Valla helal olsun, sen olmasan o hâlâ herkesin yükünü sırtlamış, kendininkini unutan ‘fedakâr adam’ rolüne devam ederdi. Kusura bakmasın ama bu devirde kendi evini, geleceğini düşünmeyen adamın adı saf değil, düpedüz enayidir. Yeğenine, el aleme harcadığı parayla şimdi size bir düzen kuramazdı. Sen doğru zamanda ipleri eline almışsın, yoksa o hâlâ ‘aman yazık mağdur olmasınlar’ diye kendi evladını mağdur edecekti. Böylelerine iyi niyet değil akıl lazım.
”Ah benimki de aynı kafadaydı… Elindekini avucundakini kardeşine saçtı, sonra da ‘evlenince geri verir’ masalını anlattı. Hâlâ bekliyorum, dönmedi o paralar tabii. Borç da bize kaldı, yük de. Babası da sağ olsun, ‘maaşlar benim elimde olacak’ diye konuşuyor, sanki holding patronu da prim dağıtıyor! İkisi de memur, maaş aynı ama biri aile bankası, diğeri de babasının finans danışmanı olmuş. Ben evlenince anladım, meğer iyi niyet değilmiş onlarınki, bildiğin safdillikmiş. Neyse ki ben zamanında frene bastım da en azından kendi evimizi kurtardım. Yoksa hâlâ kardeşi için debelenip dururdu. Kısaca; bazıları aklıyla değil, vicdanıyla batıyor.”