Dünyanın öbür ucuna gider,gitmesi ona bir şeyler katar en azından. Yurt benzeri bir pansiyonda kalır, dil öğrenir, kendi başının çaresine bakmayı öğrenmek üzere gider zaten. Ama benim evime gelince ne katacak bu ona? Yiyecek içecek yatacak. Tüm sorumluluğu bende,günde 3 öğün hazırla,meyvesi kuruyemişi her şeyi tam ona göre olsun, gezilecek aktivite yapılacak,hadi işi gücü bırak onun programını yap. İkisi aynı şey mi gerçekten size göre? Bana göre biri deneyim,diğeri lüzumsuz ve domestik bir ev oturması çünkü.
Eşimin gayet iyi ilişkilerle görüştüğümüz kuzenleri her tatilde çocuklarını bana gönderirdi misal. Bu da çok gereksizdi. Çocukları gezdir,tozdur,yedir,içir,tüm yaşantını onlara göre ayarla. Bunlar benim için zulümdü her zaman. Ailesi ile gelmediği için tüm sorumluluk da bende olurdu. Biri erkek arkadaşıyla çıkar gece yarısı sokaktan çocuk toplamak için çabalarım,öteki yemek seçer ona göre ayrı bir menü hazırlarım. Ne zorum var? Babalarının kuzeniyle görüşecekler diye bana eziyet. En hoşlanmadığım şey.
Ülkenin öbür ucundaki yeğenlerim bana gelse aileleriyle gelir. Ailesiyle gelemeyecek durumda olan da gelmez.