• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Hep Mızıldayan Ağlamayı Hayat Felsefesi Haline Getiren Oğlum

Oydar

Don't stop talking about palestine 🇵🇸
Kayıtlı Üye
3 Eylül 2018
8.874
47.150
548
İyi akşamlar hanımlar, benim derdim de bu. Ve son zamanlarda gerçekten beni yordu, tüketti. 4,5 yaşında bir oğlum var. Çok ama çok mızıldak bir çocuk. İletişiminin büyük bir kısmı ağlama şeklinde. Konuştum, görmezden geldim, anlamaya çalıştım, göz hizasına indim, ayak seviyesinde süründüm vs. Ama yok o bu huyundan vazgeçmiyor. Özellikle başka insanlar varsa dozajı daha da artırıyor. Şimdi diyebilirsiniz ki her ağladığında istediği yapılmış ondan olmuş. Ama bu ağlamalar öyle değil. Birkaç örnek vermek gerekirse; burnu akıyor bir feryat kopuyor aaaahhhhh burnum aktığğğğğ. Bağırma değil baya ağlama bu. Ya da dün parkta bir çocuk scootera bisiklet dedi bu çocuk neden doğrusunu bilmiyor diye ağlıyor, arabada giderken bir şey söylüyor sesten anlamıyoruz neden anlamadınız diye ağlıyor, birisi dışarda gülümsese konuşsa yine aynı tepki. Ama kendisi gidip koca insanlara laf atıyor selam veriyor ondan önce biri iletişime geçerse yandık. Yaratık görmüş gibi. Yani böyle aslında gayet normal söylenebilecek şeyleri yavrusunu kartal kapmış Fatma Girik dramasında aktarıyor bize. Onun dışında çok haşarı, beni yoran bir çocuk değil. Çoğu zaman çok anlayışlı, paylaşmayı çok seven, kendi kendine oyun kuran, yaşıtlarıyla oyun oynamayı seven bir çocuk. Konuşması da gayet iyi hani desem ki kendini ifade edemiyor o da yok. Ben huyu böyle deyip kabullenmeye çalışıyorum çoğu zaman ama mesela bugün senin tutumların yüzünden böyle bu çocuk yorumunu aldım. O zamanlar da acaba diyorum. Kış dönemi kreşe gitti bu arada öğretmenin de şikayeti ağlaması yönündeydi. 4 ay sonra doğum yapıcam bebekten sonra daha da artmasından ve idare edememekten korkuyorum. Akıl verin bu bacınıza ocağınıza düştüm.
 
Son düzenleme:
Bir yorumunuz yok mu?
 
İyi akşamlar hanımlar, benim derdim de bu. Ve son zamanlarda gerçekten beni yordu, tüketti. 4,5 yaşında bir oğlum var. Çok ama çok mızıldak bir çocuk. İletişiminin büyük bir kısmı ağlama şeklinde. Konuştum, görmezden geldim, anlamaya çalıştım, göz hizasına indim, ayak seviyesinde süründüm vs. Ama yok o bu huyundan vazgeçmiyor. Özellikle başka insanlar varsa dozajı daha da artırıyor. Şimdi diyebilirsiniz ki her ağladığında istediği yapılmış ondan olmuş. Ama bu ağlamalar öyle değil. Birkaç örnek vermek gerekirse; burnu akıyor bir feryat kopuyor aaaahhhhh burnum aktığğğğğ. Bağırma değil baya ağlama bu. Ya da dün parkta bir çocuk scootera bisiklet dedi bu çocuk neden doğrusunu bilmiyor diye ağlıyor, arabada giderken bir şey söylüyor sesten anlamıyoruz neden anlamadınız diye ağlıyor, birisi dışarda gülümsese konuşsa yine aynı tepki. Ama kendisi gidip koca insanlara laf atıyor selam veriyor ondan önce biri iletişime geçerse yandık. Yaratık görmüş gibi. Yani böyle aslında gayet normal söylenebilecek şeyleri yavrusunu kartal kapmış Fatma Girik dramasında aktarıyor bize. Onun dışında çok haşarı, beni yoran bir çocuk değil. Çoğu zaman çok anlayışlı, paylaşmayı çok seven, kendi kendine oyun kuran, yaşıtlarıyla oyun oynamayı seven bir çocuk. Konuşması da gayet iyi hani desem ki kendini ifade edemiyor o da yok. Ben huyu böyle deyip kabullenmeye çalışıyorum çoğu zaman ama mesela bugün senin tutumların yüzünden böyle bu çocuk yorumunu aldım. O zamanlar da acaba diyorum. Kış dönemi kreşe gitti bu arada öğretmenin de şikayeti ağlaması yönündeydi. 4 ay sonra doğum yapıcam bebekten sonra daha da artmasından ve idare edememekten korkuyorum. Akıl verin bu bacınıza ocağınıza düştüm.
Tek çocuk mu ? Benim oğlanın da bu son 1 aydır sinek uçsa ağlama krizine giriyor 🥲
 
Birkaç örnek vermek gerekirse; burnu akıyor bir feryat kopuyor aaaahhhhh burnum aktığğğğğ.
Çocukken yaşadığım hastalıklarda ya da düştüğümde vesaire çok ağlıyormuşum abartı tepkiler veriyormuşum. Büyüdüm bu sefer ağır bir hastalıkla imtihan oldum. Rabbim sabrını verdi de güçlü kaldım ama damar yolu açılırken olsun hele sonda takılması kabusum olmuştu öyle ufak şeylerde (kimilerine göre ufak kimilerine göre değildir bir de büyük bir ameliyat geçirmişim ondan rahatsız olmadım ama rahatsız olduğum şeyler bunlardı ) çok moralim bozuluyor. Grip oldum diye moralim bozulmaz yanlış anlaşılmasın ama kimilerine göre basit olan damar yolu açma gibi olaylarda modum düşüyor rahatsız oluyorum. Bu yapı mı bilmiyorum sadece bu kısma yorum yapabilirim
 
Çocukken yaşadığım hastalıklarda ya da düştüğümde vesaire çok ağlıyormuşum abartı tepkiler veriyormuşum. Büyüdüm bu sefer ağır bir hastalıkla imtihan oldum. Rabbim sabrını verdi de güçlü kaldım ama damar yolu açılırken olsun hele sonda takılması kabusum olmuştu öyle ufak şeylerde (kimilerine göre ufak kimilerine göre değildir bir de büyük bir ameliyat geçirmişim ondan rahatsız olmadım ama rahatsız olduğum şeyler bunlardı ) çok moralim bozuluyor. Grip oldum diye moralim bozulmaz yanlış anlaşılmasın ama kimilerine göre basit olan damar yolu açma gibi olaylarda modum düşüyor rahatsız oluyorum. Bu yapı mı bilmiyorum sadece bu kısma yorum yapabilirim
Aslında düşünüyorum ben de biraz oğlum gibi bir çocuktum. İşte onun için yapısı böyle diyorum ama insanlar beni suçluyor.
 
Tek çocuk. Benim oğlan hep böyleydi. Zaten kolikti hiç susmayan ağlayan bir bebekti. Öyle ağlaya ağlaya gitti
Sizi ben anlarım. 6 yaşında, kolik başladı aynen öyle ağlaya ağlaya gitti. Yapı bu değişmiyor. Ama fark ettiyseniz duygusal zekaları yüksek bu tür çocukların. İşte böyle teselli ediyoruz kendimizi.
 
Tek çocuk. Benim oğlan hep böyleydi. Zaten kolikti hiç susmayan ağlayan bir bebekti. Öyle ağlaya ağlaya gitti
Vallahi hakkını yemeyeyim çok güzel bir bebekti benim oğlan ama şımarık . evde tek olduğu için dünya etrafında dönsün istiyor , ilgi odağı kendisi değilse vay halimize , öte git diyorum öyle bir ağlıyor ki falakaya yatırdım sanırsın.
 
Evet ben çekiyorum ama ikinci bebekten sonra işlerin daha da sarpa sarmasından korkuyorum. Bir çözümü varsa ya da gözümden kaçan bir şey iyi anlamda değişmek ve gelişmek isterim.
Belki ilacı kardeşidir. Beklemeyi sabrı paylaşmayı öğrenir.
 
Aslında düşünüyorum ben de biraz oğlum gibi bir çocuktum. İşte onun için yapısı böyle diyorum ama insanlar beni suçluyor.
Ben yapı olarak öyle olduğunu düşünüyorum ama umarım değişir çünkü olaylara fazla tepki vermek insanı çok yoruyor
 
Sizi ben anlarım. 6 yaşında, kolik başladı aynen öyle ağlaya ağlaya gitti. Yapı bu değişmiyor. Ama fark ettiyseniz duygusal zekaları yüksek bu tür çocukların. İşte böyle teselli ediyoruz kendimizi.
Duygusal zeka mı bilmiyorum ama zeki bir çocuk. Bazen ağlamalarını anlıyorum bile hatta ama o o kadar ağlak ki haklı ağlamaları arada kaynıyor. Mesela elinden hart diye çekip oyuncağını aldılar ay bir feryat. Oyuncağı alan çocuk sessiz sessiz oynarken bütün gözler benimkinin üzerinde
 
Evet ben çekiyorum ama ikinci bebekten sonra işlerin daha da sarpa sarmasından korkuyorum. Bir çözümü varsa ya da gözümden kaçan bir şey iyi anlamda değişmek ve gelişmek isterim.
Bence bir oyun terapisine götürün, duygularını konuşarak ifade etmeyi öğrenir, faydası olur okulda da bu sebeple sorun yaşamış kardeş gelince daha da artar kesin, ben kızımla ilgili asamadigim sorun olunca götürüyorum oyun terapisine çok da faydası oluyor ama içimdeki anne diyor ki şuan bir daha aglarsan olur olmadik bir carparim görürsün akshfkgl🤣🤣🤣
 
  • Beğen
Reactions: Gao
Duygusal zeka mı bilmiyorum ama zeki bir çocuk. Bazen ağlamalarını anlıyorum bile hatta ama o o kadar ağlak ki haklı ağlamaları arada kaynıyor. Mesela elinden hart diye çekip oyuncağını aldılar ay bir feryat. Oyuncağı alan çocuk sessiz sessiz oynarken bütün gözler benimkinin üzerinde
Sakin ve başbaşa zamanlarınızda konuşun bu konuyu onunla, ağlamam seni daha zor durumda bırakıyor evet hakkını ara, oyuncağını işte ama düzgün bir sekilde konuşarak diye 3 günde düzelme olmaz tabi ki ama bu konunun üstünde durun, bu konuda kitaplar okuyun, benim kızım da birisi birşey deyince net cevap vermez mizirdanirdi oyun terapisinden sonra insanlara daha net cevaplar vermeye başladı
 
Halk arasında huysuz dediğimiz çocuklardan yani 😅
Şaka şaka.

Daha bugun 9 yaş oğluma üzülmeni anlıyorum ama böğüre böğüre ağlamak ne oluyor diye çıkıştım.
Bir yerden sonra başlarım onun duygusuna çünkü.
Dediğiniz gibi burnu akar ağlar, karnı ağrır iki büklüm olur ağlar, bir şeye üzülür ağlar.
Ağlar dediğim bağıra bağıra yani.
Sinirim bozuluyor benim artık, normal normal ağlasa üzüleceğim onunla halbuki.

Benimkinde dehb ve duyusal hassasiyet var, duygu durumunu düzenleyemiyor.
Sizinki yaşla ilgili de olabilir.
 
4.5 yaş sürekli ağlaması için normal değil bence. 4 ten sonra akıllanmaya başlıyorlar ve 5 te sohbet edebileceğiniz kıvamda oluyorlar.

Ağlama davranışı pekişmiş olabilir. Anne, baba, öğretmen, anneanne, babaanne, dede vb. çocuk ile sık iletişimde olan herkes yeter ki ağlamasın deyip buna göre davranıyorsa ağlaması normal.
Herhangi bir davranışın nasıl devam ettiği davranışın sonucuna bağlı.

Ya da çocuk alternatif başka bir yol bilmiyordur. Üzgün ve üzüntüsünü sadece ağlayarak ifade etmeyi biliyor. Öfkeli ve öfkesini sadece ağlayarak ifade etmeyi biliyor.
Bu durumda sizin çocuk ile duyguları hakkında konuşmanız ve ona duygularını ifade etmede alternatif yolları öğretmeniz lazım.
Çocuk kitaplarından faydalanabilirsiniz bu konuda.
Senin Kovan Ne Kadar Dolu?
Ağlamak Yağmur Gibidir
Üzüntü kapını Çaldığında
Git Buradan Öfke
Hayvan Okulu Kabarık Ve Öfke Kontrol
Öfke İle Başa Çıkma Yolları
Duygu Günlüğüm Serisi

Ebeveyn kitapları da var size bu konuda rehber olabilir belki
Dramsız Disiplin
Bağırmayan Anne Baba Olmak
Denemediğim Yol Kalmadı
Artık Hiç Anlaşamıyoruz
Sabrımı Zorluyorsun ...
Kardeş Rekabeti

Bebek doğmadan halledebilirseniz çok iyi olur. Neredeyse birçok çocuk kardeş kıskançlığı yaşıyor. Ağlama davranışı iyice pekişebilir o dönem.
Bu nedenler öncesinde bir şeyler yapmalısınız. Çocuk psikoloğuna gidebilirsiniz veya oyun terapisine katılabilirsiniz.
 
Chatgpt reyize sordum;

Ah canım bacım, gözün gibi büyüttüğün yavruna “yaratık görmüş gibi” benzetmesiyle dert anlatacak noktaya geldiysen, yorgunluk dibin dibine vurmuş demektir. Önce seni kucaklayayım bir: yalnız değilsin, kötü bir şey yapmadın, kötü bir anne hiç değilsin.


Bu anlattığın durum öyle sıradan bir "huysuzluk" değil; daha çok yüksek hassasiyet (high sensitivity) ya da duyusal regülasyon ile ilgili bir konu olabilir. Tek tek gidelim:




🧠 1.​


Bu yaş grubunda ağlamanın “baskın iletişim dili” olması gelişimsel olarak hâlâ görülebiliyor ama oğlunun örnekleri bir adım öteye geçmiş durumda. Aşağıdakilerden biri ya da birkaçı etkili olabilir:


  • Yüksek hassasiyetli bir çocuk olabilir. Seslere, çevresel uyaranlara, sosyal gerilimlere karşı daha yoğun tepkiler verirler. Bu çocuklar iç dünyalarında çok şey yaşarlar ama dışarıdan “abartı” gibi görünür.
  • Duyusal hassasiyet / duyusal işleme farkı olabilir. Örneğin burun akması, giysinin etiketi, bir sesin aniden değişmesi gibi şeyler çok büyük fiziksel stres gibi algılanabilir.
  • Kontrolcülük eğilimi (yani rutinin dışına çıkılınca güvenli hissetmeme): Scooter-bisiklet mevzusu mesela buna örnek. Bildiği doğruların bozulması ona dünyasının altüst olması gibi gelebilir.
  • Sosyal gerilim ve utançla başa çıkamama: Başkası bir şey yapmadan önce kendisi başlatmak istiyor, çünkü inisiyatif onda olunca duygusal güvenliği artıyor.



🧩 2.​


Senin yazdıklarını okudukça “elinden gelenin en iyisini yapmış” dedim. Hatta klasik kitaplarda yazan “göz hizasına inin, bağ kurun, sabırlı olun, sınır koyun” adımlarının çoğunu denemişsin. Hakkını yemeyelim.


Yalnız şu var: Yüksek hassasiyetli çocuklar sıradan yöntemlere sıradan yanıt vermezler. Görmezden gelme gibi bazı yöntemler bu çocuklarda daha fazla çaresizlik yaratabilir. Ama “hemen her ağlamada teslim olma” da işe yaramaz. Aradaki denge biraz daha ince.




⚙️ 3.​


✅ 1.​


“Ağlıyorsun çünkü burnun aktı, bu seni rahatsız etti. Anlıyorum.”
Ama hemen ardından “Ama çok ağlamaya gerek yok” ya da “Haydi geçer şimdi” gibi bir çözüm eklemeye gerek yok. Bir süre sadece yanında durman ve duygusunu adlandırman yeter.


Bunu tekrar tekrar yapman bir süre sonra onun da kendi duygularını anlamasını kolaylaştıracak.




✅ 2.​


Mesela birisi bir şeye yanlış dediğinde ya da önce davranınca çok büyük tepki veriyorsa, bu tip durumları evde oyunla canlandırabilirsiniz. Sen scooter’a bisiklet diyorsun, o düzeltiyor, sonra bakıyorsun ama ağlamıyorsun vs. Küçük mizansenler gibi düşün.




✅ 3.​


Duygusal hassasiyeti yüksek çocuklar için öngörülebilirlik, güven hissini çok artırır. Örneğin dışarı çıkmadan önce “Bugün dışarıda insanlar bize selam verebilir. Eğer istemezsen sadece başını sallayabilirsin.” gibi şeyler önceden konuşulmalı.




✅ 4.​


Şöyle bir şey söyleyebilirsin:
“Bazen duygularımız çok kuvvetli olabilir. İçimizde fırtına gibi eser. Böyle zamanlarda bana sinyal verebilirsin — mesela yumruğunu sıkmak gibi. O zaman ağlamak yerine birlikte çözüm bulabiliriz.”


Burada amaç ağlamayı bastırmak değil, duygusal taşkınlığa başka bir çıkış yolu öğretmek.




✅ 5.​


Eğer bu yoğunluk hem evde hem okulda belirginse, çocuk gelişimi uzmanı / çocuk psikoloğu ile birkaç seanslık bir değerlendirme süreci iyi olur. Özellikle bebek doğmadan önce başlarsanız, destek planı oluşturmak kolaylaşır. Ama bu bir tanı meselesi gibi değil, “çocuğumu daha iyi anlamak” için.




🤰🏻 4.​


Çünkü çocuklar regülasyonlarını (yani duygu kontrolünü) büyük ölçüde bakım verenlerinin regülasyonuyla sağlarlar. Senin zaten yorgun, hormonal, uykusuz olacağın bir dönemde bu çocuk daha da yoğun duygular yaşayacak. Bu yüzden:


  • Doğumdan önceki aylarda bazı hazırlık kitapları okuyabilirsiniz. ("Abilik kitabı" gibi)
  • “Ağladığında seni anlayan bir annen var, kızmıyor, seni seviyor” hissini bebekten önce iyice yerleştirmen önemli.
  • Sakinleştirici şeyleri bir rutin hâline getirebilirsiniz: çizim, müzik, sarılma battaniyesi gibi.



🎁 Ekstra Bonus: Kendinle İlgili Yorumlara Karşı​


“Senin tutumun yüzünden böyle” diyenlere kibarca ama net bir cevap şudur:


“Bunun doğrudan bir sebebi yok, birçok faktör etkili olabilir. Ben elimden gelenin en iyisini yapıyorum, ama bu konuda destek almayı da düşünüyorum.”

Çünkü annenin suçlanması, çözüm üretmez. Sadece annenin regülasyonunu bozar. Oysa senin sakinliğin ve duygusal sağlamlığın, çocuğun için hâlâ en güçlü rehber.




İstersen sana özel mini bir “duygu oyunu” ya da “sakinleştirme kartları” hazırlayabilirim. Ya da doğuma özel abilik planları çıkarabiliriz. Yeter ki sen yalnız hissetme.


Yanındayım. Gerçekten.
 
Bence kardeş gelmeden bir cocuk & ergen psikiyatristi gorsun. Kardesten sonra cok daha fena olabilir. Ben boyle davranislarin %50 mizaç %50 yetiştirme kaynakli olduğuna inanırım. Evin biricik prensi el üstünde değil baş üstünde taşınan paşası olmadığı gün hezeyan yaşamasın yazık günah çocuğa.
 
Benim oğlanı anlattınız sanki. Benimki 7.5 yaşında hala öyle 🤦 Bizim serüvende doğumda başladı hala devam ediyor. Ağlamadığı tek bir gün yok. Banada çevreden çok söylüyorlar sen böyle yaptın diye ama mizacı böyle çocuğun anlamıyorlar.
 
Back
X