Erkek İnfertilitesi Eşi Azospermi Olanlar Burada Dertleşelim

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi
hayırlı cumalar belgincim cok gecmiş olsun harzem bacımmm agzına saglık sende olmasan kızlar bu mübarek günde rabbim dualarımızı kabul eylesin
 

çok zor bi durum canım napalım inşallah biz de hamile haberlerimizi veririz burda.
inşallah canım şifamıza bu ilaç vesile olur hayırlısıyla kilo gerçekten etkiliymiş sperm çıkışında canım bizim hormonlar iyi şükür normal yani başta sorun vardı ama normale döndü şimdi.
kızlar esım yenı cıktı amelıyattan.sonuc bellı degıl yarın kaan hoca soyleyecekmı öbur hastanede .bız bu gece hastanedeyız bu gun cok zor bır gundu ınsallah yarın guzzel haber alırız
kızlar malesef olmadı bulunamadı umutlarım gine yarım kaldı
canım çok zor yaşadıklarınız umutla beklerken güzel haberini malesef çıkmamış canım çok üzüldüm ümidini yitirme canım Rabbim büyük sakın isyan etme Rabbim büyük sabırlar versin bir dahaki sefere inşallah canım.
çok sevindim canım hadi gözün aydın
canlarım ben hasta oldummmmm bademciklerim şişti çok halsizim başımı kaldıracak halim yokkk inşallah çabuk geçer..hayırlı cumalar..
canımmmm geçmiş olsun dikkat et kendine.
canım sıkma canını kötü düşünme kötü birşey yoktur inşallah.
canımm tedavin hayırlı olsun inşallah daha önce yaşadıklarını yaşamazsın Rabbim sabır,güç,kuvvet versin;yardımcın olsun inşallah.
kızlar malesef olmadı bulunamadı umutlarım gine yarım kaldı
 
[/QUOT

yeni gelenler için herkes kendi hikayesini yaşadıklarını yazabilir mi acaba? nasıl bir süreç, nelerle uğraşmak gerekiyor, ortalama ne kadarda ne olucağı belli oluyor gibi birsürü soru var kafamda. biz yeni öğrendik tedaviye bile başlamadık 3 ay kadarda başlayamıyacağız. ama bu konuyla yatıyourm bu konuyla kalkıyorum. hayatımın merkezinde bu var. yakınlarıma açmadığımız için kimseylede konusamıyorum. zaen kafamda almıyor cocugumun olamıycagını durumu kabullenmiş bile eğilim sanki. büyük bir boşluk,tuhaf ve insanın içini kemiren bi durum...............
 
SELVA canim cok super insaalah ikiz haberinide aliriz
 
Harzem arkadaşım ben de varım azolular arasında adımı göremedim nereye nasıl ekleniyo bilmiyorum,kendimi nasıl ekleyebilirim.KANAYANYARA arkadaşım ümidini kaybetme biz de öğreneli 1 yılı geçti ama biz bitkisel kullanıyoruz daha tüp bebek mrkezine başvurmadık bu yaza kadar normal yolla çıkış olmazsa o zaman başvurucaz ama ben çocuk sahibi olamıcam diye birşeyi hiç düşünmedim sen de böyle düşünme moralini yüksek tut Allahın izniyle biz de birgün anne olucaz inşallah.
 

canım mrb nasılsın durumunu bıraz anlatr mısın bızımkıne benzyrs rabbım kurtarsn.CICEKCIM rabbbım guzel kapılar acsın sana ve esıne.zor ama cok zor bır durum....bu da bır sınav ne olur kendını bırakma.kurban oldgm allahım senınde yuzunu gldrsn en kısa zmanda tatlı dıllı temız yureklı arkadasım...HARZEM ELINE SAGLIK CANIM sen adres yollucaktın bana.MESLEKI TEACHAER AMIN CANIM benım rabbım hepmızıe yastasın ınsaalah
 
ZAMAN ve VCK bahsettigim duanin oldugu yaziyi yolluyorum(OSMAN SIMSEK in IBRETLIK HATIRALAR adli kitabindan):

her mü’min hayatı boyunca defalarca duasının kabul olduğunu görmüş, sebepleri aşkın bir şekilde bazı isteklerinin gerçekleştiğine şahit olmuştur. İnanmayanlar kendi başlarına yansınlar, hakiki mü’minler düzmece istatistiklere ihtiyaç duymayacak ölçüde duanın tesirine dair yakîne ulaşmışlardır. Duanın kabulünün büyüklükle de alakası yoktur; kırık bir kalble ve samimi hislerle dergah-ı ilahinin tokmağına dokunanlara mutlaka bugün olmazsa yarın icabet edilmektedir ve inananlar bunun şahitleridir.

Mazlumların sahibi Allah’tır; mazlumun duası geri çevrilmeyen dualardandır. İnanmayan inanmasın; münkesir bir kalbin âhına hemen “Kulum” dendiğinin binlerce misali vardır. Ne ki, bu misaller ulu orta söylenecek ve caka yapılacak şeyler değildir.
Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in, “Allah derdi de devayı da indirmiştir; her derdin bir devası vardır. Öyle ise, tedavi olun ama şifayı haramda aramayın!” buyurarak ifade ettiği hakikate göre, felç dahil her türlü hastalığın çaresi mevcuttur. Bu çare, bazen zahirî sebeplerin eliyle, yani tedavi yollarına başvurmak suretiyle gelir; bazen de hiçbir sebebe müracaat etmeksizin, doğrudan doğruya Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak ve O’ndan şifa dilemekle elde edilir. Mesela; Rehber-i Ekmel’in (aleyhissalatü vessellam) tavsiyelerine uyarak, ağrıyan yerine elini koyup üç defa “bismillah” dedikten sonra, “euzü bi izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidü ve uhâziru min vece’î hâzâ - Vücudumda duyduğum ağrının şerrinden ve neticesinden korktuğum şu acıdan, Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım!..” duasını tekrarlayan ve samimi bir kalb ile Hazreti Şafî’ye teveccühte bulunan bir kula, Allah Teâlâ sebepler üstü şifa ihsan edebilir. Evet, bir mü’min, halis bir ubudiyet sayılan dua vesilesiyle Cenâb-ı Hakk’a yönelince sebepleri bütünüyle aşabilir ve “nur-u tevhid içinde sırr-ı ehadiyetin zuhuru ile” Rabbin husûsî bir muamelesine mazhar olabilir.
Hocamızın Bacağı Dua Sayesinde Kesilmekten Kurtuldu!..
Bazıları duanın müessiriyetini inkar etseler de, Aziz Hocamız başından geçen ve pek çok dostunun şahit olduğu bir hadiseyi şöyle anlatmıştır:
1972 senesinde bacağımda dayanılmaz bir ağrı zuhur etti ve bu hal aylarca sürdü. Bazen hiç hareket edemedim, evden dışarı çıkamadım. Doktorlar önce kemik erimesinden şüphe ettiler; sonra -bağışlayın- kalçada bir deformasyon olduğunu söylediler. İzmir Tepecik’te Devlet Hastanesi’ndeki bazı hekimler konsultasyon yaptılar ve bacağımın vaziyetini çok olumsuz gördüler. Benden bir şey gizlermiş gibi aralarında uzun uzun konuştular; ihtimal, verecekleri haber karşısında çok sarsılacağımı düşündüler. Bugün bana kanser olduğumu da söyleseler, umurumda değil. Bir gün fazla yaşamayı dahi istemiyorum. Gayrı vuslatı arzuluyorum. Sadece kardeş, dost ve arkadaşlarımın vifak ve ittifakını düşününce, “Bu dünyaya onların gül hatırlarına biraz daha sabredebilirim!” diyorum.
Fakat, o gün henüz otuz küsur yaşlarındaydım; gençlik yılları sayılan dönemi idrak ediyordum. Belki çok kötü bir haberden dolayı ziyadesiyle üzülebilirdim. Bundan dolayı, hekimler istişarelerinin neticesini biraz saklı tuttular; fakat, sonra aralarında konuşurken, bana da duyuracak şekilde seslerini yükselttiler. “Kalçanın alınması lazım, bacağın kesilmesi icap ediyor!..” türünden sözler söylediler. Bunları duyunca hiç etkilenmedim diyemem. O şok anında insanın içine birden bire hafif de olsa bir sis, bir duman çöküyor. Sadık u Masduk Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki “Gerçek sabır, bir musibetin gelip çarptığı ilk andaki sabırdır.” Tahammülü zor bir hadiseyle karşılaştığınız zaman “gık” bile demeden ona katlanmanızdır hakiki sabır. Mesela; aniden vurup kolunuzu kopardıkları anda şikayet feryatları yükseltmeden buna katlanabiliyorsanız siz sabırlı bir insansınız demektir. Yoksa, kadere taşlar attıktan, Cenab-ı Hakk’ı kullarına şikayet ettikten ve isyana daldıktan bir süre sonra, ağrılarınızın dinmesinin, dostlarınızın gelip teselli etmelerinin ve acınıza ortak olmalarının akabinde başınıza gelene tahammül etmeye karar vermeniz sabrettiğiniz manasına gelmez. Hadisenin şok tesiri esnasında “Allah’tan gelene razıyım!” diyebiliyorsanız, ancak o zaman sabrı anlamış sayılırsınız.
İşte, bacağımın kesilmesi gerektiğini öğrendiğim o anda, öyle bir şok yaşadım, hafifçe birkaç adım attım ve kapının sövelerine dayandım. Sonra, “Rabbim, şimdiye kadar iki ayak vermiştin, artık birini alıyorsun, Sana hamdolsun!” dedim. Birden dünyanın yükünün üzerimden kalktığını hissettim. Kim bilir, belki de o esnada -Üstad’ın ifadesiyle- “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.” hakikatinin inşirahını tattım.
O günlerde, Doktor Cevdet Alptekin’e de gittik; kendisi o sıralar bacak kesme vakalarıyla meşhurdu. Bana henüz bir şey dememişti ama hemen yanımızdaki bir adama bacağının kesilmesi gerektiğini söylemişti. Adamcağızın kızı ağlamaya durdu, adam da çok fena bozuldu. Boyacılık yaptığını sonradan öğrendiğim adam nazarlarını kendi bacağına dikti, uzun uzun öyle ayağına baktı. Aynı teklifle karşılaşmamın çok muhtemel olduğu bir anda, o psikolojiyi onunla beraber yaşadım. Bir orada onunla beraber, bir de idama mahkum edilen bir adamın asılması anında diyanet görevlisi olarak vazifelendirildiğim sırada aynı ruh haletini yaşadım. Adam ayağına bakıyor, “Bu ayak kesilecek öyle mi?” diyor; şöyle bir dönüyor, kendi kendine konuşuyor, “Ben, bu Ramazan’da oruç da tutmuştum, teravihe de gitmiştim ama...” diyerek hezeyan içinde mırıldanıyor. Onun o andaki hislerini duymadan bu sözlerin manasını kavrayamazsınız; nasıl çaresizce kıvrandığını anlayamazsınız... Ve nihayet adamın ayağını kestiler, bir müddet sonra onu ayağı kesik bir halde boyacılık yaparken gördüm.
His ve duygu yoğunluğu açısından dolu dolu geçirdiğim o dönemde bir gün zor güç yürüye yürüye eve geldim. Kardeş apartmanında kalıyorduk. Ramazanın içindeydi; demek ki, vaaza da gidemiyordum. Çocukluğumda dedemden öğrenmiştim; daha mini minnacık olduğum dönemde, başının çok şiddetli ağrıdığı bir vakit, beni yanına çağırmıştı; “Gel, başımı tut ve salat u selam oku” demişti. Demek ki, Allah Rasûlü’ne salat ü selam sayesinde ağrısının dineceğine inanıyordu. Dedemin o halini hatırladım. Gece, sahurdan evvel kalktım; bir kaba zeytinyağı koydum, salat u selam okuyarak, zeytinyağı sürdüğüm bacağımı bir güzel ovdum. Cenab-ı Hakk’a şu sözlerle teveccühte bulundum:
مَوْلاَيَ صَلِّ وَسَلِّمْ دَائِمًا أَبَدًا / عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقِ كُلِّهِمِ
هُوَ الْحَبِيبُ الَّذِي تُرْجَى شَفَاعَتُهُ / لِكُلِّ هَوْلٍ مِنَ اْلأَهْوَالِ مُقْتَحِمِ
“Ey Yüce Rabbim, Sahibim ve Efendim! Bütün yaratıkların hayırlısı olan Habîbin Muhammed’e sürekli sonsuz salât u selâm eyle! Zira, Senin Habîb’in, içimize endişe salan bütün musibetler ve katlanmak zorunda olduğumuz bütün korkular karşısında şefâatını umduğumuz yegâne Zattır.”
Bu satırları defalarca okuduktan sonra da şu mısraı çokça tekrar ettim:
لَو نَاسَبَتْ قَدْرَهُ اٰيَاتُهُ عِظَماً /اَحْيَ اسْمُهُ حِينَ يُدْعَى دَارِسَ الرِّمَمِ
“Mucizeleri O’nun kadr u kıymetine denk büyüklükte cereyan etseydi, mübarek ismi anılınca çürümüş kemikler bile cana gelirdi.” mealindeki bu sözün gönlümde tutuşturduğu mülahazalarla Şefkat Peygamberi’nin himmetine ve onun şefaatiyle Rabb-i Rahim’in merhametine sığındım. “Yapısı bozulmuş bir uzuv ya da ölmeye yüz tutmuş bazı hücreler ne ki, İnsanlığın İftihar Tablosu’nun adı hürmetine Allah Teâlâ çürümüş kemikleri dahi ihya edebilir” düşüncesiyle, Rasul-ü Ekrem’in (aleyhissalatu vesselam) ruhaniyatından bir iltimas talebinde bulundum. Buna birkaç gece devam ettim. Bir hafta geçti ya da geçmedi ağrılarım yavaş yavaş azaldı ve nihayet sona erdi. Rahmeti Sonsuz’a şükürler olsun, o gün bugündür bacağımla alâkalı öyle bir problem yaşamadım.
Evet, dua, Cenâb-ı Hakk’a esbab üstü teveccühün unvanıdır. Allah’a inanmayanlar, O’nun sebepler üstü icraatının varlığını da kabul etmezler. Böylelerine duanın gücünü anlatmak ve onları Allah’ın ekstradan lütuflarının bulunduğuna inandırmak çok zordur. Oysa, şahsen o kadar çok hadiseye şahit olmuşumdur ki.. Alvar İmamı ya da Salih Efendi Hazretleri gibi ağzı dualı bir Hak dostunun kanserli bir insana dua ettiğini ve biiznillah o hastanın şifayâb olduğunu kaç defa görmüşümdür. Bu, hekime gidilmesin demek değildir. Kemoterapi, radyoterapi yapılmasın manasına gelmemektedir. Tıbbın mutlaka bir yeri vardır; tabii ki teşhis ve tedavi adına gerekenler ortaya konulmalıdır. Fakat, bunların yanı sıra duaya da başvurulmasının ne mahzuru vardır?!. Pozitivizm üzerine müesses olan tıbbımız düne kadar rehabilitasyonu bile kabul etmiyordu; akupunkturu bir tedavi metodu saymıyordu; alternatif tedaviyi kökünden reddediyordu; kiropraktiği bir aldatmadan ibaret görüyordu. Bazıları hâlâ bu sahalara karşı oldukça mesafeli dursalar da, bunların hepsi yavaş yavaş tıp sahasına giriyor. Bir ilim adamının dediği gibi, “Biz tecrübi ilimlere bağlı olan bu tıp alanında, koskocaman bir masanın ancak bir köşesi kadar bir yere muttali olabildik; önümüzde keşfedilmesi gerekli olan daha şu kadar büyük bir saha var.” Öyleyse, hangi değişmez ve sabit kurallara göre duanın tesiri yok sayılabilir ki!..
Kanaat-ı âcizâneme göre, gözardı edilen husus şudur: İnsan, bir hastalığın pençesine düştüğü zaman, ruhu açısından nasıl bir panik yaşarsa, o şahsın beden hücreleri de biyolojik hayatiyetleri itibarıyla öyle bir panik yaşarlar. İşte insan, böyle bir durumda “Rabbimin inayetiyle, benim bu hastalığı aşmam mümkündür” inancıyla toparlanabilirse, kanseri bile -Allah’ın izniyle- aşabilir. Çünkü, onun bedenine hükmeden ve zîşuur bir kanun-u emrî olan küllî ruh, Allah’a itimadın hasıl ettiği yüksek bir moral gücü ile vücuttaki hücrelere enerji pompalar. Bu moralden nasiplerini alan hücreler de panik havasından kurtulur ve -Allah’ın inayetiyle- bünyede yapılması gerekli olan tamiratı yaparlar.
 
Son düzenleme:
Sağol canım. Çok güzel bir yazıydı. Bu sitede böyle abdestli namazlı dinine düşkün kimseleri görmek çok güzel.
 
harzem canım eline sağlık çok güzel bir liste olmuş ama bana 2.mikrotese yazmışsın bizim ilkinde bulundu..rabbim hepimizin yardımcısı olsun...
 
canlarım ben hasta oldummmmm bademciklerim şişti çok halsizim başımı kaldıracak halim yokkk inşallah çabuk geçer..hayırlı cumalar..

çok geçmiş olsun arkadaşım çabucak iyileş


geçmiş olsun canım içini ferah tut ınsallah temız cıkar bıyopsı sonuçların


hayırlı olsun arkadaşım yolunuz açık olsun umarım bu sefer melegın gelır kucagına

merhaba canım inşallah tedavin bu sefer sonuç verir bende haftaya iğnelere başlıcam bakalım bizim ilk olacak daha

hayırlı olsun tedavınız su gıbı akıp geçsın guzel haberlerle gelırsınız ınsallah

 
Son düzenleme:
cicek çok üzüldüm geçmis olsun. Allah sabir versin.

Selva senin adina çok sevindim degerin güzel katlanmis allah tamamini erdirsin.

Harzem elline saglik liste çok gûzel olmus.
 
çiçek yeni fark ettim arkadasım cok üzüldüm allahım sabır versin ne yapalım bazen böyle olumsuzluklarla karsılasıyoruz malesef rabbim büyüktür hakkımızda hayırlı olanı nasip etsin inşallah
 
 
HARZEM ellerine saglik liste cok güzel olmus!!!
INSALLAH arkadaslarimizda ve bende iyi sonuclar alip listeyi tamamlariz!!!
 










allah tedavini su gibI berak akitsin!!!!
allah emegini bosa cikarmasin!!!
insallah iyi sonucalar alirsin??
hangi tüp merkezinde basladin tedaviye????
 




gecmis olsun arkadasim!!!
icini ferah tut ;allahin izniyle kötü birsey yoktur!
ya bu öyle birsey ki bu basimizdaki illet azo insan üzülüyor icine atiyor bagzen esinle bile konusamiyorsun üzgünlügünü !!
kizlar hic birseyinizi icinize atmayin ,konusun rahatlayin derim ben..............
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…