Howl'un Kitap Kulübü 🏰

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ben baslamak istiyorum. Asılacak kadın beni okurken zorlayan bir kitap oldu eminim hepimiz için öyledir. Hatta bi ufak ara verip sonra devam edebildim kitaba. Kitap üç farklı karakter tarafından anlatılıyor. İlk anlatıcıyı bir kaşık suda boğasım gelmişti. Bir kadının kimsesizliginden caresizliginden en fazla ne kadar yararlanilabilir malesef bize gösterdi yazar
 
Kitabın genel özeti AĞIR SPOLİER

Pınar Kür'ün okuduğun ikinci kitabıydı. Yazarın kendine has anlatımı gayet akıcı. Kocasını aşığı ile öldürmekle suçlanan Melek adındaki genç kızın yargılanması ve bu yargılanmayı üç kişini gözünden anlatması.

İlk anlatım Faik İrfan. Onun gözünde kadın aşağılık ve en alt sınıftan. Erkelerin yaptığı her kötülüğün arkasında kadın olduğunu savunana biri. Melek'in işlemediği bir suçu o işlemiş gibi ölümüne savunuyor hem de iğrenç cümlelerle. Bu bölümü okurken çok zorlandım İrfan'dan nefret ettim artık yeter dedim.

ikinci anlatım Melek. Çok çocuklu bir ailede doğmuş sevgi nedir bilmeyen bu genç kız yalıya hizmetçi olarak verilir. Ama yalının sahibi Hüsrev bey kızı başka amaçlar için yanında tutmaya başlamıştır. Bu bölünde Melek'in yaşadıkları çok acı. Adamın sapık fantazilerine itaat etmeye başladı çünkü ona ne denirse yapması öğretilmişti. Başka türlüsünü bilmezdi.
Üçüncü anlatım Yalçın. Yalının bahçıvanın oğlu olan Yalçın, Melek'i bu iğrenç durumdan kurtarmak için gözünü karatarak Hüsrev beyi öldürür. Ama bu yaptığı Melek'i kurtarmak yerine daha da dibe batırmış.

Okunması zor, sindirilmesi çok daha zor bir kitap. Zamanında bu kitap müstehcen bulunup yasaklanmış. Melek'in yaşadıklarından tahrik olacak kadar basitleşmiş insanların bu kararı alması saçma.
 
Asılacak Kadın biraz da farkındalık kitabı bence. Yasaklanması ne kadar gerizekalıca. Toplumun yaralarına parmak basınca biyerlerden elbet ses gelecekti. Bir kadına yapılanlar, onu görmezden gelmek, acı çektirmek, sadistçe yaralamak gözardı edilip en salakça nedenden ötürü okuyanları tahrik ediyor sebebiyle bir süre yasaklanmasına inanılmaz sinirleniyorum.
 
İlk başta erkek bir yazar yazmış gibiydi. Faik irfan kendi yaşadığı hayatı Melek ğzerinden hıç alıyormuş gibi suçlamasına sinir oldum. Kanunu adamı gerçekleri ortaya çıkarır bu direk kadını suçluyor.
Kaldı ki Melek'in yaşadıkları ortaya çıksa da yine suçlu o olurdu. Tepki verseydi sesini çıkarsaydı gönlü vardı demek ki derlerdi
 
Çünkü kendi pislikleriyle yüzleşmek zor gelmiştir
 
Sussan da suçlusun konuşsan da
 
Çok sarsıcı, üzücü bir kitaptı. İlk iki bölüm bilinç akımı tekniğiyle yazılmış olmasına rağmen kolay okunuyor ve oldukça akıcı.
İrfan tam bir kadın düşmanı. Çocukluğunda yaşadığı tüm olumsuz duyguları yetişkin hayatına taşımış.
Melek'in her şeyi kabullenmiş olması o kadar pasif olması beni rahatsız etti açıkçası.
Yalçın'ın kendisiyle ilgili yaptığı öz eleştiriler çok yerindeydi.
 
İyi geceler kızçemi uyutmadım henüz uyutunca gelebileceğim.
Genel olarak; Asılacak Kadın çok çarpıcı, düşündürücü bir kitaptı. İrfanın çocukluğu da örselenmekle geçmiş, değersizlik hissini dibine kadar yaşamış kurtulamıyor. Yargılayıcı, acımasız kötü birine dönüşmüş. Çocukken de pek iyi değildi gerçi. İnsanlarla sanki sadece kullanabilecekse ilişki kuruyor.
Melek’in başından geçenler çok üzdü. Annesinden bile sevgi değer görmeniş. İnsanlar tarafınsan hep kullanılmış. O toplumda herkes kadının başına gelenleri bilir de sessiz nasıl kalır üzerinde inceleme yapılacak bir konu.
 
İrfan eşine bile güvenmiyordu, kız başkasını severken irfan bir şekilde kızla evlenmiş
 
Benim bilinç akış tekniğiyle okuduğum ilk kitaptı. Aslında ilk başta zorlasa da sonrasında fark ettim ki noktalama işaretleriyle, düzgün bir imlayla yazılsa asla o hissettirdiklerini geçiremezmiş. Beni çok etkileyen ama bir yandan da hala yanı başımızda bolca yaşanan konuyu işlediği için belki de alıştığımız bir yaşamı okudum.

Melek'in o kabullenişi belki şu an rahatsız edici, saflık olabilir ama o döneme göre bana normal geldi. Ses çıkarsa kime duyuracak? Kim inanacak ya da? Bir tarafta tüm semtin tanıdığı, lüks bir hayat yaşayan Hüsrev, diğer tarafta köyden gelmiş, kendini keşfetmesine izin verilmemiş Melek...

Yalçın da beni sinir etti bi yandan, deli mi ne :/
 
Evet ben de okurken çok zorlandım.
Mide bulandırıcı bir kısmı vardı.
Üç farklı anlatım vardı.
Bu anlatımların üslubundan kahramanların kişilikleri, eğitimleri hakkında kolaylıkla bilgi edinebiliyoruz.
Kitabı bitirdikten sonra oturduğum yerde kaldım uzun bir sure.
Düşündürdü.
 
Yine bir kadın ve yine erkeklerin ağzındam çıkacak bir söze göre hayatı elinden alınacak kadınç kadınların kaderleri neden erkeklerin elinde? Yalçın, Hüsrev'i öldürdüğü halde ceza almazken Melek azmettirici sıfatıyla ölüme mahkum etmeleri
 
Müebbet almıyor muydu yanlış mı hatırlıyorum
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…