Duygusal dalgalanma da neymiş ben resmen fırtınanın içindeyim şuan.
1) AĞLAMA SENDROMU: Turkcell reklamındaki doğuran kıza, Doktorum programının fragmanındaki bebek doğum anına, bu sitedeki anlatılan bebek kayıplarına ya da doğumlara, şehit, ölüm, hırsızlık, gasp, kayıp haberlerine kısacası içinde duygusal faktör barındıran en ufak şeye bile zır zır ağlıyorum.
2) KİLO KOMPLEKSİ: Bugüne kadar pek iplemiyodum ama bugünkü çektiğim fotoları eski resimlerimle karşılaştırınca Tv'de fatura şoku yaşayan vatandaşlarınkine benzer bi tepki verdim. 'Yuuuuuuuuuuuuoooooooooooooohhhhhhhhhhaaaaaaaaaaaaa!!!!'
3) UYKUSUZLUK: Zırt pırt bölünebilen bi uykunuz ya da düdüklü tencere gibi horlayan bi kocanız varsa beni çok iyi anlarsınız.
4) MAHALLE BASKISI: Şimdiden kafaya koydum çocuk doğar doğmaz, o temizlenmemiş haliyle bile olsa elime alıp şap diye öpücem. Benden önce öpen biri olursa saçını başını yolarım. İsim konumuz muallaka girdi zaten, şimdiden itirazlar başladı. Şöyle yap, böyle yap diyenlerin, akıl verenlerin, bakıcı adaylarının sayısı giderek artıyo. Doğurur doğurmaz Dominic Adasına gitsem Acun beni kabul eder mi diye plan yapıyorum. Bizden önce erkek bebek sahibi olan eşimin arkadaşları kızıma şimdiden göz koymaya başladı. Zordur almak bizden kızı diyorum. Gelen ikinci el kıyafetler, iyi hoş çok güzelsiniz ama benim zevkim değilsiniz. Herkeste de bi trip; artık kıyafet alma çocuğa, nasılsa hediye gelecek. Gelecek gelmesine ama bu gidişle kızım benim ya da eşimin değil başkasının zevkine göre giyinecek. Siz parasını verin, ben aliim de diyemiyosun tabi. :) İşte ben böyle şimdiden gelecekte olabilecek ihtimalleri düşünüp düşünüp kafamda kuruyorum. Sık sık gelip bebeği görmek isteyip, uyku düzenin bozarlar mı? Her gelen yavrumu mikroplu elleri ve sigara kokan nefesiyle kucağına alıp nikotine maruz bırakır mı? Akıl veren, işime karışan çok olur mu? Ben onlarla nasıl başa çıkarım?
5) DOĞMAMIŞ ÇOCUĞUN ANASI VAR AMA BABASI YOK: Malum erkekler o bebeyi ellerine almadan kendilerini babadan saymıyolar. Ben çoktan annelik triplerine girdim ama eşim anca karnımı hissedince 'Aha tekme attı' diyebiliyo. O da benim zorumla. Sanki anamın evinden getirdim ben bu bebeyi.
6) KARİYER, MADDİYAT: Aslında para eden bi mesleğim var ama hamile olunca kimse iş vermiyo. E haliyle ev hanımına dönüşen ben, bugüne kadar hiiçç mi hiççç alışkın olmasam da çorap almak için bile kocamın eline bakıyorum. Ne o, ne de sağolsunlar kendi annem ve kayınvalidem beni hiç parasız bırakmadılar. Amma velakin ahdım var ilk maaşımın tümüyle bebişime süpper bişi alıcam. Kendi kazancımla. Bi iş bulayım da.
7) GELECEK KORKUSU: Gelecekte mümkün afet, talihsiz olaylar, dikkatsizlikler, kazalar vs şimdiden korkutuyor beni. Kordonu dolanır da çıkamazsa, emeklemeye başlayınca her şeyi ağzına atar da ben göremezsem, burnuna leblebi kaçarsa, uyurken kusar da nefes alamazsa, yanlışlıkla düşerse, kanguru kucağımdayken koparsa, deprem olursa, ateşlenir havale geçirirse, okula giderken yanlış arkadaşları olur ders çalışmazsa, tembel biri olursa, davulcuya zurnacıya kaçarsa, ana sözü dinlemez asi isyankar emo felan olursa, başkalarının hayatlarına özenip kendininkini beğenmezse, kötü alışkanlık edinirse, ciddi bir hastalığı olursa... Valla bu liste uzar da gider.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Sanıyorum birçok anne benzeri durumlar için kaygılı. Ve sanırım anne olmak da tam olarak böyle bir şey..