Son sevgilim almandi , bir senede 5 ayrı defa buluştuk. Ben de sponsorum gibi her şeyi birisinin karşılaşmasından nefret ederim . Ama bir o ödedi ikincisini ben odeyeyim demeye de bütçem yok (zaten işten ayrılmıştım, kafa tatili yapıyordum, birikimimden yiyordum o dönem. Saçacak param yoktu)
Ben de bir çözüm buldum. Gittiğimiz yer Türkiye'den bir şehir de olsa uzak diyarda bir ülke de olsa şehir şehir bölüşüyorduk. Benim şehirlerde her şeyi ben ayarliyordum, onun şehrinde haritayı bile acmiyordum, baştan aşağı o planlıyordu. Böylece hem herkes kendi bütçesine göre ayarliyordu hem de bazı şehirler/ülkeler tamamen supriz oluyordu. Böylece Paris sendromu denen şeyi (güzelce arastirip gittiğin yerde gördüğün şey sana çok büyüleyici gelmez çünkü resmini zaten defalarca görmüşsündür. Eyfel kulesi gibi) yaşamamış oluyorduk.
Benim günlerimde 15 - 20 €'luk basit yerlerde kalırdık, yanımıza meyve - kuruyemiş alır acıkınca yerdik, turistik değil halkın gittiği lokantalara giderdik, bazen otostop ceker, bazen iki şehir arasında blablacar kullanirdik, şarabı restoranda değil bulduğumuz güzel manzarada içerdik çantada taşıyıp

Onun günlerinde ise ben topuklu terliğimi , elbisemi giyerdim, prenses gibi tatil geçirirdim. Araba kiralardik , deniz lokantasina gider, sarabimizi güzel mekanlarda içerdik. Şehir içinde, şirin , güzel dekorasyonlu yerlerde - ben seviyorum diye güzel magaralarda konaklardik.
Boylece cidden hiç bütçemi asmazdim, kendin gitsem o kadar günde ne harcayacaksam yine o kadar harcardim

üstelik tatillerimiz zitliklarla dolu olduğu için normal tatilden daha keyifli geçerdi.
Sevgilisi ile arasında bütçe farkı olan herkese tavsiye ederim.
Eskiden de iyi kazanan, boğa burcu boğazına düşkün bir sevgilim vardı. En büyük hobisi şik yerlere gidip pahalı yemekler yemekti. Benim de onlardan birini bile ismarlasam kendimi zora sokacak bütçem vardı. O yüzden buna benzer bir sistem kurmuştuk. Yengenc günlerinde tiyatroya , bisiklet binmeye , pikniğe falan giderdik. O günleri ben planlar, ödemesini yapardım. O kendini turist gibi hissederdi:) onun günlerinde de buluşur, bir mekanda yemek yiyip takilirdik, kendi götürdüğü için kendi ismarlardi

ben de hiç vicdanen kötü hissetmezdim.