Erkek anneleri bakabilir mi?

dandiktavsan

Geçici Olarak Hesap Pasiftir !
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
16 Temmuz 2018
161
295
34
Amacım polemik yaratmak değil. Bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum.

Tamamı alıntıdır. Kopyala yapıştır yaptım.

bugün facebook timeline'ımda bir posta denk geldim, hepsini kopyala yapıştır yapıyorum ama şöyle bir göz gezdirseniz, zaten az çok ana fikri kaparsınız:

"oğlu olanlar okusun ??
her kadının bir oğlu olmalı. önce koynunda göğsünde büyütmeli sonra boyunu aşmalı. mutfakta bir şeyler hazırlarken gelip kafasından, tam tepesinden öpmeli annesini. daha dün altını sen temizlemiyormuşsun gibi “çok fıstıksınız bugün hanımefendi” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. bulaşık makinesini açıp yarı dolu, sıyrılmamış tabağı bardak bölmesinde bulmalı her kadın. terlikleri mutfakta yere yapışmalı, “oğlum şu reçelle kavga mı ediyosun napıyosun?” diye seslenmeli içeri, kocaman bir adam gelmeli karşısına, ağzı burnu reçel içinde kadına bakıp “ne reçeli?” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı, kirlisini, terlisini temizlerden ayırmayı bir türlü öğrenememeli, söylenmeye başlayınca da kucağına aldığı gibi havaya kaldırıp “dünyanın en huysuz ama en güzel annesi” diye annesini sevmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. yolda yürürken kolunu omzuna atmalı, ilerde yolda kalabalık bir grup gördüğünde annesini diğer tarafına korumaya almalı, sanki düne kadar annesinin kucağında gezen o değilmiş gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. 45 numara ayakkabıları evin ortasında çıkarıp gelip yanına, sanki daha 4 yaşında gibi başını göğsüne koymalı, “yoruldum annem, açım” demeli. o koca herif bir kalemde 4 yaşına dönmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. düne kadar donunu sen giydirirken bugün “yakamız açık mı biraz hanımefendi?” diye trip atmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. “ya ilerde karın beni sevmezse” falan diye yol yapmalı kadın. oğlu da “seni sevmeyen kadını ben ne yapayım” demeli. o işlerin öyle olmadığını bilsen de ses etmemeli. acı bir tebessüm oturmalı yüze. canım oğlum, sen beni sev yeter demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. arkadaşlarıyla çıkacakken “oğlum paran var mı?” demelisin o cebine bakmadan “var” demeli. gidip cüzdanına para koyup sonra koymamış gibi babaya “çocuğa harçlık versene” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. tam kızmışken, bağırırken gelip bir makas almalı yanağından “kızma annelerin en güzeli” demeli, neye kızdığını unutturmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. yaşlılığında ziyaretine gelmeli. ve sanılanın aksine gelinle falan değil, tek başına… hiç öyle sandığınız gibi ” ay ailecek görüşelim” derdinde değildir erkek anneleri. oğlum gelsin ve sanki hiç bir şey değişmemiş gibi koklaya kollaya öpeyim, beraber bir şeyler yiyelim bizbize diye düşünürler. oğullarının annesi olmak isterler eskisi gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. her kadın hayatının bir döneminde erkek berberinde beklemeli, çok enteresan tecrübe gerçekten.
her kadının bir oğlu olmalı. özel gecelerde, yemeklerde, düğünlerde falan zorla dansa kaldırmalı oğlunu. kazık gibi eğilip bükülmeden durmalı oğlu, kadın dans etmeyi göstermeli.
her kadının bir oğlu olmalı. dün ağzının kenarından meyve püresi silerken bugün hesap istemesini, bahşiş bırakmasını izlemeli.
her kadının bir oğlu olmalı. evladı “ilerde bana bakacak” ya da “altımdan alacak” diye düşünmeden de sevebileceğini öğrenmesinin tek yolu bu sanırım. evlat karşılıksız sevilen tek canlı.
erkek anneleri oğullarını bir şey bekleyerek değil, gideceğini bilerek severler. hem de öyle güzel öyle çok severler ki…
anlayabilmeniz için bir oğlunuz olmalı… ??????"

böyle bir saçmalık. paylaşan da çook eskilerden bir aile dostumuz. bir tane oğlu var. uzun uğraşlar sonucu sahip olunmuş bir çocuk. bir çocuk ne kadar özlemle beklenirse beklensin, ben yine de anlam veremiyorum böyle çocuk yetiştirmeye. neyse, dayanamadım yorum yazdım: "ne kadar cinsiyetçi bir yazı, okurken şok oldum" dedim altına.


bana gelen cevap: kıskanma

neyi kıskanmayayım erkek evlat anneleri allah aşkına? neyi kıskanmayayım?

bulaşık makinesine iki tane tabak yerleştirememeyi mi kıskanmayayım?

koskoca haliyle ağzının kenarındaki reçelden bihaber oluşunu mu kıskanmayayım?

çamaşırını kirliye atamamayı mı kıskanmayayım?

45 numara ayakkabılarını çıkarmadan evin ortasına kadar girmeyi mi kıskanmayayım?

annesine veya herhangi bir kadına "yakamız açık mı biraz hanımefendi?" demesini mi kıskanmayayım?

ayı kadar adamın acıkınca bir peynir ekmek yapamayıp "anneee açım" demesini mi kıskanmayayım?

annesi için sevdiği kadından vazgeçme ihtimalini mi kıskanmayayım, yoksa kayınvalideliğin verdiği o zevki mi kıskanmayayım? burada ayrıca kararsız kaldım.

evlense bile eşini eş gibi görmeyip annesi istemiyor diye aile ziyaretine götürmeye tenezzül etmeyişini mi kıskanmayayım?

kazık gibi durup dans edememesini mi kıskanmayayım yoksa?

neyi kıskanmayayım gerçekten karar veremedim.

yahu bu nasıl bir avamlık, hatta bu nasıl bir barzoluk, nasıl bir çomarlık? n'olur bana birisi bunu mantık çerçevesinde anlatsın. biri çıksın ve desin ki evet böyle olmalı çünkü şu sebepten. hakikaten sövmemek için kendimi çok zor tutuyorum.

keşke böyle insanların hiç çocuğu olmasa ya. bütün içtenliğimle diliyorum bunu. keşke hiç çocuk sahibi olmasalar, olamasalar. bu şekilde yetiştirilen adamlar ileride eşine şiddet gösteren, eşinin her şeyine karışan, ona ikinci sınıf insan muamelesi-hatta daha da kötüsü damızlık muamelesi- yapan leş gibi bir koca (eş demeye dilim varmıyor) ve dolayısıyla da leş gibi bir baba olacaklar.

kadınlar, lütfen böyle olmayın. böyle olacaksanız hiç çocuk sahibi olamayın daha iyi.

tabii güzide ülkemde erkek annelerinin çok büyük bir kısmı bu şekilde. özellikle 70 ve 80 kuşağının neredeyse hepsi böyle çocuk yetiştiriyor. hakikaten cinnet sebebisiniz. umarım evlenip gittikten sonra, gelinleriniz tarafından beyni yıkanan oğluşlarınızın yüzünü bir ömür göremezsiniz. belki o vakit aklınız başınıza gelir. anlamanız gereken şu ki, siz çocuğunuzu böyle eşek yetiştirirseniz semer vuran çok olur.
 
Çok eski bi yazı bu, sosyal medyada baya tepki almıştı zaten. Açıkça paylaşmasalar ne olur? Kanlarında ataerkillik akıyor onların.

Geçen bir aile büyüğüm eşimin yardım ettiğini duyunca bana “hiç acımıyor musun kocana?” dedi. Ne diyeceğim ki? :)))))) yaptım. Laf bile anlatamam.
 
Amacım polemik yaratmak değil. Bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum.

Tamamı alıntıdır. Kopyala yapıştır yaptım.

bugün facebook timeline'ımda bir posta denk geldim, hepsini kopyala yapıştır yapıyorum ama şöyle bir göz gezdirseniz, zaten az çok ana fikri kaparsınız:

"oğlu olanlar okusun ??
her kadının bir oğlu olmalı. önce koynunda göğsünde büyütmeli sonra boyunu aşmalı. mutfakta bir şeyler hazırlarken gelip kafasından, tam tepesinden öpmeli annesini. daha dün altını sen temizlemiyormuşsun gibi “çok fıstıksınız bugün hanımefendi” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. bulaşık makinesini açıp yarı dolu, sıyrılmamış tabağı bardak bölmesinde bulmalı her kadın. terlikleri mutfakta yere yapışmalı, “oğlum şu reçelle kavga mı ediyosun napıyosun?” diye seslenmeli içeri, kocaman bir adam gelmeli karşısına, ağzı burnu reçel içinde kadına bakıp “ne reçeli?” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı, kirlisini, terlisini temizlerden ayırmayı bir türlü öğrenememeli, söylenmeye başlayınca da kucağına aldığı gibi havaya kaldırıp “dünyanın en huysuz ama en güzel annesi” diye annesini sevmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. yolda yürürken kolunu omzuna atmalı, ilerde yolda kalabalık bir grup gördüğünde annesini diğer tarafına korumaya almalı, sanki düne kadar annesinin kucağında gezen o değilmiş gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. 45 numara ayakkabıları evin ortasında çıkarıp gelip yanına, sanki daha 4 yaşında gibi başını göğsüne koymalı, “yoruldum annem, açım” demeli. o koca herif bir kalemde 4 yaşına dönmeli.
her kadının bir oğlu olmalı. düne kadar donunu sen giydirirken bugün “yakamız açık mı biraz hanımefendi?” diye trip atmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. “ya ilerde karın beni sevmezse” falan diye yol yapmalı kadın. oğlu da “seni sevmeyen kadını ben ne yapayım” demeli. o işlerin öyle olmadığını bilsen de ses etmemeli. acı bir tebessüm oturmalı yüze. canım oğlum, sen beni sev yeter demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. arkadaşlarıyla çıkacakken “oğlum paran var mı?” demelisin o cebine bakmadan “var” demeli. gidip cüzdanına para koyup sonra koymamış gibi babaya “çocuğa harçlık versene” demeli.
her kadının bir oğlu olmalı. tam kızmışken, bağırırken gelip bir makas almalı yanağından “kızma annelerin en güzeli” demeli, neye kızdığını unutturmalı.
her kadının bir oğlu olmalı. yaşlılığında ziyaretine gelmeli. ve sanılanın aksine gelinle falan değil, tek başına… hiç öyle sandığınız gibi ” ay ailecek görüşelim” derdinde değildir erkek anneleri. oğlum gelsin ve sanki hiç bir şey değişmemiş gibi koklaya kollaya öpeyim, beraber bir şeyler yiyelim bizbize diye düşünürler. oğullarının annesi olmak isterler eskisi gibi.
her kadının bir oğlu olmalı. her kadın hayatının bir döneminde erkek berberinde beklemeli, çok enteresan tecrübe gerçekten.
her kadının bir oğlu olmalı. özel gecelerde, yemeklerde, düğünlerde falan zorla dansa kaldırmalı oğlunu. kazık gibi eğilip bükülmeden durmalı oğlu, kadın dans etmeyi göstermeli.
her kadının bir oğlu olmalı. dün ağzının kenarından meyve püresi silerken bugün hesap istemesini, bahşiş bırakmasını izlemeli.
her kadının bir oğlu olmalı. evladı “ilerde bana bakacak” ya da “altımdan alacak” diye düşünmeden de sevebileceğini öğrenmesinin tek yolu bu sanırım. evlat karşılıksız sevilen tek canlı.
erkek anneleri oğullarını bir şey bekleyerek değil, gideceğini bilerek severler. hem de öyle güzel öyle çok severler ki…
anlayabilmeniz için bir oğlunuz olmalı… ??????"

böyle bir saçmalık. paylaşan da çook eskilerden bir aile dostumuz. bir tane oğlu var. uzun uğraşlar sonucu sahip olunmuş bir çocuk. bir çocuk ne kadar özlemle beklenirse beklensin, ben yine de anlam veremiyorum böyle çocuk yetiştirmeye. neyse, dayanamadım yorum yazdım: "ne kadar cinsiyetçi bir yazı, okurken şok oldum" dedim altına.


bana gelen cevap: kıskanma

neyi kıskanmayayım erkek evlat anneleri allah aşkına? neyi kıskanmayayım?

bulaşık makinesine iki tane tabak yerleştirememeyi mi kıskanmayayım?

koskoca haliyle ağzının kenarındaki reçelden bihaber oluşunu mu kıskanmayayım?

çamaşırını kirliye atamamayı mı kıskanmayayım?

45 numara ayakkabılarını çıkarmadan evin ortasına kadar girmeyi mi kıskanmayayım?

annesine veya herhangi bir kadına "yakamız açık mı biraz hanımefendi?" demesini mi kıskanmayayım?

ayı kadar adamın acıkınca bir peynir ekmek yapamayıp "anneee açım" demesini mi kıskanmayayım?

annesi için sevdiği kadından vazgeçme ihtimalini mi kıskanmayayım, yoksa kayınvalideliğin verdiği o zevki mi kıskanmayayım? burada ayrıca kararsız kaldım.

evlense bile eşini eş gibi görmeyip annesi istemiyor diye aile ziyaretine götürmeye tenezzül etmeyişini mi kıskanmayayım?

kazık gibi durup dans edememesini mi kıskanmayayım yoksa?

neyi kıskanmayayım gerçekten karar veremedim.

yahu bu nasıl bir avamlık, hatta bu nasıl bir barzoluk, nasıl bir çomarlık? n'olur bana birisi bunu mantık çerçevesinde anlatsın. biri çıksın ve desin ki evet böyle olmalı çünkü şu sebepten. hakikaten sövmemek için kendimi çok zor tutuyorum.

keşke böyle insanların hiç çocuğu olmasa ya. bütün içtenliğimle diliyorum bunu. keşke hiç çocuk sahibi olmasalar, olamasalar. bu şekilde yetiştirilen adamlar ileride eşine şiddet gösteren, eşinin her şeyine karışan, ona ikinci sınıf insan muamelesi-hatta daha da kötüsü damızlık muamelesi- yapan leş gibi bir koca (eş demeye dilim varmıyor) ve dolayısıyla da leş gibi bir baba olacaklar.

kadınlar, lütfen böyle olmayın. böyle olacaksanız hiç çocuk sahibi olamayın daha iyi.

tabii güzide ülkemde erkek annelerinin çok büyük bir kısmı bu şekilde. özellikle 70 ve 80 kuşağının neredeyse hepsi böyle çocuk yetiştiriyor. hakikaten cinnet sebebisiniz. umarım evlenip gittikten sonra, gelinleriniz tarafından beyni yıkanan oğluşlarınızın yüzünü bir ömür göremezsiniz. belki o vakit aklınız başınıza gelir. anlamanız gereken şu ki, siz çocuğunuzu böyle eşek yetiştirirseniz semer vuran çok olur.


Erkek annesi olacağım inşallah böyle bir anne olmam....
 
Ama oğlunuza daha bir sempati besliyorsunuz değil mi?

Kizi oglu olup kizlarini kayiran kisiler gordum.
Olaylar insanlara gore degisir.
Genelleme yaparsiniz sizi istisna bulur.
Her dogrunun her yerde soylenmesi iyi olmayabiliyor cunku salt dusuncede olan insanlar degismez bir de kirici cevap alirsiniz.
 
Anne için evladın cinsiyeti olmaz . Evlat kız ya da erkek canının parçası en büyük hazinesidir annenin. İki oğlum bir kızım var şükür. Hepsi de zamanı gelince (Allah iyilerle karsilastirsin) yuvalarına çekip gidecekler. Kız da erkek de. Ne diye neye göre ayırt edilir aklım almadi hiç
 
Erkek anasiyim , yazinin yarisina kadar gelemedim midem bulandi

Igrenc otesi bir dusunce sekli , oglu degil sevgilisi sanki anlatilan

Ne pislik insanlar var ya , bu dusunceyle erkek yetistirenlerin halini okuyoruz burqda bol bol , embesiller ordusu , bulasik makinasina tabak yetistirmekten aciz sülükler

Ay sinir oldum aksam aksam ya
 
Yazinizda haklisiniz ben de cinsiyetcilikten nefret eden ve o tarz insanlari parcalayasi gelen bir insanim. Lakin sonundaki 'bu insanlarin cocugu olamasin..' bu nasil bir mantik? Bence fazla büyük konusuyorsunuz. Bir insanin cocugu olamamamisinin nasil bir sey oldugunu bilmiyorsunuz ve boyle bir beddua etmeye hakkiniz yok.
He elbette ki onun disinda hak veriyorum, böyle bir oglan yetistirmekten ve bununla ovunmekten Allah korusun hepimizi.
 
Yazinizda haklisiniz ben de cinsiyetcilikten nefret eden ve o tarz insanlari parcalayasi gelen bir insanim. Lakin sonundaki 'bu insanlarin cocugu olamasin..' bu nasil bir mantik? Bence fazla büyük konusuyorsunuz. Bir insanin cocugu olamamamisinin nasil bir sey oldugunu bilmiyorsunuz ve boyle bir beddua etmeye hakkiniz yok.
He elbette ki onun disinda hak veriyorum, böyle bir oglan yetistirmekten ve bununla ovunmekten Allah korusun hepimizi.
Bahsettiğiniz cümlelerin hiçbirini ben yazmadım. ''ALINTIDIR'' diyerek belirmiştim, o paragraftan sonra olan hiçbir kelime bana ait değil. Erkek annelerinin fikrini merak ettim sadece.
 
X