• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Günlerdir düşünüyorum

teşekkekkür ederim canım
eğerki hangimizin acısı büyük diye bir kıyaslama yaparsan yanlış yolda gidersin
ben korunmayı bıraktığım anda çocuk sahibi olacağım garantisiyle yaşamıyorum.
Diyorumki maddi açıdan çocuğa bakabilir miyim buna hazırmıyız
gelecek verebilecek miyiz?
öte yandan diyorum ki ya olmaz ise
ya bu düşündaklerim boş ise
çocuk olsun gerisi geliyor ise ben boşuna erteliyor isem bunların tahlilini yapıyorum.

Sabahlarını penrini sütünü balını pekmezini meyvesini
balığını beynini eğitimini herşeyini düşünüyorum

karşılayamamaktan korkuyorum
ama içimde anne olmak isteği ağır basıyor
birde olmazsa korkusu var
küçük değilim

ben bu duyguları yaşıyorum ve anne olmak için gözyaşı döküp ikilemde kalıyorum

yoksa maddiyet yeterli değil diye ertelemeyi...
Yada keyfi yapmıyorum bunu...

Sen belki çocuğun hastalandığında tutup gecenin bir vakti istediğin hastaneye götürüp
500-600 milyon verebileceksin

ya ben veremezsem
ay sonu cebimde para kalmıyor
ya benim hastaneye param çıkışmazsa

nolucak diye düşünüyorum

keşke gülmek yerine empati kursan
çünkü ben seni anlamaya çalışıyorum anlıyonrum
çünkü olmzsa savaşmanın ne kadar çileli ve acı verici olduğunu biliyorum

teşekkür ederim

canım ben zaten empati kurdum okuduysan hangi durumda ya da ne şartlarda olduğunu bilemem diye yazdım. Evladın olduktan sonra emin ol bu düşüncelerine kendin de güleceksin. Planlamaya çalışırsan başaramazsın zaten. Korunmayı bıraktığın anda problem olduğunu öğrenirsen ve tedavi için geç kalındığını söylese doktorun ne yapardın. Tabii ki senin hayatın seni kararın. Biz sadece tavsiyede bulunup yaşadıklarımızı sana anlatıp karar vermene yardımcı olabiliriz. Gecenin bi vakti karışık bi kafayla zaman geçirmeye çalışırken senin başlığını gördüm ve içimden geçeni yazdım. Hafife almıyorum korkularını. Yersiz demiyorum. Ama evladı aramak ona sahip olamamak borç ödeme sıkıntısından daha katlanılmaz. 16 nisan da aşılama yaptırdım ve henüz sonucu almadık. Oldumu, olmadı mı. Beklemek beklemek sonra hayallerinin yıkılması o kadar zor ki. Geçen yıl hamileyken bebeğimi kaybettim ve 1 yıl toparlanamadım. Sadece kendi bakış açımdan yardımcı olmaya çalıştım.
Tekrar söylüyorum canım plan yaparak, istediklerini alabilir miyim diye düşünerek ona sahip olamazsın. çünkü hiçbir zaman ona sıra gelmez. Hayat devam ediyo ve biz iyi kötü yaşıyoruz. Annelik duygusunu hissettikten sonra bebeğin için yapamayacağın şey yok.
 

Elma ile armutu kıyaslamışsınız resmen..
Kimin daha çok acı çektiği neyi değiştirir ki, yarışma mı bu?
Borcum var, en az 2 sene sürecek diyor.
Bebeğini emanet edip çalışacağı bir annesi-.validesi yok.
Mecburen işi bırakıp evde oturacak.
Kim ödeyecek o borçları?
Bebeğin aylık masrafı 50 TL demiş biri.
Benim kızım da alerji vardı, özel mama yiyordu. Haftada 100 TL tutuyordu.
Bir prof.'a muayeneye götürmek zorunda kalıyorduk 2 ayda 1. 500 TL.
Kıyafet ve diğer tüm ihtiyaçlarını kendimiz karşıaldık, yoktu aileden sponsorlar.
Yani kızımın masrafı aylık 500 TL'yi geçiyordu bile.
Arkadaş diyor ki, etini, balığını eksik etmek istemiyorum. Yani lüks harcamalardan değil, temel gereksinimleri karşılayamamaktan korkuyor. Bir anne olarak yerden göğe kadar da haklı.
Ayrıca herkes tedavi görerek hamile kalacak diye birşey de yok, bugün denese 9 ay sonra bebeği olacak belki. Bu riskleri hesaplamak zorunda.
Sizi incitmek asla istemem, Rabbim tez zamanda evlat sahibi etsin sizi hayırlısıyla inşallah.
Ama bebek için tedavi gören arkadaşların, konunun özünü irdelemeden "yap, yap" demelerini de çok akılcı bulmuyorum.

BAKIN BEN SADECE KENDİ AÇIMDAN DOĞRU OLANI YAZDIM KARARI ALMAK BU PROBLEMİ YAŞAYAN KİŞİYE AİT. HERKES İÇİN DOĞRU FARKLI ARKADAŞTA ZATEN DOĞRUYU BULABİLMEK İÇİN BİZDEN YARDIM İSTEMEDİ Mİ. SENİN BAHSETTİĞİN ŞEYLER ÇOK ÖZEL NEDENLER. ÖNGÖRÜLEMEZ. ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEMEZ. ABLAMIN DA BEBEĞİ OLDU HİÇ HESAPTA YOKKEN KASIKTAKİ FITIKTAN AMELİYAT OLDU YAVRUM DAHA 1 AYLIKTI. SONRAKİ KONTROLLERDE KALÇA ÇIKIĞI OLDUĞU FARKEDİLDİ. AYLARCA YAZ SICAĞINDA BELDEN AYAK UÇLARINA KADAR ALÇIDA KALDI HENÜZ 2 AYLIKTI. KİM BİLEBİLİR KİMİN NE YAŞAYACAĞINI. AMA PLAN YAPARAK BEBEK SAHİBİ OLUNMAZ. BEN BUNDAN BAHSEDİYORUM.

Ama bebek için tedavi gören arkadaşların, konunun özünü irdelemeden "yap, yap" demelerini de çok akılcı bulmuyorum.[/B][/QUOTE]
O ZAMAN ARKADAŞIMIZ ÖZELLİKLE BELİRTSEYMİŞ, BEBEK TEDAVİSİ GÖRENLER YORUM YAPMASIN DİYE.....
 
Esinle evliligine inaniyorsan bebek yap ki Allah verirse.Vermeyede bilir imtihan bu garanti hamilelik diye bir durum yok ki.Cok ilginc Bir Bilgi:Evliliklerde bir aileye toptan ALLAH in verdigi RIZIK Kadin-erkek calisirsa RIZIK %50 -%50 yari yariya esler arasinda paylastirilir.Fakat sadece biri calisirsa tum RIZIK Onun kazancina verilir.Yani bir eve giren RIZIK degismez.Zaten calisan bayanlari dinlerseniz ben de calisiyorum ama eve giren para miktari artsada gecim derdi ayni kaliyor.Tek maaslilarla ayni.Bebisin RIZKINI ALLAH evinize fazlasiyla yollayacak sende calismana gerek kalmadan bebisini buyuteceksin be Guzelim.
 
Son düzenleme:
BAKIN BEN SADECE KENDİ AÇIMDAN DOĞRU OLANI YAZDIM KARARI ALMAK BU PROBLEMİ YAŞAYAN KİŞİYE AİT. HERKES İÇİN DOĞRU FARKLI ARKADAŞTA ZATEN DOĞRUYU BULABİLMEK İÇİN BİZDEN YARDIM İSTEMEDİ Mİ. SENİN BAHSETTİĞİN ŞEYLER ÇOK ÖZEL NEDENLER. ÖNGÖRÜLEMEZ. ÖNCEDEN TAHMİN EDİLEMEZ. ABLAMIN DA BEBEĞİ OLDU HİÇ HESAPTA YOKKEN KASIKTAKİ FITIKTAN AMELİYAT OLDU YAVRUM DAHA 1 AYLIKTI. SONRAKİ KONTROLLERDE KALÇA ÇIKIĞI OLDUĞU FARKEDİLDİ. AYLARCA YAZ SICAĞINDA BELDEN AYAK UÇLARINA KADAR ALÇIDA KALDI HENÜZ 2 AYLIKTI. KİM BİLEBİLİR KİMİN NE YAŞAYACAĞINI. AMA PLAN YAPARAK BEBEK SAHİBİ OLUNMAZ. BEN BUNDAN BAHSEDİYORUM.

Ama bebek için tedavi gören arkadaşların, konunun özünü irdelemeden "yap, yap" demelerini de çok O ZAMAN ARKADAŞIMIZ ÖZELLİKLE BELİRTSEYMİŞ, BEBEK TEDAVİSİ GÖRENLER YORUM YAPMASIN DİYE.....

Bebek için tedavi gören herkesi arkanıza almaya çalışmayın bence, çünkü tedavi gören tüm arkadaşlar sizin gibi "gülüyorum düşüncelerine, hemen yap bence" demiyor..
Ayrıca yazdığımı reddederken, yani bebeğimin alerjisini özel durum olarak nitelerken, bir yandan ablanızın bebeğinin rahatsızlığını örnek vermiş ve farkında olmadan benim düşüncemi desteklemişsiniz.
"Allah rızkını verir" diye bebek yapmak, ancak korunmanın bilinmediği cahil toplumlarda kabul edilebilecek bir düşünce tarzı.. Hatta düşünce de değil, düşünememe..

Bebek sahibi olamk için gördüğünüz tedavinin ne denli yorucu olduğunu ve sizi ne kadar yıprattığını anlatmak için açın bir başlık, orada sizin sıkıntılarınızı da paylaşalım.
Ama bu arkadaşımızın derdi bu değil ki???
Maddi olarak bebeğine yetememek, beslenmesine, sağlığına gereken özeni gösterememekten korkuyor. Elinizde para var ki aşılama yaptırıyorsunuz.. Olmasa ne olacaktı mesela?

Neyse uzatmayalım. Konu sahibine yardımcı olmak istiyorsanız öncelikle gülmeyeceksiniz derdine..
Sonra da kendinizi onun koşullarında düşünceceksiniz.
Yok öyle "bak benim borcum yok, evimde var" deyip, sonra bambaşka bir sıkıntı anlatmak..
 
Esinle evliligine inaniyorsan bebek yap ki Allah verirse.Vermeyede bilir imtihan bu garanti hamilelik diye bir durum yok ki.Bir Bilgi:Evliliklerde bir aileye toptan ALLAH in verdigi RIZIK Kadin-erkek calisirsa RIZIK %50 -%50 yari yariya esler arasinda paylastirilir.Fakat sadece biri calisirsa tum RIZIK Onun kazancina verilir.Yani bir eve giren RIZIK degismez.Zaten calisan bayanlari dinlerseniz ben de calisiyorum ama eve giren para miktari artsada gecim derdi ayni kaliyor.Tek maaslilarla ayni.Bebisin RIZKINI ALLAH evinize fazlasiyla yollayacak sende calismana gerek kalmadan bebisini buyuteceksin be Guzelim.

Nerde yazıyo bu bilgi..
Merak ettim, kaynağı nedir?
 
herkesin düşüncesine saygım sonsuzdur benim bebek konusundaki fikrim şudur;
kesinlikle müdahale edilmemesi gereken bir durumdur yani ilk bebek için..

bende evleneceğim zaman çok düşündük eşimle
hemen çocuk olmasın istedik
doktoruma gittim hemen bana bir öneride bulunmasını istedim
hamile kalmak istemiyorum dedim

doktorum bana aynen şunu söyledi;
hemen hamile kalacağını nerden biliyorsunki
bir kadının bir ayda hamile kalma şansı % 25 tir.
sana yasmin adında bir ilaç veriyorum dedi
istiyorsan kullan korun ama beni dinlersen hiç korunma demişti

korunarak vücudunu baskı altında tutuyorsun
ileride sen istediğinde de vücudun senin isteğine cevap vermeyebilir
iyi düşün demişti

bende hiç korunmadım ama istemiyordum da
evliliğimin 5.ayında hamile kaldım ama bebeğimi kaybettim
düşük yaptım

bu olay beni çok etkiledi
sonra bebeğim olsun diye neler yapmadımki

çok şükür sonunda kavuştum
dünyalar bizim oldu
korktuğumuz maddi imkansızlık bizi çok şaşırttı
aksine maddi anlamda çok rahatlama yaşadık
hiçbi sıkıntı çekmedik
bir çocuğun masrafı da öyle çok korkulacak gibi bişey değilmiş ben bunu gördüm

bu yüzden maddi durum yüzünden bebeğin ertelenmesine karşıyım
maddiyatın yarını belli olmazki
hiçbişeyin garantisi yok bu dünyada
niye annelik duygusundan mahrum kalalım ki

oğlumu bir öpüp koklamak bana dünyaları unutturuyo
çok büyük bir şey anne olmak
allah herkese yaşatsın
 

bebek için tedavi gören herkesi arkanıza almaya çalışmayın bence, çünkü tedavi gören tüm arkadaşlar sizin gibi "gülüyorum düşüncelerine, hemen yap bence" demiyor..
Ayrıca yazdığımı reddederken, yani bebeğimin alerjisini özel durum olarak nitelerken, bir yandan ablanızın bebeğinin rahatsızlığını örnek vermiş ve farkında olmadan benim düşüncemi desteklemişsiniz.
"allah rızkını verir" diye bebek yapmak, ancak korunmanın bilinmediği cahil toplumlarda kabul edilebilecek bir düşünce tarzı.. Hatta düşünce de değil, düşünememe..

Bebek sahibi olamk için gördüğünüz tedavinin ne denli yorucu olduğunu ve sizi ne kadar yıprattığını anlatmak için açın bir başlık, orada sizin sıkıntılarınızı da paylaşalım.
Ama bu arkadaşımızın derdi bu değil ki???
Maddi olarak bebeğine yetememek, beslenmesine, sağlığına gereken özeni gösterememekten korkuyor. Elinizde para var ki aşılama yaptırıyorsunuz.. Olmasa ne olacaktı mesela?

Neyse uzatmayalım. Konu sahibine yardımcı olmak istiyorsanız öncelikle gülmeyeceksiniz derdine..
Sonra da kendinizi onun koşullarında düşünceceksiniz.
Yok öyle "bak benim borcum yok, evimde var" deyip, sonra bambaşka bir sıkıntı anlatmak..

herkes kendi bakış açısından yanıtlar ki farklı fikirler ortaya çıkabilsin. Valla burda herkesin derdi bir başkasını ilgilendiriyoki gecenin bir yarısı her şeyi bir kenara atıp fikir beyan edebiliyoruz sen kafanı yorma canım ben kendi problemimi ilgili topiklerde aynı sorunu yaşayan arkadaşlarımla paylaşıyorum.
Bebek büyütme konusunu da gözünüzde o kadar büyütmeyin. Ben de varlık içinde yüzmüyorum kaldı ki bundan hiç bahsetmedim.
Ben ne anlatırsam anlatayım herkes anladığı kadarıyla cevap verecek ya da eleştirecek.
 
bebeğin olağanüstü bir sağlık problemi olmadığı sürece gözle büyütülecek bir masrafı yoktur bence
kendini bilen hesabını bilen kişi gayette iyi büyütür çocuğunu
(çok büyük maddi sıkıntı çekenlere sözüm yok)

tek çaresiz giderimiz bezimiz
onun dışında çocuk olmasada elbette eve yemek yapıyoruz dimi
bir tabakta ona vereceksin

giyim sorununa gelince vallahi 5 lirayada kıyafet var 50 lirayada
ne fark eder ki
çocuk 3 kıyafetle büyüse ne olur 50 tane kıyafetle büyüse ne olur
zaten bana göre fazlasını almak israftır

oyuncak alıyorsun 2 tane çocuk 2 dk sonra bıkıyo
tencere tabakla çiçekle böcekle oynuyo daha eğlenceli oluyo

ee onun dışında çocuklara ne harcıyoruz allah aşkına

herşeyin en lüksüne en iyisine kaçarsan tabiki maddiyatın sarsılır

mantıklı harcama yaparsan bence çok büyük masraf istemiyor bebekler
 
ben de aynı korkuya sahibim. 4 yıllık bir kredi borcumuz var . 25 bin lira kadar. üstelik 11 bin lira kredi yurtlar kurumu ödememiz var. ikimiz de çalışıyoruz, ancak ben bebeğim olunca 1 yıl ücretsiz izne ayrılmak istiyorum memur olduğum için. ama ben çalışmazsam asla ödemeyeyiz borçları. ödesek bile geçinemeyiz. kaldı ki ben sürekli özel doktora gitmeye çok alıştım, devlet hastanelerinde hamile halimle sürünemem gibi geliyor. anemi taşıyıcısı olduğum için de kontrollü bir gebelik geçirmek zorundayım, bi sürü masrafımız olması muhtemel. bebeğin araba koltuğu,bebek arabası beşiği odası gibi büyük masraflarını hiç saymıyorum bile. ayrıca ücretsiz izin alabilecek durumda da değilim 2 yıl boyunca, mecburen erteliyorum işimden dolayı. hap kullanmıyorum sırf bu yüzden. istediğimiz zaman sorun yaşamayalım diye. bebekleri ben de eşim de çok severiz, istiyoruz da aslında. ama iş ve para konuları önemli diye düşünüyorum. bebeğm olsa yemem yediririm yine alırım ihtiyaçlarını ama ya büyük bi sağlık sorunu yaşarsak? bu devletin hastanelerine nasıl güveneyim? hergün neler görüyoruz tv'de, çok iyi doktorlara para dökmek gerekebilir. gerekmeye de bilir. allah bilir ne olacağını. kimse kimseye şunu yap bunu yap diyemez bu konuda arkadaşım ama yaşın da sınırda, borçları kapatmanın bir yolunu bulabilseniz keşke. daha sonrasında da uygun bir bakıcı vs bulabilirsen işine dönebilirsin 4 sene ara vermek çok fazla bence.
 

Nerde yazıyo bu bilgi..
Merak ettim, kaynağı nedir?


Belh’in meshur velisi Hatim-i Asam, (852 -H.237) hacca gidiyordu. Hanimina teklifte bulundu:

- Hanim, ne kadar nafaka birakayim sana, ben gelinceye kadar?

Tevekkul ve teslimiyet timsali hanimin cevabi ibretliydi:

-Ne kadar yasayacaksam o kadar!

- Hanim senin ne kadar yasayacagini ben ne bileyim?..

- Oyle ise dedi, benim nafakami ne kadar yasayacagimi bilene birak. O beni simdiye kadar hic nafakasiz birakmadi, simdiden sonra da birakmaz. Sen harcligini yaninda tut, gurbette sana lazim olabilir.

Hatim-i Asam yola ciktiktan sonra mahalle hanimlari ziyarete geldiler.

- Allah kavustursun beyiniz hacca gitti, dediler. Hemen arkasindan da mahalleli dille sormadan edemediler:

- Beyin sana ne kadar rizik birakti gelinceye kadar?..

- Benim beyim rizik veren degil rizik yiyendir. Rizik yiyen, rizik veremez. Ben rizkimi hep rizik verenden beklemisim simdiye kadar. O beni hic riziksiz birakmamis, yine de birakmayacagina inaniyorum.

Aradan cok gecmedi Hatim’in evinin kapisinda at kisnemeleri duyuldu. Disariya cikan hanim, bir atli kafilesiyle karsilasti. Hacilari ugurlamaktan donen Bagdat halifesi susamis, su icmek icin ugramis buraya.

Hanim hemen bir testi su ile bir bardak uzatti. Soguk suyu kana kana icen halife yanindaki vezirine emir verdi:

- Ictigimiz suyun bedelini bize yakisan sekilde ode!..

Toprak canagin icini altinla dolduran vezir, bardagi kapinin yanina birakirken soylendi:

- Allah’a emanet olun bacim, soguk suyunu ictik, hakkini helal et...

Kafile uzaklasirken Hatim’in hanimi bardagin icinde beyi hacdan donunceye kadar yetip de artacak miktarda para birakildigini gordu. Her zaman yaptigi gibi yine seccadesine yonelip sukur secdesine kapandi:

- Rabb’im dedi, cocukken anam babamin eliyle gonderiyordun rizkimi. Evlenince beyim Hatim’le gondermeye basladin rizkimi... Simdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gonderiyorsun rizkimi. Beni hayatim boyunca hic riziksiz birakmadin. Zaten ben de seni hep boyle bildim. Bu yuzden tevekkul ve teslimiyetim hic azalmadi, hep artti. Ancak cevremdekiler ayni degiller. Onlar tevekkulsuz ve teslimiyetsizler... Hemen hucuma geciyor, tevekkulsuzluk telkin ediyorlar bizlere... Sen tevekkul ve teslimiyet duygulari nasip eyle bu aile bireylerine de, asil rizki verenin sen oldugunu onlar da anlasinlar, senin kimseyi riziksiz birakmayacagini idrakte onlar da gaflete dusmesinler, huzurlu yasasinlar...
Gecmiste aile hayatina sabir ve tevekkul hâkimdi. Aile fertleri ne kadar imkana sahiplerse ona sukreder, sahip olmadiklarinin hasret ve hirsi icinde cirpinmaz, mahrumiyet duygusuna kapilmazlardi. Rabb’imizin takdir buyurdugu kismetimiz bu kadarmis, diyerek sukreder, huzur bulurlardi.Şimdilerde bunalım yaşayan,şuyumda olsa buyumda olsa diyerek mutsuzluğu üstüne bir hırka gibi giyinmiş bizler... Bakmalıyız ki... Gecmiste ne turlu bir tevekkul ve teslimiyet soz konusu olmus bazi hanimlarda... Rabb’imiz de boylesine tevekkul ve teslimiyet sahibi hanimlara nasil sebepler halk edip rizkini gondermis...
 

Ben senin bu cevabını okumadan yorum yapmıştım, benzer düşünmüş ve yazmışız.
Sana yerden göğe hak veriyorum.
Çok da akıllı, olgun bir kadınsın, ifadelerinden, ince düşüncelerinden belli.
Ne zaman yaparsan yap, senin bebeğin senin gibi bir anneye sahip olduğu için şanslı olacak, emin ol.
Ben de dün kuzenimle görüştüm.
"Safsın kızım sen, hamile halinle ne çalışıyorsun" dedi bana..
Ben evin geçimini kocamın sırtına atıp, "amaan ne yaparsa yapsın" diyemiyorum malesef.
Bunu ortak yükümüz olarak görüyorum.
Yani herkesin koşulları farklı..
Karşındaki insanın sorununu, "kendi koşullarına göre" irdelersen mantıklı olmaz tabi.
Şu borcu çabucak bitirmeye bak canım.
Borcun bitmesine 8-9 ay kala faaliyetlere başla. Doğuma kadar borç da biter.
Bu arada bir jinekolog muayenesine gidersen, doktor sana hamilelikle ilgili ciddi bir sorunun varsa söyleyecektir.

çok sağol canım
evet şu an nasıl kafa patlatıyorum varya biran önce bitirmek için borcumuzu
 
canım ben zaten empati kurdum okuduysan hangi durumda ya da ne şartlarda olduğunu bilemem diye yazdım. Evladın olduktan sonra emin ol bu düşüncelerine kendin de güleceksin. Planlamaya çalışırsan başaramazsın zaten. Korunmayı bıraktığın anda problem olduğunu öğrenirsen ve tedavi için geç kalındığını söylese doktorun ne yapardın. Tabii ki senin hayatın seni kararın. Biz sadece tavsiyede bulunup yaşadıklarımızı sana anlatıp karar vermene yardımcı olabiliriz. Gecenin bi vakti karışık bi kafayla zaman geçirmeye çalışırken senin başlığını gördüm ve içimden geçeni yazdım. Hafife almıyorum korkularını. Yersiz demiyorum. Ama evladı aramak ona sahip olamamak borç ödeme sıkıntısından daha katlanılmaz. 16 nisan da aşılama yaptırdım ve henüz sonucu almadık. Oldumu, olmadı mı. Beklemek beklemek sonra hayallerinin yıkılması o kadar zor ki. Geçen yıl hamileyken bebeğimi kaybettim ve 1 yıl toparlanamadım. Sadece kendi bakış açımdan yardımcı olmaya çalıştım.
Tekrar söylüyorum canım plan yaparak, istediklerini alabilir miyim diye düşünerek ona sahip olamazsın. çünkü hiçbir zaman ona sıra gelmez. Hayat devam ediyo ve biz iyi kötü yaşıyoruz. Annelik duygusunu hissettikten sonra bebeğin için yapamayacağın şey yok.


evet zaman o kadar hızlı gidiyor ki
daha dün evlenmişte aman şu borcu bitirseydikte diye düşündüğüm gibi oldum
:26:
 
evet zaman o kadar hızlı gidiyor ki
daha dün evlenmişte aman şu borcu bitirseydikte diye düşündüğüm gibi oldum
:26:

amacım seni hafife almak değildi yanlış anlama kırdıysam özür dilerim.
Yolun açık olsun canım umarım en doğru kararı en doğru zamanda alabilirsin.
 
Esinle evliligine inaniyorsan bebek yap ki Allah verirse.Vermeyede bilir imtihan bu garanti hamilelik diye bir durum yok ki.Cok ilginc Bir Bilgi:Evliliklerde bir aileye toptan ALLAH in verdigi RIZIK Kadin-erkek calisirsa RIZIK %50 -%50 yari yariya esler arasinda paylastirilir.Fakat sadece biri calisirsa tum RIZIK Onun kazancina verilir.Yani bir eve giren RIZIK degismez.Zaten calisan bayanlari dinlerseniz ben de calisiyorum ama eve giren para miktari artsada gecim derdi ayni kaliyor.Tek maaslilarla ayni.Bebisin RIZKINI ALLAH evinize fazlasiyla yollayacak sende calismana gerek kalmadan bebisini buyuteceksin be Guzelim.

:emir_bebek:

dün akşam yemek yiyorduk eşimle
o akşam baya canı sıkkın geldi eve
dedim ki ona şimdi bir bebeğimiz olsa senin dizinde otursa
bir lokma kendi ağzına iki lokma onun ağızına tıksaydın kötümü olurdu dedim
(sanki ben istiyorumda o istemiyormuş gibi yaptım)
baktı yüzüme gülümsedi
inşallah hayatım dedi inşallah hayırlı zamanda olsun da dedi
ben iki lokma onun ağızına verirken
yarın akşam azğımıza lokma atabilecek miyiz diye
strese girmesek dedi.

yani o da istiyo ama o da benimle korkuyor
bu akşam biraz konuşmak isteyeceğim onunla
 
herkesin düşüncesine saygım sonsuzdur benim bebek konusundaki fikrim şudur;
kesinlikle müdahale edilmemesi gereken bir durumdur yani ilk bebek için..

bende evleneceğim zaman çok düşündük eşimle
hemen çocuk olmasın istedik
doktoruma gittim hemen bana bir öneride bulunmasını istedim
hamile kalmak istemiyorum dedim

doktorum bana aynen şunu söyledi;
hemen hamile kalacağını nerden biliyorsunki
bir kadının bir ayda hamile kalma şansı % 25 tir.
sana yasmin adında bir ilaç veriyorum dedi
istiyorsan kullan korun ama beni dinlersen hiç korunma demişti

korunarak vücudunu baskı altında tutuyorsun
ileride sen istediğinde de vücudun senin isteğine cevap vermeyebilir
iyi düşün demişti

bende hiç korunmadım ama istemiyordum da
evliliğimin 5.ayında hamile kaldım ama bebeğimi kaybettim
düşük yaptım

bu olay beni çok etkiledi
sonra bebeğim olsun diye neler yapmadımki

çok şükür sonunda kavuştum
dünyalar bizim oldu
korktuğumuz maddi imkansızlık bizi çok şaşırttı
aksine maddi anlamda çok rahatlama yaşadık
hiçbi sıkıntı çekmedik
bir çocuğun masrafı da öyle çok korkulacak gibi bişey değilmiş ben bunu gördüm

bu yüzden maddi durum yüzünden bebeğin ertelenmesine karşıyım
maddiyatın yarını belli olmazki
hiçbişeyin garantisi yok bu dünyada
niye annelik duygusundan mahrum kalalım ki

oğlumu bir öpüp koklamak bana dünyaları unutturuyo
çok büyük bir şey anne olmak
allah herkese yaşatsın

amin inşallah...
 

Belh’in meshur velisi Hatim-i Asam, (852 -H.237) hacca gidiyordu. Hanimina teklifte bulundu:

- Hanim, ne kadar nafaka birakayim sana, ben gelinceye kadar?

Tevekkul ve teslimiyet timsali hanimin cevabi ibretliydi:

-Ne kadar yasayacaksam o kadar!

- Hanim senin ne kadar yasayacagini ben ne bileyim?..

- Oyle ise dedi, benim nafakami ne kadar yasayacagimi bilene birak. O beni simdiye kadar hic nafakasiz birakmadi, simdiden sonra da birakmaz. Sen harcligini yaninda tut, gurbette sana lazim olabilir.

Hatim-i Asam yola ciktiktan sonra mahalle hanimlari ziyarete geldiler.

- Allah kavustursun beyiniz hacca gitti, dediler. Hemen arkasindan da mahalleli dille sormadan edemediler:

- Beyin sana ne kadar rizik birakti gelinceye kadar?..

- Benim beyim rizik veren degil rizik yiyendir. Rizik yiyen, rizik veremez. Ben rizkimi hep rizik verenden beklemisim simdiye kadar. O beni hic riziksiz birakmamis, yine de birakmayacagina inaniyorum.

Aradan cok gecmedi Hatim’in evinin kapisinda at kisnemeleri duyuldu. Disariya cikan hanim, bir atli kafilesiyle karsilasti. Hacilari ugurlamaktan donen Bagdat halifesi susamis, su icmek icin ugramis buraya.

Hanim hemen bir testi su ile bir bardak uzatti. Soguk suyu kana kana icen halife yanindaki vezirine emir verdi:

- Ictigimiz suyun bedelini bize yakisan sekilde ode!..

Toprak canagin icini altinla dolduran vezir, bardagi kapinin yanina birakirken soylendi:

- Allah’a emanet olun bacim, soguk suyunu ictik, hakkini helal et...

Kafile uzaklasirken Hatim’in hanimi bardagin icinde beyi hacdan donunceye kadar yetip de artacak miktarda para birakildigini gordu. Her zaman yaptigi gibi yine seccadesine yonelip sukur secdesine kapandi:

- Rabb’im dedi, cocukken anam babamin eliyle gonderiyordun rizkimi. Evlenince beyim Hatim’le gondermeye basladin rizkimi... Simdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gonderiyorsun rizkimi. Beni hayatim boyunca hic riziksiz birakmadin. Zaten ben de seni hep boyle bildim. Bu yuzden tevekkul ve teslimiyetim hic azalmadi, hep artti. Ancak cevremdekiler ayni degiller. Onlar tevekkulsuz ve teslimiyetsizler... Hemen hucuma geciyor, tevekkulsuzluk telkin ediyorlar bizlere... Sen tevekkul ve teslimiyet duygulari nasip eyle bu aile bireylerine de, asil rizki verenin sen oldugunu onlar da anlasinlar, senin kimseyi riziksiz birakmayacagini idrakte onlar da gaflete dusmesinler, huzurlu yasasinlar...
Gecmiste aile hayatina sabir ve tevekkul hâkimdi. Aile fertleri ne kadar imkana sahiplerse ona sukreder, sahip olmadiklarinin hasret ve hirsi icinde cirpinmaz, mahrumiyet duygusuna kapilmazlardi. Rabb’imizin takdir buyurdugu kismetimiz bu kadarmis, diyerek sukreder, huzur bulurlardi.Şimdilerde bunalım yaşayan,şuyumda olsa buyumda olsa diyerek mutsuzluğu üstüne bir hırka gibi giyinmiş bizler... Bakmalıyız ki... Gecmiste ne turlu bir tevekkul ve teslimiyet soz konusu olmus bazi hanimlarda... Rabb’imiz de boylesine tevekkul ve teslimiyet sahibi hanimlara nasil sebepler halk edip rizkini gondermis...


çok güzel yazıymış....
 
herkes kendi bakış açısından yanıtlar ki farklı fikirler ortaya çıkabilsin. Valla burda herkesin derdi bir başkasını ilgilendiriyoki gecenin bir yarısı her şeyi bir kenara atıp fikir beyan edebiliyoruz sen kafanı yorma canım ben kendi problemimi ilgili topiklerde aynı sorunu yaşayan arkadaşlarımla paylaşıyorum.
Bebek büyütme konusunu da gözünüzde o kadar büyütmeyin. Ben de varlık içinde yüzmüyorum kaldı ki bundan hiç bahsetmedim.
Ben ne anlatırsam anlatayım herkes anladığı kadarıyla cevap verecek ya da eleştirecek.

Bebek büyütmüş ve türlü çeşit sıkıntı yaşamış biri olarak, bebek büyütme konusunun ne kadar büyütülmesi gerektiğini gayet iyi biliyorum. Sen de benim için kafanı yorma canım..:68:
Konu sahibi hemen bebek yapar ve işten ayrılırsa, 2 sene boyunca her ay ödemek zorunda olduğu 500 TL'ye yardımcı olacak olanlar "yap" desin bence..:27:
 
:emir_bebek:

dün akşam yemek yiyorduk eşimle
o akşam baya canı sıkkın geldi eve
dedim ki ona şimdi bir bebeğimiz olsa senin dizinde otursa
bir lokma kendi ağzına iki lokma onun ağızına tıksaydın kötümü olurdu dedim
(sanki ben istiyorumda o istemiyormuş gibi yaptım)
baktı yüzüme gülümsedi
inşallah hayatım dedi inşallah hayırlı zamanda olsun da dedi
ben iki lokma onun ağızına verirken
yarın akşam azğımıza lokma atabilecek miyiz diye
strese girmesek dedi.

yani o da istiyo ama o da benimle korkuyor
bu akşam biraz konuşmak isteyeceğim onunla

Eşin de sen de ne kadar mantıklı insanlarsınız.
Bu ülkede, nasıl bakarım diye düşünmeden çoğalan öyle çok insan var ki..
Allahım borcunuza ödeme kolaylığı versin, 2 seneye bırakmasın inşallah. Sana ve eşine hayırlı zamlar gelsin, bir yerden destek gelsin, o borç bitsin tükensin hemen inşallah..
Canım, borç bittikten sonra eşinin tek başına çalışmasıyla 2 seneyi idare edebilir misiniz?
 

Belh’in meshur velisi Hatim-i Asam, (852 -H.237) hacca gidiyordu. Hanimina teklifte bulundu:

- Hanim, ne kadar nafaka birakayim sana, ben gelinceye kadar?

Tevekkul ve teslimiyet timsali hanimin cevabi ibretliydi:

-Ne kadar yasayacaksam o kadar!

- Hanim senin ne kadar yasayacagini ben ne bileyim?..

- Oyle ise dedi, benim nafakami ne kadar yasayacagimi bilene birak. O beni simdiye kadar hic nafakasiz birakmadi, simdiden sonra da birakmaz. Sen harcligini yaninda tut, gurbette sana lazim olabilir.

Hatim-i Asam yola ciktiktan sonra mahalle hanimlari ziyarete geldiler.

- Allah kavustursun beyiniz hacca gitti, dediler. Hemen arkasindan da mahalleli dille sormadan edemediler:

- Beyin sana ne kadar rizik birakti gelinceye kadar?..

- Benim beyim rizik veren degil rizik yiyendir. Rizik yiyen, rizik veremez. Ben rizkimi hep rizik verenden beklemisim simdiye kadar. O beni hic riziksiz birakmamis, yine de birakmayacagina inaniyorum.

Aradan cok gecmedi Hatim’in evinin kapisinda at kisnemeleri duyuldu. Disariya cikan hanim, bir atli kafilesiyle karsilasti. Hacilari ugurlamaktan donen Bagdat halifesi susamis, su icmek icin ugramis buraya.

Hanim hemen bir testi su ile bir bardak uzatti. Soguk suyu kana kana icen halife yanindaki vezirine emir verdi:

- Ictigimiz suyun bedelini bize yakisan sekilde ode!..

Toprak canagin icini altinla dolduran vezir, bardagi kapinin yanina birakirken soylendi:

- Allah’a emanet olun bacim, soguk suyunu ictik, hakkini helal et...

Kafile uzaklasirken Hatim’in hanimi bardagin icinde beyi hacdan donunceye kadar yetip de artacak miktarda para birakildigini gordu. Her zaman yaptigi gibi yine seccadesine yonelip sukur secdesine kapandi:

- Rabb’im dedi, cocukken anam babamin eliyle gonderiyordun rizkimi. Evlenince beyim Hatim’le gondermeye basladin rizkimi... Simdi ise beyim hacca gitti, bu defa da halifeyle gonderiyorsun rizkimi. Beni hayatim boyunca hic riziksiz birakmadin. Zaten ben de seni hep boyle bildim. Bu yuzden tevekkul ve teslimiyetim hic azalmadi, hep artti. Ancak cevremdekiler ayni degiller. Onlar tevekkulsuz ve teslimiyetsizler... Hemen hucuma geciyor, tevekkulsuzluk telkin ediyorlar bizlere... Sen tevekkul ve teslimiyet duygulari nasip eyle bu aile bireylerine de, asil rizki verenin sen oldugunu onlar da anlasinlar, senin kimseyi riziksiz birakmayacagini idrakte onlar da gaflete dusmesinler, huzurlu yasasinlar...
Gecmiste aile hayatina sabir ve tevekkul hâkimdi. Aile fertleri ne kadar imkana sahiplerse ona sukreder, sahip olmadiklarinin hasret ve hirsi icinde cirpinmaz, mahrumiyet duygusuna kapilmazlardi. Rabb’imizin takdir buyurdugu kismetimiz bu kadarmis, diyerek sukreder, huzur bulurlardi.Şimdilerde bunalım yaşayan,şuyumda olsa buyumda olsa diyerek mutsuzluğu üstüne bir hırka gibi giyinmiş bizler... Bakmalıyız ki... Gecmiste ne turlu bir tevekkul ve teslimiyet soz konusu olmus bazi hanimlarda... Rabb’imiz de boylesine tevekkul ve teslimiyet sahibi hanimlara nasil sebepler halk edip rizkini gondermis...

Paylaşım için teşekkürler.
Hanım çalışırsa yüzde 50-50, çalışmazsa yüzde 100 olarak rızık verilmesi nerede yazıyor demek istemiştim ben.
Çünkü toplumda kadınları eğitim ve çalışma hayatından çekmek için öyle çok hurafe dolaşıyor ki..
Hani "Allahla aldatmak" dedikleri olay..
Yazdıklarınıza genel olarak katılıyorum.
Ancak hayattan beklentilerle alakalı bu.
Mesela herkes çocuğunu dersaneye yollarken, ben çalışmayıp evde oturup kapıma halife gelip bana harçlık verecek diye mi bekleyeyim.. Yoksa o dersane parasını bulmak için gidip çalışayım mı?
"Çalışmak ibadettir" ve "İlim Çin' de olsa gidiniz" diyen bir dinin mensubuyuz. O nedenle yukarıdaki hadise bana biraz (teşbihte hata olmaz) eşeğini bağlamadan Allah'a emanet etmek gibi geldi..
 
Back
X