• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Höpürdetme şapirdatma cıyk cıyk :((

Bence asıl rahatsızlık bir insanın rahatsız oldugunu bile bile hala ısrarla karsisinda cakkıdı cukkudu yiyip içmesidir. Doğduğumdan beri bende de aynı sorun var. Masadan kalktığım da oldu, masadan kalkamayip agladigim da oldu. Çekinmeyin söyleyin zaten yemek sesli yenmez ayip. Utanmasi gereken siz degilsiniz.
Yüreğinize sağlık, keşke herkes sizin gibi düşünebilse.
 
Bu kadar bu konudan muzdarip olanların olduğunu bilmiyordum sasırdım. Söyle birşey anlatmak istiyorum. Bir hasta gelmişti zamanında genç bir erkek 20 li yaşlarında. Oldukça düzgün diksiyon sahibi olgun bir konuşması olan. Eski bir evde geçirmiş çocukluğunu ve ilk önce banyo yapılırken su sesine karşı hassasiyet başlamış. Bu konuyu uzunca süre gizlemiş ama sonraları tepki vermeye başlamış. Banyo kapısının değiştirilmesi ya da duşa kabin takılması vs sesin daha az desibele indirilmesi icin ama tabi aile bu durumu dikkate değer bulmamış. Sonraları da kabuklu yemiş yenmesi ve sakız çiğnenmesine karşı bir hassasiyet başlamış. Bu rahatsızlığını dile getirdikçe aile bireyleri tarafından dikkate alınmamış ve aile bireylerine karşı öfke ve nefret başlamış. Bu durum ilerleyen dönemlerde koku hassasiyeti ile devam etmiş. Evde ozelllikle ağır kızartma kokuları tiz parfüm konuları vs. Ailesinden nefret etmesinin ve kimseyi arayıp sormamasinin kuvvetli nedenlerinden biri bu. Anlayış beklediği karşı taraftan vurdumduymaz ve hasta yaftası yendiği icin zamanla iyice kopmaya başlamış. Tuhaf şekilde icinin ısındığı samimi olduğu insanlara karşı bu durumun sinir bozucu seviyelerde olmadığını belirtmişti. Yine tuhaf şekilde dışarı da kendi aile bireylerinin ozelliklerine yakın özellikler gösteren kişilere icinin ısınmadıgini ve bu durumda yeniden hassasiyet ve öfke nöbetleri geçirdiğini anlatmıştı. Tavsiye olarak öncelikle imkan varsa mekan değiştirmesini ama yalnız kalmamasını diğer insanlarla ayni ortamlarda olarak hangi durumlarda hangi özelliklere sahip kişilerin yanında bu durumun tetiklendigini izlemesini istemiştim. Ve genelde narsist kişilik ozelliklerine sahip gamsız insanlara karşı bu durumun tetiklendigi sonucuna vardık. Hatta bu durumu anlattığında anlayış gösteren insanlara karşı sempati beslediği de ortaya çıktı. İlaç ile bir tedavisi yok bu durumun. Kişi mümkün olduğunca imkanı varsa bu duruma özellikle maruz kaldığı ortamdan ki bu genelde aile içerisi, uzak kalmalı ve bu konuyu diger insanların arasında bastırarak yenmeye çalışmalı. Bu tarz sorunlar malesef aile icerisinde ya da sürekli bir ortamda kalınması yurt vs ile başlıyor. Bu soruna ılımlı yaklaşılmadikcada hassasiyet şiddetlenerek artıyor. Hatta öyle ki kişi rahatsız olduğu ses var olmasa bile sanki varmış gibi yine olacakmış gibi sıkıntıya giriyor. Özellikle de zorunlu olduğu ve değiştiremediği durumlarda bu durum kalıcı olmaya başlıyor. Elinde bu sorunun kaynağını değiştirme olduğu durumlarda kişinin zamanla hassasiyeti azalıp kaybolabiliyor.
 
Garip bir başlık oldu ama :))

Yemek yerken birşeyler içerken garip sesler cikartanlari boğasim geliyor. Tahammül edemiyorum :KK43:
Aşırı hızlı yemek yiyip ses çıkaranların yanında adapte olup yemek yiyemiyorum. Bir tavsiyeniz var mı arkadaşlar ? Aşırı sinirleniyorum genel olarak kimseyi kirmiyorum ama kendime zor engel oluyorum.
Canim bende de var bu evlenince ne olacak merak ediyorum.hele yemekten sonra hıçkiran ya da gaz gibi seyler cikaranlara gercekten tahammülüm yok ama esim yaparsa napicam
 
Bu kadar bu konudan muzdarip olanların olduğunu bilmiyordum sasırdım. Söyle birşey anlatmak istiyorum. Bir hasta gelmişti zamanında genç bir erkek 20 li yaşlarında. Oldukça düzgün diksiyon sahibi olgun bir konuşması olan. Eski bir evde geçirmiş çocukluğunu ve ilk önce banyo yapılırken su sesine karşı hassasiyet başlamış. Bu konuyu uzunca süre gizlemiş ama sonraları tepki vermeye başlamış. Banyo kapısının değiştirilmesi ya da duşa kabin takılması vs sesin daha az desibele indirilmesi icin ama tabi aile bu durumu dikkate değer bulmamış. Sonraları da kabuklu yemiş yenmesi ve sakız çiğnenmesine karşı bir hassasiyet başlamış. Bu rahatsızlığını dile getirdikçe aile bireyleri tarafından dikkate alınmamış ve aile bireylerine karşı öfke ve nefret başlamış. Bu durum ilerleyen dönemlerde koku hassasiyeti ile devam etmiş. Evde ozelllikle ağır kızartma kokuları tiz parfüm konuları vs. Ailesinden nefret etmesinin ve kimseyi arayıp sormamasinin kuvvetli nedenlerinden biri bu. Anlayış beklediği karşı taraftan vurdumduymaz ve hasta yaftası yendiği icin zamanla iyice kopmaya başlamış. Tuhaf şekilde icinin ısındığı samimi olduğu insanlara karşı bu durumun sinir bozucu seviyelerde olmadığını belirtmişti. Yine tuhaf şekilde dışarı da kendi aile bireylerinin ozelliklerine yakın özellikler gösteren kişilere icinin ısınmadıgini ve bu durumda yeniden hassasiyet ve öfke nöbetleri geçirdiğini anlatmıştı. Tavsiye olarak öncelikle imkan varsa mekan değiştirmesini ama yalnız kalmamasını diğer insanlarla ayni ortamlarda olarak hangi durumlarda hangi özelliklere sahip kişilerin yanında bu durumun tetiklendigini izlemesini istemiştim. Ve genelde narsist kişilik ozelliklerine sahip gamsız insanlara karşı bu durumun tetiklendigi sonucuna vardık. Hatta bu durumu anlattığında anlayış gösteren insanlara karşı sempati beslediği de ortaya çıktı. İlaç ile bir tedavisi yok bu durumun. Kişi mümkün olduğunca imkanı varsa bu duruma özellikle maruz kaldığı ortamdan ki bu genelde aile içerisi, uzak kalmalı ve bu konuyu diger insanların arasında bastırarak yenmeye çalışmalı. Bu tarz sorunlar malesef aile icerisinde ya da sürekli bir ortamda kalınması yurt vs ile başlıyor. Bu soruna ılımlı yaklaşılmadikcada hassasiyet şiddetlenerek artıyor. Hatta öyle ki kişi rahatsız olduğu ses var olmasa bile sanki varmış gibi yine olacakmış gibi sıkıntıya giriyor. Özellikle de zorunlu olduğu ve değiştiremediği durumlarda bu durum kalıcı olmaya başlıyor. Elinde bu sorunun kaynağını değiştirme olduğu durumlarda kişinin zamanla hassasiyeti azalıp kaybolabiliyor.
Evet mesela kendimde de farrkediyorum bazı kişilerin ses çıkarmasından rahatsız olmuyorum o sebeple insan kayirdigimi düşünüyorum. Verilen tepki ile kendine çeki düzen vermeyen ve bildiğini okumaya devam eden tipler e sinirim sanırım. Aslında cidden çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konu öyle bir oluyor kii bazen düşünüyorum hani cinnet geçirme çok ayrı bir seviye ama o tarz beyin sanki o an mantıklı dusunemiyor. Normalde alçak ses tonu ile konuşurum çok sesli müzik dinlemek veya TV izlemem ama ses çıkaranlara karşı dayanılmaz içimde tepkime var. Örneğin kayınvalidem bulaşık Mak bosaltirken kaşıkları çekmeceye uzaktan atar ve o ses ten hoşlanır bunu dile getirir bense o esnada onun kafasını bulaşık makinesine sokmayı hayal ederim :))
 
Canim bende de var bu evlenince ne olacak merak ediyorum.hele yemekten sonra hıçkiran ya da gaz gibi seyler cikaranlara gercekten tahammülüm yok ama esim yaparsa napicam
Allah'tan esimde bu tür özellikler yok o konuda çok şanslıyım ... Umarım seninde o tarz problemlerin olmaz.
 
Bu kadar bu konudan muzdarip olanların olduğunu bilmiyordum sasırdım. Söyle birşey anlatmak istiyorum. Bir hasta gelmişti zamanında genç bir erkek 20 li yaşlarında. Oldukça düzgün diksiyon sahibi olgun bir konuşması olan. Eski bir evde geçirmiş çocukluğunu ve ilk önce banyo yapılırken su sesine karşı hassasiyet başlamış. Bu konuyu uzunca süre gizlemiş ama sonraları tepki vermeye başlamış. Banyo kapısının değiştirilmesi ya da duşa kabin takılması vs sesin daha az desibele indirilmesi icin ama tabi aile bu durumu dikkate değer bulmamış. Sonraları da kabuklu yemiş yenmesi ve sakız çiğnenmesine karşı bir hassasiyet başlamış. Bu rahatsızlığını dile getirdikçe aile bireyleri tarafından dikkate alınmamış ve aile bireylerine karşı öfke ve nefret başlamış. Bu durum ilerleyen dönemlerde koku hassasiyeti ile devam etmiş. Evde ozelllikle ağır kızartma kokuları tiz parfüm konuları vs. Ailesinden nefret etmesinin ve kimseyi arayıp sormamasinin kuvvetli nedenlerinden biri bu. Anlayış beklediği karşı taraftan vurdumduymaz ve hasta yaftası yendiği icin zamanla iyice kopmaya başlamış. Tuhaf şekilde icinin ısındığı samimi olduğu insanlara karşı bu durumun sinir bozucu seviyelerde olmadığını belirtmişti. Yine tuhaf şekilde dışarı da kendi aile bireylerinin ozelliklerine yakın özellikler gösteren kişilere icinin ısınmadıgini ve bu durumda yeniden hassasiyet ve öfke nöbetleri geçirdiğini anlatmıştı. Tavsiye olarak öncelikle imkan varsa mekan değiştirmesini ama yalnız kalmamasını diğer insanlarla ayni ortamlarda olarak hangi durumlarda hangi özelliklere sahip kişilerin yanında bu durumun tetiklendigini izlemesini istemiştim. Ve genelde narsist kişilik ozelliklerine sahip gamsız insanlara karşı bu durumun tetiklendigi sonucuna vardık. Hatta bu durumu anlattığında anlayış gösteren insanlara karşı sempati beslediği de ortaya çıktı. İlaç ile bir tedavisi yok bu durumun. Kişi mümkün olduğunca imkanı varsa bu duruma özellikle maruz kaldığı ortamdan ki bu genelde aile içerisi, uzak kalmalı ve bu konuyu diger insanların arasında bastırarak yenmeye çalışmalı. Bu tarz sorunlar malesef aile icerisinde ya da sürekli bir ortamda kalınması yurt vs ile başlıyor. Bu soruna ılımlı yaklaşılmadikcada hassasiyet şiddetlenerek artıyor. Hatta öyle ki kişi rahatsız olduğu ses var olmasa bile sanki varmış gibi yine olacakmış gibi sıkıntıya giriyor. Özellikle de zorunlu olduğu ve değiştiremediği durumlarda bu durum kalıcı olmaya başlıyor. Elinde bu sorunun kaynağını değiştirme olduğu durumlarda kişinin zamanla hassasiyeti azalıp kaybolabiliyor.
Ek olarak malesef ki koku hassasiyeti bendede var.
Herşeyi kokluyorum çatal kaşık tabak da buna dahil. Mesela balık yapmam asla evde zaten sevmem ama annemlerde balık yapıldıktan sonra 2-3gun geçmesine rağmen hep balık kokan bsy var gibi gelir. Dışardan eve girdiğimde sürekli evi koklarim gelene sorarım ev nasıl kokuyor. Sürekli o da parfümleri spreyler kullanıyorum en son duvarları yumuşatıcı ile silmiştim :)) ama duvarda etki etmedi tabi ki.
 
Ek olarak malesef ki koku hassasiyeti bendede var.
Herşeyi kokluyorum çatal kaşık tabak da buna dahil. Mesela balık yapmam asla evde zaten sevmem ama annemlerde balık yapıldıktan sonra 2-3gun geçmesine rağmen hep balık kokan bsy var gibi gelir. Dışardan eve girdiğimde sürekli evi koklarim gelene sorarım ev nasıl kokuyor. Sürekli o da parfümleri spreyler kullanıyorum en son duvarları yumuşatıcı ile silmiştim :)) ama duvarda etki etmedi tabi ki.
Aslında biraz daha geleneksel degilde konuya yenilikçi yaklaşan uzmanlardan bu konuya çözümler üretilebilecegi düşüncesindeyim. Ben çok karşılaştım bu tarz vakalarla. İmkanı olanların bu durumu aşması kolay oldu. Fakat hiç unutmam 23 yasında genç bir kız kardeşimiz bu konuyu aşamıyordu. Evde kalmak zorundaydı sınavları vardı vs gidecek kafasını dağıtacak yeri de yoktu. Aile yi davet ettik gelsinler konuşalım diye kabul etmedi ailesi. Böyle vurdumduymaz sorumsuz aileler aslında bu tarz sorunların kaynağı. Korku degil bu üzerine gidilerek çözülebilecek. Yenmeye çalışanların retro yaptığı ortak nokta o esnada mantıklı düşünemiyor ve beyinlerine hukmedemiyor olmalarıydı. Mümkün mertebe tetikleyen şahıs ve mekanlardan uzak durun. Evliliğinizde bu tarz bir sorun yoksa evinizde rahatsanız aileniz Dışında ki ortamlarda ya da eve misafir geldiğinde durumun geçici olduğunu hatırlatın kendinize. Bu şekilde yeneceksinizdir. Ayrıca iddia ediyorum ki bu tarz koku ses vb hassasiyeti olan insanların sosyal konularda ve soyut kavramlarda zekaları toplum ortalamasının üzerinde. Hatta bu hassasiyete sahip insanlar da kontrol mekanizmasının geliştiğini ve hatta bazı vakalarda paranoyak derece de şüphecilik olduğunu da gördüm :)
 
Aslında biraz daha geleneksel degilde konuya yenilikçi yaklaşan uzmanlardan bu konuya çözümler üretilebilecegi düşüncesindeyim. Ben çok karşılaştım bu tarz vakalarla. İmkanı olanların bu durumu aşması kolay oldu. Fakat hiç unutmam 23 yasında genç bir kız kardeşimiz bu konuyu aşamıyordu. Evde kalmak zorundaydı sınavları vardı vs gidecek kafasını dağıtacak yeri de yoktu. Aile yi davet ettik gelsinler konuşalım diye kabul etmedi ailesi. Böyle vurdumduymaz sorumsuz aileler aslında bu tarz sorunların kaynağı. Korku degil bu üzerine gidilerek çözülebilecek. Yenmeye çalışanların retro yaptığı ortak nokta o esnada mantıklı düşünemiyor ve beyinlerine hukmedemiyor olmalarıydı. Mümkün mertebe tetikleyen şahıs ve mekanlardan uzak durun. Evliliğinizde bu tarz bir sorun yoksa evinizde rahatsanız aileniz Dışında ki ortamlarda ya da eve misafir geldiğinde durumun geçici olduğunu hatırlatın kendinize. Bu şekilde yeneceksinizdir. Ayrıca iddia ediyorum ki bu tarz koku ses vb hassasiyeti olan insanların sosyal konularda ve soyut kavramlarda zekaları toplum ortalamasının üzerinde. Hatta bu hassasiyete sahip insanlar da kontrol mekanizmasının geliştiğini ve hatta bazı vakalarda paranoyak derece de şüphecilik olduğunu da gördüm :)
Evet evde rahatım çok fazla bunaldigimda bir süre rahatsız olduğum kişilerle yemek yemiyorum. Şüphecilik konusunda da haklısınız. Birde malesef ki bu durumdan hiç haz etmesemde insanların yaptıkları hareketleri takip edip ne düşündüklerini anlıyorum ve negatif elektrik aldığımda aşırı huzursuz oluyorum. Ses tonlarındaki ima veya huzursuzluk beni dibe çökertiyor . Mesela herkesin beklentisini düşüncesini anlayabiliyorum yada sonraki hamlesini sadece eşimin anlayamıyorum. Kafasında ne düşündüğünü o yüzden ona aşırı derece de şüpheyle yaklasirim. Sizinle konuşmak ne kadar güzel geldi. Herşey çorap söküğü gibi geliyor
 
Aslında biraz daha geleneksel degilde konuya yenilikçi yaklaşan uzmanlardan bu konuya çözümler üretilebilecegi düşüncesindeyim. Ben çok karşılaştım bu tarz vakalarla. İmkanı olanların bu durumu aşması kolay oldu. Fakat hiç unutmam 23 yasında genç bir kız kardeşimiz bu konuyu aşamıyordu. Evde kalmak zorundaydı sınavları vardı vs gidecek kafasını dağıtacak yeri de yoktu. Aile yi davet ettik gelsinler konuşalım diye kabul etmedi ailesi. Böyle vurdumduymaz sorumsuz aileler aslında bu tarz sorunların kaynağı. Korku degil bu üzerine gidilerek çözülebilecek. Yenmeye çalışanların retro yaptığı ortak nokta o esnada mantıklı düşünemiyor ve beyinlerine hukmedemiyor olmalarıydı. Mümkün mertebe tetikleyen şahıs ve mekanlardan uzak durun. Evliliğinizde bu tarz bir sorun yoksa evinizde rahatsanız aileniz Dışında ki ortamlarda ya da eve misafir geldiğinde durumun geçici olduğunu hatırlatın kendinize. Bu şekilde yeneceksinizdir. Ayrıca iddia ediyorum ki bu tarz koku ses vb hassasiyeti olan insanların sosyal konularda ve soyut kavramlarda zekaları toplum ortalamasının üzerinde. Hatta bu hassasiyete sahip insanlar da kontrol mekanizmasının geliştiğini ve hatta bazı vakalarda paranoyak derece de şüphecilik olduğunu da gördüm :)
Gerçekten çok haklisiniz. Ben çocukken kulaklarımı kapatarak rahatlatiyordum kendimi. Ama kardeşler olarak birbirimizi sinir etmek için (özellikle beni) bir koz olarak kullanılıyordu. Annem çok aşırı sapirdatarak ve ağzı acik yerdi mesela. Anne lütfen yapma hoşuma gitmiyor derdim. O da eğilir kulağıma yapışır iyice sapirdatirdi.:(( Şuna bak annesini beğenmiyor derdi. Ne alakasi var halbuki. Ben sadece saygı bekliyordum. Ben de kulağımı tıkar ya da sofradan kalkardım. Evlendim neyse ki eşim de bu konularda titiz ve çok hassas. Ama bilinç altı o kişiden uzaklaşır diyorsunuz ya bunu şimdi oturttum kafamda. Evlendikten sonra başka şehire yerleştim ama ailemin olduğu şehre gitme imkanımız varken maaş azalacak bahanesiyle kabul etmedim hiç. Bunda da kendimi sucluyordum hep neden bir kız annesinden kaçar diyordum. Demek ki bu savunma mekanizmasıymış. :( . Gerçi gitmeyisimde başka etkenler de vardı.
Ve sosyal konularda ciddi bir kişilik analizi yapabilme ve karsidakinin düşüncesini ve sonrasında ne yapabileceğini tahmin etme durumum var. Ve bu da beni aşırı tedbirli ve şüpheci yapıyor gerçekten de. Ama çoğu zaman ise yarıyor. En azından hayal kırıklığı durumlarını çok yaşamıyorum. Ama bazı şeyleri önceden tahmin edip böyle yapacağını biliyordum ya da anlamıştım ne düşündüğünü demek çoğu zaman yoruyor beni. Ya da gördüğüm bir yüzü hiç unutmamak. Evden çok uzak bir yerde birisini bir kere gördüm diyelim o yüzü, yürüyüşünü, mimigini hiç unutmuyorum. Yıllar sonra başka bir yerde görsem bile hatırlıyorum. Bu da beni yorduğu için insanların yüzüne bile bakmak gelmiyor içimden kafam eğik yürümek istiyorum hep. Ay çok uzun yazdım gerçekten ama yazdiklariniz bana ışık oldu. Neyse ki verdiğiniz örnek kadar uçlara gitmemisim. Sadece uzakligi seçerek rahatlatmisım kendimi. Gerçi bunda özgür olma ve işime karşılmamasını isteme de var. Şimdiki durumumda da duymamak için başka şeylere yöneliyorum o an. Yakınımsa da pat pat uyarıyorum. Aşırı takıntı haline getirmedim. Ama buraya ilk yazdığım gibi gerçekten o ilk an ağızlarına kürekle vurmak geliyor içimden. :D Sonrasında rahatlatiyorum işte bir şekilde.
 
Off malesef bende de var bu hastalık. Hastalık diyorum çünkü bilimsel olarak bir açıklaması var yanlış hatırlamıyorsam misophonia adı. Babam olağan üstü sesler cikararak yer resmen istahim kaçıyor. Takıntım artti resmen son zamanlarda bu seslere dayanamıyorum elim ayağım titriyor :(:(
 
Evet bu bir tür hastalıkmış araştırmıştım bir ara isminide vardı hatta unuttum :)
 
Ek olarak malesef ki koku hassasiyeti bendede var.
Herşeyi kokluyorum çatal kaşık tabak da buna dahil. Mesela balık yapmam asla evde zaten sevmem ama annemlerde balık yapıldıktan sonra 2-3gun geçmesine rağmen hep balık kokan bsy var gibi gelir. Dışardan eve girdiğimde sürekli evi koklarim gelene sorarım ev nasıl kokuyor. Sürekli o da parfümleri spreyler kullanıyorum en son duvarları yumuşatıcı ile silmiştim :)) ama duvarda etki etmedi tabi ki.
Konuyla ilgili yazılanları okudukça şöyle bir kanıya vardım; sanırım bu tür seslerden rahatsız olan kişilerin algıları çok yüksek normalden daha fazla ve çabuk algılıyoruz bazı şeyleri. Koku hassasiyeti, gürültülü konuşmalar, müziklerden, vb. duyulan rahatsızlık, görsel hafızanın güçlü olması, bunlar bizim gibilerin ortak noktası sanki. Çoğu kişi abarttığımı düşünüyor inanmıyor ama kapalı bir mekanda uzağımda bile olsa ter kokan birinin kokusunu çok fazla hissediyorum bunun psikolojik olduğunu iddia edenler de oluyor ancak alakası yok, önceden tanımadığım, herhangi bir önyargımın olmadığı birinin kokuyor olduğunu hayal ediyor olamam ki, ayrıca aynı ortamdaki diğer kişilere sorduğumda evet öyle bir koku vardı cevabını alıyorum. Sonuç olarak algılarımız yüksek ve yapacak bir şey yok diye düşünüyorum.
 
Garip bir başlık oldu ama :))

Yemek yerken birşeyler içerken garip sesler cikartanlari boğasim geliyor. Tahammül edemiyorum :KK43:
Aşırı hızlı yemek yiyip ses çıkaranların yanında adapte olup yemek yiyemiyorum. Bir tavsiyeniz var mı arkadaşlar ? Aşırı sinirleniyorum genel olarak kimseyi kirmiyorum ama kendime zor engel oluyorum.
Bende de var adı mizofoni imiş. Çözüm bulamadım
 
Küçükken 6-7 yaşlarında hart hurt hep elma yerdim, o kadar çok severdim elmayı. Bir gün yine hart hurt yerken kendimden geçmişim..ama nasıl zevkle yiyorum:) O sırada ablam aniden kafama bi yapıştırdı, elma bir tarafa uçtu ağzımdakiler bir tarafa. Beynimin zonklamasına ve elmamın uçmasına öyle içerlemiştim ki geceye kadar ağlamıştım:KK48: O gün bugündür ağzımı açarak,ses çıkartarak hiçbir şeyi yemedim,yemiyorum:))
 
Ben de ağzını şapırdatan ya da cak cak sakız çiğneyen birinin yanında duramam. Aşırı derecede gerilirim, sinirlerim tavan yapar. Kafasını kırasım gelir içimden. Eğer bu şapırtıyı çıkaran çok yakınımsa uyarırım.

Bazı arkadaşlar psikolojik destek almamız gerektiğini söylemiş, ama bence esas bu iğrenç sesleri çıkarıp bizi çıldırtanlar gidip adab-ı muaşeret dersi alsınlar. Nasıl yemek yenir öğrensinler, kıtlıktan çıkmış gibi, hayvan gibi yemesinler... Ağzını aça aça çiğnemesinler. Biraz insan gibi yeseler zaten rahatsız olmayız...

Bir de kaşığı, çatalı tabağa çat çut vurarak yemek yiyenler var. Evin bir ucunda otururken, diğer ucundaki odada birinin yemek yediğini anlıyorum yani o derece. O kadar kuvvetli vuruyorlar kaşığı, çatalı tabağa... Nefret ediyorum ya bu durumdan. Ailede benden başka rahatsız olan yok, kendimi yalnız hissediyordum bu konuda. Neyse ki benim gibi rahatsız olan çok kişi varmış...
 
Son düzenleme:
Konuyla ilgili yazılanları okudukça şöyle bir kanıya vardım; sanırım bu tür seslerden rahatsız olan kişilerin algıları çok yüksek normalden daha fazla ve çabuk algılıyoruz bazı şeyleri. Koku hassasiyeti, gürültülü konuşmalar, müziklerden, vb. duyulan rahatsızlık, görsel hafızanın güçlü olması, bunlar bizim gibilerin ortak noktası sanki. Çoğu kişi abarttığımı düşünüyor inanmıyor ama kapalı bir mekanda uzağımda bile olsa ter kokan birinin kokusunu çok fazla hissediyorum bunun psikolojik olduğunu iddia edenler de oluyor ancak alakası yok, önceden tanımadığım, herhangi bir önyargımın olmadığı birinin kokuyor olduğunu hayal ediyor olamam ki, ayrıca aynı ortamdaki diğer kişilere sorduğumda evet öyle bir koku vardı cevabını alıyorum. Sonuç olarak algılarımız yüksek ve yapacak bir şey yok diye düşünüyorum.
Bence biz zekiler toplanıp iş kuralım :halay:

Aslında bu durum bizim insanlara yani çevremize karşı ne kadar hassas olduğumuzu ve onların rahatsız olmamaları için çaba sarf ettiğimizi gösterir ki bu durumda biz aynı zamanda iyi ve çaresiz :) kisileriz. Bazen bazı şeylerden tiksinmeyen kişileri görünce ozeniyorum çünkü herşeyden tiksinirim. Islak birşey elleyemem icim urperir. Suratım böyle yana yana kayar :KK17: geçen bir bebek gördüm bir yaşlarında annesi salçalı ekmek verdi. Çocuğun eli ıslandı ay çocuk titreyerek ekmeği attırdı. Kahkahayi bastım çocuk aynı ben:KK48: hayal gücüm ve kaygılarım da çok geniş mesela en olmayacak kaza bela uğursuzluğu düşünürüm. :KK51: 6. Hissim kuvvetlidir ve bazı rüyalarım da çıkar ve bu benim herzaman tetik üstümde durmamı sağlıyor . :KK54: evlenmeden annem abim beni asla sesli olarak uyandirmazdi kapı açık olurdu ztn kapıya gelip yada yanıma bana bakarlar ve ben uyanirdim. Eşim bu durumdan çok tirsmisti mesela:KK45:
 
Küçükken 6-7 yaşlarında hart hurt hep elma yerdim, o kadar çok severdim elmayı. Bir gün yine hart hurt yerken kendimden geçmişim..ama nasıl zevkle yiyorum:) O sırada ablam aniden kafama bi yapıştırdı, elma bir tarafa uçtu ağzımdakiler bir tarafa. Beynimin zonklamasına ve elmamın uçmasına öyle içerlemiştim ki geceye kadar ağlamıştım:KK48: O gün bugündür ağzımı açarak,ses çıkartarak hiçbir şeyi yemedim,yemiyorum:))
Hahah :KK48:

Keşke herkese vursalarmis :lülülü:
 
Ben de çok gıcık olurum.Bi' de en sinir olduğum ama çok alışıgelmiş bir durum yemek sofrasında yemekten sonra kürdanla diş temizlemek.E dişlerini de masada fırçala madem diyesim gelir bazen.Sofraya saygısızlık olarak görüyorum bunu.Yemek yerken ağzının içindekileri gösterenlere de gıcık olurum.Biri yanımda hızlı yemek yiyince ben bırakıyorum yemek yemeyi.Geriliyorum sanki.Sofranın atmosferi bozuluyo gibi oluyo.Bence haksız değilsiniz.
 
Back
X