- 30 Kasım 2013
- 2.003
- 1.359
- 133
neredeyse bir yıldır evliyim.iki yıllık da birlikteliğimiz var.şu an duygularım çok yoğun fakat elimden geldiğince derlemeye çalışacağım
herşeyi:
malum hayat yıpratıcı.üniversite,çıkışta iş için girilen ve bitmek bilmeyen sınavlar,zor kazanılan başarılar...hiçbir yaz oh be ne rahatım diyemedim anlayağınız.sonrasında onunla tanıştım.tüm zorluklarım da bitmişti.hayatımı kazanmaya başlamıştım.uzun zaman kapattığım gönül kapım onunla açılmıştı.işte o diyebileceğim,sevgi dolu,beni düşünen,duygularımı önemseyen,hatta başım ağrıdığında bile hastaneye beni neredeyse zorla götürecek kadar ısrarkar,buluşmaya can attığım,ailesini ve kendisini en başından beri bana açan,dürüst,sadık biri....bir kadın daha ne isterdi ki?
ya sonra?
arkadaşlığımız güzel gidiyordu fakat alınganlığını keşfetmeye başlamıştım.olsun dedim,bu kadar kusuru da görürsem nankörlük olurdu.bu özelliğini hep geçiştirdim kafamda...ama ilerlemeye başladı.onu söylediğim şeylerin aslına inandırmak,inandırmaya çalışmak beni yıpratıyordu ama seviyordum işte.geçer dedim.birbirimizi tam tanımadığımız için oluyordur tüm bunlar.niyetler anlaşılınca düzelir dedim.onu ikna ederken ağlamaklı buluyordum kendimi.mola vermemize izin vermiyordu ben ağlayınca.tatlıya bağlamalıydık ona göre.ancak telefonda ailem duymasın diye sessizce konuşurken ezan seslerini duymaya başlıyordum saatler sonra.ben ne yapıyordum?
ayrılmayı denedim....yapamadım...tartışma kaynaklarına inerek sorunlarımı küçültmeye çalıştım.kendimi tedavi ettim.migrenim arttı,vertigo başladı.senelerce düzgün bir iş için ders çalışmak bile bu kadar yıpratmamıştı.ama seviyordum.
nişanımız oldu.kendi nişanımda içimden geldiğince oynayamadım o oynayamadığı için.yoksa küsecekti.(ne kadar çocuksu geldiğinin farkındayım,üzgünüm) gerginleşirse sert çıkacaktı bana.nikahımız oldu.o gün ne yapsam kabahat oluyordu.ellerimi koyacak yer bulamıyordum.ağladım ağladım o güzel beyaz elbisenin içinde.bana tek söylediği:sakın kimseye belli etme üzgünlüğünü....önemli olan tek şey bu muydu? nitekim de etmedim...
evlendik...herşey daha kötüye gidiyor.anlatmaya değmeyecek kadar küçük sebeplerden büyük tartışmalar sürüyor.ben de çalışıyorum o da....yorgun geliyoruz eve...temizlik için bir bayanın ayda bir gelmesi konusunda onu zor ikna ettim.bana vakit ayırmak onun için yalnızca birlikte evde oturmak...arkadaşken daha aktif gibi davranıyordu oysa...bana daha hassas davranan adam,iş gezisinden geldiğinde beni gripli,halsiz görmeye tahammül edemiyor...oysa ben onunla bu hale geldim...evde sohbet edemiyorum.
3 hafta önceki haftasonu iş gezisindeydi.
2 hafta önce geldi.yorgundu uyudu.eve kapandık.akşam da maça gidecekti ve dinlenmesi gerekiyordu.çıkmadan yüzünü yıkadı.yeni temizlenen banyoyu yine sel etmişti.ne basit değil mi? bakın şimdi neler oldu:
hayatım ani bir misafir gelse nolcak.ebeveyn banyosunu kullansak daha iyi.alemsin ya kaç kez söyledim...
(suratı asıldı) maça gidicem ya ondan yapıyosun dimi bunu bana? hevesimi kırmak için! elalemin eşleri nler yapıyor.bir de sana bak.bencil!
maçınla ne ilgisi var bunun?ne var yani uyardıysam...yazıklar olsun nelr söylüyorsun sen!
(ve olay büyüdü...yerlerde tepindi.duvarları umrukladı.ben sinir krizi geçirdim.sakinleştirmek için kucağına aldı.ama yine laf batırarak...sana benim kadar katlanan oldu mu ki?-halbuki ben onunla bu hale gelmiştim.- ayakta tartışırken başımın arkasına vurdu.3 gün acısını çektim.bu kez ağlamaya başladı.ben gidemem.ben naptım sana böyle.rezil oldum insanlara da...maçı ben ayarlamıştım.(ağlıyor,bağırıyor,üstündekileri yırtıyor) öpüp uğurlamazsın da şimdi beni...vs vs...ahhh böyle sürdü gitti.
-hayatım 3 haftadır hiç evden çıkmadım.iş ev,ev iş...nefes almaya ihtiyacım var...
-nefes almak da nedir ya?
- :S nasıl yani? sıkıldım.neden anlamıyorsun?
-neden hep ben seni anlamak zorundayım!
-zorundasın demedim ki...çıkıp hava alalım dedim hayatım...
-annenler uzakta da oturuyor olabilirdi.
-tamam o tarafa gidelim demiyorum.başka bir yere de gidebiliriz.ben hiç şart koşmadım ki sana.en azından bu hafta sonu işinin olcanı söyleseydin,ben biraz gidip hava alsaydım.
-aşk olsun beni yalnız mı bırakacaktın? bensiz gidecektin yani gezmeye?
-ama senin hep işin var...yurt dışı,yurt içi...ben hep seni bekliyorum.
-biraz da sen beni anla! hep ben hep ben olmaz!
-tamam seninle konuşulmuyor dedim ve bıraktım...
nitekim buhaftasonu da evdeyim.şu an bana küs.yaklaşık 7 saattir arka odada.uyudu mu ağladı mı ne yaptı bilmiyorum...bilmek de istemiyorum...ben bu hale gelecek biri değildim....ota çoka gülen eğlenen,zorluklarla baş eden ben...artık bencil,ger,zekalı,dünyayı kendi ekseninde dönüyor sanan biriymişim.ve artık kabullendim....her tartışmada bunları duymak acı verici.öfke kontrolüm artık yok.küfür gibi tüm bunlar...
çok yalnızım çok (((
herşeyi:
malum hayat yıpratıcı.üniversite,çıkışta iş için girilen ve bitmek bilmeyen sınavlar,zor kazanılan başarılar...hiçbir yaz oh be ne rahatım diyemedim anlayağınız.sonrasında onunla tanıştım.tüm zorluklarım da bitmişti.hayatımı kazanmaya başlamıştım.uzun zaman kapattığım gönül kapım onunla açılmıştı.işte o diyebileceğim,sevgi dolu,beni düşünen,duygularımı önemseyen,hatta başım ağrıdığında bile hastaneye beni neredeyse zorla götürecek kadar ısrarkar,buluşmaya can attığım,ailesini ve kendisini en başından beri bana açan,dürüst,sadık biri....bir kadın daha ne isterdi ki?
ya sonra?
arkadaşlığımız güzel gidiyordu fakat alınganlığını keşfetmeye başlamıştım.olsun dedim,bu kadar kusuru da görürsem nankörlük olurdu.bu özelliğini hep geçiştirdim kafamda...ama ilerlemeye başladı.onu söylediğim şeylerin aslına inandırmak,inandırmaya çalışmak beni yıpratıyordu ama seviyordum işte.geçer dedim.birbirimizi tam tanımadığımız için oluyordur tüm bunlar.niyetler anlaşılınca düzelir dedim.onu ikna ederken ağlamaklı buluyordum kendimi.mola vermemize izin vermiyordu ben ağlayınca.tatlıya bağlamalıydık ona göre.ancak telefonda ailem duymasın diye sessizce konuşurken ezan seslerini duymaya başlıyordum saatler sonra.ben ne yapıyordum?
ayrılmayı denedim....yapamadım...tartışma kaynaklarına inerek sorunlarımı küçültmeye çalıştım.kendimi tedavi ettim.migrenim arttı,vertigo başladı.senelerce düzgün bir iş için ders çalışmak bile bu kadar yıpratmamıştı.ama seviyordum.
nişanımız oldu.kendi nişanımda içimden geldiğince oynayamadım o oynayamadığı için.yoksa küsecekti.(ne kadar çocuksu geldiğinin farkındayım,üzgünüm) gerginleşirse sert çıkacaktı bana.nikahımız oldu.o gün ne yapsam kabahat oluyordu.ellerimi koyacak yer bulamıyordum.ağladım ağladım o güzel beyaz elbisenin içinde.bana tek söylediği:sakın kimseye belli etme üzgünlüğünü....önemli olan tek şey bu muydu? nitekim de etmedim...
evlendik...herşey daha kötüye gidiyor.anlatmaya değmeyecek kadar küçük sebeplerden büyük tartışmalar sürüyor.ben de çalışıyorum o da....yorgun geliyoruz eve...temizlik için bir bayanın ayda bir gelmesi konusunda onu zor ikna ettim.bana vakit ayırmak onun için yalnızca birlikte evde oturmak...arkadaşken daha aktif gibi davranıyordu oysa...bana daha hassas davranan adam,iş gezisinden geldiğinde beni gripli,halsiz görmeye tahammül edemiyor...oysa ben onunla bu hale geldim...evde sohbet edemiyorum.
3 hafta önceki haftasonu iş gezisindeydi.
2 hafta önce geldi.yorgundu uyudu.eve kapandık.akşam da maça gidecekti ve dinlenmesi gerekiyordu.çıkmadan yüzünü yıkadı.yeni temizlenen banyoyu yine sel etmişti.ne basit değil mi? bakın şimdi neler oldu:
hayatım ani bir misafir gelse nolcak.ebeveyn banyosunu kullansak daha iyi.alemsin ya kaç kez söyledim...
(suratı asıldı) maça gidicem ya ondan yapıyosun dimi bunu bana? hevesimi kırmak için! elalemin eşleri nler yapıyor.bir de sana bak.bencil!
maçınla ne ilgisi var bunun?ne var yani uyardıysam...yazıklar olsun nelr söylüyorsun sen!
(ve olay büyüdü...yerlerde tepindi.duvarları umrukladı.ben sinir krizi geçirdim.sakinleştirmek için kucağına aldı.ama yine laf batırarak...sana benim kadar katlanan oldu mu ki?-halbuki ben onunla bu hale gelmiştim.- ayakta tartışırken başımın arkasına vurdu.3 gün acısını çektim.bu kez ağlamaya başladı.ben gidemem.ben naptım sana böyle.rezil oldum insanlara da...maçı ben ayarlamıştım.(ağlıyor,bağırıyor,üstündekileri yırtıyor) öpüp uğurlamazsın da şimdi beni...vs vs...ahhh böyle sürdü gitti.
-hayatım 3 haftadır hiç evden çıkmadım.iş ev,ev iş...nefes almaya ihtiyacım var...
-nefes almak da nedir ya?
- :S nasıl yani? sıkıldım.neden anlamıyorsun?
-neden hep ben seni anlamak zorundayım!
-zorundasın demedim ki...çıkıp hava alalım dedim hayatım...
-annenler uzakta da oturuyor olabilirdi.
-tamam o tarafa gidelim demiyorum.başka bir yere de gidebiliriz.ben hiç şart koşmadım ki sana.en azından bu hafta sonu işinin olcanı söyleseydin,ben biraz gidip hava alsaydım.
-aşk olsun beni yalnız mı bırakacaktın? bensiz gidecektin yani gezmeye?
-ama senin hep işin var...yurt dışı,yurt içi...ben hep seni bekliyorum.
-biraz da sen beni anla! hep ben hep ben olmaz!
-tamam seninle konuşulmuyor dedim ve bıraktım...
nitekim buhaftasonu da evdeyim.şu an bana küs.yaklaşık 7 saattir arka odada.uyudu mu ağladı mı ne yaptı bilmiyorum...bilmek de istemiyorum...ben bu hale gelecek biri değildim....ota çoka gülen eğlenen,zorluklarla baş eden ben...artık bencil,ger,zekalı,dünyayı kendi ekseninde dönüyor sanan biriymişim.ve artık kabullendim....her tartışmada bunları duymak acı verici.öfke kontrolüm artık yok.küfür gibi tüm bunlar...
çok yalnızım çok