iş stresinden olabilir. benim eşime aynen böyleydi. hamlelik dönemimde iş pozisyonu değişti çocuk oldu falan derken. aynen böyle beni sıkıyosun şu bu dmeye başladı. oysaki 3yıllık evliliğimizde dışaı eşi olmadan çıkan kişilere her boş zamanı arkadaşlarıyla buluşanlara laf ederdi. beni böyle alıştırdı. bu zaman zarfında bunun tek sorumlusu beni tuttu. çok saçma neenlere bağırıyodu. mesela odadan çıkacak ışığı kapatmasını rica etsem bile bağırıyodu öyle diyim. sonra bişey sorucak hayatım diyodu. deli oluyodum sinirden. sonraları biraz biraz düzeldi. ama yine aynı sokağa çıkma aşkı. ama çıkmıyoda. çıkmada demiyorum. mesela arıyo ben geç gelirim diyo 1 saat. nedenini sorduğumda ki eskiden benim sormama gerek kalmadan söylerdi. sanane sana herşeyi söylemek zorundamıyım derdi. benimde elimde küçük çocuk var biliyoki keyif çatıcak bi faliyeim olmuyo rahat tabi. sonra bigün yine dışarı çıkıcam çocuğuda ver dedi. hiç bişey sormadım verdim çocuğu. bende evden çıktım ama çocuk onda olduğunda en fazla karşı komşuya gittim.
eve gelmiş arıyo beni nerdesin diye. bende dedim paspasın altındayım sanane ben sana sordummu sen bana soruyosun.( çünkü her tartışmada ben sana nereye gidip geleceğini sormuyorum diyodu) işte başladı telefonda bağırmaya hemen eve geliyosun 5 dk an var yoksa kapıyı kitlerim dedi. bende sen o kapıyı bi kitle ben o eve eninde sonunda bi şekilde girerim ama sen bidaha nereye gittiğini söylemzsen o eve n.h girersin dedim :).
neyse eve geldim bi surat sen çocuğunu bırakıp nere gidiyosun bilmem ne. dedim yabancıya bırakmadım babasına bıraktım. nasıl oluyomuş haber vermemek dedim.
demekki sen bana nereye gideceğimi soruyomuşsun bugüne kadar sormamanın nedeni ben zaten gerekli bilgiyi sana veriyomuşum dimi dedim. evet mecbur değilim ama eşim olduğu için söylüyorum bunuda yğk olarak düşünmüyorum dedim.
ben nereye gidyorumki sanki kötü biyeremi yok gazinoyamı kumarhaneyemi gdiyomuş
ee dedim sence ben nekadar kötü biyere gitmiş olabilirim böyle bi şphenmi var benden dedim.
sen beni kendinle birmi tutuyosun ben errrrrrrrkeğim dedi.



çıldırdığım an bu oldu.
hoppp dedim orda dur. sen beni arkadaşlarnın saftirik eşleriyle karıştırdın herhalde bu ayakları onlardan öğreniyosan yanlış yerde uyguluyosun. sen beni nasıl biri olduğumuda biliyosun dedim. öyle ben kadınım susup oturucam sen erkeksin her istediğini yapıcan yok öyle yağma bu evlilikte dedim.
ozaman boşanalım dedi. sinirle tabi. normalde susacak ben tak ettiğinden dedim tamam hergün senin dengesizliklerinle uğraşamam . bana aç davayı diyince sen açıcaksın o davayı hadi bakalım açta göreyim geri adım atarsamda namerdim dedim. yettin artık falan derken bana aptal gibi bişi dedi.
bende orda dur bana aptal demene gerek yok benim aptallığım seninle evlendiğim gün resmiyet kazandı zaten farkındayım dedim. cukkkkk.
sen dedi bundan sonra böyle bişey yap.
noldu dedim vazzmı geçtin boşanma davasından. sonrasını konuşmaya başladın. hadi dedim hodri meydan. sen bundan sonra artis gibi ben geç gelicem diyip b açıklama apma. sen kapıdan ben bacadan çıkarım.
neyse yani uzun zaman sonra ağlamadan dimdik onunla bi çene savaşına girmişim ama söylediklerimin hiçbiri blöf değildi bunuda çok iyi anladı zaten. eski tartışma olduğundan bukadarını hatırlıyorum.
sonra biraz biraz düzeldi yani kafasına buyruk geç gelirim bilmem ne demedi hatta eskisi gibi evde takılmaya bizle bişeyler yapmaya başladı ama çocuktan öncesi evliliğimiz gibi değildi hiç bişey hala orunlar vardı. mesaiye kalır 10 da gelir 12 ye kadar nefret ettirirdi bazen kendinden.
vee pat bi yıllık izne çıktı 3 hafta evde. allahımmmmmmmm sabahları market alışverişi kahvaltı hazırlayıp bizi kaldırma. anneme giderim eve dönerim bulaşıklar yıkanmış. 3 haftada sadece 1 kere 3-4 saatliğine asker arkadaşlarıyla toplandı. sadece bu yani. he bide babasına yardıma gitti ben gelmiyim dedim 2 gece ayrı kaldık zırt pırt arıyo niye ramıyon diye. işteyke adam her telefonu açtığında he söyle diye açtığından soğumuşum telefonda konuşmaya. git diyorum arkadaşlarınla buluş bilmem ne amaaan ben evimde mutluyum diyo.3 hafta boyunca sadece 1 kere tartıştık çokta kısa sürdü hemen gönlümü aldı.
veeeeeeeee eşim işbaşı yaparrr. bilin bakalım şimdi nasıl

tabi çok şükür öyle ben geç gelirim artisliği yok ama adama şurdan kalk şuraya otur diyemiyorum. enerji sıfır geliyor zaten ama yatıyo çekyata uyuyo. çocuk ses çıkarsa bağırıyor blmem ne. git yatağına rahatça uyu diyorum yine öyle.
şimdide hastalanmış. arıyo beni işyerinden mercimek çorbası yaparmısın. tamam dedim. sonra baktım mercimek yok hava kötü çocukla çıkmak dışarı olmaz. aradım tavuk çorbası yapıyımmı mercimek kalmamış. tamam olur dedi önce sonrda nasıl kalmamışta niye kalmamış. yahı tarlası yokki mutfakta bitivemiş işte :) .eve girmiş bana diyoki arıyorum seni mercimek çorbası istiyorum sen diyosunki mercimek yok tavuk çorbası yapıyımmı sen diyo bana resmen hakaret ediyosun. dedim sana şimdi bir hakaret ederim sende hakaret nasıl bişeymiş öğrenirsin.ben tv izliyodum su istedi daha doğrusu oğluma söyledi oğlum 2 yaşında. bende bana söylerse kalkıcam yani 50 kere oğlum bana su getir diyo. sonra kalktı içti kendi. akşamda yine çekyatta sızınca dedim hadi gel ben alıyım yorganı yerine geç üşüycen burda. senden bişe beklemem ben git sen yat eksik kalsın yardımın diyo. sonra gecenin bi yarısı kalkmış bende nete girmiştim. diyo biz hasatalıktan geberelim burda gelipte bir bakma bana burda oyun oyna nette. dedim git zıbar çabuk yine kayışı kopardın sen :))))). sonra dayanamadım tabi gittim yanına baktım terlemiş dedim gel değiştirelim üstünü kedi gibi tamaammm dedi mızmızlanmadan çok şükür. valla beyin ayarlarımlada kalp ayarlarımlada çok oynuyo. hiç stabil bir ilişkimiz yok şu ara. :)))))))))))