 kere kaybolurum der sanırım bunu hiç deneyemeZdim.
Benim o kadına şimdi keşke sorsaydım dediğim soru ; bu kafaya nasıl ulaşılıyor?
Sabah şükrederek kalkıyorum, sahip olduklarımı düşünüyorum gülümsüyorum, dualar ediyorum, hayaller kuruyorum, olumlamalar yapıyorum ama uzun süre aç kalmışsam ya da kızımı emzirmek için gecede 16 kez kalkmışsam ya da trafikte veya eşimin söylediği bir şakada sinirlenmişsem, ofluyorum, kızıyorum, sinirleniyorum, geriliyorum. Ee ne oldu onca şükür, dua ya da esma? Kendi kendime daha sonra söylüyorum; bak üç günlük dünya, tadını çıkart, şükret ki evladın sağlıklı ve 16 kez uyanıyor, evladı hasta olup hiç uyanmayan nice anne var, senin içinden "of" demen bile çok günah diyorum hoop 3 gün sonra gene geriliyorum.
İstiyorum ki o kadın gibi olayım, her şeye şükredip hep sırıtayım, gerçekten dünyanın 3 günlük olduğuna inanıp her sabah sanki son sabahımmış gibi şükür ve mutlulukla kalkıp yatana kadar modumu yukarda tutabileyim.
Bunun için bana ne tavsiye edersiniz? Kitap, meditasyon, esma, ritüel?
Sabrınız için teşekkür ederim zira destan yazmışım.