Offf! Zor bir mücadele. Bende iş yerimdekileri besliyorum. Benden önce dükkanımın önünde toplaşıyorlar. bana tamamen bağımlı olmamaları için sadece sabah yediriyorum. Daha sonra acıkınca etrafı araştırıyorlar. Sokakta yaşayacaklarsa güçlü olmalılar. Hafta sonu hiç vermiyorum. Başlarının çaresine bakabiliyorlar. Çöpleri karıştırıp buluyorlar birşeyler. Evlerde ravuk çok tüketiliyor. Artıkları bulup yiyorlar. Şimdide balık mevsimi. Balık da bulabiliyorlar. Kafasını mafasını indiriyorlar mideye. Yapacak bir şey yok. Böyle yaşamaya adapte olmuşlar. Herkes bizim gibi olsa düzenli beslerdim. Ama ben olmadığımda yiyecek bulma yetenekleri kaybolduğu için aç kalırlardı. Benim arkadaşımda sabah ve akşam olmak üzere içine salam doğradığı mito kedi mamasını evlerinin önüne avuç avuç koyuyor. Yaklaşık onbeş büyük kedi ve 9 yavru var. Bu kediler. Gidip bir yere kıvrılıp öğün bekliyorlar. Şimdi arkadaşım da taşınacak. Oda kediler için üzülüyor. Etraftaki insanlarda hiç besleme taraftarı değil. Kedicikler hepten aç kalacak. Bu yüzden eğer sokakta yaşayacaklarsa alıştırmamak en iyisi. Aslında doğru olan belediye ve gönüllüler işbirliği yapıp kediler için beslenme noktaları oluşturması.
Bu arada kedim biraz daha iyi. Yalnız üzüldüm annesi diğer iki kediye süt verip, oda emmek için koştuğu halde izin vermedi. Yaladı, sevdi ama kedicik başını memeye uzatınca kızdı, engel oldu. Neden acaba? Bu kedileri anlamak çok zor gerçekten.