• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eşim ve çalışma yasağı

erkeklerinki nasıl sevgi ben anlamıyorum. seviyorsa size her koşulda destek olması lazım. sizi kısıtlamasını hiç doğru bulmadım. ben evlendikten 6 ay sonra işimde daha iyi olacağım için 3 aylığına yurtdışına gittim ve orada kaldım. eşimde ilk başta engel olmak istedi ama durumu anlatınca hak verdi. iyiki de gitmişim. şimdi eşimden boşandım. misler gibi işim misler gibi maaşım var. yoksa eski aldığım maaşımla bu standartlarda yaşamam çok zordu..

üniversiteyi bölüm 3.sü olarak bitirmiştim ben, danışmanım dil sınavlarına girersem yurtdışında burslu eğitim sağlayabileceğini söylemişti ama yüksek lisans yapamazken ona hiç gidemezdim galiba şimdi bu durum söz konusu olsaydı

Babanızın durumu saflık değil inanın gurur abidesi. Kendi okuyamamış ama cocuklarını en iyi sartlarla okutmaya calısıyor. Helal olsun, sevgiler babanıza :)

Eşinize gelince. Ezikus erkekus sendromuyla karşı karşıyayız. Bu sendromda er kişi de bir miktar eziklik bir parça da kıskanclık sezilir.

Babanız bu yasa elin oğlu eğitiminize kariyerinize engel olsun diye getirmedi değil mi? Lütfen ondan izin almayın. Ne istiyorsanız onu yapın. Üstelik işinizi de özleyecek kadar seviyorsunuz.

Hayatın ne getireceği belli olmaz. Boşandığımda Allaha sükrettiğim tek şey işimdi. Hem işime sarıldım, hem de maddi olarak ayakta kaldım.

yani saflık derken babamın yüreği çok temizdir onu demek istemiştim :) okuyamadığını anlatırken bile ağlar, biraz fazla duygusaldır:)
hiç izin alma durumum olmadı aslında, yani bunun izin alınacak bişey olduğunu düşünmedim. o çalışıyorsa ben de çalışabilirim çalışmanın kadını erkeği olmaz ki..

bir 30 sene sonra eşinizin Allah korusun gözü dışardaki kadınlara kaydığında ,bir genç kadın bulduğunda ve sizi kapıya koyduğunda ortada kaldığınızda ah kafam ah demezsiniz umarım.
bir arkadaşımın annesi şu an bu durumda. kızlarına ve damatlarına sıgındı. onların eline bakıyor. eşi çalıştırmamıştı zamanında.
hayat öyle her zaman düşündüğünüz gibi gitmiyor.

ben asla birine güvenerek bişeylerden vazgeçmem ki zaten; ailem(özellikle babam) hiç bir zaman beni aç açıkta bırakmaz bilirim ama ona güvenerek bile çalışmıyım vs demem.. hayat bu ne olacağı belli olmaz..

Babanızın vereceği tepkiyle alakalı büyüyüp büyümemesi. Ama kötü birşey söylemese bile babanız eşiniz büyütecek gibi sezdim. Yanılıyor da olabilirim. Yüksek lisansa babanızın hatrı için sözümden dönemem gibi birşey ile başlasanız belki olabilir. Ha derdiniz sadece çalışmaksa kocanızın parasını har vurup harman savurun. Yetmiyor deyip yollar belki. Dalga geçmek gibi algılamayın lütfen. Aklıma yalnızca bu geldi. :)

başta güzelce anlatır babam, babam beni istemeye geldiklerinde bile okumanın öneminden bahsetmişti biraz fazla takılır bu konuya babam. ama eşim yine de babama yok baba olmaz derse o zaman büyür işte ondan korkuyorum açıkcası.. aslında yüksek lisansı üniversite 1 ve 2deyken istiyodum sonra vazgeçmiştim, içimden gelmemişti.. ama babam öyle çok anlattı ki ağladı.. ben yapamadım benim yerime sen yap, aileden üni bitirecek ilk sen olcaksın yüksek lisans falan yapan da sen ol, daha da ilerlemek istersen evi arabayı bile satar okuturum demişti.. şimdi böyle istekli olan bir adam için bile okurum ben; o çok hassas.. yok olur mu hiç dalga geçmek gibi anlamıyorum :) zaten çalışmasam inanın iki ayda kendi de pes eder ama ben iki ayımı heba etmek istemiyorum..

böyle değerli bir babanın evinden böyle bir eşin evine gelmek çok zordur eminim.

keşke anne-babalarımızı biraz dinlesek onlar bize bu insan sana uygun değil evlilik için daha erken dediğinde oturup biraz düşünsek keşke..

eşin çalışma ve erkekliği bağdaştırmış ya bir şey diyemiyorum..10 yıllık öğretmenim benim kocam erkeklikten çoktan çıkmış vah zavallım....

bu hikayede dikkatimi çeken tek şey babanın tutumu oldu helal olsun ona,demek ki bazı şeyler okumakla üniversiteler bitirmekle oımuyor!

ben evlenince bişeylerin böyle değişeceğini hiç düşünmemiştim.. babam duysa ki eşim istemiyor diye yüksek lisans yapmıyorum hele hele çalışmicam ortalığı yıkar el adamı mı seni okuttu, onu mu dinliceksin diye.. eşim sadece maddi olarak düşünüyor, hem benim aldığım maaş da 1800 TL(özel sektördeyim), az para mı ki bi kenara bu parayı koysak ilerde çoluk çocuğumuz olduğunda daha iyi şartlr sağlarız..

Babanız eli öpülesi adam tüm şartları zorlamış sizi okutmuş.. Elin oğlu çalışamazsın lisans yapamazsın diyecek! Yok öyle şey, hakkınız olanı sizden almasına izin vermeyin lütfen. İleride bir gün Allah her şeyi yolunda götürsün elbette ama başınıza tam tersi bir durum geldiğinde emin olun çalıştığınıza şükredersiniz.

babam herşeyimdir benim; bir annenin babalık yapması, babanın annelik yapmasından daha kolaydır; benim babam bana annelik, abilik, arkadaşlık hepsini yaptı Allah razı olsun. şimdi çalışmazsam ya da eğitime devam etmezsem babamın o emeklerini yıkacakmışım gibi hissediyorum. kendi emeklerimden çok bana emekleyecek ortamı oluşturan babamın çabalarına üzülürüm...

ben evlenmeden önce eşime anlatırdım. ben evde durduğum 1 ay kafayı sıyırıyordum. evde pijamalar üstüm başım dökülüyordu. o " ay boyunca hep hastaydım.. senin öle hikayelerin yok mu? eşine anlatsan...

olmaz mıı, kendi de biliyor:) öğretmenliğimin ilk yılı çok zor geçti benim(özel eğitimde çok ağır öğrencilerle çalıştım), her gün ağlıyordum ağır öğrencilerime.. bir yıllık sözleşmem dolunca iş yerinden ayrıldım, anaokulunda çalışırım diye düşündüm 2 ay yaklaşık çalışmadım. o zamanlarda eşimde 1 senelik sevgiliydik; sıkıntıdan saçlarım döküldü, kilo almaya başladım, vücudum sarktı.. çünkü işe giderken ben hep otobüsten erken iner yürürdüm vucudum salmazdı kendini.. kafayı yiyecektim sanki, hatta o dönem eşim tutturmuştu iş bulur kendine gel bi sen çok bunalıma girdin diye.. o günleri anımsa diyorum; artık evin var o kadar sıkılmazsın diyor.

sana yetemiyor muyum ne demek ya? eşin çok değişik düşünceler içinde.
insan para için olduğu kadar kendi için, kendini gerçekleştirmek için çalışır.
ben daha önce öğretmendim.
önüme yükselme fırsatı çıktı.
eşim o kadar ısrar etti ki, yüksek lisansa devam edip yükselmem için.
iş değiştirdim sayesinde.
yoksa ben tek başıma diğer işimden ayrılmaya cesaret edemezdim.
şimdi memnun olduğum bir işim var.
eşim de askerde ve kendi paramla idare ediyorum. (bu arada eşim lise mezunu, kendinden daha yüksek tahsilli olmam onu rahatsız etmiyor normal olarak)

eğer Allah korusun eşin hastalanırsa vs. çalışamaz duruma gelirse nasıl geçineceksiniz?
sen işten de uzak kaldığın için zorlanacaksın vs.
derdi evle çok ilgilenemeyecek olman ise uygun saatli bir iş bulursun.
ama eşinin seni yüksek lisans dersine göndermemenin nasıl haklı bir sebebi olabilir ? Anlayamadım! :50:

paranında etkisi yok değil çalışmak isteğimde; baba evindeyken para derdim yoktu. ama şimdi daha olgunlaştım; para biriktiririz çoluk çocuğumuz rahat eder Allah korusun yarın öbür gün bişeyler ters giderse elimizin altında b miktar paramız olsun diyorum.. inanın bu para sevdası değil bendeki sadece paran yoksa hastanede bile tedavi olamayan kaç hasta var bunları biliyorum ben. kurum sahibimiz beni torunuymuşum gibi seviyor; sana bir kolaylık yapıp yarı zamanlı çalışmana müsade edebilirim dedi. şuan tüm güne 1800 tl alıyorum; öğlen 1:45e kadar çalışırsam 1200 tl alcam.. maddi olarak da(bana göre) çok iyi çok şükür, hem de yarım zamanlı. evimle de ilgileniyorum hem de tam zamanlı çalışınca bile; annemden gördüğüm gibi yemeğime, evimin temizliğie her şeye dikkat etmeye çalışıyorum elimden geldiğince..

Böyle bir babaya sahip olduğunuz için çok şanslısınız..

Ama eşinize gelince... Aslında adam evlenmeden önce kendini belli etmiş.. açık açık söylemiş,çalışmana karşı olduğunu.. evlenerek bunu kabul etmişsiniz.. Tabi kabullenmek demek onun dediği olacak demek değil..

Lütfen çalışmaktan vazgeçmeyin..Yüksek lisanstan hiiçç vazgeçmeyin.. İleride başınızı duvarlara vurursunuz.. bunu yaşayan biri olarak söylüyorum.. :50:

Gidin hocalarla görüşün sınavdan sınava gidin arada derslere girin ama mutlaka bitirin.. üniversitede benim kaç tane sınıf arkadaşım evliydi..valla hiç bir şey olmadı onlara,gayette mutluydular.. :ssz:

eşim çalışılsam ezileceğimi düşünüyor. inanın çok iyi biridir normalde; düşkünlüğü ilgisi.. bana babamı aratmaz hiç öyle korur, herkese karşı savunur.. tek sorunumuz bu çalışma meselesi, kıskançlığı.. ben çok ciddi olmduğunu anlamamıştım;evlenmeden evvel çalışırken bana hiç çalışma demedi çükü.. ben de çalışmamı istemese şimdi de çık derdi işten diye düşündüm.. valla biliyorum eğer bu dediklerini yaparsam;hiç ayrılmasak maddi imkanlarımız çok iyi olsa erşey muhteşem gitse vs bile pişman olurum.. imkanım varken ve bu imkana zor ulaşmışken bırakmak salaklık olur..

Benimde eşim çalışmama karşı..
ama şöyle bir durum var bizde, özel sektöre karşı çıkıyor..
evlenmeden önce yoğun bi işte çalışıyodum gecesi gündüzü pek belli olmayan..
biz evlenmeden konuştuk, açıktan 4 yıllığa tamamlayıp memur olmama 1 yılın sonunda ikna oldu...
okumama hiç karşı değildi ama benle birlikte haftasonları sabah kalkar sınava götürürdü beni...
sizin gibi öğretmen olsam can atardı heralde çalışmama bi bayanın yapabileceği en güzel mesleğe sahipsiniz...
eşiniz bence biraz kıskanç sanırım yani öğretmen olarak iş yapamana izin vermediğine göre...
yüksek lisans mevzusunda da yani şöyle erkeklerin bulunduğu ortama sıklıkla girmeninizi istemiyo olabilir..
he bide şey var örneğin bebek düşünüyomusunuz? çocuğunu bakıcıya emanet ettirmek istemeyen bir yığın baba var mesela benim eşimde öyle.. sizin eşinizde sanırım öyle düşünüyo olabilir...
evde otururken yani dinen de durum böyle hanımlar özel narin, o yüzden efendimizin eşleri de çalışmış ama evlerinde dericilik falan yapmışlar hz. hafsa gibi...
kurslarla kendinizi oyalayabilirsiniz bence...


özele de karşı devlete de benim eşim. çocuk gelişimciyim ben kpssden 70 üstü yapsam rahatlıkla merkezi yerlere atanırım. memleketim antalya bile 67yle almıştı geçen yıl bu yıl bilmiyorum da.. ona diyorum Ankarada neyimiz var, atanıp gidelim.. onun çalışma süresi iki yılı geçtiği için şehir değiştirme isteğinde de bulunabiliyor.. devlete girsem yarım gün çalışcam misler gibi.. ama ona da razı değil.. özel sektördeyim ben(özel eğitim merkezinde) çalıştığım kurumda hiç erkek öğretmen yok, sabah 9dan akşam 6ya kadar çalışıyorum. ama çok yorucu değil; öğrencilerime ya da velilerime üzüldüğüm anlar oluyor tabi ama bedensel yorgunluğum inanın öyle çok olmuyor.. ilk yıl çok zorlanmıştım o da alışamadığım içindi ama şuan adepte oldum da.. şuan çocuk için erken diye düşünüyorum ben(onun için tam zamanı).. zaten çocuk olunca istemiyor en azından 3 yaşına kadar falan(onu bende istemiyorum. 3 yaşına kadar büyütmek isterim.. ama ben çalışmazsam kurslara da göndermez.. hanımlar spora diye belediye bizim mahallede bişey çıakrdı, sadece bayanlar gidiyor.. iki yan apartmanda hem de.. ona bile yok olmaz diyip kestirdi attı..
 
Son düzenleme:
üniversiteyi bölüm 3.sü olarak bitirmiştim ben, danışmanım dil sınavlarına girersem yurtdışında burslu eğitim sağlayabileceğini söylemişti ama yüksek lisans yapamazken ona hiç gidemezdim galiba şimdi bu durum söz konusu olsaydı



yani saflık derken babamın yüreği çok temizdir onu demek istemiştim :) okuyamadığını anlatırken bile ağlar, biraz fazla duygusaldır:)
hiç izin alma durumum olmadı aslında, yani bunun izin alınacak bişey olduğunu düşünmedim. o çalışıyorsa ben de çalışabilirim çalışmanın kadını erkeği olmaz ki..



ben asla birine güvenerek bişeylerden vazgeçmem ki zaten; ailem(özellikle babam) hiç bir zaman beni aç açıkta bırakmaz bilirim ama ona güvenerek bile çalışmıyım vs demem.. hayat bu ne olacağı belli olmaz..



başta güzelce anlatır babam, babam beni istemeye geldiklerinde bile okumanın öneminden bahsetmişti biraz fazla takılır bu konuya babam. ama eşim yine de babama yok baba olmaz derse o zaman büyür işte ondan korkuyorum açıkcası.. aslında yüksek lisansı üniversite 1 ve 2deyken istiyodum sonra vazgeçmiştim, içimden gelmemişti.. ama babam öyle çok anlattı ki ağladı.. ben yapamadım benim yerime sen yap, aileden üni bitirecek ilk sen olcaksın yüksek lisans falan yapan da sen ol, daha da ilerlemek istersen evi arabayı bile satar okuturum demişti.. şimdi böyle istekli olan bir adam için bile okurum ben; o çok hassas.. yok olur mu hiç dalga geçmek gibi anlamıyorum :) zaten çalışmasam inanın iki ayda kendi de pes eder ama ben iki ayımı heba etmek istemiyorum..



ben evlenince bişeylerin böyle değişeceğini hiç düşünmemiştim.. babam duysa ki eşim istemiyor diye yüksek lisans yapmıyorum hele hele çalışmicam ortalığı yıkar el adamı mı seni okuttu, onu mu dinliceksin diye.. eşim sadece maddi olarak düşünüyor, hem benim aldığım maaş da 1800 TL(özel sektördeyim), az para mı ki bi kenara bu parayı koysak ilerde çoluk çocuğumuz olduğunda daha iyi şartlr sağlarız..



babam herşeyimdir benim; bir annenin babalık yapması, babanın annelik yapmasından daha kolaydır; benim babam bana annelik, abilik, arkadaşlık hepsini yaptı Allah razı olsun. şimdi çalışmazsam ya da eğitime devam etmezsem babamın o emeklerini yıkacakmışım gibi hissediyorum. kendi emeklerimden çok bana emekleyecek ortamı oluşturan babamın çabalarına üzülürüm...



olmaz mıı, kendi de biliyor:) öğretmenliğimin ilk yılı çok zor geçti benim(özel eğitimde çok ağır öğrencilerle çalıştım), her gün ağlıyordum ağır öğrencilerime.. bir yıllık sözleşmem dolunca iş yerinden ayrıldım, anaokulunda çalışırım diye düşündüm 2 ay yaklaşık çalışmadım. o zamanlarda eşimde 1 senelik sevgiliydik; sıkıntıdan saçlarım döküldü, kilo almaya başladım, vücudum sarktı.. çünkü işe giderken ben hep otobüsten erken iner yürürdüm vucudum salmazdı kendini.. kafayı yiyecektim sanki, hatta o dönem eşim tutturmuştu iş bulur kendine gel bi sen çok bunalıma girdin diye.. o günleri anımsa diyorum; artık evin var o kadar sıkılmazsın diyor.



paranında etkisi yok değil çalışmak isteğimde; baba evindeyken para derdim yoktu. ama şimdi daha olgunlaştım; para biriktiririz çoluk çocuğumuz rahat eder Allah korusun yarın öbür gün bişeyler ters giderse elimizin altında b miktar paramız olsun diyorum.. inanın bu para sevdası değil bendeki sadece paran yoksa hastanede bile tedavi olamayan kaç hasta var bunları biliyorum ben. kurum sahibimiz beni torunuymuşum gibi seviyor; sana bir kolaylık yapıp yarı zamanlı çalışmana müsade edebilirim dedi. şuan tüm güne 1800 tl alıyorum; öğlen 1:45e kadar çalışırsam 1200 tl alcam.. maddi olarak da(bana göre) çok iyi çok şükür, hem de yarım zamanlı. evimle de ilgileniyorum hem de tam zamanlı çalışınca bile; annemden gördüğüm gibi yemeğime, evimin temizliğie her şeye dikkat etmeye çalışıyorum elimden geldiğince..



eşim çalışılsam ezileceğimi düşünüyor. inanın çok iyi biridir normalde; düşkünlüğü ilgisi.. bana babamı aratmaz hiç öyle korur, herkese karşı savunur.. tek sorunumuz bu çalışma meselesi, kıskançlığı.. ben çok ciddi olmduğunu anlamamıştım;evlenmeden evvel çalışırken bana hiç çalışma demedi çükü.. ben de çalışmamı istemese şimdi de çık derdi işten diye düşündüm.. valla biliyorum eğer bu dediklerini yaparsam;hiç ayrılmasak maddi imkanlarımız çok iyi olsa erşey muhteşem gitse vs bile pişman olurum.. imkanım varken ve bu imkana zor ulaşmışken bırakmak salaklık olur..




özele de karşı devlete de benim eşim. çocuk gelişimciyim ben kpssden 70 üstü yapsam rahatlıkla merkezi yerlere atanırım. memleketim antalya bile 67yle almıştı geçen yıl bu yıl bilmiyorum da.. ona diyorum Ankarada neyimiz var, atanıp gidelim.. onun çalışma süresi iki yılı geçtiği için şehir değiştirme isteğinde de bulunabiliyor.. devlete girsem yarım gün çalışcam misler gibi.. ama ona da razı değil.. özel sektördeyim ben(özel eğitim merkezinde) çalıştığım kurumda hiç erkek öğretmen yok, sabah 9dan akşam 6ya kadar çalışıyorum. ama çok yorucu değil; öğrencilerime ya da velilerime üzüldüğüm anlar oluyor tabi ama bedensel yorgunluğum inanın öyle çok olmuyor.. ilk yıl çok zorlanmıştım o da alışamadığım içindi ama şuan adepte oldum da.. şuan çocuk için erken diye düşünüyorum ben(onun için tam zamanı).. zaten çocuk olunca istemiyor en azından 3 yaşına kadar falan(onu bende istemiyorum. 3 yaşına kadar büyütmek isterim.. ama ben çalışmazsam kurslara da göndermez.. hanımlar spora diye belediye bizim mahallede bişey çıakrdı, sadece bayanlar gidiyor.. iki yan apartmanda hem de.. ona bile yok olmaz diyip kestirdi attı..
canım sen baştan her dediğine tamam dedin heralde eşinin yani bu kadar katı bir insanı da ilk kez duyuyorum ben:20:
yakında pencereden dışarı bile bakmana laf eder bu adam bence... nabzına göre şerbet vermeye çalış canım sende... ama onuda nasıl yapacaksın inan bilmiyorum en iyi sen tanırsın eşini....
 
ben kimseye hayır diyemiyorum, ailemde de öyleydim, öyle yetiştirmişler beni hep.. mesela babam bişey yapmamı istesin ben istemiyorsam onu yapmak hayır diyemem gözlerim dolar ordan babam anlar.. bu huyumu hiç değiştiremedim malesef ki.. ilk başlarda eşimin sadece bunları duymaktan mutlu olacağını düşündüğü için sorduğunu sanıyordum ama öyle değilmiş meğerse ciddiymiş..
 
okumuş güzel yerlere gelebilcek içinde çalışma ve okuma azmi olan bir kadın sırf eşi istemiyor diye iş hayatını bırakmamalı..

babacığın elinden geleni yapmış sen de okulunu güzel derecelerle bitirmişsin ama şimdi bir adam giriyor hayatına ve yapamazsın edemezsin diyor..

buna izin verme.hayat bu ne getireceği belli olmaz ekonomik özgürlüğün elinde olmalı..bir şekilde ikna et onu..babanın ve senin onca yıllık emeklerinizi bir çırpıda harcatma.
 
Daha yeni evlisiniz, kesinlikle taviz verme
Taviz taviz doğurur çünkü

Yakında bakkala da gitme camdan da bakma der
Bu ney ya çok saçma
Köyünden bi ev kızı alsaymış madem
Diplomayı süs olsun diye almadığınızı biliyordu...
 
Sanki eşin eski kafalı da , baban yeni jenerasyon gibi
Eşin ailesinden mi öğrenmiş bunları, hangi devirde yaşıyoruz
 
hayatında bu kadar önemli bir konuya müdahale edilmesine izin vermeyin eşiniz bile olsa

ki kimbilir babanız ne emeklerle ne zorluklarla ne özençlerle heveslerle okuttu sizi

adamın biri gelsin okuma çalışma desin diye değil ki en baştan da söylemiş eşinize okuyacak çalışacak diye

kimsenin garantisi yok hiçbirimizin ileride boşanmıyacağımızın garantisi yok

veyahut Allah korusun eşlerimizin ölmeyeceğinin de
 
ben kimseye hayır diyemiyorum, ailemde de öyleydim, öyle yetiştirmişler beni hep.. mesela babam bişey yapmamı istesin ben istemiyorsam onu yapmak hayır diyemem gözlerim dolar ordan babam anlar.. bu huyumu hiç değiştiremedim malesef ki.. ilk başlarda eşimin sadece bunları duymaktan mutlu olacağını düşündüğü için sorduğunu sanıyordum ama öyle değilmiş meğerse ciddiymiş..

Hayır demeyi öğrenmen lazım
Herkes baban gibi olmaz Irmak
Bi de teklif edilen şey mantığa uymalı

O kadar yıl okumuş uğraşmışsın evde oturmak için mi
Ha yine ben evde oturmak istiyorum dersen onu da anlayabilirim ama bu kendi tercihin olmalı
Okudum, öğretmen oldum, eşim izin vermiyor diye çalışmıyorum dersen bunu anlamam

Kaç yaşında insanlarız çalışmak için kimseden icazet almamıza gerke yok çünkü..
 
çalışan kadınlar eşlerini erkek olarak görmüyo muymuş bu nasıl mantık hemde mühendis adam, ona bağımlı ol istiyo ayrıca sözündede durmamış baban dese hani kızım y.lisans yapacaktı söz vermiştin dese, ne diyecek, evlenmeden önce bunları konuşmadınız mı, gerçi benim zihniyetime göre bunu konuşmak bile abes ne dicem kocacım çalışabilir miyim mi? çalışmıcaksam niye okudum, Allah sabır versin sana, dilerim evliliğin hep yolunda gider ya da eşin hiçbi aldığına istediğine burun kıvırmaz annene babana bişey yapmak istesen sorun çıkarmaz, umarım işleride hep iyi gider zor gününüz olmaz, yoksa kafanı çok vurursun duvara
 
kendi emeklerimden çok babamın emeklerine acırım o zaman gerçekten, o olmasaydı ben okuyamazdım; ben değil de o okudu sanki 4 yıl boyunca... acaba ikna etmek için konuşmalı mıyım yoksa bu konu hiç konuşulmamış gibi konuyu kapatmalı ve işime devam mi etmeliyim? nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum açıkcası.. anneme anlatırım normalde de annem bu defa eşimi arar hemen çocuğum sen napıyosun eski kafalı mısın der.. eşimde gözünden düşer üstelik..
 
çalışan kadınlar eşlerini erkek olarak görmüyo muymuş bu nasıl mantık hemde mühendis adam, ona bağımlı ol istiyo ayrıca sözündede durmamış baban dese hani kızım y.lisans yapacaktı söz vermiştin dese, ne diyecek, evlenmeden önce bunları konuşmadınız mı, gerçi benim zihniyetime göre bunu konuşmak bile abes ne dicem kocacım çalışabilir miyim mi? çalışmıcaksam niye okudum, Allah sabır versin sana, dilerim evliliğin hep yolunda gider ya da eşin hiçbi aldığına istediğine burun kıvırmaz annene babana bişey yapmak istesen sorun çıkarmaz, umarım işleride hep iyi gider zor gününüz olmaz, yoksa kafanı çok vurursun duvara

aileme özellikle babama hediye almayı çok sever eşim, onların gözdesi gibi bişey.. annem sık sık sorar eşime oğlum benim kızım hala çocuk gibi Allah razı olsun sen çok götürümlüsün bi sorununuz var mı vs diye.. babam her gün telefon bekler eşimden, yanına uğrar.. arkadaşlarıyla tanıştırırken eşimi OĞLUM die tanıştırır.. şimdi desem böyle böyle babamın gözünden düşer eşim..
 
aileme özellikle babama hediye almayı çok sever eşim, onların gözdesi gibi bişey.. annem sık sık sorar eşime oğlum benim kızım hala çocuk gibi Allah razı olsun sen çok götürümlüsün bi sorununuz var mı vs diye.. babam her gün telefon bekler eşimden, yanına uğrar.. arkadaşlarıyla tanıştırırken eşimi OĞLUM die tanıştırır.. şimdi desem böyle böyle babamın gözünden düşer eşim..

iyide ben alabilecekken niye eşim alsın, annemle ayakkabıcıya gittik, iki çizme arasında kaldı hangisini alsam ne yapsam ne etsem falan, köpeğin olsun ikisini de al dedim o an ki bakışını var ya asla unutamam gurur mu diyim mutluluk mu diyim, sırf o ifade için çalışırım yani, zaten babama desem eşim izin vermiyo çalışmıcam diye heralde benimle eskisi gibi olmaz adım gibi eminim buna, bide özel okudum ben düşünemiyorum yani
 
bide bazı şeyler kırmızı çizgi olmalı bence, yani o konularda konuşmak bile olmaz, çiftiz diye insanlar birbirilerinin içinde boğulmak zorunda değiller ki boğulan hep kadın oluyo
 
kendi emeklerimden çok babamın emeklerine acırım o zaman gerçekten, o olmasaydı ben okuyamazdım; ben değil de o okudu sanki 4 yıl boyunca... acaba ikna etmek için konuşmalı mıyım yoksa bu konu hiç konuşulmamış gibi konuyu kapatmalı ve işime devam mi etmeliyim? nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum açıkcası.. anneme anlatırım normalde de annem bu defa eşimi arar hemen çocuğum sen napıyosun eski kafalı mısın der.. eşimde gözünden düşer üstelik..

İşe başlayabilir miyim deme
Ben işe başlayacağım de, bu kadar
Neden vs derse, bunun için okudum, zaten sende söz vermiştin babama de
Kesinlikle taviz verme

Sen onun çocuğu değilsin , eşisin
Karakterin, hedeflerin var.
Evlilik buna engel değil, evlenince sadece medeni halin değişir o kadar
 
bide ben şuna inanıyorum eşini çok kısıtlayan erkeklerin antenleri fazla açık oluyo, bizim burda var mesela bi tane, eşini evden çıkarmaz ama senin taktığına ettiğine mutlaka yorum yapar ayyy bugün ne güzel olmuşsunuz ayakkabıyla çanta uyumlu owww falan demeler böyle gevşek bi tip, çalışmak etik değilmiş bir yaşıma daha girdim
 
iyide ben alabilecekken niye eşim alsın, annemle ayakkabıcıya gittik, iki çizme arasında kaldı hangisini alsam ne yapsam ne etsem falan, köpeğin olsun ikisini de al dedim o an ki bakışını var ya asla unutamam gurur mu diyim mutluluk mu diyim, sırf o ifade için çalışırım yani, zaten babama desem eşim izin vermiyo çalışmıcam diye heralde benimle eskisi gibi olmaz adım gibi eminim buna, bide özel okudum ben düşünemiyorum yani

ben de alırım, annem mutfak gereçlerine çok düşkündür sık sık alırım çok mutlu olur. yanlış anladınız sanırım yani hediye alıncağında o alır demek istemiyorum; ben de alırım ama o kendi almayı da çok sever...

İşe başlayabilir miyim deme
Ben işe başlayacağım de, bu kadar
Neden vs derse, bunun için okudum, zaten sende söz vermiştin babama de
Kesinlikle taviz verme

Sen onun çocuğu değilsin , eşisin
Karakterin, hedeflerin var.
Evlilik buna engel değil, evlenince sadece medeni halin değişir o kadar

çok teşekkür ederim yardımınız için; o şekilde konuşmayı deniyim bide.. ya da halasının yanında açıcam konuyu, o da sizin gibi düşünen birisi yüklensin azıcık eşime:)
 
ben de alırım, annem mutfak gereçlerine çok düşkündür sık sık alırım çok mutlu olur. yanlış anladınız sanırım yani hediye alıncağında o alır demek istemiyorum; ben de alırım ama o kendi almayı da çok sever...



çok teşekkür ederim yardımınız için; o şekilde konuşmayı deniyim bide.. ya da halasının yanında açıcam konuyu, o da sizin gibi düşünen birisi yüklensin azıcık eşime:)

canım senin şu an maddi bi gelirin var mı, yok, kimin parasıyla alıyosun, eşinin, ben kendi almanın hazzından bahsediyorum
 
bide ben şuna inanıyorum eşini çok kısıtlayan erkeklerin antenleri fazla açık oluyo, bizim burda var mesela bi tane, eşini evden çıkarmaz ama senin taktığına ettiğine mutlaka yorum yapar ayyy bugün ne güzel olmuşsunuz ayakkabıyla çanta uyumlu owww falan demeler böyle gevşek bi tip, çalışmak etik değilmiş bir yaşıma daha girdim

eşimin kendi tutumu da öyle değildir, dışarıda da çok ağırdır; hoşlanmaz öyle şeylerden..
 
İlk zamanlar eşimde bana telkinde bulunmaya çalıştı

Sevgiliydik, sözlendik, nişanlandık, düğün oldu yeni mi aklına geldi dedim
Nikaha güveniyosan bi imza ile başladı, bi imza ile de bitebiliyo haberin olsun

Bi daha tek kelime duymadım kendisinden bu tarz
Haklısın dedi

Ama ben taviz versem böyle olmazdı, onu da yapma bunu da etme derdi
Bu hakkı kendinde bulmuş olurdu
Bizim toplumuzda erkekler zaten kendini bişey sanıyo
Halbuki herkes 9 aylık
 
eşimin kendi tutumu da öyle değildir, dışarıda da çok ağırdır; hoşlanmaz öyle şeylerden..

benim ki genelleme, eşin çalışmaya etik değil demiş, sormadın mı mesela nesi etik değil, çalışan kadınların ne yaptığını düşünüyo, ya da kendi kurumunda kadın yok mu
 
Back
X