Hikayeyi bir cümle ile devam ettirmece oyunu

Çünkü; eylül'ün onu tersleyeceğini düşünmektedir. Oysa;
 
eylülde muraddan hoşlanmaktadır. uzun uzun bakıştıktan sonra ilk adımı murad atar. eylül diye başlar söze. "eylül ben.."
 
seninle burada 1 saat daha konusabilirim..ikisininde yüzünde tatlı bi tebessüm oluşur. eylül hadi kalk üşütücez birer bardak çay içelim der. ordan uzaklaşırlar eylül ün evine gelirler. eylül hemen çayı demler. birer bardak koyar ve tam içmeye koyulurken kapı çalınır daha doğrusu kapı yumruklanır. muradla eylül şaşkın şaşkın bakışırlar. eylül hemen kapıya koşar muradda peşinden gelir. eylül kapıyı açar açmaz gördüğü manzara karşısında şok olur ve yere yığılır...
 
Murat;karşısında herşeye kızan hiçbirşeye izin vermeyen despot olan babasını görünce yere yığılan eylülü uyaandırmaya çalışır.Eylül ise o sırada baygın numarası yaparak ne yapacağını düşünmektedir ..babası bir anda gür ve korkutucu sesiyle..
 
ve sonra murad'ı farkeder.
-ulan bu adamın burda işi ne
diye gürler. tam o sırada adamın ayağı kayar ve merdivenlerden tepetaklak yuvarlanır. bir an bir sessizlik oluşur sonra eylül bayılma numarasına bir son verip hemen ayağa kalkar ve
-babaa, babacığıııım 1:)
diye merdivenler aşağıya bi hışımla iner ve babasının yanına diz çöker. Babasının yattığı yerde bir kan gölü oluşmuştur. eylülün dili tutulur bu sahne karşısında. muradda hemen eylülün yanına koşar. eylül bir yandan hüngür gürgür ağlarken diğer yandanda muradı yumruklayarak
-herşey senin yüzünden, ah hepsi hepsi senin yüzünden
diye muradın yzüne haykırır öfkesini. bu laflar eylül ün ağzından acıyla çıkmıştır. murad bu lafları eylülün acısına verir verir, kırılmaz ve ne yapması gerektiğini düşünür. eylül azda olsa kendine gelmiştir ve sağlıklı düşünmeye başlamıştır. murad
- babanı hemen içeriye sokmalıyız burda böyle kalamaz, bizden şüphelenirler
der ve eylül babasının bi kolundan muradda diğer kolundan tutar ve adamcağızı içeriye sokarlar. eylül bir murad a birde babasının cesedine korkuyla bakmaktadır. Murad
- Ben suçsuz yere hapse girmek istemiyorum, eğer sende girmek istemiyorsan bana yardım et ve cesedi denize atalım
der. eylül çaresizce bu teklifi kabul eder. Eylülle murad bu işin altından kalkarlar. aradan 1 ay gecer ve bir gün eylülün zili çalar ve gelen postacıdır...

••••••••
-iyi günler hanımefendi bu mektup size..
eylül mektubu önemsemeden aldı. Mektupta gönderenin ne adı soyadı yazyordu nede adresi. eylül kanepeye oturdu ve mektubu açtı. Mektupta okudukları onu dehşete sokmaya yetti. Mektupta şunlar yazılıydı;
" Yaptıklarınızı biliyorum. KATİLLER! "
eylül yazılanları okuyunca adeta buz kesildi. İlk işi telefon ahizesini eline almak oldu be titreyen elleriyle teker teker numaraları çevirdi. Murad telefona yanıt vermiyordu. Eylül hemen kapıyı çekti ve soluğu muratın evinde aldı. fakat muratın kapısının aralık olması eylülün dikkatini çekti. kapıyı araladı ve içerideki manzarayı görmesiyle çığlık çığlığa kalması bir oldu. Murat boynundaki iple tavandan aşağı sallanıyordu. ve arkasındaki duvarda kırmızı mürekkeple "Sıradaki sensin" yazıyordu. eylül bir hışımla kapıya doğru yöneldi. koşar adımlarla dış kapıya doğru ilerledi. kapıyı açmaya yeltendi fakat kapı kilitliydi. çok uğraştı ama kapıyı açamadı. halbuki eylül eve girdiğinde kapıyı kapatmamıştı fakat şimdi kapı kilitliydi. tam o sırada eylül sırtında bir sıcaklık hissetti ve ani bir refleksle kendisine dokunan elin sahibine döndü............
 
o el muradın abisine aitti. eylül ne yapacagını şaşırmıştı muradın abisi eylüle iyice yaklaştı vee......
 
Sonunda ondan kurtulduk artık evlenebiliriz dedi. Bunu duyan Eylül sevinçten çığlıklar attıktan sonra aniden durdu ve...
 
titredi ve kendine geldi.
-sen sen kardeşini oldurdun
diye kekeledi. Murad ın abisi Talatın akli dengesi yerinde değildi. murad ilkokulda bahsetmişti bundan eylüle. Eylül o anda kendisinin ne kadar tehlikede olduğunu farketti. Talat bir yandan zıplıyor, Bir yandanda kahkahalar atarak eylülün saçını okşuyor ve onu bileğinden sımsıkı kavramış peşinden sürüklüyordu. Eylül Talatın yaptığı hareketler karşısında korkudan tir tir titriyordu. Talat eylülü, Muradın tavandan yere sarkan cesedinin yanına getirdi. Talat bir yandan şarkı söyüyor diğer yandan da cesedi salıncak sallar gibi savuruyordu. eylül kulağını tıkıyor, çığlık çığlığa ağlayarak talatın elinden kurtulmaya calışıyordu. O anda eylülün gözüne yerde duran ve tahmin ettiği üzere cinayetin işlendiği bıçak ilişti. Ah bi ulaşabilseydi ona. Eylül serbest olan elini yumruk yaptı ve tüm gücüyle havaya kaldırdığı gibi talatın burnuna koydu. Talat can acısıyla burnunu tuttu ve eylülün bileğini serbest bıraktı. Eylülün serbest kalmasıyla yerde duran bıçağı kapması bir oldu.
-sakın yaklaşma, sakın yaklaşayım deme
diye bağırdı. Talat iyice sinirlendi ve haykırarak eylüle doğru koşmaya başladı. Eylülün başka çaresi kalmamıştı. Elindeki bıçağı bi hışımla havaya doğrulttu vee..........:18:
 
haşşşıırt diye Talat'ın göğsüne sapladı.Talat sendeledikten sonra yere yığıldı.eylül bir ipte sallanan Murat'ın cansız bedenine,bir yerde hareketsiz yatan Talat'a baktı.Ne yapacağını bilmez halde evin içinde dolaşmaya başladı.Bir yandan da bu işten nasıl kurtulacağını düşünüyordu.Sonunda cinayet aletini de alıp evden çıkmaya karar verdi.Bıçağı bir bez parçasına sarıp çantasına attı.Üstünü başını düzeltip evden çıktı.Kendini sokağa zor attı.Hızlı adımlarla deniz kenarına yürümeye başladı veeeeee.......... :18:
 
Eve tekrar geri dönüp unuttuğu şeyler olup olmaması gerektiğini düşündü ona bakan çocuk bir anda ortadan kaybolmuştu...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…