Eşiniz bu evlilik olayını çok yanlış anlamış sanıyorum.
Anlattığınız her şeyden eşinizin iyi bir eşten ziyade iyi bir ev arkadaşı olduğu kanısına vardım. Ev işlerinde yardımcı, ılımlı, yemekleri sorun etmeyen, çocuğa ilgili vs.
Evlilik, iki hayat ayrı ayrı yaşanırken, birbirine destek olan, düştüğünde kaldıracak bir el, üzüldüğünde ağlayacak bir omuz, sevindiğinde 2 kat kahkaha, cesaretin kalmadığında "yapabilirsin" diyen bir dış ses olmalı.
Sizden tek ricam, kendinize olan saygınızı ve özgüveninizi kaybetmemeniz. Araba kullanmayı 18'ime girdiğim ilk gün babamdan öğretmesini talep ettim, öğretmeyince de bak gidiyorum o zaman başkaları öğretir dedim, koştu peşimden öğretti. Siz ne istediğinizden emin olun, eşinizin de destek olması için ondan destek isteyin, izin değil. Ama bunu eşinize "Senden izin istemedim" diyerek de gözüne sokmayın. Onun hayatınızdaki yol göstericiniz, hayat arkadaşınız olduğunu, hayallerinizi onunla birlikte gerçekleştirmek istediğinizi ona belirtin.
Erkekler yaradılıştan enteresanlar. Muhtaç kadınları severler, ama güçlü kadınlara da bayılırlar. Siz güçlü durup "muhtaç" olmadan sanki o olmadan eksik kalırmışsınız ( Bakın mışsınız diyorum, kalmayın, kaldırmayın efendim, tek başınıza da dağları delersiniz! ) gibi hissettirin. Bakın o zaman nasıl bir süperman çıkıyor bu adamların içinden görün :)
Son olarak da, çok sevdiğim rahmetli Anneannem derdi ki, biz çocuk oldu ayrı yatarız, eş uyanmasın ayrı yatarız, temizlik var ayrı yatarız, misafir var ayrı yatarız, sonra adam gider başkasıyla yatar "vah vah" ederiz, eşten ayrı yatılmaz, insan yastıksız yorgansız yatar mı, eş de yastıktır, yorgandır, derdi.
Henüz evli değilim ama, işim dolayısıyla bir çok evli/boşanan insanlar muhatabım. Benden naçizane tavsiyeler bunlar...