• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Hasta evine gelen misafirler ve tahammül

Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi çarparak kapatmamayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?
Bu kadar zor bir süreçte sakin olmayı mı düsünüyprsunuz. Bırılerı yemek ne var diye sordugunda valla ben de size sorucaktım cok yoruluyoruz ne yemek getirdiniz diye demenız lazım.insanlar için yasamayı bırakın.kibarlıgı da bırakın.bu kibarlık degil.sömürmesinler sizi.yani cok sinir oldum anlattıklarınıza.insanların kırışmasını dusunmeyın
Sesisinizi cıkarın.küsen küssün.tartısmadan söyleyin ama cok da yumusak kibar olmanıza gerek yok soylerken. Allah sizden razı olsun babanıza ne iyi bakıyorsunuz. Allah acil şifalar versin.iyi ki sizin gibi evladı var babanızın.
 
Valla sakin olma bence panpa
O ev bir hasta evi. Dedigin gibi restoran mi isletiyorsunuz?? Hasta evinde keyif, misafirlik falan olmaz. Efendice 20dk ziyaretini yapar, hastayi yormadan cikar gidersin.
Benim de dedem kanser. Komsu bir amca ziyaretine geldi, 15dk oturdu. Hediye meyve getirmis, cok dusunceliydi tesekkur ettik buyur ettik giderken de ugurladik bu kadar. Onune de sutlu kahve, meyve ve o an evde olan borekten koyduk. Adam gayet hasta ziyaretinin kisa tutulmasi gerektigini bilen, adapli bir insan. Sizinki gibi yemek hazirlamak falan sacmalik yani.

Teyzemin oglunun esi asiri tembel, 30 yasinda 2 cocuklu kadin ama tabagini onunden kaldirip lavaboya koymaz. Anneannem sofrayi kurmus, ustune bulasigi yikamis o da koseden izlemis. Kiz tembel yani yapacak bir sey yok. Annem de cok sinirlenmis, kuzenime siz gelmeyin yasli kadin size sebep yoruluyor demis.

Siz gelmeyin denir yani. Ben olsam acikca soylerim. Burasi bir hasta evi, kusura bakmayin cok dusuncesiz insanlarsiniz demelisiniz.
Klasik ortada bir iş varsa gelin yapmalıdır vakası mı ?Anneniz neden annesine yardım etmemiş anlamadım.Ben misafirliğe gittiğim evde hiçbir şeye dokunmam çünkü bazı insanlar mutfaklarına karışılmasından rahatsız olabilir.Kusura bakmayın şu gelin iş yapmalı yapısından çektiğim için yorumunuza cevap vermek istedim.
 
Evde yemek pişmesin gelmezler daha kesin nefret ediyorum çıkarcı insanlardan. Birde hasta evinde hizmet beklemek de ne demek guleryuz göstermeyin .Allah yardımcınız olsun
 
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi çarparak kapatmamayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?

Öncelikle çok geçmiş olsun, benim babam da kanser ve sizi çok iyi anlıyorum. Bizden de gelen giden eksik olmaz, dediğiniz tarzda olanları da babam kendi kovdu açıkçası çünkü tahammülü çok azalmıştı. Aynı sizin kuzenler gibi benim teyzeler ve kuzenlerde benim yokluğumda evi otel bellemişler, benim sonradan haberim oldu ama Allahtan babam tavrını koymuş, şimdi eskisi kadar değiller. Mutlaka tavrınızı koyun, gelmesinler, faydaları yok bari zararları olmasın.

Annenizle konuşun ve ortak bir tavır takının, gerekirse kovun kimse babanızın sağlığından önemli değil.
 
Merhaba,
Babam 1,5 yıldır hasta. Akciğer kanseri, evre 4. Yani en ileri evre. Babama tanı konduktan kısa bir süre sonra taşındık. Şu anki evimizi seviyorum. Bu ayrıntıyı vermemin sebebini birazdan anlatıcam.

Bu 1,5 yıldır deli bir tempo içindeyim. Annem ve babam aynı evde yaşıyor. Abim de onlara çok yakın oturuyor. Ben bu 1,5 yıldır Hem işime koşturuyorum, (ki başka bir şehirde yaşıyorum, o yüzden sürekli yollardayım), hem Babamın bütün hastane işlerini ben hallediyorum, hem evin masraflarını ben tamponluyorum, sabahlara kadar ütü yapıyorum, bulaşık yerleştiriyorum, alışverişe gidiyorum vs. Elimden ne gelirse.

Hiç şikayetçi değilim. Bugüne kadar of bile demedim. Babama taparım. Yorgunluk uyuyunca geçer, yorulmak önemli değil, bakış açım bu.

VE inanın babam için bir şey yapmak benim için ibadet. Bir bardak çay vermek de öyle, her kemoterapisinde yanında olmak ve onu hastaneye götürmek de öyle.

Buraya kadar sorun yok. Sorun şu. Bizim eve gelen giden eksik olmaz. Sağolsunlar.

Fakat benim bu gelen giden insanların bir kısmına tahammülüm çok azaldı. Kimlere? Babama tanı konunca beni arayıp gayet rahat bir sesle, neredeyse gülümsüyordu yaa, "ne kadar yaşayacak yani şimdi baban?" diyen kuzenime.

Bu eve 1 yıl önce taşınırken bize yardım eden yengemden hoşlanmadıkları ve yengemin eşi olan dayımla küs oldukları için, taşınma günü hiç uğramayan, arayıp sormayan teyzeme ve kızlarına. Bir tencere yemek pişirip getirmelerini beklemiştim, ki aynı mahallede oturuyoruz.

Her geldiğinde ne pişirdiniiizz diyerek mutfağa dalan ve resmen bu evi aş evi belleyen başka kuzenlerime. İnsan hasta bir adamın evine sürekli aç gelmemeli, elinde yemekle gelmeli, bu kadarını düşünebilmeli bence.

Babam uyuyor olabilir diye zili çalmamayı, kapıyı öküz gibi çarparak kapatmamayı zor öğrettim bu insanlara. Ki hepsi en az 27 28 yaşında.

VS vs. Yine aklıma geldikçe yazarım. Daha neler neler. Ama bizim eve gelip balkonda denize karşı Türk kahvesi içip keyif yapıyorlar ya deliriyorum. Annem saatlerce yemek yapıyor, gelenlerin bir kısmına hizmet etmekten bıktım. Babamdan çok bu işler yoruyor bizi. Babam çay isterken bile seni de çok yordum ama diyerek istiyor.

Yanlış anlamayın, başka bir kuzenim var mesela. Sürekli bizde kalsın istiyorum. Canım ciğerimdir. Çünkü çok ince biridir, ihtiyaç duysam koşacağını bilirim, candandır. Huzur verir.

Yani mesele misafir değil. Misafirin kim olduğu. Nasıl biri olduğu.

Babam hayatta en sevdiğim insan. Çok hassasım. Fazla duygusal da olabilirim. Ama her an birini terslicem. Restoran işletiyor gibiyiz. Sizce ne yapayım, nasıl sakin olayım?

geçmiş olsun öncelikle
annem yıllarca yatalaktı
ve mideden sıvı ile besleniyordu
ona rağmen kendi kız kardeşi evimize güya annemi ziyarete gelip kendine kıymalı pideler ısmarlatıp annemin karşısında yedi.
dayısı geldi güya yine ziyarete dondurma almış e ikram etmesen olmaz yalana yalana yediler kadının karşısında
dayımla karısı gelirdi, yok x şehrine gittik gezdik, yok y şehrinde kaldık bilmem ne..
annem ki kapıdan aylarca çıkamamış 4 duvar arasında yaşıyor...
bunlardan sonra akrabalık bitti benim için.
bi de gelene gidene babam yazık dışarıdan yemek söylüyordu bi kap yapıp getirmedikleri için. (2 erkek ve 1 hastanın olduğu eve geliyosunuz bi de kendinize yemek ısmarlatıyorsunuz ya ayıp)
 
Back
X