Gezi Parkı eyleminin sonuçları ;

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
halkı yatıştırması gereken bu ülkemin başbakanı neden böyle kışkırtıcı konuşuyorbeklentisi nedir?ne düşünüyor ne planlıyor

haaa bide azınlık ne demektir,yüzde 50 kendi seçmeni var amaaa diğer yüzde 50 de azınlık değildir.
 
Daha bütün sayfaları okumadım ama ne zamandır soracağım soramıyorum:
Nasıl bir iç savaş bekliyorsunuz?
Bu insanlar o kadar örgütlü mü sizce ya da öyle bir alt yapı mı var?
70 yaşındaki nine gelmiş oraya ya...
Lütfen her şeyi tarafsız izleyin...Her yerden izleyin ondan sonra yorum yapın.

Ayrıca yine soruyorum, medyada dolaşan fotoğraflara bakarsanız eğer binlerce kişilik kalabalığa karşı avuç içi kadar polis. Bunların hepsinin niyeti ortalığı karıştırmak olsa tükürükleriyle bile boğarlardı onları ve çatışma çıkardı. Ama böyle bir durum söz konusu değil çünkü insanların istedikleri bu değil. Araya karışan terör örgütleri bu eylemi bağlamaz, zamanında meclisimize kadar çıkartan bizler değiliz. Tepemize çıkartıp da sonra "içimizde terör örgütleri var" denmesi de hayli komik. Sen istedin zaten onların içimizde dolaşmasını, halka karışmasını.

Dün de söylemiştim ortalığı karıştıran tek kişi var o da başbakan. Bu adama sonsuz bir sevgiyle bağlı olan ve iki dudağının arasından çıkanlara göre hareket eden o kadar insan varken kimse bana sağduyudan bahsetmesi.

Ve buyrun Yunus'un sözleri:

Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz

Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
 
"Bu gençlerin ölümü ne kadar önemliyse, benim polisimin ölümü de o kadar önemlidir"dedi erdoğan."bu genç" ve "benim polisim"...Dil ifşa eder

İşte görün Başbakan bu!

Sadece yazik diyorum...

Ölen poliste gencte senin,bizim.Bunu gördügün zaman adalet gelecek bu ülkeye...

Bir CAPULCU kadar sagduyulu olamadin Yazik...
 
Son düzenleme:
hadi diyelim direnşiçiler hatalı,suçlu,şu bu..hani hep onlar hatalı görülüp eylemi bitirsinler deniliyor ya..

peki bir başbakan düşünün;gitmeden önce halkı kışkırtan geldikten sonra buna daha beter devam eden ve bu yolda herşey mübahtır deyip kendine oy veren insanları bile gözü görmeyen..hepsi daha fazla oy için,daha fazla iktidar için..

eğer sağduyudan bahsediyorsak önce bunu o göstermeliydi,ılımlı olmalıydı,nereye gittiği belli olmayan açıklamalar yapıp iki yönlü kışkırtma yapmamalıydı..bu mu liderlik,bu mu bir ülkenin başı olmak,bu mu büyüklük,bu mu istikrar,bu mu ülkeyi yönetmek?

3 tane insanımız öldü,ikisi eylemci biri de polisimiz..yazık değil mi ya bu insanlara? daha kaç kişi ölecek daha kaç kişi feda edilecek?

başbakandan tek bir özür bekledi herkes o kadar..ufacık bir özür,ılımlı bir mesaj...
 
Son düzenleme:
En yüce tahta bile çıksan oturduğun yer kendi totonun üstüdür demişler.
 
Halktan kimse ölmemeliydi. Doğmamış çocuğuna yazık...

Soruyorum; bir topçu kışlası kaç can eder?
 
Kameralar bencede ıncelensın orantısız guc kullanan halka zulmeden kask numarlarını gızleyen polısler polıs olmayıpta unıforma gıyıp sokaklarda ınsanlara ıskence edenler cezalandırılsın
 

Kadesa dün burada yazıştık Başbakan hakkında melittaydı sanırım Başbakanın geri adım atmayacağı belliydi hatalı eylem diyordu.Yani siz istediğiniz kadar bağırın çağırın o yine bildiğini okuyacak.Nerede kaldı o zaman ileri demokrasi?Başbakan diktatör diyince de kızıyorlar.Eee işte kendi ağzınızla diyorsunuz diktatör.

Eğer dünkü konuşmalardasn sonra gelip hala ama şu şöyleydi ama eylemciler böyleydi bla bla bla... hala savunmaya kalkarlarsa o zaman her şeyden umudumu kesicem.
 
Son düzenleme:
Bir lider nasıl diktatör oldu
‘Avrupa’nın son dikatatörü’ lakaplı Aleksandr Lukaşenko yönetimindeki Belarus’ta baskıya karşı direnişin simgesi olan gazeteci Andrzej Poczobut ile ülkedeki demokrasi mücadelesini konuştuk






Rusya, Polonya ve Baltık ülkeleri arasındaki 200 kilometrekarelik alana sıkışmış eski Sovyet ülkesi Belarus, her daim dünya gündeminin üst sıralarında yer almıyor, belki de pek fazla tanınmıyor. Ancak Belarus, “demokrasinin doğum yeri” olmakla övünen Avrupa’nın “son diktatörlüğü” gibi “eşsiz” bir ünvan taşıyor. Belarus’un bu ünvanı borçlu olduğu isim ise Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko.

Suçu devlet başkanını karalamak
Sovyetler Birliği’nden 1994’te ayrılmasından iki yıl sonra gerçekleştirilen ilk seçimlerden bu yana Belarus’un başında olan Lukaşenko, adını bile değiştirmeden koruduğu KGB ve kolluk kuvvetleriyle baskı rejimi kurdu. 23 Eylül’de gerçekleşen son seçimlerde de tek bir muhalif vekilin olmadığı parlamento oluştu. Lukaşenko rejiminin ‘ya sürgün ya hapis’ seçeneği sunduğu muhalifler arasındaki bir isim ise Avrupa’yı ayağa kaldırdı. Hapishanelerdeki işkenceleri yazdığı için “devlet başkanını karalamak” suçundan yargılanan gazeteci Andrzej Poczobut; Belarus muhalefetinin simgesi oldu. Poczobut ile “Belarus demokrasisini” konuştuk.

Kolluk kuvvetlerini kullanıyor
Lukaşenko’nun ‘göreve bir dikatatör olarak başlamadığını’ söyleyen Poczobut, “1994’te demokratik seçimler sonucunda iktidara geldi. Toplumun gerçek desteğini almıştı. Şimdi iktidarı her şeyden önce kolluk kuvvetlerine, baskıya ve korkuya dayanır hale getirdi. Muhaliflerin sokağa döküldüğü 2010 seçimlerinden sonra artık halkın desteğinin arkasında olmadığını anlayınca baskıyı arttırdı. Her geçen gün toplumsal örgütleri, muhalefeti ve basın yayın organlarını sıkıştırarak baskıyı arttırıyor” diyor. Halkın korkudan Lukaşenko’ya katlandığını söyleyen Poczobut, “Otoriter rejim insandan sadakat ve itaat ister. Eğer insan itaat eder ve iktidarla tartışmazsa, iktidar ona dokunmaz. Ancak şimdi çok fazla sosyal problem var, krizden sonra insanlar fakirleşti. Sadece korku memnuniyetsizliğin yüzeye çıkmasına izin vermiyor” diye ekliyor.

Muhalifler birleşemediği için Lukaşenko yıllardır iktidarda

* Polonya gazetesi ‘Gazeta Wyborcza’ için çalışan Andrzej Poczobut 2011’de üç ay hapis yattı. Cezası ertelenen Poczobut, şimdi de “devlet başkanına hakaret” suçundan 7 yıl hapis cezası ile karşı karşıya.
* Sivil toplum kuruluşları Human Rights Watch, PEN, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ); Poczobut için özel kampanyalar yürüttü, Uluslararası Af Örgütü onu “vicdan mahkumu” ilan etti.
* Hapiste kaldığı süre boyunca diğer birçok muhalifin aksine işkence görmeyen Poczobut, “Tutuklanmam uluslararası tepki doğurmuştu ve iktidar dünyanın Belarus’taki olaylara nasıl tepki vereceğini izliyordu. Belarus’ta siyasi hükümlüler iktidarın Batı’ya satmaya çalıştığı bir mal olarak kullanılmaya çalışılıyor. Şema gayet basit: Siz bize kredileri verin biz de politik mahkumları serbest bırakalım” diyor.
*Son seçimlerin sürprizsiz sonuçlandığını belirten gazeteciye göre Lukaşenko alternatifi olmadığı için kazanıyor. Muhalefetin kutuplaştığını ve ortak strateji geliştiremediğini belirten Poczobut, “Demokratlar kendi aralarında anlaşmayı öğrenmek zorunda, ancak o zaman Lukaşenko’nun alternatifi olabilirler. Belarus toplumu 18 yıllık Lukaşenko yönetiminden çok yoruldu ve değişim istiyor. Fakat kesin ve anlaşılabilen bir alternatifi yok” diyor.
Milliyet
 
Son düzenleme:
"OTORİTERLİK GÖSTERGESİ

Sadık Rıfat Paşa'nın 1857'de Sultan Aziz'e verdiği "Bize girişimci sınıf lazım" raporunu esas alırsak, bu gelişmeler, Türkiye'nin yüz elli yıllık rüyasıdır.

Ekonomimizin kazandığı ivme sayesinde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden sonra, mehter marşıyla Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temelinin atılmasından gurur duydum, 29 Ekim 2013'te iki kıtayı deniz altından birbirine bağlayan Marmaray'ın umarım Onuncu Yıl Marşı'yla hizmete açılmasından da gurur duyacağım.

Sorun, bu başarılara liderlik eden Tayyip Erdoğan'ın siyasi gücü arttıkça otoriter ve tahammülsüz hale gelmesidir.

Başbakan Erdoğan ilk ve ikinci iktidar dönemlerinde bugünkü gibi hırçın değildi, üslubu özenliydi. Üçüncü iktidar dönemindeki "tıksırıncaya kadar... kudurdular... iki ayyaş" gibi öfkeli ve ötekileştirici bir dille konuşmalar yapması, otoriterleşmesinin göstergesidir.

İlk iki dönemdeki demokrat Erdoğan'ın üçüncü dönemde otoriter Erdoğan'a yönelmesi!

GÜÇ KULLANMA EĞİLİMİ

Niye böyle? Maalesef, Martin Lipset'ten alarak öteden beri yazdığım bir eğilim: İktidar süresi uzadıkça güç kullanma eğiliminin artması, buna karşılık muhaliflerin tepkisinin artması ve neticede karşılıklı gerilimin tırmanması...

Başbakanların elinde "kamu gücü" olduğu için onların konuşmaları herhangi bir politikacıdan çok daha fazla etkilidir; toplumun belirli kesimlerinde "bastırılma duygusu" yaratır. Gerilimi büsbütün artırır.

Sayın Başbakan, hayat tarzları ve siyasi tercihleri farklı olan kesimlerde, bastırılma duygusu yaratmaktan sakınmalıdır. Tepkileri bastırmak, tarihte "sükûn" getiriyordu, çağımızda ise tepkileri keskinleştiriyor.

Erdoğan'ın buna ihtiyacı da yok. Hatta toplumda gerilimi düşürse, tepkileri yumuşatır.

Evet, AKP'nin sosyolojik oy tabanı olan "orta sınıflaşma" süreci, aynı zamanda liberal özgürlük fikrini de güçlendirdi. Böyle bir toplumda demokrasiye dayalı iktidarların davranışlarının da demokratik olması, toplumsal barış için de siyasi istikrar için de zorunludur."

Taha Akyol-Milliyet
 
Rabbim eşine sabırlar versin.
Diyecek şey çok diyecek bir şey yok.
Mesleği o olmasa orada olmamayı seçebilirdi.
Ama mesleği gereği öyle bir lüksü yoktu işte.
Sorumlularını Allah'ın adaletine havale ediyorum.
Dünyada adalet yok çünkü.
 

gündüz ki yazışmaları okumadım canım ama ben ölümlerden sonra taş olsa dile gelir insafa gelir diye düşünen bir safmışım bunu anladım..bu eylemlerin sonucu ya başlık kendi adıma da saf olduğumu anladım..hala diyorum ki yok ya gelir belki düzgün bir şeyler söyler halkı halka kırdırmaz,şucu bucu diye sınıflamaz,sadece ona oy verenlerin değil ona oy vermeyen bizlerin de yanımızda olur belki bu kadarını yapamaz diyordum..o bildiğini okusun halk da bildiğini okur..

her çıkışın bir inişi varmış..
 

sonuna kadar katılıyorum ... sosyal medyada ıskence gormus orantısız guce magruz kalmıs bırcok ınsanın konusmaları var burada suclu halk degıldır halkın elınden protesto hakkını almak ısteyen devlettedır . olaylar agaclar yuzunden baslamıs olabılır halk gordugu sert mudahale karsısında ıcınde bırıkenlerı kustu sonunda bu er yada gec olacaktı .. ayrıca sunuda belırtmek ıstıyorum hanı komser sehıt oldu polısler yaralandı fılan dıye sucluyorsunuz ya eylem yapanları pekı o ınsanlar arasnda polıslerden gordugu sert mudahale sonucu yaralanan olenler yokmu bunları ndn gormuyorsnz ?
 
Ne yazık 3 can oldu sanırım bu şimdi bu ailelerin acısını kim dindirecek borsa düştü ettiğimiz zarar ortada bütün imjımız zedelendi dünyaya.........

Kaybeden yine sen oldun türkiyem.............

Iki taraf da kendi vicdan muhasabesini yapmalı................ Kim gerçekten menfi olmadan yaptı yapacağını..............+
 
Son düzenleme:
Bu direnişin en önünde ağaçlar kesilmesin diye duran sanatçılar gardolaplarındaki hayvan kürklerine ne diyecek çok merak ettim
 
Son düzenleme:
yanlış anlama arkadaşım sana karşı yazmadım. sadece platon diye görünce bunlarla yıllardır haşır neşirim:) gaza geldim öylece fikrimi yazdım
art niyetli değil
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…