eğer buna izin verirsen evet ömür boyu da gider maalesef söylendiği gibi zaman yaraları sarmıyor çünkü biz zamanı durduruyoruz farkında olmadan dışımızda akıp giden hayatın da bize dokunmasına izin vermiyoruz ve sihirli bir değnek gelip bizi karanlığımızdan da çıkarmıyor. bu yüzden istemek, kabullenmek ve yeniden hayata başlamak çok önemli. sanırım en büyük hatamız algılayışımız. hayatın çok farklı yönlerine olmasına rağmen bir kişiye odaklanıp yaşamamız. oysa hayat ne bir kişi üzerine kurulu ne de tek varoluş biçimi ilişkiler. öyle acılar var ki yaşamda biraz kendi içimizden çıkıp dışarıdaki dünyaya baktığımızda aslında çektiğimiz acının o kadar da büyük olmadığını anlamaya başlıyoruz. seni manevi olarak ne iyi hissettirirse onu yap derim naçizane tavsiyem. elbette dua et ama dua da bir ibadettir biliyorsun ki icabet edileceğinin yazması olduğu gibi o duanın kabul edileceği anlamına da gelmez belki başka bir surette gelir dilediklerin ama sen gözlerini kaparsan onu bile fark edemeyebilirsin. dua etmek biraz da teslim olmak değil mi birşeyi körü körüne istemek de belki duanın özüne ve ruhuna aykırıdır ki bu bambaşka bir konu...
kendini zorlama benim de hayatıma kimse girmedi henüz ama bu beni karamsarlığa sürüklemiyor o içine düştüğün çıkmaz yalnızca zihnin sana bir oyunu. kendini öyle şartlıyorsun ki inandırdıkların gerçeğin oluyor. herkesin kaçışı farklıdır ama bana kitaplar, insanlar, başkalarının acılarına duyarlılık iyi geldi. gönüllü işlerde çalışabilirsin, arkadaşlarına daha fazla vakit ayırabilirsin, imkanın varsa yeni yerler keşfedebilirsin belki böyle yazıldığında ruhsuz ve çözümsüz geliyor anlatılanlar ama benim kadar inatçı birinin inadını kırıp denediğinde başarıya ulaşmış yöntemlerse emin ol sende de işe yarar:)
güzel günler seninle olsun...