Sizin durumunuzdaki kadınların eşlerin bu birikimlerini en sonunda kocalarının sevgilileri ve sonrada ikinci eşleri yiyor genelde. Zira evlilikte birikim yapmak farklı şey, karısını hem maddi hem manevi son damlasına kadar sömürmek ayrı. İşte tüm gün ezildikten sonra birde evin, çocuğun tüm yükünü yıkıp, bütün parasını alarak oluyor o birikimler ve aradan yıllar geçince , karısının sırtına binerek mal mülk sahibi olan koca, yıllardır kendisine bakamadan hem ev hem iş yükünü sırtına yüklenen ve bu nedenle yıpranan eşini beğenmemeye başlıyor, eee mal mülk olunca dışarda kadın bulmakta zor olmuyor, sonrada size reva görülmeyen ne varsa o ikinci kadının ayağına seriliyor. Birde boşanırsanız size mal kaptırmamak için o mallar bir güzel kaçırılıyor, sizde boşa geçmiş bir ömür sonrası, yıllarca mahkemelerde uğraşıp mahkememin verdiği miktara razı geliyorsunuz. Bu yurdumda çok sık tekrar eden bir senaryo genelde.
Bakın mal mülk sahibi olmak iyidir ama bunun için bugününden vazgeçmek, hayatta kendiniz için hiçbir güzellik yaratmadan boş boş yaşamak , işte çalışırken kocadan hiçbir yardım almadan birde evde didinmek ve üstelik bunları başkasının hayalleri ve hırsları için yapmak hiç mantıklı bir iş değil, evlilik hayatı paylaşmaktır yoksa, kendinden vazgeçip kocanın maddi manevi kölesi olmak değil.