• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Her 5 Yılda Bir Hayatımı Sorguluyorum

kendi hayatınızdan sıkılıp faturasını erkeğe çıkarıyorsunuz siz.

işiniz arkadaşlarınız diğer şeyleri değiştirmeye çalışsanız bir de. belki bunlardır sorun.
Haklısınız, eşimin bir suçu yok benim mevcut durumumda. Hatta öğrense çok üzülür böyle şeyler düşündüğüm için. Ama yine de bana yardımcı olmaya, bir çözüm aramaya çalışır. Elimdekinin kıymetini bilmeyi öğrenmem gerek belki de.
 
Yani büyükler rahat batıyor der aslında şu durum için. Bence çok geriye dönük yaşıyorsunuz. Şükürsüzsünüz biraz. Daha iyisi olabilirdi ama 5 yıldır şiddet gördüğünüz, aldatıldığınız bir evlilik ve ölü doğmuş bir bebeğinizde olabilirdi. Normal değil bu 5 senede bir hayatınızdaki önemli insanları çıkarma isteği.
Bazen ben de acaba rahat mı batıyor diyorum. Tamam çocuktan yana çok rahat değilim şu dönem. Çoğunlukla tek başıma çocuk büyütmek de beni zorluyor. Ama genel tabloya bakınca iyi durumdayım aslında. İnsanoğlundaki bu hep daha iyiye sahip olma arzusuyla da ilgili olabilir bu.
 
İnsanoğlu,ulaşamadığının hayranı,
elindekinin de nankörüdür çoğunlukla.
Kaçırdıklarınıza hayıflanmak ve sürekli daha mükemmeli aramak yerine elinizdekilere şükretmenizi öneririm.
İnsanın kendisini,hayat yolculuğunda ilerlemesini,yaptıklarını,yapamadıklarını sorgulaması elbette güzel ve doğru bir şey
ama bu hayatından bazı insanları çıkarmak noktasına geliyorsa orada durup düşünmek lazım.
Bir çok üye benzer telkinde bulunmuş. Ben de elimdekinin kıymetini bilme konusunda eksil olduğumu düşünmeye başladım yazılarınları okudukça. Ama bir şeyi merak ettim. Siz hiç hayatınızdan birilerini çıkarmak zorunda hissetmediniz mi zaman zaman?
 
Bende 5 yıllık evliyim suan aynilari banada oluyor hiç olmamıştı daha önce yaş 26 oldu ve 30 yaklastigimi düşündükçe dahada çok takıyorum evlenmeseydim söyle olurdu böyle olurdu 5 yılım heba oldu gibi bazen esimin açığını arıyorum bişey yapsa da bosansam gibi hatta tartistigimda beni dovse de bosansam gibi saçma dusunler geçiyor aklmdan 5 yılda sadece mutlu eden 2 çocuğum gibi geliyor eşimi de çok seviyorum ama bu biraz yaşlılık geliyor piskolojisi heralde bide yarım biraktiginiz planlar düşünceler varsa ordanda olabilir benim olmak isteyipte yarım bıraktığım şeylerden kaynaklı sende bi düşün bence neden diye belki farkettigin bi eksiğin varsa onu tammla
 
Bazen ben de yaşıyorum bunu. Büyük ihtimalle hayatınızın monotonlaştığı süreçlerde yaşıyorsunuz bunu.

Geçen sene abim ile İstanbul'a giderken pat diye bana bu soruyu sordu. "Hiç düşünüyor musun, evlenmeseydin şuan ne yapıyor olurdun," diye. Aklına nereden geldi bilmiyorum çünkü gayet keyifliydik. Dedim ki, "Büyük ihtimalle yurtdışında falan olurdum. Yine büyük ihtimalle bir gün kolumda yabancı bir damat ile çıkar gelir annemin yüreğine indirirdim." Abim bayağı güldü.

Arada sırada böyle sorgulamalar yaşar insan ama önemli olanın şimdi olduğunu kendine hatırlatmalı. Eşiniz ile hayatınıza farklı renkler katmaya çalışın.
Sizinki ayak üstü bir sorgulama olmuş. İnsan tek başına kalıp da bu gibi şeyleri daha derinlemesine düşününce kendini çok fazla kaptırabiliyor işte. Dediğiniz gibi bu monotonlaşmayla ilgili muhtemelen. Aynı şeyleri yaşamaktan sıkılıp daha yeni bir şeyler bulma arayışı.
 
Çok kafanıza takmayın bence sizin gibi sebepsiz terk edenler çok.. bide erkekler cok takılmaz..:KK49:Yeni arayışlarınız geçici hevesler gibi duruyor..
Evet, muhtemelen o benim kadar takılmadı bu duruma. Acısını yaşadı ve geride bıraktı. Ben neden bu kadar vicdan yapıyorum bilmiyorum. Çok fazla sorgulamaktan oluyor sanırım.
 
sorgulama her insanda olabilir. Olmalı da zaten. Eşinizi çekip gitme isteği mevcutsa, seviyor olabilirsiniz ama bazı duyguları size yaşatamıyor oluşundan kaynaklı olabilir. Bunu tesbit etmek daha doğru olur. Eski sevgili konusuna girmiyorum bile. Vicdan azabı falan bunları geçin, herkes birilerinden ayrılıyor. Ömür boyu azap çekeceksek yandık yani. Sünger çekin o konuya bir an önce. Tercihinizi yapmışsınız ve konu kapanmış.
Eski sevgili konusunda haklısınız. O konuyu geride bırakmak işin geç bile kaldım. 6 sene oldu ve ben hala acaba hayatını ne kadar mahvettim diye düşünüp duruyorum.

Eşim konusuna gelince çoğunlukla yurtdışında kendisi. Belki az görüşebildiğimiz için de böyle boşluklara ve sorgulamalara düşüyor olabilirim, kim bilir.
 
Bir an aklıma çoklu evrenler teorisi geldi. Neyse. Ben size halinize şükredin falan demicem. Çünkü yaşadığımız her sıkıntıda haline şükret diyenlerden nefret ediyorum. Ama ya şöyle olsaydı ya böyle olsaydı ya bunu yapmamış olsaydım ya eşimle evlenmemiş olsaydım ya bilmemne olsaydı tarzı düşünceler de uzun vadede sizi bir çıkmaza sokup mutsuz eder.

Hobi mobi falan da değil sadece anı yaşayın ya o anı o dakikayı yaşamaktan mutlu olun. Sadece bunu düşünün.

Ben size tom cruise un oynadığı Son Samuray filmini izlemenizi öneriyorum. Lütfen oradaki “Hiç Düşünce” tabirini bir araştırın.
 
Bazen ben de acaba rahat mı batıyor diyorum. Tamam çocuktan yana çok rahat değilim şu dönem. Çoğunlukla tek başıma çocuk büyütmek de beni zorluyor. Ama genel tabloya bakınca iyi durumdayım aslında. İnsanoğlundaki bu hep daha iyiye sahip olma arzusuyla da ilgili olabilir bu.
Ben imkan olsada çocuklara tek bakılsın, herkes kendi işini kendi halletsinden yanayım. Yabanice geliyor benim dışıma herkese bu ama hayatıma birileri girsede çıksada her şeyi tek yapabilme gücü hissediyorum.

Daha iyisi konusuna gelince de, hayatınızı mahfetmek istiyorsanız mutlaka mükemmeli aramalısınız. Eğer mutluluk, huzur istiyorsanız elinizdekilerin kıymetini bilmek zorundasınız. İş olur bu dediğiniz, daha iyi pozisyon için uğraşırsınız. Ama bahsettiğiniz şey kocanız. Hayat arkadaşı dedğimiz insan.
 
5 yıl önce eşimle flört ediyorduk hayatimin en güzel aşkımı eşimle yaşadim 10 ayda evlendim. herşey evlenince başladi...

gerçekten bekarlık hayatimi özlüyorum.
benimde senin gibi çekip gidesim var.
o eski hayat olmuyor maalesef.. herkes degişti.. ayni yaşanmiyo
 
Bende 5 yıllık evliyim suan aynilari banada oluyor hiç olmamıştı daha önce yaş 26 oldu ve 30 yaklastigimi düşündükçe dahada çok takıyorum evlenmeseydim söyle olurdu böyle olurdu 5 yılım heba oldu gibi bazen esimin açığını arıyorum bişey yapsa da bosansam gibi hatta tartistigimda beni dovse de bosansam gibi saçma dusunler geçiyor aklmdan 5 yılda sadece mutlu eden 2 çocuğum gibi geliyor eşimi de çok seviyorum ama bu biraz yaşlılık geliyor piskolojisi heralde bide yarım biraktiginiz planlar düşünceler varsa ordanda olabilir benim olmak isteyipte yarım bıraktığım şeylerden kaynaklı sende bi düşün bence neden diye belki farkettigin bi eksiğin varsa onu tammla
Bakın sizde de zamanlama benzer olmuş. İnsan 4-5 yılda bir mevcut durumunu zaten sorguluyor galiba. Yaşadığı ilişkiyi, yaşadığı hayatı, hayatındaki insanları vs...
 
İnsanı çok zorladığını tahmin edebiliyorum. Ben şu kadarıyla bile baş edemiyorum baksanıza. Önemli olan sorunun büyüklüğünden ziyade o sorunla yaşayabilecek güce sahip olup olabilmek . Görüyorum ki siz baş etmenin yolunu bulmuşsunuz. Ben de bulabilirim umarım.

Bulursunuz.
Benim konularımı inceleyebilirsiniz dilerseniz; ara ara ben de sıkıntılara-sorgulara gark olurum; bu safi bir hastalık yüzünden olmuyor; kişiliğim, karakterim, içinde bulunduğum halden ne kadar memnun olduğum ve daha iyisini yapabilecekken hayat şartları-zamansızlık ve alışkanlıklarım sebebiyle ortalama yapıp geçmem... Hepsiyle ilgili ve sizinki de muhtemelen bu şekilde; çünkü ne kadar farklı olursak olalım, tabanda duygularımız aynı.

Bu tip sıkıntıları çoğunlukla yaşayan insanların, hayatlarının yarım kaldığını, akıllarındakini yaşamlarına aktaramadıklarını düşünüyorum, en azından benim için durum böyle ve bunun sıkıntısı zaman zaman yokluyor.
Kendimce bir planım, kendimi görmeyi istediğim bir yer vardı ama hayat koşuşturmacası içinde bu mümkün olmadı.
Evlendim, evlilik insanı olmadığımı fark ettim. Kocamı seviyor muyum, elbette seviyorum ama evliliğin bana göre olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çocuğum oldu, anneliğin bana göre olmadığını fark ettim, çocuğumu seviyor muyum elbette, dünya bir yana oğlum bir yana ve elimden geldiğince de onun için yapılması gereken ne varsa bir anne olarak yapıyorum. Ama hiçbir zaman "Oy yavruşum bkunu yerim" haline gelmedim-gelemiyorum, kendi alanımı da koruma çabasındayım.

Bunlar bakınca çok mutlu olunacak şeyler, düzgün giden bir evliliğim, iyi bir eşim, şükür ki sağlıklı bir çocuğum var. Ama bunlar beni tatmin etmiyor. Edemiyor çünkü olmayı istediğim "Son" yer burası değil. :)
Şimdi elimde ne var, nelerden vazgeçilebilir-nelerden vazgeçilemez, ne değişirse daha kötü olurum tartımı yapmak gerekiyor. Evlilikten hoşlanmasam da, boşansam yıkılırım mesela. Anneliğe bayılmasam da, evladımın tırnağına zeval gelecek olsa ölürüm. Bunlar artık hayat'ım. Bunun üzerine-yanına ne katabilirim, ruhumu dinlendirecek ve yarım kaldığını düşündüğüm hayatımı bir yerinden yakalayacak neler yapabilirim kısmındayım.

Bir amacınız, hedefiniz var mı? Olmalı. Herkesin, bu dünyaya kendini bulacağı-hissedeceği bir amaç için geldiğini düşünüyorum. Bunu belirlemek-bulmak için de kendinizi bir süre dinlemelisiniz "Ne istiyorum" diyerek, sonra istediğiniz yola girince kaçıp gitme isteğini bir miktar törpüleyebiliyorsunuz. Bence şu an, siz, ne istediğinizi tam bilmemenin sıkıntısını da yaşıyorsunuz.
 
Bir an aklıma çoklu evrenler teorisi geldi. Neyse. Ben size halinize şükredin falan demicem. Çünkü yaşadığımız her sıkıntıda haline şükret diyenlerden nefret ediyorum. Ama ya şöyle olsaydı ya böyle olsaydı ya bunu yapmamış olsaydım ya eşimle evlenmemiş olsaydım ya bilmemne olsaydı tarzı düşünceler de uzun vadede sizi bir çıkmaza sokup mutsuz eder.

Hobi mobi falan da değil sadece anı yaşayın ya o anı o dakikayı yaşamaktan mutlu olun. Sadece bunu düşünün.

Ben size tom cruise un oynadığı Son Samuray filmini izlemenizi öneriyorum. Lütfen oradaki “Hiç Düşünce” tabirini bir araştırın.
Anı yaşamak en kötü olduğum şeylerden biri belki de. Ya geçmişti ya da geleceği düşünürken buluyorum çoğunlukla kendimi. Bu yüzden bu durumdayım zaten bence. Filme gelince izlemiştim ilk çıktığında. Ama “Hiç düşünce” felsefesine bakmamıştım. Fırsat bulunca bir bakayım ben buna.
 
Ben imkan olsada çocuklara tek bakılsın, herkes kendi işini kendi halletsinden yanayım. Yabanice geliyor benim dışıma herkese bu ama hayatıma birileri girsede çıksada her şeyi tek yapabilme gücü hissediyorum.

Daha iyisi konusuna gelince de, hayatınızı mahfetmek istiyorsanız mutlaka mükemmeli aramalısınız. Eğer mutluluk, huzur istiyorsanız elinizdekilerin kıymetini bilmek zorundasınız. İş olur bu dediğiniz, daha iyi pozisyon için uğraşırsınız. Ama bahsettiğiniz şey kocanız. Hayat arkadaşı dedğimiz insan.
Ben tek başına da bir şeyler yapmayı bilir ve severim de aslında. Ama bebek büyütmek onlardan biri değilmiş bence. İnsan bu konuda desteğe ihtiyaç duyuyor. 7/24 bebeğinizle tek başınıza ilgilendiğinizde kendiniz olmayı ya da kendinizle ilgili ufacık da olsa bir şey yapmayı unutuyorsunuz. Siz bunu nasıl başarıyorsunuz merak ettim. Her türlü öneriye açığım.
 
Ufak bebeklerle nasıl yapıyorsunuz bunları? Valla hayran kaldım. Ben de o enerji yok. Hatta bir bebek bile enerjimin tümünü emmeyi başardı. Kaç yaşında bebekleriniz?
2 yaş ve 10 aylık :D
Küçük bebeğim öyle zor bir bebek ki yani anlatamam bile.
Kendim için bişeyler yapmaya mecburum.
Öbür türlü çok mutsuz sinirli öfkeli biri oluyorum.
Çocuklar beni yordu deyip oturmuyorum galiba.
 
5 yıl önce eşimle flört ediyorduk hayatimin en güzel aşkımı eşimle yaşadim 10 ayda evlendim. herşey evlenince başladi...

gerçekten bekarlık hayatimi özlüyorum.
benimde senin gibi çekip gidesim var.
o eski hayat olmuyor maalesef.. herkes degişti.. ayni yaşanmiyo
Evlilik zaten bir çok dengeyi değiştiriyor. Ama asıl dengeler çocuktan sonra değişiuor bence. Çocuğunuz var mı bilmiyorum. Ama varsa en çok onun etkisi olmuştur bence
 
2 yaş ve 10 aylık :KK70:
Küçük bebeğim öyle zor bir bebek ki yani anlatamam bile.
Kendim için bişeyler yapmaya mecburum.
Öbür türlü çok mutsuz sinirli öfkeli biri oluyorum.
Çocuklar beni yordu deyip oturmuyorum galiba.
2 yaş ve 10 aylık mı?! Çıldırmış olmalısınız!😀 Bunu nasıl başarıyorsunuz peki? Lütfen tüyo verin. Benim bebeğim de 14 aylık bu arada.
 
Öyle devamli, "En iyisi bu muydu? Şöyle yasasaydim nolurdu, bununla olsam nolurdu ama elimdekini de bırakmak istemem" diye yürümez hayat.
Seçimini yaparsın ve devam edersin, pişman olduysan geri dönersin.
Herkes sorguluyordur biyerde ama bu kadarı doyumsuzluk gibi ve gereksiz düşünceler.
 
Olmasi kötü değilde neden gitmek isteme isteği oluyor onu bilemedim
 
Evlilik zaten bir çok dengeyi değiştiriyor. Ama asıl dengeler çocuktan sonra değişiuor bence. Çocuğunuz var mı bilmiyorum. Ama varsa en çok onun etkisi olmuştur bence
olmaz mi baya denge değişiyo
çocuktan sonra çook değişti..
 
Back
X