5 yıllık bir ilişkim var. Erkek arkadaşıma ilk günlerdekinden çok daha fazla aşığım. Zaman zaman birlikte yaşadık, ilk gününden beri cinsellik de yaşıyoruz. Erkek arkadaşımsa pek coşkulu yaşayan bir insan değil. Benim kadar dolu dolu değil. Bana aşık olmadığını hissediyorum ama sanki hayatında hiç aşık olmamış gibi geliyor bana. Çünkü dediğim gibi pek dolu dolu, coşkulu bir insan değil. Kendimi kandırıyorum belki de, kim bilir.
Bir ara çok taktım bunu kafama. Ona haksızlık ettiğimi, onu aşksız bir hayata mahkum ettiğimi, aşksız bir evliliğe sürüklediğimi düşündüm. Kendimi onun benim kadar coşkulu olmadığına, başka biriyle de birlikte olsa böyle olacağına, aşkın onun için önemli olmadığına inandırdım, kendimi bu düşüncelerle ikna ettim. Sevgisinden, verdiği değerden hiçbir şüphem yok. Beni kendi canından daha çok sevdiğini biliyorum. Aramızda tutku da var, güzel bir ten uyumu da var. Ama bir şeyler eksik. Bir kıvılcım. Ha heyecan deseniz hâlâ var. Bir bakışıyla bir gülüşüyle kalbim bir başka çarpar, en ufak masum dokunuşuyla dahi elektrik çarpmışa dönerim. İlk gününden beri farkındayım bir eksiklik olduğunun. Tam olarak "işte eksik olan bu" diyemiyor olsam da ikimiz de kabullendik bu eksikliği. Böyle de yaşayabildiğimize, böyle de birbirimizle çok mutlu olduğumuza ikna olduk ki hâlâ devam ediyoruz.
Yazdığınız diğer cevaplardan eşinizi yeterince tanımadığınızı çıkardım. 2 çocuğunuz varmış, yaşlarını bilmiyorum ama mümkün olduğunca eşinizle baş başa vakit geçirmenizi, romantik yemekler yiyip, ilk kez tanışmış gibi flört etmenizi fazlasıyla öneririm. Role play şeklinde başka isimlerle dahi yapabilirsiniz bunu. Sınıfta öğrencilerin çekinmesini engellemek için farklı kimlikler verip gerçek duygu ve düşüncelerini öğreniyoruz mesela. Bu yetişkinlerde de işe yarayan bir yöntemdir. Normalde söylemekten çekineceği, utanacağı şeyleri itiraf edebilir başka birisi gibi davranırken.