Çay yaparken, önce demliğe 3 kaşık çay atar üstüne bir çaybardağı su koyar, altına da suyunu koyar ocağa yerleştiririm.Akşam yemek yaparken gene aynı şekilde işe başladım.Yemek bitti, çay faslına geçerken ev sahibi geldi, posta kutusunun anahtarını vermek için.Adam o kadar uzun yoldan gelmiş, ben de yaranmışlık yapacağım ya zorla çekeleye çekeleye adamı çay için eve davet ettim.Eşimde benim çok lezzetli çay pişirdiğimi anlatıp durdu.(Sanki portakallı ördek, çay işte)Neyse gerine gerine mutfağa girdim, dünyanın en lezzetli çayını bardaklara dökerken bir baktımki çay safi sudan oluşmuş.Benim mongol kafam demliğe çay atmamış, ama demlik içindeki suyun içinde çay var sanıp bir güzel de demlemiş, oldu mu bana iki adam yıkanmalık su ! Mutfaktan çıkamayınca eşim geldi,bardaklardaki suyu görünce kıkır kıkır gülmeye başladı."Tavşan kanı mübarek, çaya geeel çaya , aman bana demli koyma" diye dalga geçiyor.Poşet çayı soktum fincana, üzerine de su, sonra çıkardım poşet çayı verdim ev sahibine.Adam da beyefendiliğinden olsa gerek "gerçekten de söylediğiniz kadarmış, harikaymış, elinize sağlık" diye diye içti.
Ha bir keresinde de mercimek çorbası yapıp içine mercimek atmamışlığım vardı.İçinde patates, soğan, havuç var, pişirdim, blendırdan geçirdim, üstüne nane falan yaktım, masaya koydum.Önce eşim tattı."Hayatım, havuç çorbası yapmışsın, bu durumda ailecek bugs bunny oluyoruz galiba" demişti.Allahım bir içtim safi havuç! Tencerenin dibine baktım mercimek yok, tabakta yok, ee nerde bu mercimek? Tabii ki buzdolabının üzerinde paketi açılmamış halde duruyor
Özetle çok pis çay koymadan çay, mercimek koymadan mercimek çorbası yaparım.Arz ederim.
elinde poje çantası gibi bi rulo çanta var ben soruyorum o elindeki ney
cevap..ney
ben yine o ney
cevap..ney
ya elindeki ney işte diyorum
cevap..ney ney
artık iyice sinirlendim o elindeki ney diyorum sana
cevap..ya işte diyorum ya neey sonunda çıkartıp gösteriyor... ney işte ney (müzik aleti)
bende ilkokul 1e giderken ameliyat olduğum için ilk dönem okla hiç gidememiştim. 2. dönem gitmeye başladım.neyse ben yokken montu kadınlar giyer kabanı erkekler giyer mi ne öyle bişey öğrenmişler.hala bilmem ne olduğunu. öğretmen beni kaldırdı sordu pat diye ilk gittiğim gün.montu kimler giyer dedi.bende üşüyenler deyince herkes koptu tabi :78:
bu kahkaha krizlerine bende çok girerim özellikle geceleri zavallı nişanlım komşular duyup yanlış anlayacak diye ışıkları söndürüyor sanki karanlıkta yanlış anlaşılmayacak
bende öyle hatta çoğu zaman gülerken ağlamaya başlıyorum,sinirlerim boşalıyo heralde ancak öyle susuyorum.yazık kocama adam bir deliyle evlendim diyodur heralde....
Çay yaparken, önce demliğe 3 kaşık çay atar üstüne bir çaybardağı su koyar, altına da suyunu koyar ocağa yerleştiririm.Akşam yemek yaparken gene aynı şekilde işe başladım.Yemek bitti, çay faslına geçerken ev sahibi geldi, posta kutusunun anahtarını vermek için.Adam o kadar uzun yoldan gelmiş, ben de yaranmışlık yapacağım ya zorla çekeleye çekeleye adamı çay için eve davet ettim.Eşimde benim çok lezzetli çay pişirdiğimi anlatıp durdu.(Sanki portakallı ördek, çay işte)Neyse gerine gerine mutfağa girdim, dünyanın en lezzetli çayını bardaklara dökerken bir baktımki çay safi sudan oluşmuş.Benim mongol kafam demliğe çay atmamış, ama demlik içindeki suyun içinde çay var sanıp bir güzel de demlemiş, oldu mu bana iki adam yıkanmalık su ! Mutfaktan çıkamayınca eşim geldi,bardaklardaki suyu görünce kıkır kıkır gülmeye başladı."Tavşan kanı mübarek, çaya geeel çaya , aman bana demli koyma" diye dalga geçiyor.Poşet çayı soktum fincana, üzerine de su, sonra çıkardım poşet çayı verdim ev sahibine.Adam da beyefendiliğinden olsa gerek "gerçekten de söylediğiniz kadarmış, harikaymış, elinize sağlık" diye diye içti.
Ha bir keresinde de mercimek çorbası yapıp içine mercimek atmamışlığım vardı.İçinde patates, soğan, havuç var, pişirdim, blendırdan geçirdim, üstüne nane falan yaktım, masaya koydum.Önce eşim tattı."Hayatım, havuç çorbası yapmışsın, bu durumda ailecek bugs bunny oluyoruz galiba" demişti.Allahım bir içtim safi havuç! Tencerenin dibine baktım mercimek yok, tabakta yok, ee nerde bu mercimek? Tabii ki buzdolabının üzerinde paketi açılmamış halde duruyor
Özetle çok pis çay koymadan çay, mercimek koymadan mercimek çorbası yaparım.Arz ederim.
ben uykumda çok konuşurum ayrıca uyurgezerim..bi gece herkes uyumuşken evin telefonu çaldı.bende sanki uyurken aklı çok başında biriymişim gibi telefona koşmuşum ama hatırlamıyorum bile. neyse bizim dükkanın alarmı vardı dükkanda kameranın önünden biri geçince evi arıyordu otomatikman. telefon alarmdan geliyo ama dükkana fare girmiş onun içinmiş onuda sonrdan öğrendik. o sırada telaşlanan ev halkı salona koştu kim arıyomuş diye.bende ki cevap " birine tecavüz etmişler onu haber veriyolarmış" annem çığlık atıyo babam kime tecavüz etmişler diye soruyo telaşla.ablamlar yorum yapıyo derken ben uyanıyorum ve ne konuşuyosunuz ya ne tecavüzü dükkanın alarmı hırsız girmiş bişey yok deyip odama geçip uyuyorumbu nasıl bi akıl anlamıyorum.uyanınca alarm olduğunu hatırlayan ben o şaşkınlıkla neler neler diyorum bir bilseniz
gece saat 12 civarı,ben uyukluyorum,eşim de komiklik yapıyo beni gülürecek...neyse ben gülüyorum,ben güldükçe o güldürüyo...beni tuttumu gülme krizi gecenin yarısı.ama öyle böyle değil bağıra bağıra gülüyorum.adam şaşırdı,sus diyo komşular duycak,o susturmaya çalıştıkça daha çok gülüyorum. neyse sakinleşir gibi oldum bi ara,hala kendime inanamıyorum,ufo vardı evde ısıtcı,çalışmaya başlayınca ses çıkartır tırrrrrrt diye,ne alaka ufo çalıştı o arada,ben tekrar başladım gülmeye ama,koyverdim kendimi,aaa nasıl ses çıkartıyo diye deli gibi gülüyorum. en komiği bi ara eşimin yüzüne baktım,beti benzi atmış gayet ciddi canım kendine gel diyo ama gerçekten kendimde değilim,noolur diyorum beni susturmaya çalışma çok komik oluyosun.neyse gerçekten aklımı kaçırmaya başladığımı düşünürken ben sakinleştim.eşimde beni neredeyse acile götüreceğini itiraf etti.arada sıkışınca bazen basıyorum kahkahayı ,bizimkinde çıt yok...çattık diyodur heralde
pazarlama dersim için reklam videosu çekmem lazım sevdiceğimle oturup düşünmüşüz ve sonunda söktür git marka detarjan reklamı çekmeye karar vermişiz ve fakat makinayı sabitlemek için tripodumuz yok diye düştük yazıcıoğlunun ortasına
bütün elektronik ıvır zıvırın içine dalıp dalıp tripod soruyoruz ama açım ve tuvaletim gelmiş huysuz haldeyim
en son girdiğimiz dükkandaki satıcı kır saçlı eski hippilerden bozma bi adam
tripodu getirdi ama örümcek kadar bi şey
anlatıyo bi yandan da yok yani o olmaz napalım el kadar ayağı?
döndüm sevgilime tamam ama uzun ayaklı olması lazım banyoda film çekicez ya biz dedim
adamın gözler yerinden fırladı tabi sevgiliminde
kızardı bozardı baya bi garibim
nice sonra detarjan reklamı çıktı ağzımdan ama artık çok geçti
adamın kafasının üstündeki düşünce baloncuğunda ikimiz küvette çıplak resmedilmiştik bi kere...
bastırılmış bi ağız dolusu kahkahayla terk ettik orayı
iyi geceler kızlar yine ben bi sabah okul yok ablamla beraber peynir zeytin ekmek almak için markete gittik dönüşte ablamla konuşurken bişeye çarptım afedersiniz çok özdilerim yanlıkla oldu pardon utancımdan bakmıyorum bile ablam çatlıcak gülmekten dedim adama bişey oldu heralde kafamı kaldırmamla annecim deyip korkmamsa çok fenaydı kaç kişi beni affedin diye telefon direğinine yalvarmıştır:26::26:
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?