Hani bir konuya gıcık olursunuz ya benimki de biraz o hesap. Aslında hep bende var olan düşüncelerdi bunlar ama zihnimin gerisine iteklemiş düşünmemeyi tercih ediyordum. eşim ailesinden uzakta okumuş yılarca, uzakta çalışmış. Fakat çok düşkündür ailesine, hayatta en çok onları önemser. Onlara karşı büyük bir zaafı var, bazen anlayamıyorum. Bana fazla geliyor. Ben de hep ailemin yanındaydım yıllar boyunca,bizim iletişimimiz çok kuvvetli. Günde birkaç kere birbirimizi arar çene çalarız. Ailelerden uzaktayız, pek çevremiz yok yaşadığımız şehirde. O nedenle tüm gün evde olan ben ve çocuğum için iyi oluyor bu iletişim. Eşimin ailesi ise bu konuda daha mesafelidir, haftada bir iki arar sorarlar. Onda da muhabbet nasılsın iyi misin daha daha nasılsından ileri gitmez. Huyları böyle, telefonda konuşmayı pek sevmezler. Dertleşmeyi sevmezler. Hiç kimse birbirine derdinden bahsetmez. Hep iyi olduklarını, her şeyin çok iyi olduğunu birbirlerine anlatır dururlar. Ben örneğin olumsuz bir durumdan söz ettiğimde de eşim hemen kaş göz yapar ya da olumsuz ufacık bir şeyden bile onun ailesine söz etmem onu çok mutsuz eder. Bu olumsuz şey atıyorum yaşadığımız yerle ilgili herhangi bir durum da olabilir azıcık bir hasta olduğumuz da olabilir. Hiç olumsuz bir şey söylemez kimse birbirine (Aranızda bir psikolog varsa bunu biraz yorumlayabilir mi?) Ben anlamıyorum. Aile dediğin her şeyi konuşur, birlikte ağlar ya da birlikte güler. Uzakta veya yakında, fark etmez. Ben çocuk hastalansa annemi arar sorarım, ama asla eşimin ailesine danışamayız. onlar çok üzülür hasta olur mazallah üzüntüden! Böyle garip bir iletişimimiz var. Ben bunu kabullendim artık, gerçekten kafaya takmıyorum. Haftada birkaç kez nasılsın iyi misin muhabbeti tamam deyip kapatıyoruz. Fakat son zamanlarda eşim buna da takılmaya başladı. Benim ailemin araması bizim muhabbet halinde oluşumuz, çocukla da ilgileniyor olmaları rahatsız etmeye başladı sanırım ki bizimkileri de arayın onlarla da konuşsun çocuk falan demeye başladı. Ben tutup da çocuk konuşsun kaynaşsın diye durmadan onları arayamayacağımı isterlerse arayıp istedikleri gibi konuşabileceklerini belirttim. Ha çocuk da her saniye benim ailemle çene aldığından değil, çocuk işte bazen konuşur bazen konuşmaz. Onu da zorlamam bişeye, ama eşim öyle değil. İlla çocuk ailesiyle konuşacak, güzel bişeyler söyleyecek, şarkı söyleyecek. Zorlayınca çocuk yapmıyor daha da kızıyor bağırıyor, bu kez eşim sinirleniyor. Bu bakış açısını eşime hiç yakıştıramıyorum, ne yaşına ne de sahip olması gereken olgunluğa. Ailesini olduğu gibi kabul etmemesi, ekstra ekstra mutlu etmek için durmadan didinmesi, benim ailemle olan iletişimimi kıskanması falan çok gıcık etmeye başladı. Böyle sinek küçüktür mide bulandırır hesabı, küçük bir şey belki ama sinir oluyorum. Ben de artık içimden gelerek konuşmak istemediğimi fark ettim onun ailesiyle. Eşime karşı da biraz soğudum açıkçası, insan kendini de, ailesini de, ailesiyle olan iletişimini de kabul etmeli. Eşini de olduğu gibi kabul etmeli.