- 26 Ağustos 2010
- 1.950
- 989
- 373
- 34
Canım, çok hoş bir olay. Ama ancak vicdan sahibi insanlarda işliyor bu durum.
Geçen sene öğrencilerime test kitabı alacaktım, toplu alınca indirim yapıyorlar, çocuklar fazla para vermesin diye, hiç sevmediğim para işine bulaştım. 15 kişi verdi ilkin, çağırdım adamı 15 kişilik aldım parasını verdim, sonra bir 15 kişi daha verdi yine çağırdım kitapçıyı parayı verdim kitapları aldım. 1 ay sonra geldi benden para istedi. "Parayı verdim de aldım kitapları" dedim, "makbuzları ver o zaman" dedi. Evi talan ettim 2. ödemenin makbuzlarını bulabildim. Zaten parayı verip kitapları aldığım için makbuz almaya ya da saklamaya gerek duymamıştım. Gittim adama durumu anlattım. Yüzüme pis pis gülüp "Makbuzun yoksa ödememişsin demektir" dedi. Başımdan aşağı kaynar su döküldü, tüm iş arkadaşlarımın önünde bir de 'iftira'Adamın gözlerinin içine baktım; "Ben eminim parayı verdiğime, sen emin misin?" dedim. Yine sırıtıyor "eee makbuz yok" Verdim tekrar parasını ve dedim ki " Bak veriyorum ama tek kuruşunu bile helal etmiyorum, eminseniz kendinizden alın" Hooop alıp attı hemen cebe. İnanamadım. Bana böyle bir laf edilseydi haklı bile olsam alamazdım :26: Okula her gelişinde sırıta sırıta bakıyor bana. Artık onu her görüşümde midem bulanıyor.
şuan bunu yazarken yaşadığım şeyi yazim hemen size. saçları bembeyaz olmuş 70 yaşlarında bir teyzeyi getirdi güvenlik görevlisi. burada size yardımcı olacaklar dedi, bana da vergi ödeyecekmiş dedi gitti güvenlik. teyzeye dedim ki hafif yüksek bir sesle, teyze adın ne? sonra bana baktı hiç cevap vermeden. duymadı zannettim. sesimi biraz yükselterek dedim ki isim neydi teyzecim?
kadının bana verdiği cevap(yavaşça ve kelimelerin üstüne basa basa, yüksek sesle): ben konsolostuktan emekliyim. tam beş dil biliyorum. yani sen bana öyle adın ne teyze deyince şaşırdım. (şaşırılacak ne var isim sormakta şuan hala anlayabilmiş değilim)
benim vezirköprüde kuzenimin oğlu var. kendisi asgari ücretle geçiniyor. orda ikamet ediyor.......... (inanın şaşkınlıktan sonrasını idrak edemedim ama baya uzun süre konuştu, şuan sadece kelime kelime hatırlayabiliyorum devamını) şimdi ben tapusunun fotokopilerini de getirdim size. bunlara bir bakmanızı rica ediyorum. Dedi.. peşine ekledi ben duyabiliyorum, yani yaşlılar o kadar işe yaramaz değil. (kulağını gösterdi bunu söylerken) ben şaşkınlıkla dedim ki yok estafirullah teyze, duymayabilirsiniz belki diye öyle söyledim. neyse;
aldım kontrol ettim, bize bildirmemişti kaydını yaptırmamış yani. açıkladım kadına durumu. bana dediki ne gerekiyorsa bi kağıda yaz. yazarken yardımcı olmak, iki kere getirtmemek adına dedim ki TC sini biliyormusunuz? (eğer biliyosa eksik evrak getirmesine rağmen yinede işlemini yapıp alacaktım kaydını) bana verdiği cevap: sen ne gerekiyorsa kağıda yaz.
yazdım uzattım buyrun diye.
kadın kağıda baktı bana dedi ki; benim gözlerim seçmiyor bunu ne lazım? neyse söyledim gerekeni. ve kadın gitti şuan.. bugün de bunu yaşadık işte.. normal artık bu tür şeyler.. Allah beterinden korusun..
malesef hanımefendi bizim insanımız asla dilekçe yazmaz, resmi olarak şikayette bulunmaz. benim başıma gelmiş değil ama çözüm merkezinde çalışan arkadaşlarım anlatıyolar zaman zaman. insanlar geliyolar abartmıyorum en aşağı 20 dakika anlatıyolar, hakaret ediyolar, aralarda küfür ediyolar, arada Allahı dini vb. katıyolar. ama çözüm merkezi görevlisi peki o zaman ben ayrıca ileticem ilgili müdürlüğün amirine ancak sözlü olduğu için pek sonuç alamıyoruz genelde. dilerseniz ben size bir şikayet dilekçesi formu vereyim onu doldurun bende ilgili birime göndereyim. bu şekilde size geri dönüşte olur hem diyor. ve her seferinde aldığı yanıt şu genelde:
amaaaan ne edecem şikayet, Allahından bulsun. ben içimi dökmek istedim işte..
yahu be insan, burası senin iç dökme yerin mi? buradaki insanlar senin özel psikoloğun mu? en aşağı yarım saat seni dinliyor ama sen netice de şikayette bulunmucam diyorsun. dalga geçer gibi.
hepsi böyle inanın hepsiiii. abartmıyorum bunları. hergün aynı şey... yazık ya gerçekten yazık...
Konsolosluktan emekli olmuş,belki yıllarca önünde düğme iliklenmiş,bir çok başarıya imza atmış biridir.Bugüne kadar siz diye hitap edilmiştir.x hanım denmiştir.Hanımefendi diye seslenilmiştir.Birden emekli olunca boşluğa düşmüştür.Adın ne teyze diye bir hitap bize doğal gelebilir ama belki onun hoşuna gitmemiştir.İnsanlarla uğraşmak zordur.Yaşlı psikolojisi hele çok daha zor.Allah kolaylık versin tüm çalışanlara.
İnanın dilekçelerle de başvuran nice insanlar var ama dilekçeleri dikkate alan yok.20 dakika ayırıp insanların küfür etmelerine izin vermek yerine,yazılı dilekçeleri dikkate alıp,sözlü dinleyip,küfür dinleyerek vaktini harcamaması gerekiyor çözüm merkezindeki personelin.Küfürlü hakaretli durumları ya da içinden çıkamadığı durumları operasyon yetkilisine bildirmesi daha sağlıklı çözüme ulaştırır diye düşünüyorum.
Ticari yetkili ile bir gün bir müşteri ziyaretine gittik.
Bizimle çalışmak ister misiniz? diye konusurken,
koskoca firma yetkilisinin verdiği cevap:
hayır ben x bankası ile çalışıyorum çok memnunum, stresli oluyorum sinirli oluyorum gidiyorum bankama bagırıp cagırıyorum yerı gelıyor küfür günah dümdüz gidiyorum bi güzel rahatlıyorum, hiçbiri gıkını çıkaramıyor, sizin bankadakiler ise burnundan kıl aldırmıyorlar!!!
biz yetkilimle şoktayız tabi nasıl cevap verılır ki bu adama? Hangi dilden anlar? varsa da biz o dili bilmiyoruz?
Malesef bir çok insanın bankacılıga ve bankaya başısı bu olmus. çok doluyum gıdeyım patlayım birine rahatlayım..
ne kadar acı ne kadar cahil zihniyeti her ne kadar koca firma sahibi olsada..
Bende bir anımı paylaşayım ,
Seneler önce okul yıllarında bilinen süpermarketlerden birinde part time kasiyerlik yapıyorum. Müşterinin birinin bir sepet dolusu ürününü geçirdim. Aldıklarından birinin barkodu yok , müşteriye siz bekleyin ben barkodlusunu alıp geliyorum dedim.
Ve döndüğümde sepette , müşteride yok.
Maalesef nerdeyse benim bir maaşım kadar olan tutarı ödemeden gitmişti.
Etrafa falan bakındık ama haliyle göremedik. Nakit ödeme şeklinde kapattık fişi. Açığı ikiye bölerek maaşımdan kesmişlerdi.
Unutmuştum konuyu görünce aklıma geldi.
sizde kendinizce haklı olabilirsiniz ama yapmanız gereken iş bu beğenmiyorsanız yapmayacaksınız daha arka planda çalışacaksınız kimse o kadroyu zorla yazdırmadı sizlere. Ben diyabet hastasıyım bazen o kadar rahatsızlanıyorum ki dışardayken çaktırmamak için kendimle boğuşuyorum dalgınlaşıyorum duyduğumu anlamayabiliyorum bu beni küçümseme hakkını veya eğitimimi, yaşımı sorgulama hakkı vermiyor. Eşiyle kavga edebilir, ailesinden hakaret duyabilir vs vs o kadar çok sebep üretilebilir ki...
Sizin söylediğinizden yola çıkarak bir örnek vermek istiyorum. Bir keresinde üniversite harcımı yatırmak için sıra bekliyordum yanımda genç bir adam o kadar kokuyordu ki nefsime uysam ne pis adam bu kadar bakımsız olunur mu bilmem ne diyebilirdim. Sohbet ettik biraz annesi 4 gündür komadaymış eve dahi gidememiş üzerini değiştirememiş inşaatta çalışıyormuş kardeşinin harcını yatırmak için gelmiş. Yorgunluktan cümleleri toparlayamıyordu bile. Konuşmasak ben onun ne kadar pis biri olduğunu düşünürdüm
Kimin ne durumda yaşadığını bilemezsiniz kendinizi insanların yerine koyun ve o şekilde muamele yapın
Ben konuda 25 kuruş için ah ettiğini vurgulamadım sorun zaten para değil saf değilim o kadar 25 kuruş eksik çıktığında -ki kendini olgunlaşmış insan statüsüne sokabiliyorsa orada göstermeliydi olgunluğunu. anlatmak istediğimi anlamayacaksınız o yüzden kendimi daha fazla paralamak istemiyorum.
Sonuçta bir insan haksız da olsa kendine göre haklıdır...
ayyyyyy
kimse mi görmemiş, ya da görmüşler de farketmemişler mi anlamamışlar mı
haram zıkkım olsun aldıkları. hırsızlıktan farkı yokki..
Çok yoğundu , benim de aklıma diğer arkadaşlara ya da güvenliğe bilgi vermek gelmedi. Böyle bişey olabileceği aklıma dahi gelmemişti. Dolayısıyla kimse ödemeden gittiğinin farkına varmadı.
Ne diyebilirim , içten pişmanlık duyuyor vicdan azabı çekiyorsa şu anda helal olsun. Yok aynı kafadaysa Allah a havale ediyorum.
Çok yoğundu , benim de aklıma diğer arkadaşlara ya da güvenliğe bilgi vermek gelmedi. Böyle bişey olabileceği aklıma dahi gelmemişti. Dolayısıyla kimse ödemeden gittiğinin farkına varmadı.
Ne diyebilirim , içten pişmanlık duyuyor vicdan azabı çekiyorsa şu anda helal olsun. Yok aynı kafadaysa Allah a havale ediyorum.
"bu kadar iyi olmayın" diyeceğim ama kötü biri gibi hissediyorum o zaman da kendimi :26:
Allah'ından bulsun... Hakettiği neyse...
yani oda doğru, kimin aklına gelir ki böyle bişey. ilk defa duydum.. bize de hep olur. alışveriş yaptığımızda kasiyer gider o ürünün başkasını almaya. kimin aklına gelir böyle bişey yapmak. sen al git ürünleri
pişman olsa geri getirirdi. ne pişman olcak. ayy ne geldi aklıma. kameralardan tespit edemediniz mi? benim bildiğim marketlerde heryer kamera dolu..
temizlik konusuna cevap vericem öncelikle. size rastlayan adamın nedeni varmış hadi. peki hepsimi böyle bu insanların. Allah aşkına hiç farketmiyomusunuz insanların çoğunun ağzının leş gibi koktuğunu. ter koktuklarını. hepsi mi böyle yani. hayır inanın değil. insanlar yıkanmıyolar. ben gencecik kızlar biliyorum, banyo yapmıyolar tam bir hafta. nerden mi anlıyorum, kokuları haricinde. kız güya süslü olucam diye saçına maşayla bi şekil veriyor, tepeden de kabartıyor. bi güzel spreyi basıp sabitliyor. sonra ertesi gün yine aynı saçla, bi sonraki gün yine, yine... taa ki bi sonraki p.tesi onu farklı bi saç şekliyle görüyoruz. anlıyoruz ki banyo yapmış kızcağızımız.. ve bu bir kişi değildi, ciddi söylüyorum. pek çok kız böyleydi.
inanın buraya nerden baksanız günde 50 kişi geliyor. aralarında güzel kokan ya da nefesi kokmayan birine rastladığımız zaman yanımda çok yakın bulduğum bi arkadaşım var diyoruz ki ayy ne güzel kokuyodu. yada ayy sonunda ağzı kokmayan biri. vallahi helal olsun diyoruz aramızda..
inanın hem işim gereği hemde saygısızlık yapmamak adına belli etmemeye, dayanmaya çalışıyorum ama koku inanılmaz. katran bağlamış ağızları.. konuşurken yalandan elimi çeneme koyup ağzımı kapatıyorum. yoksa kusucam ...
ikinci olarakta siz hiç merak etmeyin. bizler kalpleri taşlaşmış canavar değiliz. elbette hastanın da, bunalmışın da halinden anlıyoruz. hele hele bu kadar insanla karşılaştıktan snr daha da iyi ve çabuk anlıyoruz nesi olduğunu. gerçekten kafasımı dalgın, rahatsızmı yoksa şirret mi.. pislik çıkarmaya mı gelmiş yoksa sıkıntısı olan bian evvel işini halletmeye uraşan bi insan mı olduğunu anlıyoruz..
Bende bir anımı paylaşayım ,
Seneler önce okul yıllarında bilinen süpermarketlerden birinde part time kasiyerlik yapıyorum. Müşterinin birinin bir sepet dolusu ürününü geçirdim. Aldıklarından birinin barkodu yok , müşteriye siz bekleyin ben barkodlusunu alıp geliyorum dedim.
Ve döndüğümde sepette , müşteride yok.
Maalesef nerdeyse benim bir maaşım kadar olan tutarı ödemeden gitmişti.
Etrafa falan bakındık ama haliyle göremedik. Nakit ödeme şeklinde kapattık fişi. Açığı ikiye bölerek maaşımdan kesmişlerdi.
Unutmuştum konuyu görünce aklıma geldi.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?