Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Ben az çok çözdüm uygulamayi yapmak zor oluyo hakkaten ama şunu anladim birşeyin peşinden cok koşarsan senden kaçıyor
Bu nasil insanlar için gecerliyse istekler icinde gecerli ben bu zamana neyi cok istediysem tam vazgectigim anda oldu buna cok fazla tecrubem var bu konuda..
Anlatacagim o ki birşeyi iste cok isteyip amaaann olmazsa da ucunda ölüm yok napalım diyebilmek

Daha önce çok defa yazdım yine yazayım.İsteklerimiz ve biz aynı rezonans alanı içerisindeyiz aslında, yani zaten onlar bize ait.İsteklerimiz bilinçaltı seviyesine göre ya ego ya da benliğe düşüyor.EGO ya düşünce gözümüzde abarttıkça abartıyoruz, büyüttükçe büyütüyoruz sonra devleşiyor.Korkular başlıyor ya olmazsa ya olmazsalar.Tabi kenidmizden ittikçe itiyoruz böyle.Sonra zamanla ya dikkatimiz dağılıyor ya da çok bir önemi kalmıyor o zaman enerji frekanslarımız ancak aynı seviyeye geliyor bize geliyor : ))))

Benliğe düşerse de coşku,ilham,keyif,neşe geliyor.İlhamlarla da gelince bu sefer dallandırıp budaklandırmaya bile başlıyoruz imajinasyonlarla sonra daaa hoop bizim oluyor zaten.Yaşarken de tüm imajinasyonlarıyla yaşıyoruz.

Ego mu benlik mi artık o da artık bizim emeklerimize kalmış :KK70:
 
Arkadaslar bugunun enerjisini kacirmayalim.
Hayirli kandiller.

Herkese hayirli kandiller diliyorum.Bugun evet hem dini acidan hem de astrolojik acilardan cok guzel degisim donusum enerjilerinin yogun oldugu bir gun.Rabbim hepimize burada harika degisim donusumlerimizi paylastigimiz şükürlerle dolu harika an'lar nasip etsin
 
Ben yine severek takip ettiğim instagram blogu olan mucizeyaşam'dan alınyı yapıcam, biraz uzun olucak ama yapıcam bugün okumalarımı :)

Aklımıza,kalbimize,ruhumuza,bedenimizdeki her bir hücreye nurların yağdığı;huzurun,güvenin,sevginin en lezzetli halleriyle dolup taştığımız şahane bir gün,mucize dolu bir gece olsun inşallah, kandilimiz mübarek olsun✨
(Uzun bir yazı olacağı için devamı için hemen ardındaki yoruma-sığmadığı yerde hemen arkasına taşmış gibi-bakabilirsiniz)
Bu gece,özellikle tutkuyla istemenin,değişimim,sezginin gücünü her bir hücremizde,normal zamanda hissettiğimizden çok daha fazla hissedeceğimiz,bırakmamız gereken herşey için de,tutkuyla çağırdığımız herşeyle ilgili seslerimizin rahatlıkla duyulması için de dolunay enerjisi ile birleşen en eşsiz kandil gecelerden birini yaşayacağız inşallah;bizi engelleyen herşeyi bırakmamız,ruhumuzun paslı ve çalışmayan parçalarını onarmamız ve isteklerimizi en cömert şekliyle dile getirmemiz için İlahi enerji kapılarının ardına kadar açık olduğu bu geceyi,kodlarımızdaki tüm yüklerden arınmak,dönüşmek,şifalanmak ve bizi mutlu edecek,hayrımıza olan şeyleri en İlahi dokunuşla gerçeğimiz yapmak için dua ederek geçirebilmemizi tüm kalbimle diliyorumAşağıda önereceğim çalışma,böyle mucizevi,adeta pırlanta değerinde bir gecede,sadece isteklerimiz için değil,aynı zamanda o isteklerimize ulaşmamıza engel olan,kodlarımıza taşıdığımız,atalarımızdan gelen manevi yüklerden arınmak,sınırlayıcı kök inanç ve korkularımızdan kurtulmak,kat kat giydiğimiz negatif gömleklerimizi çıkarıp atmak,düğümleri çözerek yaşam enerji akışımızı tekrar başlatabilmek ve Yaratıcı Güç ile kurduğumuz bağlantıda tam bir güven duygusuyla isteklerimizi dile getirmek için okumalarını yapabileceğiniz,çok güçlü ve bütüncül çalışma;o nedenle her bir aşamasını atlamadan,gerekli vakti ve özeni ayırarak yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim
1.Öncelikle her çalışmaya başlamadan önce yaptığımız gbi 7 Ayetel kursi, 7 Felak, 7 Nas, 3 İhlas ve 1 Fatiha okuyoruz ki İlahi bir kapıdan geçerken beden temizliğimiz gbi manevi temizliğimizi de yapmış olalım (regl olanlar bu okumaları ezberden yapabiliyorlarsa yapabilir yada 51 besmele çekip başlayabilirler)✨
2."Allahım bu mübarek gecede,üzerimde,enerji alanımda bulunan,bildiğim bilmediğim tüm bağlayıcı enerjilerden,irademi ve hayat

enerjimi kullanmama engel olan,beni ağırlaştıran,parlamama,hayat kısmetimin yaşamıma akmasına engel olan tüm nazar ve negatif enerjilerden arınmama yardım et,beni şifalandır,tertemiz olup gerçek gücümle parlayayım" diye niyet edip 1000 kere YA RAKİB okuması yapıyoruz ✨Kurtulmaya niyet ettiğimiz,yukarda yazdığım şeyleri bir kağıda yazmak ve okuduktan sonra yırtıp atmak da bilinçaltına verilen mesaj açısından şahane etkiler yarattığından,yazıp okumayı yapıp sonra da o kağıdı yırtmanızı yada yakmanızı (benden çıktığının,yok olup gittiğinin sevincini hissederek) kesinlikle tavsiye ederim✨
3."Allahım,kendimi ait hissettiğim soydan,geçmişimden,atalarımdan,eksik kalmış enerjileri dengelemek,yarım kalmışlıkları tamamlamaya çalışmak yada ait olduluğumu kanıtlamak üzere ruhumun devraldığı ve hayatımda sebebini hiç bilmediğim tekrar eden sevgisizlik,suçluluk,tahammülsüzlük,öfke,değersizlik,maddi kayıplar,manevi krizler,bağlanma ve köklenme sorunları,maddi borçlar,kayıplar,hastalıklar ve krizlere sebep olan tüm karmik yüklerin şifalanmasına,tüm negatif yeminlerin iptal olmasına niyet ediyor,devraldığım ve bana ait olmayan tüm yükleri geride bırakıyor ve şifalanmaya niyet ediyorum" diyerek 1000 kere YA ALLAH okuması yapıyoruz✨(Yine burada,asla şart değil ama yazarak çalışılmasını ve bu okumayı yaptıktan sonra o kağıdı yırtıp atmanızı yada yakmanızı muhakkak tavsiye ederim)

  • 4.Son olarak "Allah'ım,bu mübarek gecede özellikle şu konuda (bu ilişkileriniz,parasal durumunuz,bolluk bereketiniz,evlenme konusu yada sağlık yada başarı yada iş konusu olabilir) ilerlememe engel olan bildiğim bilmediğim tüm kişisel korkularımdan,sınırlayıcı kök inançlarımdan,negatif enerji bağlarından,blokajlarımdan,ruhumdaki tüm girdaplardan arınmaya,en derinden be bütüncül şekilde şifalanmaya niyet ediyorum;kendimi sana emanet ediyorum,şifanı eksik etme Allahım" diye niyet edip 1000 kere YA RAHİM okuyoruz(yine yazarak çalışılması müthiş destekleyici olacaktır)
  • 5.Tüm bu şahane şifalanma çalışmasından sonra artık isteklerimiz için,enerji alanımızın en ışıltı şekliyle,içimizdeki heyecan ve coşkuyla "Allahım bu mübarek gecede ellerimi açtım sana yalvarıyorum, falanca konuyla ilgili önümde yepyeni bir sayfa açılsın,muradıma hayal bile edemeyeceğim güzellikteki yollardan,hakkımda en hayırlısı olacak şekilde kavuşayım" diye yada içinizden gelen şekliyle niyet edip YA BEDİ 86-YA KADİR 305-YA MUCİB 165-YA SEMİ 180-CAMİ 114-YA VEDUD 400-YA VEHHAB 196-YA SELAM 131 okuyup çalışmamızı tamamlıyoruz
  • Şimdiden,kendi hayatının sorumluluğunu alıp,şifalanmak,dönüşmek,ölmüşlerini anmak,yardım etmek,ibadet etmek,tövbe etmek ve tam bir inançla,asla şüphe duymadan dua etmek için niyet eden herkesin en hayırlı kapılardan ışıltılar içinde geçmesini ve hepimiz için sevgi dolu,huzur dolu,şahane bir kandil gecesi olmasını diliyorum tüm kalbimle, bir kez daha hayırlı kandiller
 
Neden yenilgi olsun ki bu sadece sizin için olsa olsa enerjinizle uyumlu olmayan bir deneyim olabilir :) Hadi biraz deneyim örnekleri paylaşayım : ))))

  1. Henry Ford: Ford bugün yenilikçi montaj hattı ve Amerikan yapımı arabalarıyla biliniyor olsa da bu başarıyı bir anda yakalamadı. Hatta, Ford Motor Company’i kurmadan önce 5 kez batmış ve parasız kalmıştı.
  2. H. Macy: Çoğu kişi bu mağaza zincirinden haberdardır ancak Macy için işler her zaman kolay olmadı. New York’ta açtığı bu mağaza ile başarıyı yakalamadan önce Macy 7 şirket batırmıştı.
  3. W.Woolworth: Kimileri bu ismi bilmiyor olabilir ancak Woolworth bir zamanlar Amerika’da alışveriş merkezi denildiğinde akla gelen en büyük isimlerden biriydi. Kendi işini kurmadan önce ise genç Woolworth manifaturacıda çalışıyordu ve patronu onda bu yeteneği görmediğinden müşterilerle ilgilenmesi yasaktı.
  4. Soichiro Honda: Honda olarak bilinen milyar dolarlık firma bir dizi başarısızlık ve ardından gelen şans ile başlangıcını yaptı. Honda, mühendis pozisyonu için mülakata gittiğinde Toyota Motor Corporation tarafından reddedildi ve bir süre işsiz kaldı. Evinde scooter yapmaya başlayan Honda, komşularının da teşvikiyle kendi şirketini kurdu.
  5. Akio Morita: Morita’yı duymamış olabilirsiniz ancak şirketi Sony’i kesinlikle biliyorsunuzdur. Sony’nin ilk ürünü pilavı pişirmekten ziyade yakan bir pilav pişiriciydi ve 100 adetten az sattı. Bu yenilgi Morita ve ortaklarını durdurmadı ve multi milyar dolarlık bir şirket kurmak konusunda ısrarlarını devam ettirdiler.
  6. Bill Gates: Harvard’ı bırakan ve Microsoft ortağı Paul Allen ile birlikte Traf-O-Data adını verdikleri başarısız bir şirket kuran Gates, görünürde başarı için iyi bir aday değildi. Traf-O-Data iyi bir fikir olmasa da Gates’in sonraki çalışmaları öyleydi; böylece Microsoft adlı küresel imparatorluk kuruldu.
  7. Harland David Sanders: Kentucky Fried Chicken’in Albay Sanders’ı olarak da bilinen Harland Sanders, önceleri tavuklarını satmakta zorlanıyordu. Öyle ki, meşhur özel tarifini kabul edecek bir restoran bulana kadar 1,009 kez reddedildi.
  8. Walt Disney: Disney bugün dünyanın her yerindeki ürün, film ve eğlence parkları sayesinde milyarlar kazanıyor ancak kurucu Walt Disney başlarda hayli zorlandı. Gazete editörü tarafından ‘hayal gücünden yoksun olduğu ve fikir üretemediği’ gerekçesiyle kovuldu. Bu olaydan sonra Disney ömrü çok uzun olmayan, iflas ve başarısızlıkla sonuçlanan şirketler kurdu. Buna rağmen Disney vazgeçmedi ve sonunda başarılı olmanın yolunu buldu.
Hollywood Kişilikleri
Bu yüzler büyük ekrandan tanıdık gelebilir ancak bu aktör, aktris ve yönetmenler de zafer elde etmelerinin öncesinde reddedilme konusunda paylarına düşeni aldılar.



  1. Jerry Seinfeld: Seinfeld’in kim olduğunu hemen herkes bilir ancak genç bir komedyen olarak komedi kulübüne adımını ilk attığında, seyirciye baktığında donakaldı ve yuhalanarak sahneden indirildi. Seinfeld başarabileceğini biliyordu, bu nedenle ertesi akşam komedi kulübüne tekrar gitti, gösterisini kahkahalar ve alkışlarla tamamladı. Gerisi malum.
  2. Fred Astaire: İlk ekran denemesinde, MGM deneme çekimi yönetmeni Astaire için, ”Rol yapamıyor. Şarkı söyleyemiyor. Kısmen kel. Biraz dans edebiliyor.” şeklinde not aldı. Astaire daha sonra inanılmaz başarılı bir aktör, şarkıcı ve dansçı oldu, nereden geldiğini unutmamak için yönetmenin notunu Beverly Hills’deki evinde saklıyor.
  3. Sidney Poitier: İlk denemesinden sonra, Poitier casting yönetmeninin, “Neden insanların vaktini harcamayı bırakıp bulaşıkçı falan olmuyorsun?” sorusuna maruz kaldı. Poitier ona kendini ispatlamaya ant içti ve Oscar sahibi olarak piyasadaki en saygıdeğer aktörlerden biri haline geldi.
  4. Jeanne Moreau: İşe yeni başlamış genç bir aktrisken, casting yönetmeni Fransız aktrise filmlerde başarılı olacak kadar güzel olmadığını söylemiştir. Çok yanılıyordu çünkü Moreau neredeyse 100 filmde rol almış ve performansları ona sayısız ödül kazandırmıştır.
  5. Charlie Chaplin: Sinema, bir ikon haline gelmiş Charlie Chaplin’siz düşünülemez, ancak performansı ilk dönemlerde Hollywood’un stüdyo şeflerine ilgi görmeyecek kadar absürt geldiğinden ilk zamanlarında reddedilmiştir.
  6. Lucille Ball: Kariyeri süresince, Ball 13 kez Emmy ödülüne aday gösterilmiş ve 4 kez kazanmıştır ayrıca Kennedy Center tarafından Hayat Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür. I Love Lucy’de başrol oynamadan önce, çoğu kişi Ball’ı başarısız bir aktris ve düşük bütçeli filmlerin oyuncusu olarak görüyordu. Oyunculuk eğitimi aldığı hocaları bile ona inanmıyordu ve başka bir meslek seçmesi gerektiğini söylüyorlardı. Ball ise, tabii ki onları haksız çıkardı.
  7. Harrison Ford: İlk filminde, yapımcılar Ford’a yıldız olmanın gerekliliklerine sahip olmadığını söyledi. Bugün; başarıları, Han Solo ve Indiana Jones gibi ikonik karakterlere hayat vermiş olması ve on yıllardır süren kariyeriyle, Ford bu gerekliliklere sahip olduğunu ispatlamıştır.
  8. Marilyn Monroe: Yıldızı erken sönmüş olsa da, Monroe bir dönem büyük başarı yakalamıştır. Zor bir çocukluk geçirmiş ve ajans sahipleri tarafından sekreterliğe yönelmesi önerilse de, Monroe hala insanlar üzerinde etki yaratan bir poster kızı, model ve aktris oldu.
  9. Oliver Stone: Oscar sahibi yönetmen, okulda başarısız olmasına neden olan ilk romanını Yale’de öğrenciyken yazdı. Bu kötü bir karardı çünkü metin yayınevleri tarafından reddedildi ve 1998’e kadar basılmadı, basıldığında da olumlu karşılanmadı. Okuldan ayrıldıktan sonra, Stone İngilizce öğretmenliği yapmak için Vietnam’a taşındı. Daha sonraları orduya kayıt yaptırıp ona iki Mor Kalp Nişanı getirecek ve çoğu savaşı konu alacak olan sonraki işlerine etki edecek savaşa katıldı.

Topluma Mal Olmuş Kişiler
Politikacılardan sunuculara, bu kişilerin tümü zirveye tırmanmadan önce birkaç başarısızlık yaşadı.



  1. Winston Churchill: Birleşik Krallık’ın iki dönem seçilen Nobel ödüllü başbakanı her zaman bugünkü kadar saygı görmüyordu. Churchill okulda zorlanıyordu altıncı sınıfı tekrar etmek zorunda kaldı. Okuldan sonra yıllarca politik başarısızlıklarla karşılaştı, hükümet memuriyeti adaylıklarının hiçbirinde seçilmedi, ta ki 62 gibi ileri bir yaşta başbakan olana kadar.
  2. Abraham Lincoln: Bugün Amerikan ulusunun en büyük liderlerinden biri olarak hatırlanıyor olsa da Lincoln’ın hayatı o kadar kolay değildi. Gençliğinde yüzbaşı olarak gittiği savaştan er olarak döndü (askeri rütbeleri bilmeyenler için: er en düşük rütbedir). Yine de, Lincoln’ın başarısızlıkları bu kadarla sınırlı kalmadı. Birçok başarısız şirket kurdu ve hükümet memuriyeti adaylıklarında sayısız defa hüsrana uğradı.
  3. Oprah Winfrey: Çoğu insan Oprah’yı televizyonun en ikonik yüzü ve dünyanın en zengin kadınlarından biri olarak tanır. Buna rağmen, Oprah bulunduğu konuma gelebilmek uğruna zor bir yoldan geçti; sıkıntılı ve çoğunlukla istismar edildiği bir çocukluk ve muhabir olduğu dönemde ‘televizyona uygun olmadığı’ gerekçesiyle işten çıkarılması bu zorluklardan bazıları.
  4. Harry S.Truman: Birinci dünya savaşı gazisi, senatör, başkan yardımcısı ve son olarak Genel Başkan önünde sonunda başarıyı yakaladı ancak öncesinde birkaç aksilik çıkmadı değil. Truman başlarda başarılı olan ipek gömlekler ve başka giyim ürünleri satan bir dükkan açmıştı ancak bu dükkan birkaç yıl sonra iflas etti.
  5. Dick Cheney: Başkan yardımcısı ve iş adamı Cheney Beyaz Saray’a girdi ancak Yale Üniversitesi’nden başarısızlıktan ötürü ayrılmayı bir değil, tam iki defa başardı. Eski başkan George W. Bush bu konuda Cheney ile, ”Artık öğrenmiş bulunuyoruz -Yale’den mezun olunca başkan, yarıda bırakınca başkan yardımcısı olunuyor.” şeklinde şakalaşmıştır.

ALINTIDIR

Kızlar HEPİNİZ İYİ Kİ VARSINIZ .

Bu mesajı okuyan tanıdığım tanımadığım herkese iyi niyetlerimi gönderiyorum .

Hayatınız hep pamuk şeker olsun :)
 
Merhabaaaaaa.

Herkese iyi bayramlar. Hava super gunesli. Tam bayramlik bir gun... dun o kadar yogundum ki guzel paylasimlari okuyamadim. Bugun onlari okuyacagim.

Su topigin kitap haline geldigine sukrediyorum:olamaz::KK70: Sahra- Sahra-
İyi bayramlar kitap mı okul gibi oldu maşallah topic, bir insanı ağzını tadıyla depresyonu yaşatmıyorsunuz canım,hemen bir ayağa kaldırmalar destek vermeler mutlu huzurlu pozitif
mesajlar ala ala bu nedir :-)
Şaka falan seviyorum sizleri kızlar :KK200:
Hadi inşallah kitap olsun :KK66:

Not: Depresyon deneyimi benim eski hallerime gönderme kimse üstüne alınmasın...
 
Bu hikayeyi çok severim... Günün anlam ve önemine de uyuyor....

⭐⭐⭐

Yaşamın mutluluğu sizin tutumlarınızda yatar. Bu size bağlıdır. Bu sizin ne aldığınızla değil, nasıl gördüğünüzle ilgilidir. İşte tam orada saklıdır.
Bir zamanlar bir hikâye duymuştum...
Bir yerlerde bir tapınak inşa ediliyordu. Üç işçi güneşin altında taş kırıyordu. Ve oradan geçmekte olan bir yolcu onlara “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
Birinci adam, “Taşları kırıyorum,” diye cevap verdi. Yanlış bir şey söylememişti ama bunu söyleyiş tarzında, sesinde bir sıkıntı ve ıstırap vardı. Elbette ki, taşları kırmak nasıl eğlenceli bir deneyim olabilirdi ki? Soruya cevap verdikten sonra gönülsüzce taşları kırmaya devam etti.
Yolcu ikinci adam baktı ve adam ona, “Hayatımı kazanıyorum,” diye cevap verdi. Ve bu adamın söylediği de doğruydu. Ancak her ne kadar mutsuz görünmese de; gözlerinde mutluluğa dair bir iz yoktu. Elbette ki, hayatını kazanmak bir işti ve bir işin mutlu etmesi mümkün olabilir miydi?
Yolcu bu kez de bir şarkı mırıldanan üçüncü adama baktı. Adam şarkı söylemeyi bıraktı ve “Ben bir tapınak inşa ediyorum,” dedi. Gözleri parlıyordu ve kalbinden gelen bir şarkı söylüyordu. Bir tapınak inşa etmek insana tabii ki mutluluk verirdi! Ve yaratmaktan daha mutlu edecek başka bir şey olabilir miydi?
Bu üç cevap aynı zamanda yaşamın gerçeğini de gösterir. Hangisini seçeceğiniz tamamıyla size bağlıdır. Yaşamınızın
anlamı ve önemi de cevabınızla ilgilidir. Yaşam aynıdır, her şey sizin tutumlarınızla değişir. Farklı tutumlar sonucunda çiçekler dikene ya da dikenler çiçeğe dönüşebilir.
Mutluluk her yerde, ama herkes onu deneyimleyebilecek kalbe sahip değil. Bugüne dek, kalbini onu deneyimlemeye açmamış kimse onu bulamamıştır. Bu özel bir yere ya da şartlara sahip olmakla ilgili değildir. Önemli olan kişinin mutluluk duygusuna ulaşabilmesi için doğru tutumda olmasıdır. Böylelikle her durumda ve yerde mutluluğu bulacaktır.

OSHO
 
Bu hikayeyi çok severim... Günün anlam ve önemine de uyuyor....

⭐⭐⭐

Yaşamın mutluluğu sizin tutumlarınızda yatar. Bu size bağlıdır. Bu sizin ne aldığınızla değil, nasıl gördüğünüzle ilgilidir. İşte tam orada saklıdır.
Bir zamanlar bir hikâye duymuştum...
Bir yerlerde bir tapınak inşa ediliyordu. Üç işçi güneşin altında taş kırıyordu. Ve oradan geçmekte olan bir yolcu onlara “Ne yapıyorsunuz?” diye sordu.
Birinci adam, “Taşları kırıyorum,” diye cevap verdi. Yanlış bir şey söylememişti ama bunu söyleyiş tarzında, sesinde bir sıkıntı ve ıstırap vardı. Elbette ki, taşları kırmak nasıl eğlenceli bir deneyim olabilirdi ki? Soruya cevap verdikten sonra gönülsüzce taşları kırmaya devam etti.
Yolcu ikinci adam baktı ve adam ona, “Hayatımı kazanıyorum,” diye cevap verdi. Ve bu adamın söylediği de doğruydu. Ancak her ne kadar mutsuz görünmese de; gözlerinde mutluluğa dair bir iz yoktu. Elbette ki, hayatını kazanmak bir işti ve bir işin mutlu etmesi mümkün olabilir miydi?
Yolcu bu kez de bir şarkı mırıldanan üçüncü adama baktı. Adam şarkı söylemeyi bıraktı ve “Ben bir tapınak inşa ediyorum,” dedi. Gözleri parlıyordu ve kalbinden gelen bir şarkı söylüyordu. Bir tapınak inşa etmek insana tabii ki mutluluk verirdi! Ve yaratmaktan daha mutlu edecek başka bir şey olabilir miydi?
Bu üç cevap aynı zamanda yaşamın gerçeğini de gösterir. Hangisini seçeceğiniz tamamıyla size bağlıdır. Yaşamınızın
anlamı ve önemi de cevabınızla ilgilidir. Yaşam aynıdır, her şey sizin tutumlarınızla değişir. Farklı tutumlar sonucunda çiçekler dikene ya da dikenler çiçeğe dönüşebilir.
Mutluluk her yerde, ama herkes onu deneyimleyebilecek kalbe sahip değil. Bugüne dek, kalbini onu deneyimlemeye açmamış kimse onu bulamamıştır. Bu özel bir yere ya da şartlara sahip olmakla ilgili değildir. Önemli olan kişinin mutluluk duygusuna ulaşabilmesi için doğru tutumda olmasıdır. Böylelikle her durumda ve yerde mutluluğu bulacaktır.

OSHO
Harika bir yazi:KK200:
 
1357DF5B-B155-449A-A9EA-9CF9BC738EEC.webp
 
merhaba kızlar size güzel bir hafta diliyorum. İyi ki varsınız.:KK37: Yazılanları okudukça mutlu oluyorum. Bu hayatta mutlu olmak nasıl doğalsa mutsuz olmak da öyle. Yeter ki mutsuzluklarımızın bilincinde olup yılmamak..çözümleyebilmek En Büyük KK Siz de yalnız değilsiniz unutmayın. Herkes kendine göre sınav oluyor kimisi çalıştığı yerden kimisi çalışmadığı yerden ama ne güzel ki birbirimizin farkındalığını arttırıyoruz. Tesadüf değildir ya hepimiz birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz. Böylece boş kalan soruları cevaplandırabiliyoruz:KK76: Küçük bir hikaye bırakıyorum aşağıya :)

ALTIN PENCERELİ EV

Çok seneler önce küçük bir çocuk her akşam bir tepeye çıkar, vadinin öbür ucunda yükselen tepenin zirvesindeki evin altın pencerelerine bakardı. Bu pencereler, batan güneşin ışınlarının altında, karanlık basıncaya kadar pırıl pırıl yanarlardı. Çocuk, bu altın pencereli evi yakından görmek için yanıp tutuşmaktaydı.

Bir gün, altın pencereli eve gitmek için babasından izin aldı. Koşa koşa vadiyi aştı. Altın gibi parıldayan pencereleri yakından görme isteği, onun karanlığın bastığını fark etmesini önlüyordu.

Altın pencereli eve varmak için tırmanması gerektiği tepe çok dikti. Çocuk, nefes nefese yarı yola geldiği sırada, yorgunluktan yere çökerek uyuyakaldı.

Uyanınca, çok vakit kaybettiği için, acele etmesi gerektiğini anladı. Bu arada gece de olmuştu. Çocuk tırmanmaya devam etti. Şafak söktüğü ve güneş parlak tepenin üzerinde belirdiği zaman, çocuk çektiği yorgunluğun ve içini kemiren hasretin mükafatını gördü. Altın pencereli eve gelmişti. Bunca zamandır aradığı evi, garip şekilli çatısından tanıdı.

Fakat, evin pencereleri bildiğimiz camdandı. Hiçbiri parlak ve altından değildi.Hatta, toz içinde olduklarından, donuklaşmışlardı.

Çocuk hayretler içinde kalmıştı. Acaba altın pencereli ev bir rüya mıydı diye düşünmeye başladı. Bu düşünce ile altın pencereli eve arkasını dönüp vadinin öbür tarafındaki kendi evinin bulunduğu tepeye bakınca, gözlerine inanamadı. Altın pencereli ev oradaydı! Kendi evinin pencereleri, üzerlerine aksettiği doğu güneşinin ışınlarıyla altın gibi parlıyordu.

(Alıntı)
 
Back
X