Hasta evine gelen misafirler ve tahammül

lou salome

Guru
Kayıtlı Üye
1 Şubat 2015
3.779
9.798
358
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi çarparak kapatmamayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?
 
Son düzenleme:
Babanıza belli etmeden hepsini sepetleyin
Yemek falan yapmayın,anneniz esimle ilgilendim kusura bakmayın yemek yok domates peynir falan var geçiştirin desin
Yani bunları pratikte ailelerin uygulaması çok zor ama ben öyle bir durumda gerçekten popolarinin tersine bi tekme sallar hepsini evden sözlerimle bakislarimla atar,istemedigimi belli ederdim.

Direkt kendi babamin karakterini baz alırsam çok üzülür ters tepki verirsem,o yüzden alttan alta uygularim ve gelmemeleri için elimden geleni yaparım.
Çok çok geçmiş olsun,allah kolayliklar versin hem size hem babanıza.
 
Biraz sert olmanız lazım. Misafirliğe gelmeden önce arayıp müsait olup olmadığınızı sorsunlar bir zahmet. Annen de gelenlere saatlerce yemek yapmasın. Hiç bir şey yapmayın, sohbet de etmeyin. Konuştuklarında babam dinleniyor kısık sesle lütfen falan deyin. Bir kaç kere surat yaparsanız anlarlar.
 
Öncelikle babanıza acil şifa diliyorum ,
Hiç son evre demeyin.
Benim amcam da son evre dendi ama şu an kemo almıyor , o derece geriledi çok şükür :)
Gelen kişilere sofra kurmanız gerekmiyor.
Bi meyve suyu verin , babanızı da misafirlerin yanına çıkarmayın.
(Biz amcama öyle yaptık)
Gelenler yarım saat kalıp gittiler.
Siz verdikçe fazlasını bekleyen tipler sanırım.
O yüzden vermeyin :)
 
Valla sakin olma bence panpa
O ev bir hasta evi. Dedigin gibi restoran mi isletiyorsunuz?? Hasta evinde keyif, misafirlik falan olmaz. Efendice 20dk ziyaretini yapar, hastayi yormadan cikar gidersin.
Benim de dedem kanser. Komsu bir amca ziyaretine geldi, 15dk oturdu. Hediye meyve getirmis, cok dusunceliydi tesekkur ettik buyur ettik giderken de ugurladik bu kadar. Onune de sutlu kahve, meyve ve o an evde olan borekten koyduk. Adam gayet hasta ziyaretinin kisa tutulmasi gerektigini bilen, adapli bir insan. Sizinki gibi yemek hazirlamak falan sacmalik yani.

Teyzemin oglunun esi asiri tembel, 30 yasinda 2 cocuklu kadin ama tabagini onunden kaldirip lavaboya koymaz. Anneannem sofrayi kurmus, ustune bulasigi yikamis o da koseden izlemis. Kiz tembel yani yapacak bir sey yok. Annem de cok sinirlenmis, kuzenime siz gelmeyin yasli kadin size sebep yoruluyor demis.

Siz gelmeyin denir yani. Ben olsam acikca soylerim. Burasi bir hasta evi, kusura bakmayin cok dusuncesiz insanlarsiniz demelisiniz.
 
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi kapatmayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?
Babanızın steril ortamda bulunması lazım
Bağışıklık sistemi şu anda dipte
Bu kadar misafir çok fazla
Kendi derdinizle mi ilgileneceksiniz yoksa milletin gönlünü mü eyleyeceksiniz.
Aynı şeyleri yaşamış biri olarak söylüyorum defedin gitsin hepsini
Bu zamanlarınız çok kıymetli
 
Direk söyleyin doktor enfeksiyon riskine karşı misafiri yasakladı

Yalan da değil. Benim annem de kanserdi. Böyle yaptım ben Kabul edemeyeceğimi söyledim.

Arkamdan konuştular mı evet konuşmuşlar. Millet zaten hep konuşur.
Ben annem için doğru olanı yapmıştım.
Gerisi hiç umrumda olmadı. Senin de olmasın.

Allah şifa versin inşllah babanıza.
 
Sizi o kadar iyi anlıyorum ki babamı 8 sene önce kaybettim , aynı şeyleri yaşadık. Oldum olası nefret ederim bu hasta evine yapılan misafirlikten. Hasta evine misafirlik mi olurmuş, olsa olsa ziyaret olur . O da her dakika değil . Insanlarda düşünce 0 , ya da işlerine gelmiyor . Su anda o kadar pişmanım ki , 'kusura bakmayın babamın zaten dinlenmeye ihtiyacı var ama annemin de var' demedigim için. Siz söyleyin ! Size ve hasta babaciginiza zararları var yararları yok. Hasta evleri 1, cenaze evleri 2 . Kusasım geldi resmen . Sizin zaten yeteri kadar stresiniz var ,bide bunları eklemeyin . Allah yardimciniz olsun , dualarım sizinle ve babanızla :KK200::dua:
 
O tarz hastaların bildiğim kadarıyla çok kalabalık ortamlarda bulunmaması gerekiyor. Enfeksiyon kapma riski oluyor kemoterapi sürecinde bünyesi hassaslastigi için. Şu süreçte en önemli şey sizin dinç olabilmeniz babanıza moral verebilmeniz. Dediğiniz gibi babanıza yaptığınız yapacağınız her şeye değer şu süreçte ama enerjinizi moralinizi sömüren insanlardan uzak durun ailenizi de uzak tutmaya çalışın. Annenizle de konuşun o tarz akrabalarınıza karşı ağız birliğiyle babanızın durumunun hassas olduğunu sağlığı için misafir kabul edemiyceginizi uygun bir dille anlatın. Bu zamanlar sizin için keyif sohbet zamanları değil. Başka komşularında sürsünler sefalarını size yardımcı olmuyolarsa. Bunu söylemek ayıp değil utanmayın onlar utanmıyorsa. En sevmediğim durum bu anlayışsız insanlarla baş etmek...
 
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi kapatmayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?


Tüm hepsine bir WhatsApp grubu kurun.
Bugüne kadar yanımızda olduğunuz işin teşekkür ederiz, ama son kan tahlillerinden sonra doktor babama ziyaret yasağı koydu.
Hatta biz bile aynı evin içinde sürekli dezenfektan; maske kullanmak durumundayız.
Durumda değişiklik olursa haberdar edeceğim.
oldu bitti.
Buna rağmen gelene kapı açmayın
 
Sakin olmayın zaten böyle densizlere.
Denize karşı oturup kahve içmeye, karın doyurmaya mı gelinirmiş hasta evine.
Bozun ağzınızı kimden neden çekinesiniz ki ?
Canınız kanınız olan adam hasta yatağında yatarken gelene ne yedirsem derdi adamı sinir hastası eder,annenize de yazık size de.
 
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi kapatmayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?



Allah sifalar versin.
Açık Açık konuşun. Hadsiz misafire ben de sinir olurum. Şöyle diyebilirsiniz sizinle harcayacağımız zamani babamla geçirmek istiyoruz. Telefon var arayın.

Geçici bi süreç olsa insan katlanır da yakın akraba ve duracaklari yok.Kolunuzu okurken taşınmak fikri geldi aklıma cidden çekilmez benim için de. Allah kolaylık ve sabır versin.
 
Tüm hepsine bir WhatsApp grubu kurun.
Bugüne kadar yanımızda olduğunuz işin teşekkür ederiz, ama son kan tahlillerinden sonra doktor babama ziyaret yasağı koydu.
Hatta biz bile aynı evin içinde sürekli dezenfektan; maske kullanmak durumundayız.
Durumda değişiklik olursa haberdar edeceğim.
oldu bitti.
Buna rağmen gelene kapı açmayın

Bence en uygun çözümü yazmışsıniz
Hem kırıp dökmek yok hem sorunun çözümü var
 
Öncelikle Allah şifa versin babanıza. Bu zor günleri atlatırsınız inşallah.
Hakeden misafirlere de tavrınızı koyun. Hasta evinde hizmet bekleyen insanlarla hiç uğraşmayın. Size de annenize de yazık. Böyle durumun da alınganlığı olmaz. Alınırlarsa da onların ayıbı. Geçmiş olsun ayağına gelip yiyip içip giden onlar sonuçta.
 
Back
X