Evlilik Aşkı Öldürür mü?

betulaltaylar

Guru
Kayıtlı Üye
11 Nisan 2011
45
23
298
46
Evlilik Aşkı Öldürür mü?

Evlilik; sevdiğinizin size olan ilgisini de dahil olmak üzere her şeyi öldüren bir şeydir.

Evlilik defterine atılan imzayla bir bayan “pes edinceye yada sevgim tamamen tükeninceye kadar sevdiğim erkeğimin kölesi olmayı kabul ediyorum” u bilmeden onaylayıp hapı yutmuştur hemide zopasıynan.

Evlilikte görev paylaşımı genelde şu şekildedir, şıklar halinde açıklamayı uygun görüyorum:

Erkek; 1- Bir işte çalışıp eve para getirmek. 2- Eşine ilgi alaka, sevgi, şefkat göstermek, değer vermek (ki bunları yapmaktan da acizler)

Kadın; 1- Bir işte çalışıp eve para getirmek yada çocuktan sebep imkansızlık yüzünden eve mahkum olmak, 2- Evi derleyip toparlamak düzeni sağlamak, 3- Yemek yapmak, 4- Sofrayı kurmak, 5- Sofrayı kaldırmak, 6- Kirli tabakları ya yıkamak yada makineye yerleştirmek, makineyi çalıştırmak yıkanan tabakları yerleştirmek 7- Kocanızın buzdolabından alıp içip bitirdiği vemutfak tezgahında bıraktığı boş yada yarı boş su şişesini tekrar su ile doldurmak ve buz dolabına koymak (düşünün bunu bile yapamıyorlar), 8- Kirlenen evin temizliği, 9- Camların silinmesi, 10- Çamaşırların yıkanması gerektiğini düşünüp makineye yerleştirilmesi, 11- Makinenin çamaşırları yıkama işleminin bittiğini bir tek siz gördüğünüz için, makineden çamaşırların çıkarılması, silkelenip asılması kuruyunca toplanması, toplanan çamaşırların çekmecelere dolaplara yerleştirilmesi ütülenmesi gerekenlerin ayrıca ütülenmesi ve onlarında yerleştirilmesi (Bunları şık şık yazarsam çok uzardı ama hepsi bir iş vakit alan bir şey değimlidir bayanlar ), 12- Mevsimsel değişiklik nedeniyle yazlık yada kışlık giysilerin dolaptan indirilip olması gerekenlerin yerleştirilmesi, 13- Mevsimsel değişiklik nedeniyle yazlık yada kışlık ayakkabıların ortaya çıkarılması, 14- Kirlenen buzdolabın temizlenmesi ve boş olan buzdolabının içinin nelerle doldurulması gerektiğinin düşünülmesi yani evin gıda ihtiyacının düşünülmesi, eksiklerin giderilmesi, 15- El havlusu kirlenmiş yerine yenisinin konması, 16- Aaa bakın hele çarşaflar kirlenmiş yenisinin serilmesi, 17- Hay Allah yere çöp düşmüş kaldırılması gerek onu da siz yapacaksınız tabi, 18- Çay demlemeyi düşünüp servis yapmak ve servis sonrası oluşanları halletmek, 19- Kocanızın sağda solda çıkardığı bıraktığı bazı giysileri eşyaları yerlerine koymak onun arkasını toparlamak yani, 20- Çocuğunuz varsa çocukla ilgili her türlü şeyden siz sorumlusunuz çünkü onu siz doğurdunuz, siz darlandığınızda kocanızın çocuğunuzun altını değiştirmesini yada giysisini giydirmesini yada yemeğini yedirmesini yada parka çıkarmasını yada siz biraz dinlenmek isteyip birkaç saat çocukla ilgilenmesini beklemeniz büyük bir aptallık olurdu çünkü bu çocuğu siz doğurdunuz o sadece bir etken , o yapamaz, yapmaya çalışmaz, zora gelemez, sizin halinizden anlamaz, 21- İlgi, alaka, şefkat, değer gördüğünüzü hissetmek gibi şeylerden yoksun bırakılan siz artık cinsellikten de soğumuş bir şey hissetmez hala gelmişsinizdir, başınızın ağırdığı gerçeğini bilmesine rağmen yatakta beklenti içine girip size sokulmaya çalışan kocanızı da ayrıca mutlu etmek zorundasınızdır dimi, mutlu etmezseniz darılır ha , sizde bütün bu vurdum duymazlığa karşı mutlu edecek içinizde cinsel bir istek kaldıysa ne ala.

Evvet daha saymayı atladığım ama sizin aklınızdan uçuşan bir çok ayrıntı muhakkak vardır da işte laf çok uzamasın istedim, yoksa yazzzz yaz bitmez biz kadınların evlendikten sonraki sorumlulukları.

NOT: Bu bir genellemedir her erkek böyle değildir. Ne erkekler vardır ki bütün bu saydıklarımın hiç birini yapmamış, eşlerine olması gereken değeri verip el üstünde tutmuş, değer vermiş, ortak kurdukları yaşamda birbirlerine destek olmuş, yaşamla ilgili her sorumluluğu birlikte üstlenmişlerdir. Sözüm meclisten dışarıdır biline...
 
Son düzenleme:
evlilik aşkı öldürmez ,evlilik sahte aşkları öldürür sadece ..
her önüne gelen evleniyor ..
hepsi gerçek anlamda severek ,aşık olarak mı evleniyor ,hayır ..
sadece kendini kandırıyor insanlar ,seviyorum sanıyor ..
halbuki evlendikten sonra tamamen ego çatışması ve ego yarışmasına dönüşen evliliklerde sevgi ,aşk olması mümkünmü ?
günümüz evlilikleri artık feminist düşüncelerin de etkisiyle çiftlerin birbiri üzerinde egemenlik kurma yarışıyla geçiyor ..
ama gerçek anlamda birbirini seven ,birbiri ile yarışmak yerine birbirini bütünleme amacı güden evliliklerde ne sevgi ne aşk bitmiyor ..
tam tersine evlilikle aradaki bağ on kat daha artıyor..
nikah insanı bağlıyor gerçekten birbirine ..
hem neden sevgi aşk bitsinki .
gerçek bir sevgi ise zaten taraflar birbirini mutlu etmeye çabalar ,birbirine destek olur ,bir bütün olmaya çalışır ..
dolayısı ile mutlu mesut yaşarlar bu şekilde ve ne sevgi biter ne de aşk ..
yeterki insanlar gerçekten sevip sevmediklerini sorgulayarak ,evlenmiş olmak için evlenmeseler ,gerçek sevgiyi yaşasalar da bunları tartışmamıza gerek kalmasa ..
şimdi bir de şöyle bir yaklaşım var ..hayat telaşına dalıyorsun ,aynı heyecanı yaşayamıyorsn.
hayır efendim neden yaşayamıyackmışsın pekala yaşarsın ,yeterki yaşamak iste ,istedikten sonra insanın herşeye vakti de olur gücü de ..
istersen on çocuklu ol ,eğer gerçekten seviyorsan karşındakini onun için büyük olmasa da küçük süprizler yapabilir ,evliliğinizin heyecanını ayakta tutabilirsiniz..
biz sorunu üzerimizden atmak için suçu evliliğin kendisine atıyor ,evlilik aşkı öldürüyor diyoruz ..
aşkı öldüren ve öldürülmüş aşklarla evlenen bizleriz aslında ..
 
"İki insanın ömür boyu birlikteliği hem zordur hem de hoştur.

Zordur; çünkü insanın belirsizliği ve kolayca çerçeveye girmemesi ilişkiyi bir maceraya dönüştürür.

Hoştur; çünkü her şeye rağmen insan kalbine mukabil bir kalbi bulmakla neşelerini ve sevinçlerini çoğaltır hüzünlerini ve kaygılarını azaltır.

Bu zor ve hoş birlikteliğin başlangıcında iki insanın birbirlerine üstü kapalı söz verişleri vardır. Değişik kültürlerde bu söz verişler bir tür nikâh manifestosu evlilik yemini ya da duası adıyla açık edilir. Örneğin Apaçi Kızılderililerinin ‘evlilik yemini’ aynen şöyledir:

Artık yağmurda hiç ıslanmayacaksınız; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sığınak olacaksınız.

Artık hiç üşümeyeceksiniz; çünkü her biriniz bir diğeriniz için sıcaklık olacaksınız.

Artık hiç yalnızlık çekmeyeceksiniz; çünkü her biriniz bir diğerinize yoldaş olacaksınız.

Artık bir bedensiniz; çünkü önünüzde tek bir hayat var.

Şimdi yuvanıza gidin birlikteliğinize tanık olacak günlere başlayın.

Her gününüz mutlulukla dolsun ömrünüz mutlulukla uzasın."

-----------------

Bu fikirden hareketle yeni evlenen çiftlerin ağzından nikâhlarına şahit olan herkese söyleyebileceklerini/söylemek isteyebileceklerini/söylemek isteyip de söyleyemediklerini dillendirecek ‘evlilik yeminleri’ oluşturmaya çalıştım.

Dikkatinize ve rikkatinize sunuyorum ki sizin de ekleyeceğiniz/teklif edeceğiniz bir şeyler olsun siz de bir zamanlar birbirinize nasıl bir söz verdiğinizi hatırlayın…

I.

Ben ... / Ben... (Noktalı yerlere gelin ve damadın adı yazılır.) Biz ikimiz birbirimizi sevdik. / Biz ikimiz birbirimizi seçtik. / Biz ikimiz birbirimize eş olduk.

Biz ikimiz yolcuyuz. / Hayat yolunu birlikte adımlamaya söz verdik. / Yokuşları da inişleri de beraber yürüyeceğiz. / Mutlulukları da hüzünleri de beraber karşılayacağız. / Bizim için iyi yolculuk duası edin.

Biz ikimiz yoksuluz. / Başka herkesi terk edip birbirimizi tercih ettik. /

Başka her şeyi bırakıp aşkımıza razı olduk. / Birbirimize verdiklerimizle zenginleşeceğiz. /

Bizim için bereketli kazanç duası edin.

Biz ikimiz öksüz ve yetimiz. / Annelerimizi ve babalarımızı bırakıp da geldik. / Anne ve babamız çoğu kez yanımızda olmayacaklar. / Birbirimize şefkat edip birbirimizi sevindireceğiz. / Bizim için teselli duası edin.

Biz ikimiz kör ve sağırız. / Birbirimizden başkasını görmeyecek gözlerimiz. / Kulaklarımıza başkalarının fısıltıları erişmeyecek. / Birbirimize göz kulak olacağız. / Bizim için hayır duası edin.

Biz ikimiz evliyiz. / Aşkı oldurmak için paylaşacağız hayatı. / Kalplerimize gizli kapılar

açılacak evliliğimizle. / Birbirimizi daha çok seveceğiz bundan böyle. / Bizim için mutluluk duası edin."





"II.

Ben... / Ben... …

Biz ikimiz birbirimizi sevdik. / Sizi sevincimizi çoğaltmaya çağırdık. / Biz ikimiz birbirimizi seçtik. / Sizi seçimimize tanıklık etmeye çağırdık.

Rabb’imizin lûtfuyla ısındı kalplerimiz birbirine. / O kalplerimize aşkı vermeseydi birbirimizi sevemezdik hep yabancı kalırdık. / Yaratıcı’mızın izniyle helal olduk birbirimize. / O ruhlarımızı terbiye etmeseydi birbirimizi seçemezdik hep uzak kalırdık.

Biz biliyoruz ki Rabb’imiz bizi birbirimize örtü eyledi. / Her kötülüğe karşı birbirimize örtü olacağız. / Hatalarımızı ve eksiklerimizi hoş görüp örteceğiz.

Biz biliyoruz ki Rabb’imiz bizi birbirimize elbise eyledi. / Başkalarına aşklarımızı giyinip de görüneceğiz. / Birbirimizin varlığını birbirimize süs eyleyeceğiz."

Kalplerimize aşkı bahşeden Rabb’imizi kalplere düşen aşklar sayısınca tesbih ediyoruz. / Ruhlarımızı birbirine tanış eyleyen Yaratıcı’mıza kâinatı şenlendiren ruhlar sayısınca şükrediyoruz.


"III.

Ben... / Ben...…

Biz ikimiz/Birbirimizi sevdik. / Birbirimizi seçtik. / Birbirimize söz verdik. / Birbirimize eş olduk.

Şimdi birbirimize verdiğimiz söze tanık olmanızı isteriz.

Bundan böyle; / İkimiz birbirimizin en yakınıyız. / Yalnızlığımızda ilk birbirimizi bulacağız. /

Sırlarımızı önce birbirimize açacağız. / Sevinçlerimizi birlikte çoğaltacağız.

Bundan böyle; / İkimiz birbirimiz için en iyi kılavuzuz. / Hep birbirimizin iyiliğini istiyor olacağız. /

Olur da şaşırırsak doğruyu birlikte bulacağız. / Olur da düşersek birlikte ayağa kalkacağız.

Bundan böyle; / İkimiz birbirimizin yol arkadaşıyız. / Yokuşlarda ve inişlerde hep el ele kalacağız. / Dağlarda ve çöllerde yan yana yürüyeceğiz. / Yolun sonuna birlikte varacağız.

Bundan böyle; / İkimiz birbirimizin en büyük yardımcısıyız. / Eksiklerimizi birlikte tamamlayacağız. / Kusurlarımızı örtüp hatalarımızı hoş göreceğiz. / Yuvamızı birlikte şenlendireceğiz.

Bundan böyle; / İkimiz birbirimizin en yakın dostuyuz. /

Üzüldüğümüzde birbirimizi teselli edeceğiz./

Sevinçlerimizde birbirimize sarılacağız. /

Mutluluklarımızı birlikte tamamlayacağız.

Bundan böyle; / Birbirimizi daha çok seveceğiz. /

Birbirimizi seçtiğimize daha çok sevineceğiz...



Bundan böyle; / İkimiz birbirimize emanet olacağız."



Senai Demirci
 

Söylediklerinin çoğuna katılıyorum, aşkı öldüren sanırım evlilik değil erkekler olduğunu düşünüyorum. Sevgili sürecinde bize karşı nasıl ilgili alakalı olduklarını, güzel sözler söylediklerini şahsen ben kendi eşimden biliyorum ama evlenince bunları öldürüyorlar nasılsa benim, imzayı bastık diyemi düşünüyorlar artık bilemiyorum ama ilgi sevgiden eser kalmıyor.
Olması gereken tabiki bu değil ama geneli böyle çünkü bir çok insandan eşleri ile ilgili aynı sıkıntıları duyuyorum.Keşkelerden nefret ediyorum ama keşke;
Eşim bana yüzüme karşı güzel sözler söylese
Özel gün dışında bunu senin için aldım diyip bişey verse, ya bu yiyecek olabilir, toka, çorap, iç çamaşırı yani öyle pahalı olmayan bişi alıp verse.
Bu pazar için kimseye söz verme seni biyere götürecem dese, sürpriz yapsa.

Ben çok darlanmış durumdayım eşimden yana, beni benden çok seviyormuş ama bunu hiç belli etmiyor beni gizliden seviyor yada beni birtek yatak odasında seviyor.

Keşke herşey olması gerektiği gibi olsa, aynı evi paylaştığımız, beraber bir yola baş koyduğumuz erkeğimiz bizi bu hayatta tek başımıza bırakmasa. Ben yemek yaparken o da sofrayı kursa bişi yapsa dimi ama yok işte. İşte ben yanlızım bu yüzden sevgim de bitiyor hele bu hafta o kadar uzağım ki ona çocukla birlikte bende yatıyorum, birbirimizi doğru dürüst görmüyoruz. Görsek ne olacak çocuğu uyutup yanına gidiyorum ama başını bilg.dan kaldırmıyor, birşey konuşmuyor, paylaşmıyor öyle iki arkadaştan da uzak yaşıyoruz. Bizi bitirdi, bu ilgisizliğiyle bu monotonlukla bu asosyallikle bizi bitirdi.

Neyse umarım bu erkekler ellerindekinin kıymetini ellerindeyken anlarlar.
Sevgiler...
 
tanımaktan kasıt nedir? bunu bilmek lazım...tıpkı bakmak ve görmek gibi algılıyorum ben bu meseleyi...kadınlarımızın gözleri kör oluyor,aşk çukuruna düşünce..herşeyi görmezden gelmeyi becerebilcek bir lüks takıntısı içine giriyoruz...adamlar değişmiyor ki yaaa,biz gözlerimizi o imzayı attıktan sonra ancak açabiliyoruz...yapmayın arkadaşlar ,kandırmayalım kimseyi..evlilik aşkı öldürmez..bir arakdaş demiş ya sahte aşkları sadece yok eder..
 

bence her suçu erkeklere atmak yanlış ..
biz kadınlar da evlenmeden önce aşk sarhoşu olup ,evlilikten çok fazla beklenti içine giriyoruz ..
sanıyoruz ki herşeyy toz pembe olacak.
ama hayatta hiçbir şey kolay olmadığı gibi evlilik de kolay olmayacaktır işte bunun farkına varamıyoruz ..
sorumluluk almak zor geliyor bize de bazen ..
öyleki erkeklerin değiştiği fikrine karşılık kadınlar da değişiyor ..
çünkü evlilik farklı bir ortam ..
bi anda bu ortama girince erkek kadın farketmez insan değişime uğruyor ..
yaşanılan olaylar karşısında insanların tepkileri karakterlerini değiştiriyor..
evlenmeden önce full süslü gezen kadınlarımız evlendikten sonra kendilerini salıyorlar mesela ..
bu değişmek sayılmıyor mu ?
evlenmeden önce farklı görünüp evlendikten sonra farklı bir kadın olmak ne kadar doğru ?
kimimiz ev işi yapmayı bile çok büyük bir iş olarak görüyoruz ..
hep ilgi alaka istiyoruz ..
sürekli flört dönmindeki gibi el bebek gül bebek olsun istiyoruz ..
ama evlilik bir gelişim sürecidir..
flörtlükten daha ayakları yere basan ,sorumluluk sahibi ,olgun insan profili çizen birşeydir evlilik..
o yüzden evliliğn flört gibi olacağını varsayarak evlenirsek ,beklentilerimiz karşılanmayınca hemen suçu erkeklere atıp erkekler değişiyor diyoruz ..
yanlış burada işte ..
baştan bilerek ,sorgulayarak ,toz pembe olmadan gerçekçi bir yaklaşımla karar verip evlenmiş olsak bu sorunların hiçbirisi olmaz eminim...
bir de biz kadınlar çevreden çok etkilenen varlıklarız..
birinin eşinden çiçek gelse hemen bizim eşimizin yakasına yapışıp filancı böyle yaptı sen neden yapmıyorsun moduna giriyoruz..
bunlar çocukça hareketler..
her insan farklıdır ,her insanın sevgisini gösterme biçimi de farklıdır..
herkes aynı olsaydı dünyanın bir anlamı kalmazdı zaten ..
başkalarıyla kendimizi kıyaslamak yerine elimizdekinin kıymetini bilerek yaşamalıyız..
eşimiz bizi seviyorsa gerisini önemsememeliyiz..
kaldıki kadınlar aldatılınca neden aldatıldım diyorlar ..
kendilerini gerçekten seven bir adam olunca da seviyor ama göstermiyor diyorlar ..
aldattığı zaman da keşke beni gerçekten sevseydi de sevgisini göstermeseydi diyorlar ..
kadınlar da ne istediğin ibilmiyor ..
ya da eşlerini kendi istedikleri gibi bir karakter olsun istiyorlar ..
bu mümkünmü ?
nasıl eşimizin bizi değiştirmesine tepki duyacak izin vermeyeceksek biz de onu değiştirmeye çalışmayalım ..olduğu gibi kabullenelim karşımızdakini..
ve önemli olanın sizi sevmesi olduğunu unutmayın ..
 
bencee,evlilik bir zaman sonra ''alışkanlıktır'' arkadaşlar.
aşk,sevgi hepsi geçici olabiliyor bazılarımızın hayatında..
sadece yatak odasında aşk geçerli bazı durumlarda bu kadar kolay aslında..
 

Evlendikten sonra kendini bırakan bakımsız bir kadın hiç olmadım ki çocuğum olmasına rağmen bu değişmedi, şuan bile tırnaklarım uzun ve ojeli evde bile ara ara ruj sürer ufaktan makyajımı yapar pafümümü sürer, güzel giyinmiş olurum, beden temizliğine önem veririm. Kocam gelince güler yüzle kapıyı açarım hoşgeldin aşkım der öperim. O ise bakımsızdır dişlerini bile sık sık yıkamaz haftada bir yıkasa ne ala sinir oluyorum defalarca da dile getirdim ama işte bana değer vermediğinden olsa gerek önemsemiyor.
Bence ne kadar çok değer verirsen o kadar değersizleşiyorsun erkeğinin gözünde. Tepene çıkıyorlar işte bence bu.
Senin dediğine de katılıyorum evet kendini bırakan kadınlar oluyor evlerini bok götüren evde yemek yapmayan kadınlar yok değil. Ama ben öylelerinden malesef hiç olmadın o yüzden de böyle oldu sanırım. Evde yemeğim eksik olmaz, çocuğumu kendim büyütürüm bu yüzden işe başlamadım, herkez beni takdir ederken ne kadar sağlıklı büyütüyorsun diye kocamdan hiç bir konuda takdir almadım.
Belki beni kaybedince değerimi anlar ama o zaman da iş işten geçmiş olur.

Her insanın eşi ile yaşadığı sıkıntı farklıdır dediğin gibi kimisi beni sevse de bunu göstermemesine razıyım keşke beni aldatmasaydı der çünkü o en kötüsünü yaşamıştır. Ben de kendime göre sıkıntılarımı yaşıyorum işte.
 

ben yazdıklarımda sizi kastetmedim ,genel bir fikir belirttim üzerinize alınmayın ..
siz istisna olabilirsiniz ama istisnalar kaideyi maalesef bozmyor..
benim etrafımda çok var böyle kadın ..o yüzden dile getirdim ..amacım sizi yargılamak değildi ..
 
O asla senin onu sevdiğin gibi sevmez sadece bölgesel aşk erkeklerinki.bu kaç erkek tanıdığınla ve onları kıyaslamanla alakalı.benim ilk erkek arkadaşım eşim.bu yüzden erkekler şöyledir,erkekler böyledir deme şansım yok.eşime duyduğum sanırım aşktı başka hiçbir şeyde böyle hissetmedim. kızgınlığı tanıyorum birçok kez kızdım.gülmeyi tanıyorum her fırsatta gülerim. ağlamayı bilirim . ama eşime karşı duyduğum şeyi sadece onla yaşadım. çocuklarıma duyduğum his daha başka bir şey .gerçek bağlılık,sevgi,saplantı,korku eğlence,sorumluluk bildiğin herşey..Ama zamanla evliliğin çoğunlukla kadınların zorlamasıyla işleyen bir kurum olduğu gerçeğini kabul ediyorsun...geçen yıllarla beraber tarifi olmayan o aşk adını koyamadığın bir duyguya dönüşüyor. hergün kandini zorluyorsun eskisi gibi hissetmek için . mesela ben şu aralar eşimin onu sevmem için hiçbir şey yapmadığının farkındayım. ağlasam artık gözyaşlarımı görmüyor.yıllar sonra kendime yalanlar söylüyorum. ona bugün beni öpmeden işe gittiğin için seni sevmiyorum demek istiyorum.senin için çocukların derslerini sen eve gelmeden bitiriyorum ki sen rahatça herzaman uzanıp ,kumandan elinde o bütünleştiğin koltuğunda rahat et diye..senisevmiyorum demek istiyorum çünki beş kırkbeşte sabahçı olan küçük oğlumuzu okula kaldırdığımda birkez olsun uyanıpta yardım etmmiyorsun....şu anda sen içeride horlayarak uyuyorsun ya seni sevmiyorum çünki evlenmeden önce kartlı telefon zamanında kaç tane kart bitirirdin benimle konuşmak için....seni bugün sevmiyorum çünki kalbim bomboş gibi hissettiriyorsun...sayamadığım sıkıntıları senin için çekmişken senbunları unuttun yada hiç göremedin...seni sevemiyorum çünki yanlışların seni terk etmemei gerektirecek kedar okkalı değil...evlenmek ,evlilik,evli bunlar boş laflar ne dersen ne söylersen söyle herkezin yaşayacağı bir olay...isteyerek ipi boynuna geçirmek gibi bir şey.nekadar süslerseniz süsleyin zor bir olay..
sizce evlilik aşkı öldürüyormu?sizce evlilikne?sizce aşk ne?
 
Belki yeni evli olduğum için bilmiyorum ama tam tersi arttırdı bizde.yani biz evlenirken eşim beni sevmiyordu yani aşık falan değildi,zaten ben istemiştim evlenmeyi,o da mantığına uyup işte düzen falan kurmak için tamam demişti,pek ilgilenmezdi benimle nişanlıyken,güzel sözler falan etmezdi,sadece sorumluluk hissettiği için arardı,hiçbi şeyini paylaşmazdı,çok kolay sinirlenip umutsuzluğa kapılırdı geleceğe dair,en ufak bi duygusallığımda çocuk gibisin falan derdi kalbimi kıracak laflar ederdi,sonrasında da sadece evlencez aramız iyi olsun diye özür dilerdi konunun kapanması için,duygu yoktu yani,salt mantık bi insan vardı karşımda,ama ben bu iyi yürekli tatlı adamı seviyordum ve gerisi önemli değil onun yanında olmak istiyorum diyodum.evliliğin ilk günlerinde ev işlerinde acemi olduğum için evi çekip çeviremediğimden dolayı çok tartışmamız oldu yine çok ağır laflar ederdi,ilk bayram sabahımıza bile küs uyandık ama zamanla değişmeye başladı yavaş yavaş bana bağlanmaya başladı sanki hala evim öyle düzenli değil sevdiği yemekleri yapamıyorum falan ama her sabah uyandığımızda gözlerime öyle bakıyor ki bu bakışı daha önceleri görmemiştim,hep tatlı dilli bana karşı,sen benim aydınlığımsın der,hep iyi misin mutlu musun benden memnun musun diye sorar,azcık bi kızsam ona haklı bile olsa hiç dayanamaz gelir sarılır özür diler bana kibar bi insan olmayı öğret hep yanımda ol falan der,odadan odaya geçerken niye ona söylemedim bi şey demeden gittim diye üzülür acaba kırcak bi şey mi yaptım diye..Evleneli yaklaşık 4 ay oldu,ama eşim gerçekten iyi yönde değişiyor,beni çok şaşırtıyor,bazen bütün bunlar bi gün yine bitcek diye korkuyorum,çünkü evlenince herşey daha kötü olcak diye düşünürdüm hep nişanlıyken..
 
Evlilik aşkı öldürür mü hiç?
Neden kendi suçumuzu evliliğin üzerine atıyoruz?
Biz birbirimize sahip çıkmadıktan sonra evliliğin suçu da neymiş?
 

Kesinlikle katılıyorum,,,4 yıldır evli,mutlu,çocuklu ve aşığım...İnsanları bu tarz yazılarla evlilikten soğutmamak gerekir...Doğru kişi olmak şartıyla evlilik insanı daha mutlu kılar çünkü bekarken aşk acısı,ayrılıklar,ayrılıp birleşmeler,yenisini aramalar,çelişkiler,entrikalar hepsi insanı yıpratan şeylerdir...Evlilikte ise bir düzen ve bir ait olma durumu var.Her iki tarafta kendine ve ilişkisine özen gösterirse evlilik bekarlıktan çok daha sağlıklı...
 
Bence evlilik ve erkek beraber aşkı öldürür bu öldürme işinde sadece erkek etkili değildir destekçisi cadı ve kıskanç bir kaynanadır

Tabi çift sevgiliyken çıkarken aşk doruklardadır Erkek kadını elde edene kadar mükemmel aşıktır ve tabi kaynanada daha

evliliğin içine müdail olmadığı için kadın açısından herşey çok güzeldir

Sonra iş ciddiye binince , kaynananın etkisiyle ve erkeğinde saflığıyla tabi (burda başka sıfatlar yazıcaktım ama neyse )

iplerini annesine bırakır , sonrasında kadın için zor günler ve yıllar geçer çocuklar olur kaynana artık gelini kabullenir ama bu

arada erkekteki aşkın romantizmin yerini nede olsa karım malım amann boşvere mantığını üzerine kurulu duyarsız tam bir ÖK.Z Döner

kadın ne kadar çabalarsa çabalasın eskiye dönemezler ve sonuçta aşk bitmiştir
 
Benim annem babam 17 yıllık evlilerdi. 7 sene de nişanlı kalmışlar. (en uzun süre nişanlı kalma rekoru onlarda sanırım=P ) Birbirlerine baktıklarında gözlerindeki parıltıyı görseniz, konuşmalarını duysanız anlardınız, şu tespitin saçmalığını. İmzayı atana kadar farklı davranan, evliliği bir garanti gibi görüp, evlendikten sonra gerçek yüzünü gösteren, evlenmeden önceki ilgiyi, özeni ilişkisine göstermeyen insanlar için zaten kaçınılmaz bir son aşkın bitmesi. Suç evlilikte değil insanlarda.

Biz de 6.yılımıza girdik evliliğimizde. İlk günden farkı birbirimizi daha iyi tanımamız, daha çok şey paylaşmış olmamız ve ilişkimizin daha yoğun bir hal alması. Doğru insanlar bir araya geldiğinde aşkı hiç bir şey ve hiç kimse öldüremez. Bu böyle...
 
Son düzenleme:


çoooooook haklısın tamamen katılıyorum sana ve mutluluğunuzun daim olmasını dilerim
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…