1- Kocan pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemediği için net bir tavır sergilemiyor. Çok özür dilerim ama kendine saygısı olan, empati yapabilen, vicdanı olan, bencil olmayan, karakterli birisi bunu yapmaz. Üzgünüm ama böyle biriyle evlisin. Öyle senden çekindiği için falan değil, gayet basit bir nedenle şu an adım atmıyor bu adam, sadece ve sadece karşı tarafla alakalı. O yeşil ışık yaksa gözünde bile değil evlilikmiş, yuvaymış.
2-Ailesi de buna çanak tutuyor. Ve umarım ki sana ettikleri çıkacak, kız evladı varsa ondan çıkar. Öyle yuva dağıtmak kolay mı? İnsan oğluna akıl verir, ne olursa olsun evlendin artık kapat meseleyi der. Bunlar bunu yapmadıkları gibi bir de çöpçatanlığını yapıyorlar. Evli adama metres ayarlıyorlar, bunun dilimizdeki adını ben söylemek istemiyorum ama durum bu.
3-Ben yerinde olsam ne kadar yaralanacağımı bilsem de o kızın eline sakince teslim etmezdim bu adamı, canlarını acıtabildiğim kadar acıtır, çirkinleşebileceğim kadar çirkinleşirdim. Kanıt toplardım, mesaj, konuşma, fotoğraf. Şu boşanmayı onlar için cehenneme dönüştürürdüm. Kıza da bir dava açardım, metres olduğunu cümle aleme duyururdum böylece. Öyle efendi efendi gitmezdim kısaca. Herkes hakettiğini yaşamalı, bunlar sessiz gidişleri hakedecek bir aile değil. Senin canın yandıysa sen de onların canını yak. Çek silahını saldır, o Yunan kızını da, o kocanı da, ailesini de pişman et. Öyle seni boşayıp hemence o kızla evlenemesin, o mutluluğu haram et, fitil fitil getir burunlarından. Normalde böyle tavsiyeler vermem ama bu defa benim bile gözüm karardı. Hepsini sen de it bir karanlığa da görsünler nasılmış.
4-Onlara göre evlenmeler, boşanmalar basit olabilir, ama belli ki sana göre değil. Göster onlara bu kadar basit olmayacağını. Evcilik oyunu değil bu, elinden giden de barbi oyuncağı değil. Bir bedeli olacak elbet, ödesinler madem.