Bir Arı.. Dünya da, en değerli besini yapar. Yaptığı Bal ile eşsiz bir kimliğe sahiptir. Arı hakkında kimse olumsuz bir şey söyleyemez. Arı, yaptığı Bal ile şifa kaynağıdır. Peki bu Bal' ı nasıl yapıyor ?.. İçgüdüsel olarak yapıyor. Yani, sen ben ne yapması gerektiğini söylemiyor, öğretmiyoruz !. Öğretemeyiz !
Şimdi Arıların bu içgüdüsel özelliğini yok sayalım !.. Yani Bal gibi, bir besin kaynağının olmadığını düşünelim !. Arıların önemi şuan ne olmuştur ?. Zihnimizde, sağa sola uçuşan, ne yaptıkları anlaşılmayan kanatlı, iğneli böceklere dönüştüler demi ?!
İşte bu sebeple, İnsan denen canlıyı sadece, içgüdüleri ile tanımlayabiliriz. Önce içgüdülerimizi bilmeliyiz. Kadın içgüdüsü ve erkek içgüdüsü nedir anlamalıyız.
Gördüklerimiz, duyduklarımız, bunlar İnsanın ne olduğunu ortaya koymaz. Bal gibi bir besin kaynağının varlığından haberdar değilsek; Arıların ne kadar değerli olduğunu düşünemeyiz.. Bilemeyiz.
Önce İnsan da olması gereken "Bal" gibi değerli olan içgüdülerini keşfetmeliyiz. İşin ilginç tarafı.. Arıların içgüdüleri öğretilemiyor, çünkü idrak yok. Ama İnsana öğretilebilir, farkı da burada ortaya çıkıyor. İnsanın idraki, aklı var !. Bal (İçgüdü ve Eseri) nedir bilmiyorsak. Bu böcek ne yapıyor.. Etrafım da uçuyor, iğnesini batırıyor; der dururuz.
Asıl sorun.. Birilerinin İnsan içgüdüsünü köreltip (perdeleyip) , sıradan bir sirk hayvanına dönüştürmesinden kaynaklanıyor..!