Gitsem bir dert gitmesem ayrı dert

Dogru Ingilizlerin cogu yargilamazlar yaşlı ve irkci olmayanlar hariç:)
20 yil icinde bircok kez geri dönmeyi istedim ama adepte olamama sorunu yasadigim icin degil ulkemi ozledigim icin..zaten istesemde donemem artik.esim burada dogmus buyumus butun isi gucu herşeyi burada ve simdi cocuklarda var okullari vs..cok zor yani dönebilmek..

Sizi burda da duygusal olarak bağlayan çok şey varmış. Neyseki çok uzak değil ülkemiz, özledikçe gideriz inşaallah..
 
Sevgili S salinger29
Öncelikle tadını çıkar :)) çoğu insanın hayalini yaşıyorsun :)) kendini motive et ve asla bunalıma falan girme, eşini de bunaltma, üzme. Çok daha yeni gitmişsin, öyle battaniye altına saklanacak bişey yok :))

Bence ingilizcen gayet yeterli, kursa ihtiyacın yok. St.Giles-EC gibi kurslara para verme. Ben verdim oradan biliyorum :)) Türk öğrencilerin en büyük eksiği konuşma. Grammer olarak gercekten iyi eğitim almışız Türkiyede. İtalyanı Fransızı görünce bunu anlamıştım:) Ama konuşma olarak bizden iyiler çünkü biz ya yanlış yaparsam diye tedirgin oluyoruz, onlar çok rahatlar. Sen de koy ver gitsin. Kendini strese sokma sakın.

Amerikada ücretsiz kurslar oluyodu, Hem kendi okulumuza ye hem de o kurslara gitmiştik. Tabi çinli ev hanımları çok oluyodu sınıfta :)))
Bi de kilisede ücretsiz konuşma grupları oluyodu, ingilterede var mıdır bilemedim

Meet up grupları da çok güzel. Bi barda toplaşıp sohbet ediyosunuz, ya da piknik vs aktiviteler oluyo. Uygulamayı cep tel u indirin, kendinize uygun ilgi alanları işaretleyin. Size bildirim geliyo aktivitelerle ilgili. Eşinle beraber de gidersin sohbet edersiniz

Bi de ingiltere ve irlanda da sosyalleşmenin yolu barlardan gecer derler :)))

Pozitif mesajın için çok teşekkür ederim:) Tam da kışın ortasında geldik, aşırı isteyerek gelmeme rağmen bir battaniye çikolata evresi geçirdim:) Şimdi güneşin açmasıyla biraz daha kendime geldim.

Bugün kursla görüştüm 7 hafta için, nispeten uygun bir fiyat verdiler. Ben de kendimi pikniklerden sohbetlere yuvarlamak istiyorum esasında ama ben konuşurken paralel evrende camlar kırılıyor gibi hissediyorum:)) kendimden beklentim çok yüksek herhalde:) Biraz daha kendimi akıntıya bırakmam lazım.

O tip bir uygulama olduğunu bilmiyordum, ona da bir bakayım. Sen hangi kursa gitmiştin? :)
 
10 dakkika muhabbet edebildiğine göre alt yapı fena değil. Evde internetten de geliştirebilirsin. YouTube da var böyle kanallar araştırın derim. Yok ben aksan yapmak istiyorum diyorsanız kursa gidin

yani bi kendimi kurtarcak kadar var ama daha fazlası olmuyor olmuyor.... biraz da kendi başıma disiplinsiz davranıyorum, kursa başlarsam belki para veriyorum diye evde de iyice çalışırım. ay cimri miyim ki ben..:D
 
Bugün bir kursu ziyaret ettim burda konu açtıktan sonra oraya başlarsam eğer belki biraz kendime gelir sonra da işe bakarım gibi hissediyorum. İnternette çok gezindim sonra kendimi kadınlar kulübünde falan buluyorum, öz disiplini sağlayamadım bir türlü:'( teşekkür ederim cevap için:)
Rica ederim kolay gelsin :)
 
Pozitif mesajın için çok teşekkür ederim:) Tam da kışın ortasında geldik, aşırı isteyerek gelmeme rağmen bir battaniye çikolata evresi geçirdim:) Şimdi güneşin açmasıyla biraz daha kendime geldim.

Bugün kursla görüştüm 7 hafta için, nispeten uygun bir fiyat verdiler. Ben de kendimi pikniklerden sohbetlere yuvarlamak istiyorum esasında ama ben konuşurken paralel evrende camlar kırılıyor gibi hissediyorum:)) kendimden beklentim çok yüksek herhalde:) Biraz daha kendimi akıntıya bırakmam lazım.

O tip bir uygulama olduğunu bilmiyordum, ona da bir bakayım. Sen hangi kursa gitmiştin? :)

San Francisco da EC ye gitmiştim, çok eğlendim çok arkadaşım oldu her milletten. Ama senin gibi orada oturacak olsaydım başka kursa giderdim. Biraz daha teenage kurslar bunlar. Uzun dönemli gelen pek yok. Ama aktivite konusunda çok iyiler. Her gün mutlaka bişeyler oluyo, farklı insanlar farklı muhabbetler olur. Ücretsiz Deneme dersleri var, her kursa git konuş, önce 1 gün boyunca ücretsiz derslere gir, sonra karar verirsin

Eşinin ingilizcesi iyi anladığım kadarıyla. Evde onunla da ingliş konuş dicem ama pek olmuyo o iş :) ben de eşimle gitmiştim amerikaya, ister istemez Türkçeye kayıyor eşler :)

Bu arada gönüllü işler var, kütüphanede çocuklara kitap okuma, yaşlılar yurdunda yaşlılarla sohbet vs. Çok faydasını görürsün bence
 
San Francisco da EC ye gitmiştim, çok eğlendim çok arkadaşım oldu her milletten. Ama senin gibi orada oturacak olsaydım başka kursa giderdim. Biraz daha teenage kurslar bunlar. Uzun dönemli gelen pek yok. Ama aktivite konusunda çok iyiler. Her gün mutlaka bişeyler oluyo, farklı insanlar farklı muhabbetler olur. Ücretsiz Deneme dersleri var, her kursa git konuş, önce 1 gün boyunca ücretsiz derslere gir, sonra karar verirsin

Eşinin ingilizcesi iyi anladığım kadarıyla. Evde onunla da ingliş konuş dicem ama pek olmuyo o iş :) ben de eşimle gitmiştim amerikaya, ister istemez Türkçeye kayıyor eşler :)

Bu arada gönüllü işler var, kütüphanede çocuklara kitap okuma, yaşlılar yurdunda yaşlılarla sohbet vs. Çok faydasını görürsün bence
evet bazen İngilizce konuşalım diye darlıyorum ama tüm gün 72 millet aksanıyla cebelleşince Türkçe ona tatlı bir ninni gibi geliyor, konuşası olmuyor pek :)

değerlendircem tavsiyelerinizi, teşekkür ederim <3
 
Dil kursları bence çok faydalı, 2 aylık filan, hem pratikleşir, hem de eğlenirsiniz. Ben Kanada da 3 ay gitmiştim kursa, ki zaten upper intermediate olarak gidip advanced olarak çıkmıştım. Günlük hayatta o kadar konuşma fırsatı yakalayamıyorsun ama kurslarda zaten pratik yapacak, keyifli şeyleri paylaşıyorsunuz. Bir de çok gözlem şansı oluyor. Güney Amerikalılar filan mesela çok rahat konuşuyorlar, gramer filan hak getire, yıkıp geçiyorlar bütün kuralları.

Japon’larla biz kurallara çok önem veriyoruz. O yüzden bir müddet tutuk kalıyoruz hata yapacağım korkusuyla. Ama bir kere açılınca artık ingilizce düşünmeye başladığın noktaya bile geliyorsun, hatta rüyalarını ingilizce görmeye başladığın :)

Şimdi yine köreldim Türkiye de. Gitsem bir kursa, ya da speaking clup tarzı şeylere katılırım. Ya da edebiyatçı olduğum için İngiliz edebiyatı yla filan ilgili kursları düşünürüm herhalde.
 
Sevgili konu sahibesi gramer bilginiz varsa kurs size bir sey katmaz.

Bence

1. Okuma yapin
2. Sosyallesin

Onemli olan sey

a. Kelime bilgisi
b. Bu kelimelerin gunluk konusma dilinden olmasi.

10 dkdan sonra bence Ingilizceniz bitmiyor, konusacak konunuz bitiyor. Kulturu bilmeyince, TVyi izlemeyince, gazete okumayinca, gundemi takip etmeyince tabi ki sohbet edecek konu bulamazsiniz.

1. Okuma icin mutlaka dergi alin. Cosmo, Vogue vb kadin dergilerini tavsiye ederim. Ilginizi ceken konular olsun. Dergilerdeki anlatim bicimi gunluk konusma diline yakin oluyor.

2. Haber izleyin

3. Gazete mutlaka okuyun.

4. Ulkenin siyasi partileri , siyasi yapilanmasin, kim sag kim sol seklinde bir arastirma yapin Fransiz kalmayin bu inanin kendinizi daha az Fransiz hissetnmenize yol acacak.

5. Bestsellerlardan alin okuyun

6. Sosyallesin, Londra o kadar olanaklarla dolu ki Almanya yaninda koy kaliyor. Bir suru kitap okuma toplulugu, felsefe tartisma grubu, hobi grubu, spor klupleri var hem de evde oturup patlamamis olursunuz. Vallahi kiskandim su an. UK sosyal olarak harika, sakin evde oturup battaniye pijama takilmayin.
 
Son düzenleme:
Bu arada size genel olarak evler hakkinda birkac soru sormak istiyorum. Benim de UKye tasinma dusuncem var ama evler cok nemli, rutubetli dediler. Eviniz nasil?
 
Benim arkadaşım üç ay boyunca toplam iki yaz Amerika da work and travel yaptı.Giderken okuldaki hazırlıkta ne öğrendiyse onla gitti orda da fast food restaurantlarında çalıştı hep, şu anda ingilizce biliyor konuşuyorda hiç takılmadan.Zaten yurtdışına çalışmaya gitme sebebi dil öğrenmekti.Sizin fırsat ayağınıza gelmiş boşverin kursu hemen bir kafe restaurant ne bulursanız girişin derim..
 
Garsonluk ve arkadaş çevresi günlük iletişimde yardım eder fakat mesleğinizi icra etmek istiyorsanız kurs daha yardımcı olacak bir şey.

Bana en büyük katkı sağlayan şey haberler ve ciddi radyo yayınlarını dinleyip elimde kalem, bıkmadan bütün anlamadığım kelimeleri yazmaya çalışmak oldu. Günlerimi dinleyip, yazdıktan sonra anlam bulup telaffuz ederek geçirdim. Inanın onu yapmasaydım bu tembel dudaklar zor öğrenirdi Ingilizce'yi :) Kursun katkısı da beni sürekli konuşturup/yazdırıp hatalarımı düzeltmesi oldu.

Umarım güzelce yerleşir ve tadını çıkarırsınız her şeyin. Türkiye ozleniyor fakat yurt dışı şartları genelde bir rahatlık sağlıyor.
 
Bu arada size genel olarak evler hakkinda birkac soru sormak istiyorum. Benim de UKye tasinma dusuncem var ama evler cok nemli, rutubetli dediler. Eviniz nasil?
UK ama neresi?
Londra'da da kaldim, guney Ingiltere'de de.
(Plymouth tarafi) daglar kadar fark vardi evlerde :))
Londra'da kiralik ev fiyatlari uzay.
Evet sosyallik yuksek, ama buuuz gibi ve cok pahali bir sehir.
Ilk baslangic icin zor, ama buyuk sehir buyuk imkanlar tabi.
Iyi karar vermek lazim
 
UK ama neresi?
Londra'da da kaldim, guney Ingiltere'de de.
(Plymouth tarafi) daglar kadar fark vardi evlerde :))
Londra'da kiralik ev fiyatlari uzay.
Evet sosyallik yuksek, ama buuuz gibi ve cok pahali bir sehir.
Ilk baslangic icin zor, ama buyuk sehir buyuk imkanlar tabi.
Iyi karar vermek lazim

Seda şehir tavsiyeniz var mı?
Ben İngilizce konuşulan bir yere göç etmek istiyorum, güney İngiltere nasıl? Cardiff, Dublin hakkında fikriniz varsa da alırım bir dal :)

Londra istemiyor gibiyim kiralar uçmuş. Tek oda 1000sterlin. Ben Almanya'dayım 1000euroya tüm daire tutulur. Londra aşırı kalabalık, yaşadığım yerden sonra o kadar büyük bir yeri gözüm yemiyor açıkçası. Küçük şehir istiyorum.
 
Dil kursları bence çok faydalı, 2 aylık filan, hem pratikleşir, hem de eğlenirsiniz. Ben Kanada da 3 ay gitmiştim kursa, ki zaten upper intermediate olarak gidip advanced olarak çıkmıştım. Günlük hayatta o kadar konuşma fırsatı yakalayamıyorsun ama kurslarda zaten pratik yapacak, keyifli şeyleri paylaşıyorsunuz. Bir de çok gözlem şansı oluyor. Güney Amerikalılar filan mesela çok rahat konuşuyorlar, gramer filan hak getire, yıkıp geçiyorlar bütün kuralları.

Japon’larla biz kurallara çok önem veriyoruz. O yüzden bir müddet tutuk kalıyoruz hata yapacağım korkusuyla. Ama bir kere açılınca artık ingilizce düşünmeye başladığın noktaya bile geliyorsun, hatta rüyalarını ingilizce görmeye başladığın :)

Şimdi yine köreldim Türkiye de. Gitsem bir kursa, ya da speaking clup tarzı şeylere katılırım. Ya da edebiyatçı olduğum için İngiliz edebiyatı yla filan ilgili kursları düşünürüm herhalde.

merhaba,
ben de günlük hayatta kendimi zorlasam da çok konuşma imkanı bulamadığım için en azından kursta konuşacak bir ortama kavuşurum diye düşündüm. Şimdi 7 haftalık bi gruba kaydoldum yarın başlayacağım. have mi desem had mi desem derken konu akıp gidiyor dediğiniz gibi, hata yapmak yerine susmayı tercih ediyorum çoğu zaman.
Sonunu düşünen kahraman olamaz diyip atılmak lazım demek ki:)
 
Sevgili konu sahibesi gramer bilginiz varsa kurs size bir sey katmaz.

Bence

1. Okuma yapin
2. Sosyallesin

Onemli olan sey

a. Kelime bilgisi
b. Bu kelimelerin gunluk konusma dilinden olmasi.

10 dkdan sonra bence Ingilizceniz bitmiyor, konusacak konunuz bitiyor. Kulturu bilmeyince, TVyi izlemeyince, gazete okumayinca, gundemi takip etmeyince tabi ki sohbet edecek konu bulamazsiniz.

1. Okuma icin mutlaka dergi alin. Cosmo, Vogue vb kadin dergilerini tavsiye ederim. Ilginizi ceken konular olsun. Dergilerdeki anlatim bicimi gunluk konusma diline yakin oluyor.

2. Haber izleyin

3. Gazete mutlaka okuyun.

4. Ulkenin siyasi partileri , siyasi yapilanmasin, kim sag kim sol seklinde bir arastirma yapin Fransiz kalmayin bu inanin kendinizi daha az Fransiz hissetnmenize yol acacak.

5. Bestsellerlardan alin okuyun

6. Sosyallesin, Londra o kadar olanaklarla dolu ki Almanya yaninda koy kaliyor. Bir suru kitap okuma toplulugu, felsefe tartisma grubu, hobi grubu, spor klupleri var hem de evde oturup patlamamis olursunuz. Vallahi kiskandim su an. UK sosyal olarak harika, sakin evde oturup battaniye pijama takilmayin.

merhaba,

O kadar güzel madde madde yazmışsınız ki içimden liste çıkarıp ders çalışmak geldi:)
Gramer bilgim var ama asla kendime güvenemiyorum konuşurken. Dediğiniz gibi sadece dilin değil ortamın da yabancısı olmanın etkisi var, hımmm:)) diyip sohbeti bitiriyoruz genelde. Kelime bilgimin de iyi olduğunu düşünmüyorum açıkcası (ben de çılgınca kendimi gömüyorum), yarın 7 haftalık bir kursa başlayacağım, iyice moda girip kendimi kampa alırım umarım. Dediklerinizden beşinci maddeyi uygulamaya çalışıyorum şu an, İnci Küpeli Kız'ı buldum ikinci elciden onu okuyorum yavaştan yavaştan.

Ben Cambridge'de yaşıyorum, 5 sene evvelde Londranın oldukça dışında doğuda bir yerde staj yapmıştım. Kaldığım yer gelir seviyesi düşük insanların oturduğu bir bölge olduğu için aylık 330 paunda gayet güzel bir oda kiralamıştım. Şimdi Cambridgede eşimin aldığı maaşın yarısı eve gidiyor. Burası sevimli, küçük, güzel, eğitim seviyesinin çok yüksek olduğu bir şehir ama inanılmaz pahalı, İngiltere'nin en pahalı bir kaç şehrinden biri. Eğer taşınırsanız ev bulmaya başlamadan önce bir tatil yapın lütfen, enerji, moral, motivasyon depolayın, İngiltere genelinde eve çıkmak gerçekten yıpratıcı. Başlarda Türkiye'den gelen hevesli ve umutlu insanlar olarak illaki bahçeli, müstakil bir ev bulalım demiştik lakin merkeze yakın, rutubetsiz, keseye uygun ve çok küçük olmayan bir ev bulmak mümkün olmadı ve apartmana geçtik. Apartman kültürü sonradan oluştuğundan müstakil evlere göre rutubetli ve eski olma ihtimali biraz daha düşüyor. İnsanlar evlerini genelde emlakçı vasıtasıyla kiraya veriyorlar ve bu emlakçı sizin hakkınızda araştırma yapıyor.. Bir evi beğenmek o evi tutmak için yeterli olmuyor, ev sahibi kimi daha akla yatkın bulursa ona evi kiralıyor:KK53: Türkiye'deki eski ev sahibine kadar arıyorlar, kiraları düzenli yatırdı mı diye, onla İngilizce anlaşamazlarsa kira sözleşmenizi İngilizce'ye çevirmeye çalışıyorlar ve banka hesap dökümünüzden eski kiranızı yatırdığınız tarihleri görmek istiyorlar:) Bazı evlere başvurabilmek için yıllık olarak kazanılmasını istedikleri belirli bir para olabiliyor. Tabii bunlar benim başıma gelenler ve gözlemlerim, taşınırsanız inşaallah sizin için daha kolay bir süreç ilerler. Eşim burada bilinen bir teknoloji firmasında çalışıyor ve ev tutmak için iş yerinden referans yazısı almasına rağmen epey strese soktular.

Bunun dışında gene ülkenin her yerinde geçerli olan başka bir kural, uçuk ev kirası yetmezmişcesine bir de council tax adında ayrı bir ev kirası ödüyorsunuz, Almanya'da nasıl bilmiyorum ama İngilizler gerçekten efsane bir sistem kurmuşlar, her yerden vergi fışkırıyor. Bu council tax oturduğunuz bölgeye, evin durumuna göre değişiyor sanırım, bizimki aylık 140-150 paund civarında. Bu anlattıklarımın tamamı kendiniz şahsi olarak ev tutacaksanız geçerli, house shareda işler çok daha kolay ilerliyor.

Ev tutacak olursanız yıllık council taxi öğrenmenizi ve özellikle sıcak su tankını kontrol etmenizi öneririm. Biz yüreğimiz kan ağlayarak parasını ödediğimiz bu evde sıcak suyun kokması sebebiyle bir ay normal duş alamadık, ketıl kullanarak temizlendik. Buna benzer başka problemler de duydum, o yüzden sıcak su musluğunu açıp koklayıp su gerçekten ısınıyor mu, normal kokuyor mu diye kontrol etmekte yarar var.

Bunun dışında doğası, parkları, bisiklet yolları, güzel Avrupa'nın geneli gibi, çok fazla ülke gezmesem de İngilizlerin çoğu Avrupalıya göre çok daha sıcakkanlı olduğunu düşünüyorum.

Şehir olarak, Britanya adasında Londra, Sheffield, Manchester, Liverpool, Glasgow, Edinburgh ve Cambridge'i gezme imkanım oldu. Kuzeye doğru çıkıldıkça İngilizce iyice çığrından çıkıyor benim için. Geçen görüştüğüm kurs hocası kuzeydekileri ben de anlamıyorum demişti.. Cardiffteki aksanın da çok zor olduğunu duydum. Gene bildiğim kadarıyla Manchester, Glasgow, Sheffield suç oranlarının biraz daha yüksek olduğu şehirler.

Bildiklerimden aklıma gelenler bunlar oldu, epey de içimi dökmüşüm:)
 
Benim arkadaşım üç ay boyunca toplam iki yaz Amerika da work and travel yaptı.Giderken okuldaki hazırlıkta ne öğrendiyse onla gitti orda da fast food restaurantlarında çalıştı hep, şu anda ingilizce biliyor konuşuyorda hiç takılmadan.Zaten yurtdışına çalışmaya gitme sebebi dil öğrenmekti.Sizin fırsat ayağınıza gelmiş boşverin kursu hemen bir kafe restaurant ne bulursanız girişin derim..

benim de ikinci seçeneğim herhangi bir işe girip orda ingilizcemi ilerletmekti, şimdi kursa gideceğim ama biraz toparlanırsam iş de bakmayı düşünüyorum. Bir de kendi mesleğimde bulursam tadından yenmeyecek. Teşekkürler yorumunuz için:)
 
Garsonluk ve arkadaş çevresi günlük iletişimde yardım eder fakat mesleğinizi icra etmek istiyorsanız kurs daha yardımcı olacak bir şey.

Bana en büyük katkı sağlayan şey haberler ve ciddi radyo yayınlarını dinleyip elimde kalem, bıkmadan bütün anlamadığım kelimeleri yazmaya çalışmak oldu. Günlerimi dinleyip, yazdıktan sonra anlam bulup telaffuz ederek geçirdim. Inanın onu yapmasaydım bu tembel dudaklar zor öğrenirdi Ingilizce'yi :) Kursun katkısı da beni sürekli konuşturup/yazdırıp hatalarımı düzeltmesi oldu.

Umarım güzelce yerleşir ve tadını çıkarırsınız her şeyin. Türkiye ozleniyor fakat yurt dışı şartları genelde bir rahatlık sağlıyor.

Merhaba, bir dili günlük hayatta akıcı şekilde kullanmak gerçekten emek gerektiren bişeymiş, sizin radyoyla listening yapma pratiği de çok güzel ve fayda sağlayacak bir fikir. Ben de kurs bana bir çalışma ve öğrenme disiplini katsın istiyorum, bunun yanında kişisel olarak da tembellik etmeyip radyo dinleme olayına da gireceğim. İyi dilekleriniz için çoook teşekkür ederim:)
 
Back
X