Eşim yine başladı çalışma baskısına

ben ise bana çalışma diyen adamı boşarım ya

benden özgülüğümü almak isteyen, kendine mahkum eden biri olarak gösterdiğini düşünürüm..

herkese saygım var. ama bana ters.. yukarıda belirttiğim gibi. Bahanelerin arkasına saklanmadan ben istemiyorum çalışmayı diyebilmeli insan..
 

Eşiniz paranıza neden minnet etsin ki ? Minnet olarak düşünmeyin bence bunu. Siz daha rahat eder ona bağımlı olmazsınız isteklerinizde.
 
bir de nacizane şunu ekleyeyim, esnek ataerkillik kavramına
konu sahibine herhalde ailelerden ev filan kalmış ki, ev borcumuz yok diyor
ne güzel ister eşinin ailesi olsun ister kendinin, çocuğa ev vermek şahane
bir de diyor ki yaza çocuk istiyorum 1 tane de istemiyorum, o da şahane 2 hatta 3 çocuk yapın, Allah bağışlasın
peki eşiniz 2bin lira maaş alıyor, siz çalışmayacaksınız devlet olmazsa
farkındaysanız artık emelilik yaşı da 65 yaş, eşiniz 65 yaşına kadar 2bin lira düzeyinde maaşlarla çalışırsa (enflasyona göre artsın diyelim) 2-3 çocukla siz anca aç kalmadan geçinirsiniz. emeklilik maaaşı da bin lira civarında bir şey olur işte.
sonra?
3 çocuğu kim evlendirecek, onlara kim ev verecek? siz baba evinde oturun koca maaşıyla da geçinin, oooh çok mükemmel de
artık eskisi gibi değil ki dedeniz bir tarla çevirsin orayı müteahhite versin de müteahhit de size 3 daire versin, var mı öyle tarlanız?
 
Eşiniz paranıza neden minnet etsin ki ? Minnet olarak düşünmeyin bence bunu. Siz daha rahat eder ona bağımlı olmazsınız isteklerinizde.
ama konu sahibinin eşi çalışacaksın diye baskı kuruyormuş nişanlılıktan beri.çalış para getir diye.herkes iyi şartlarda yaşamak ister ama ya çalışacaksın yada çalışacaksın mantığında adam.evide temiz tut yemeğimide yap bakımlıda ol demiş ne bu kadın kölemi robotmu.
 
Ben konu sahibini anlıyorum, empati yapmaya çalışıyorum
Konu sahibi kamuda çalışmak istiyor, istemediği ise özel sektörde çalışmak.
Hak vermiyor değilim. 14 yıl özel sektörde çalıştım. Özel sektörde çalışıyorsanız Allah hayırlı insanlarla karşılaştırsın.
Ben maalesef karşılaşamayanlardanım.
Kamudaki kadar hakkını savunamıyorsun, alamıyorsun. Kamuda da zorluk yaşanıyordur tabi ki ama sanmıyorum ki özel sektör kadar olsun.
Hastalanırsın yada çocuğun hastalanır rica minnet izin alırsın.
İzin vermek istemezler yada verselerde misliyle çıkarırlar.
Mesain dolar izin alarak çıkmak zorundasındır, hiçbir zaman mesai saatinde çıkamazsın zaten.
Sabah 5 dk geç kalsan problem olur.
Maaş zammını öyle her 6 ayda bir yada 1 yılda bir alamazsın. Artık ne zaman gönülleri olursa o zaman.
Daha yazacak çok şey var ama neyse...
Ben ne yaptım. Psikolojim o kadar bozuldu ki dayanamadım, şimdi home office çalışıyorum.
Çok şükür paramı kazanıyorum. Keşke daha önceleri yapsaymışım..
Her ne olursa olsun çalışmalı insan. Bende konu sahibine Allah gönlüne göre versin diyorum. Umarım sınavı kazanır memur olursun arkadaşım.
 

evlendikten sonra böyle olacağı belliymis. çalışma diyen adamla evlenecekti...

konu sahibi arkadaş memurluk kolay değil. patrondan daha kötü müdürler var.
 

Senden beklentiye girilmesi seni kırıyor, ama sen ondan beklentiye giriyorsun neden? Haftada 150 liralık bir beklentin var cüzdanına konan
 

Yahu bunlar bir önceki konusunda uzun uzun tartışıldı.
Evi temiz tutmanın bedeli ayda en fazla 250 lira.
atla deve değil.
Çalışan kadının kendine daha çok bakma ihtiyacı duyması zaten otomatik olarak devreye giriyor.
Geriye kaldı yemek.
3 çeşit olmasın 1 çeşit olsun, gıdasızlıktan ölünmeyecegine göre.

Bir kadın çalışıyorsa bugunü değil yarını da garantilemiş olur.
Bunun yaşlılığı emekliliği de var.

Burada çalışan kadınların yazdıklarına çalışmayanlar alnganlık gösteriyor.
Böyle değil de diğer tarafından bakmama konusunda neden ısrar ediliyor.
Bugun iyisiniz kocalarınız var, çalışıyorlar ve size bakıyorlar. allah daha çok versin.
bizde diyoruz ki gençsiniz, iyi kötü eğitimlerinizi tamamlamışsınız.
Atılın iş hayatına tecrübe edinin. paranızı kazanın.
Yarın rüzgar tersine döndüğünde eyvah modunda çaresizliğe düşmeyin.

Kötü birşey mi söylüyoruz. Eğitim insanların kendine yaptığı en önemli yatırımdır.
Kimseye güvenerek bu yatırımı ziyan etmeyin.
Bu kadar basit.
 
Kadının tek faaliyeti çocuk doğurup evi ve eşiyle ilgilenmek olmamalı. Kadınlıktan önce sen bir bireysin. Sen çalışmayıp sadece eşinin parasını harcıyorsan bal gibi de o adam sana bakıyordur, sen kocasının baktığı bir kadınsındır yani, iki kere iki dört kadar net bir durum bu. Hayatı sadece kocadan ve çocuktan ibaret görmek bana bomboş geliyor kimse kusura bakmasın. Sadece ihtiyaç için çalışılmaz, nasıl bu kadar dar vizyona sahip olup yaşayabiliyorsunuz aklım almıyor. Alınıp kırılan olursa bu yazıya hiç umurumda değil, isteyen istediği kadar alınganlık etmekte özgür, gerçekleri duymak acıdır.
 
evlendikten sonra böyle olacağı belliymis. çalışma diyen adamla evlenecekti...

konu sahibi arkadaş memurluk kolay değil. patrondan daha kötü müdürler var.
aslında buradaki tartışmanın nedeni bu :) konu sahibi madem çalışmak istemiyor evlenmeden konuşulacaktı bu konu.
 
çalışıyorum ama bu sebeple çok yıprandım.eşimin ailesi çalıştığımı görmezlikten geldi.

eşim ev işlerini bana yıkmaya çalıştı.hiç birşey yapmıyordu. şu anda söylenerekte olsa yapıyor.ama bunun içinde çok kavga ettik.

bebeğimi bırakıp ağlaya ağlaya işe gittiğim dönemlerde eşim yanımda olacağına beni çook üzdü. bakacak kişi konusunda sorunlar yaşadık.

ev borcunun yarısını ödüyorum.ama ev aldırdın bana diye sürekli kavga çıkarıyor.

işi bırakmamı asla kabul etmiyor.

ben bu şartlarda çalıştığım ve çok çok iyi bir işim olduğu için kendimi şanslı değil ezik gibi görmeye başladım.

bence çalışmak her bayan için süper bir olay değil. beni çok yıprattı.

size mutlaka çalışın diyemiyorum. içinizden geldiği gibi yaşayın.kendinizi kasmayın boş yere.
 
Şahsi fikrim

2 taraf da çalışmalı,
Ev işi 2 tarafa da ait olmalı

Şu devirde çalışmayan kadının riskte olduğu gibi, çalışıp da evde eşi koltukta yatarken yemek yapan kadının haksızlığa uğradığını düşünüyorum.
Çalışan kadınlar eşlerini hazıra alıştırmamalı, ev işini beraber paylaşmalılar-yorulma oranlarına göre-


Bizim evde işler ortak yapılır. Beraber yemek hazırlanır- temizlik yapılır. Eğer annem yada babamdan biri o gün çok yorgunsa-nöbetten çıktıysa vs, diğer kişi yemeği hazırlar-ısıtır.

Ben de otururum sadece
 
sevdiğim bir yazar Ursula K. Le Guin'in Mills koleji diploma törenindeki konuşmasını okumanızı tavsiye ederim;

Aşağıya direk kopyalıyorum;


Mills Koleji idaresine bana sik sik elde edemedigim, bir topluluk onunde kadinlarin diliyle konusma sansini verdigi icin tesekkur ederim.

Mezunlar arasinda erkeklerin oldugunu biliyorum ve onlari dislama gibi bir niyetim yok, tam tersine. Bir Eski Yunan trajedisi vardir, Yunanli yabanciya "Yunanca bilmiyorsan basini salla, anlayayim bilmedigini" der. Yine de, mezuniyet torenlerinde tum mezunlarin erkek oldugu veya olmasi gerektigi on kabulu yapiliyor. 12. yuzyildan kalma, erkeklerin ustunde harika gorunen, bizi ise bir mantara veya hamile bir leylege benzeten cuppeler giyiyor olmamiz da bu yuzden: tum entellektuel geleneklerimiz erkeklere mahsus. Halk onunde halkin diliyle, klan veya ulusun diliyle konusulur, bizim klanimizin dili de erkek dili. Tabii, kadinlar da bu dili ogrenebilir, aptal degiliz ne de olsa. Soylediklerine bakarak Margaret Thatcher'i Ronald Reegan'dan, Indira Gandhi'yi General Somoza'dan ayird edebiliyorsaniz bana da anlatin. Bu dunya erkeklere ait, ve erkeklerin dilini konusuyor. Sozcukleri guce yonelik, guc ile ilgili sozcukler. Uzun bir yoldan geliyoruz, ama hic bir yol yeterince uzun degil. Kendinizi satarak bile oraya ulasamazsiniz, cunku orasi da onlara ait, size degil.

Belki guc hakkinda, hayat mucadelesi hakkinda yeterince soz isittik. Belki biraz da zayiflik sozcuklerine ihtiyacimiz var. Simdi, bu fildisi kuleden gercek dunyaya karismanizi ve orada zaferlerle dolu bir kariyer yapmanizi dilemek, veya kocaniza yardim etmenizi ve ulkemizi korumanizi, guclendirmenizi ve her atildiginiz iste basaridan basariya kosmanizi dilemek yerine bir kadin gibi konussam ne olur acaba? Dediklerim hos gorunmeyecek, kulaklarinizi tirmalayacak. Mesela cocuk istiyorsaniz, cocuklariniz olmasini diliyorum. Suruyle degil, iki tane. Cocuklarinizin guzel olmasini diliyorum. Sizin ve onlarin ac kalmamanizi, sicak ve temiz bir yuvanizin olmasini, arkadaslarinizin olmasini, ve sevdiginiz bir isinizin olmasini diliyorum. Bu kadar mi? Biz universiteye bunun icin mi gittik yani? Basaridan bahsetmedin.

Basari, bir baskasinin basarisizligi anlamina geliyor. Basari, duslemeye devam edebilecegimiz bir Amerikan Ruyasi sadece, bir cok yerlerde, ve bu arada ulkemizde milyonlarca insan korkunc bir yoksulluk gercegiyle yasiyorlar. Hayir, size basari dilemiyorum. Basari hakkinda konusmak bile istemiyorum. Konusmak istedigim konu basarisizlik.

Sadece insan oldugunuz icin basarisizlikla tanisacaksiniz. Hayal kirikliklari, adaletsizlik, ihanete ugrama ve yerine konmayacak kayiplarla karsilasacaksiniz. Guclu oldugunuzu sanirken zayif oldugunuzu ogreneceksiniz. Mulk edinmeye calisacaksiniz ve mulkleriniz size sahip olacak. Kendinizi, bu gune kadar da bunu yasamis olmalisiniz, karanlikta, yalniz ve korkuyor bulacaksiniz.

Sizin icin temennim, kardeslerim, ogullarim, kizlarim, orada, o karanlik yerde yasaminizi surdurebilmenizdir. Basariya tapan akilci uygarligimizin inkar ettigi, yasamin olamayacagi bir surgun yeri olarak gordugu o yabanci topraklarda yasayabilmenizdir.

Biz, su anda da yabanciyiz. Kadinlar, kadin olarak kaldiklari surece, erkek egemen dusunceyle olusturulmus bu toplumdan, insanin insanoglu diye adlandirildigi, tanrinin erkeklerin diliyle konustugu, tek gidilebilecek yonun ileri, daima ileri oldugu bu toplumdan zaten buyuk olcude dislanmis durumdalar. Bu onlarin ulkesi, biz kendimizinkine bakalim. Cinsellikten bahsetmiyorum, cinsellik kadin olsun, erkek olsun herkesin kendi ayaklarinin ustunde durabilmesi gereken bir alan. Dunyadan, erkeklerin rekabete dayali, saldirganlik, otorite ve guc ustune kurulmus dunyasindan bahsediyorum. Eger orada kadin olarak yasayabilmek istiyorsak bir miktar ayrimcilik yapmaya zorlanmis durumdayiz, Mills koleji de boyle bir ayrimciligin maddelesmis bir hali zaten. Savas oyunlarinin dunyasi bizim tarafimizdan veya bizim icin kurulmadi, orada savas maskeleri takmadan soluk almamiz bile mumkun degil. Ve bir kere savas maskesini taktiktan sonra cikartmak cok zordur. Bundan sonraki yasantimizda, yasamimizi, kolejdeyken bir miktar yapabildigimiz gibi, kendi degerlerimize gore yonlendirebilmemiz nasil mumkun olabilir peki? Erkekler ve erkeklerin guc hiyerarsisi icin calisarak degil, bu onlarin oyunu. Erkeklere ve erkeklerin guc hiyerarsisine karsi mucadele ederek de degil, bu oyunu onlarin kuralariyla oynamak olur. Ama, bizim yanimizda olan erkeklerle beraber, bizim oyunumuz bu iste. Universite bitirmis ozgur bir kadin neden hayatini maco erkeklere hizmet ederek, veya onlarla kavga ederek gecirsin? Neden hayatini onlarin terimleriyle yasasin?

Maco erkek bizim terimlerimizden, akilci, olumlu ve rekabete dayali olmayan terimlerimizden korkuyor. Onlardan tiksinmemizi, onlari inkar etmemizi istedi bizden. Toplumumuzda kadinlar yasadi, ve yasadiklari icin onlardan tiksinti duyuldu. Hayatin kocaman bir bolumunden, caresizlikten, zayifliktan, hastaliktan, rasyonel olmayan bolumunden tiksinti duyuldu; golgede, derinde, hayatin derinliklerinde duran, pasif, bulanik, kontrol edilemeyen, icgudusel ve kirli bolumunden. Iste bize ait olan bu bolumdur, cengaverlerin inkar ettigi ve ustlenmedigi bolum; biz kadinlara ve bize katilmaya hazir olan erkeklere. Doktor olamayan sadece hemsire olabilen, cengaver olamayan sadece sivil memur olan, serif olamayan sadece kizilderili olabilen bizlere. Ulkemiz burasi iste, gece. Bir de isil isil bir gunduzumuz de var elbette, yaylalar ve ekili parlak cayirlarla dolu olan. Ama oraya henuz ulasmis degiliz, sadece onculerin hikayeleri var elimizde oraya ait. Ve oraya asla macolari takip ederek ulasamayacagiz. Oraya sadece, kendi yolumuzu cizerek, kendi ulkemizden, kendi karanligimizi yasayarak ulasabiliriz.

Sizin icin umidim kardeslerim, ulkemizde mahkumlar olarak, kadin olmaktan utanarak, sosyal sistemin psikopatligi icinde ezilerek degil yerliler olarak yasamanizdir. Orasini yuvaniz olarak bellemeniz, kendi kendinizin efendisi olmanizdir, kendinize ait bir odaniz olmasidir. Orada, sanat mi, bilim mi, isletme mi, yerleri supurmek mi, hangi konuda iyiyseniz onu yapmaniz ve kadin oldugunuz icin ikinci sinif is cikarttiginizi soyleyenlere cehenneme kadar yollari oldugunu soylemenizdir; isiniz icin erkeklerle esit ucret almanizdir. Ne hukmetme ne de hukmedilme ihtiyaci duymamanizdir. Hicbir zaman kurban gitmemeniz, ama ayni zamanda hicbir zaman baskalari uzerinde guce sahip olmamanizdir. Basarisizlikla karsilastiginizda, yenildiginizde, aci cektiginizde karanligin bizim ulkemiz oldugunu hatirlamanizdir, savaslarin ve zaferlerin olmadigi ama gelecegi icinde tasiyan karanligin. Koklerimiz yerin derinliklerinde, dunya bizim ulkemiz. Kutsanma umudumuz yukarilarda degil, yeryuzunde ve asagilarda yatiyor. Casus uydular ve fuzelerle dolu gokyuzunde degil. Gozleri kamastiran isikta degil, ruhumuzu besleyen, bize insan ruhu veren karanlikta.
 
Bende madem o kadar okudun çalış derim mesela çevremdekilere, özellikle kadınlara
Ama sen en baştan sanırım pek gönüllü değilmişsin, o da bu kadar sorun ediyorsa çalışan bi kadınla nişanlansaymış senle değil
Çok gıcık bi durum özür dilerken istersen hep ev hanımı ol deyip, köprü geçilince yine aynı şeyden telkinler verip durması bence
Yoksa evet bir elin nesi var iki elin sesi var ama ya özür dileme ya da aynı baskıyı tekrarlama
İnşallah kpss yi kazanırsın ne diyeyim ama özelde de çok çalışan kadın var evet
 
Bence sizin durumunuza çalışmaktan çok eşiniz problem. Hayatımıza aldığımız insanı çok iyi seçmemiz gerekiyor. Diğer meseleler kendiliğinden çözülür.
 
Ayy aynı bebim eşim. 2yıllık evliyim burnumdan geldi evliliğim de hamileliğim de. Günün 11saati aşeriyorum düşük tehlikem var vs demedim Afedersiniz it gibi çalıştım. 3. Girişimde 85 puan alıp inş bu ay atanıyorum.
Allah yardımcınız olsun zor.
Sınavı kazanmadan çocuk yapma derim naçizane tavsiyem..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…