- 3 Aralık 2018
- 383
- 205
- 103
- Konu Sahibi ciceklimor
- #1
Kızlar merhaba, uzun olacak ama gerçekten aklınıza ihtiyacım var. Bu yaşadığım şey beni mahvetti, içim içimi yiyor. Lütfen yargılamadan okuyun.
Haziran ayından beri görüştüğüm biri vardı. Çok inişli çıkışlı, beni hem kendime hem ilişkiye dair sorgulatan bir süreç yaşadım.
En başından beri bazı red flag’leri vardı. 10 sene gemilerde çalıştığı için ciddi ilişkisi olmadığını, hayatı boyunca eskortlara gittiğini, hatta daha sonra ladyboy’la ilgili bir anısını bile anlatmıştı. Ladyboy’u bilmeyenler için, Tayland’daki travestilere verilen isim. Bana hiçbir zaman ladyboy ile birlikte olmadığını ama çok feminen gözüktüklerini, minyon vücutları olduğunu söylemişti. Ben de uzun bir kadınım, o an ister istemez “Beni feminen bulmuyor mu yani?” diye düşünmüştüm. Bunlar beni başta soğutmuştu ama çevrem “Boşver, geçmişte kalmış her seye cok takiyorsun” dedikçe kulak arkası etmeye çalıştım. Anı yaşamaya çalıştım.
İlişkinin başlarında bana aşırı iltifatlar ediyordu. “Gördüğüm en güzel kızsın”, “İçeri girince vay be bu kızla mıyım diye düşündüm” gibi şeyler… Ben o zamanlar çok umursamıyordum, mesajlarına geç dönüyordum, ilişki boyunca dördüncü aya kadar böyleydi. Ben de duygusal olarak geri plandaydım, ev adresimi bile söylememiştim. Daha temkinliydim.
Fakat o sürekli “Sen beni istemiyorsun”, “Ben senin için öncelik değilim”, “Bir seçeneğim”, “Mesajlara geç dönüyorsun, kiminlesin?” gibi hem suçlayıcı hem baskıcı mesajlar atıyordu. Sürekli kendimi ona açıklarken buluyordum. “Merak etme, sen teksin, özelsin” gibi gereğinden fazla güven verici cümleler kurdum. Umursamayan erkeklerden bıktığım için onun bu aşırı ilgisini iyi niyet sandım. Son iki aydır da kendimi ona iyice açtım.
Ben ona istediği güveni verince ilişkimiz ciddileşti. Hatta evlilik bile konuştuk. “Yılbaşında adını koyalım, aileler tanışsın, yaza doğru evleniriz” planları yaptık. Bazen bana yemek yapıp getiriyordu, işten geç döndüğüm günlerde evde bozulan şeyleri hallediyor, işyerindeki sıkıntılarımda destek oluyordu. Kısacası hayatımda her alanda yanımdaydı.
Üç hafta önce bana ladyboy’larla ilgili bir anısını anlattı. Sarhoştu, gülerek anlatıyordu. Ben de “Ne kadar iğrenç, Allah bilir beraber bile olmuşsundur” diye küçümseyici bir tepki verdim. Bunun üzerine bana, “Onun ayakları seninkinden küçüktü ama” dedi. Ayaklarım 40 numara olduğu için bu laf beni inanılmaz incitti. O sinirle ben de çok ağır şeyler söyledim ve o gün ayrıldık.
Sonrasında günlerce barışmak için peşimden koştu. “Şaka yaptım, saçma konuştum” dedi. Ben de belki yanlış anlamışımdır diyerek affettim. Ama o olaydan sonra bazı oturuşlarımızda sanki ayaklarıma bakıyormuş gibi hissetmeye başladım. Takıntım arttı. Yine de ikimiz de alttan aldık ve ilişkiyi yürütmeye devam ettik.
Ta ki geçen cumartesiye kadar…
“Hadi farklı bir yere gidelim” dedim ve daha önce gitmediğimiz bir semtte bir restorana gittik. Oturduk. O sırada garson kız masadan geçti, benimki anında kafayı çevirdi. İçimden “Tesadüftür herhalde” dedim. Kız gayet normaldi, dekoltesiz, sade… Hatta restoranda daha alımlı garsonlar da vardı.
Ama bu garson kız her geçtiğinde adamın kafası anten gibi dönüyor. Belki bir saat içinde 20 kere baktı. Kız yan masaya peçete, çatal diziyordu; o ise yaşlı amcaların inşaat izlemesi gibi kızı izliyordu. 6 aydır böyle bir şeyine denk gelmemiştim. Birçok yere gittik birlikte, hiç böyle olmamıştı. Gözümün önünde oldu bu ve olduğum yerde kaldım.
Ben bir yandan onun dikkatini dağıtmaya çalışıyorum… İçimde “Neden bu kıza bakıyor?” sorusunun cevabını arıyorum. Hatta saçma sapan bir şekilde “Acaba kızın görünüşü ladyboy’ları mı çağrıştırdı?” gibi absürt düşünceler geçirdim aklımdan. Belki başka bir kıza baksaydı bu kadar takmazdım, ama bu beni aşırı tetikledi. Geçmişteki ayak muhabbeti, ladyboy olayı… Hepsi birleşti.
Sonunda dayanamadım. “Beni eve bırak. Seninle oturup konuşacak muhabbet bile bulamıyoruz, bu sürdürülebilir bir ilişki değil. Ortak hiçbir şeyimiz yok. Farklı insanlarız, ayrılmak istiyorum” dedim. Ve bitirdim.
Şimdi kendi kendime düşünüyorum…
Ben mi çok takıntılıyım?
Yoksa ayrılarak doğru mu yaptım?
Belki o gün oraya gitmeseydik hiçbir şey olmayacaktı.
Belki o kızın tipi geçmiş olayı tetiklemeseydi fark etmeyecektim…
Belki kendimi de cezalandirdim, manevi olarak destek olan biriydi, bilemiyorum.
Acaba bir narsist biriylemiydim diyecegim, onu da bilemiyorum
Sizce ben mi abarttım?
Yoksa gözümle gördüğüm şeyi mi hafife alıyorum?
Şu an karmakarışığım. Yorumlarınıza gerçekten ihtiyacım var
Haziran ayından beri görüştüğüm biri vardı. Çok inişli çıkışlı, beni hem kendime hem ilişkiye dair sorgulatan bir süreç yaşadım.
En başından beri bazı red flag’leri vardı. 10 sene gemilerde çalıştığı için ciddi ilişkisi olmadığını, hayatı boyunca eskortlara gittiğini, hatta daha sonra ladyboy’la ilgili bir anısını bile anlatmıştı. Ladyboy’u bilmeyenler için, Tayland’daki travestilere verilen isim. Bana hiçbir zaman ladyboy ile birlikte olmadığını ama çok feminen gözüktüklerini, minyon vücutları olduğunu söylemişti. Ben de uzun bir kadınım, o an ister istemez “Beni feminen bulmuyor mu yani?” diye düşünmüştüm. Bunlar beni başta soğutmuştu ama çevrem “Boşver, geçmişte kalmış her seye cok takiyorsun” dedikçe kulak arkası etmeye çalıştım. Anı yaşamaya çalıştım.
İlişkinin başlarında bana aşırı iltifatlar ediyordu. “Gördüğüm en güzel kızsın”, “İçeri girince vay be bu kızla mıyım diye düşündüm” gibi şeyler… Ben o zamanlar çok umursamıyordum, mesajlarına geç dönüyordum, ilişki boyunca dördüncü aya kadar böyleydi. Ben de duygusal olarak geri plandaydım, ev adresimi bile söylememiştim. Daha temkinliydim.
Fakat o sürekli “Sen beni istemiyorsun”, “Ben senin için öncelik değilim”, “Bir seçeneğim”, “Mesajlara geç dönüyorsun, kiminlesin?” gibi hem suçlayıcı hem baskıcı mesajlar atıyordu. Sürekli kendimi ona açıklarken buluyordum. “Merak etme, sen teksin, özelsin” gibi gereğinden fazla güven verici cümleler kurdum. Umursamayan erkeklerden bıktığım için onun bu aşırı ilgisini iyi niyet sandım. Son iki aydır da kendimi ona iyice açtım.
Ben ona istediği güveni verince ilişkimiz ciddileşti. Hatta evlilik bile konuştuk. “Yılbaşında adını koyalım, aileler tanışsın, yaza doğru evleniriz” planları yaptık. Bazen bana yemek yapıp getiriyordu, işten geç döndüğüm günlerde evde bozulan şeyleri hallediyor, işyerindeki sıkıntılarımda destek oluyordu. Kısacası hayatımda her alanda yanımdaydı.
Üç hafta önce bana ladyboy’larla ilgili bir anısını anlattı. Sarhoştu, gülerek anlatıyordu. Ben de “Ne kadar iğrenç, Allah bilir beraber bile olmuşsundur” diye küçümseyici bir tepki verdim. Bunun üzerine bana, “Onun ayakları seninkinden küçüktü ama” dedi. Ayaklarım 40 numara olduğu için bu laf beni inanılmaz incitti. O sinirle ben de çok ağır şeyler söyledim ve o gün ayrıldık.
Sonrasında günlerce barışmak için peşimden koştu. “Şaka yaptım, saçma konuştum” dedi. Ben de belki yanlış anlamışımdır diyerek affettim. Ama o olaydan sonra bazı oturuşlarımızda sanki ayaklarıma bakıyormuş gibi hissetmeye başladım. Takıntım arttı. Yine de ikimiz de alttan aldık ve ilişkiyi yürütmeye devam ettik.
Ta ki geçen cumartesiye kadar…
“Hadi farklı bir yere gidelim” dedim ve daha önce gitmediğimiz bir semtte bir restorana gittik. Oturduk. O sırada garson kız masadan geçti, benimki anında kafayı çevirdi. İçimden “Tesadüftür herhalde” dedim. Kız gayet normaldi, dekoltesiz, sade… Hatta restoranda daha alımlı garsonlar da vardı.
Ama bu garson kız her geçtiğinde adamın kafası anten gibi dönüyor. Belki bir saat içinde 20 kere baktı. Kız yan masaya peçete, çatal diziyordu; o ise yaşlı amcaların inşaat izlemesi gibi kızı izliyordu. 6 aydır böyle bir şeyine denk gelmemiştim. Birçok yere gittik birlikte, hiç böyle olmamıştı. Gözümün önünde oldu bu ve olduğum yerde kaldım.
Ben bir yandan onun dikkatini dağıtmaya çalışıyorum… İçimde “Neden bu kıza bakıyor?” sorusunun cevabını arıyorum. Hatta saçma sapan bir şekilde “Acaba kızın görünüşü ladyboy’ları mı çağrıştırdı?” gibi absürt düşünceler geçirdim aklımdan. Belki başka bir kıza baksaydı bu kadar takmazdım, ama bu beni aşırı tetikledi. Geçmişteki ayak muhabbeti, ladyboy olayı… Hepsi birleşti.
Sonunda dayanamadım. “Beni eve bırak. Seninle oturup konuşacak muhabbet bile bulamıyoruz, bu sürdürülebilir bir ilişki değil. Ortak hiçbir şeyimiz yok. Farklı insanlarız, ayrılmak istiyorum” dedim. Ve bitirdim.
Şimdi kendi kendime düşünüyorum…
Ben mi çok takıntılıyım?
Yoksa ayrılarak doğru mu yaptım?
Belki o gün oraya gitmeseydik hiçbir şey olmayacaktı.
Belki o kızın tipi geçmiş olayı tetiklemeseydi fark etmeyecektim…
Belki kendimi de cezalandirdim, manevi olarak destek olan biriydi, bilemiyorum.
Acaba bir narsist biriylemiydim diyecegim, onu da bilemiyorum
Sizce ben mi abarttım?
Yoksa gözümle gördüğüm şeyi mi hafife alıyorum?
Şu an karmakarışığım. Yorumlarınıza gerçekten ihtiyacım var
Son düzenleme: