benim eşim yapmak istediği her şeyi sanki benden izin alıyormuş gibi yaparak bir punduna getirir ve yapar. saf değil ama çok iyi niyetli ve yufka yürekli biri olduğumu bildiği için de sanırım bunu sürdürdükçe sürdürüyor. cumartesileri play station oynamaya gider, evde korktuğumu bile bile gece 11-12 gibi döner. her hafta sonu değil tamam ama sıklıkla. gideceği zaman yerini taa sabahtan yapar; canım eğer izin verirsen akşam play station'a gideceğim diye. e ben razı değilim istemiyorum desem ne olacak, çocuk gibi yine isteyecek yine isteyecek ve sonunda istediğini alacak. ya da benim istediğimi yapıp güya gönlümü edip sonra koşa koşa kendi istediğine gidecek. hafta içiyse pek çıkmaz.
mesela dün yine bir olay oldu, malum 1 Mayıs tatilinden dolayı evdeydik. ben karnım ağrır halimle yakın zamanda taşınmak zorunda olduğumuz için eşya toplamayı planlıyordum. bu sırada öğle saatinde ablası aradı. yeni evinin terasını temizlediğini bizi de oturmaya çağırdığını söyledi. ben de ayıp olmasın gidelim diye düşündüm ve 1 kutu topladım, sonra çıktık. ben saf, bu kadının bir isteğini yerine getirmeden, bir şey talep etmeden boşu boşuna bizi arayacağını nasıl düşünebildim. yemek yendi, sonra bu ağzındaki baklayı açıkladı. istekleri asla bitmeyen, 2 yaşında bir çocuktan bile daha talepkar olan ablası meğersem başka bir amaç taşıyormuş, her zamanki gibi. kendi kocasına kurduramadığı salıncağı ve çardağı eşime kurdurmak. sürekli aynı şeyi yaptığı için bana sinir bastı, karnımın ağrısı tuttu herhalde o stresten ve eşime söyledim eve gitmek istediğimi. hayatımda ilk kez şu kadının bitmek bilmeyen isteklerinden birinin önüne geçeyim eşim de benle eve gelsin, eşya toplasın benle diye düşündüm. ama yok. beyefendi beni eve bıraktı, yarım saate salıncağı kurup geleceğini söyledi, ona iki saatten az sürmeyeceğini söyledim, nitekim eve ancak üç saat sonra geldi ve eşyaları paşa paşa ben kendim topladım. sinir basıyor yemin ederim.