- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.572
- 598
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #41
Çocuğum ile ilgili yazdığım kısımlar şöyle:Çocuğunuz mu var. E bu durumdan o da etkilenmiyor mu?
Kısa süreli bu tarz ruh hali yine tamam ama çocuğunuzu düşünün ve depresyona girmenin bile size lüks olduğuna ikna edin kendinizi. Çocuğunuzla vakit geçirin.
Resim yapmak hiç iyi fikir değil bu durumda zaten . daha sosyal bişeyler olmalı.
Depresyonun dibine de vurdum vaktinde ve iğrençti; oralara inmemek için direniyorum zaten çocuğum var; öyle bir lüksüm kalmadı maalesef.
Daha sosyal... Kursa gidiyorum zaten, bu hafta sonu kendimi zorlayıp gideceğim ama tat vermiyor.Annemle dönüşümlü haldeyiz şu ara; "Benim evdeki verimim biraz düştü, çocuğun eğlencesinden çalmayayım" dedim annem de sağ olsun destek çıktı. Baktığın zaman bu bile mutluluk sebebi olmalı; çünkü çocuğumu, kendimi dinlemeye ihtiyacım olduğunda emanet edebileceğim bir adresim var. Son bir-iki haftadır oğlanı anneannesine daha sık götürüyorum öğle uykusundan sonra, anneannesiyle parktı, komşu çocuklarıydı takılıyorlar, akşam üzeri alıyorum.
Ama sizin kendinize karşı güven probleminiz var.
Bakın bu kadar insan aynı şeyi düşünüyorsa sizde en azından bi ışık vardır.
Hani kitabı gözümüze çok yaklaştırırsak okuyamayız değil mi görüntü bulanıklaşır. Uzak tutmamız gerekir biraz.
Yaşadığınız ama yıkılmadığınız şeyleri yazıp okuyun mesela. Ne kadar güçlü olduğunuzu farketmenizi sağlar.
Durumunuz varsa evden işten size ağır gelen sorumluluklardan uzaklaşın biraz. Kolay bişey olsa evi taşıyın tanınmadığınız biyere derdim.
Bide geçmişi geçmişte bırakmayı deneseniz.?
Belki de, ama kendime güvenmesem misal sergi gibi tüm insanların en hassaslarımdan biri olabilecek noktayı eleştirebileceği bir organizasyona girmezdim. Benimki kendimi bilmek ile ilgili gibi... Yani biliyorum, dışımda bir güç kabuğu olabilir ama içimde zayıfım ki geçemiyorum ve aynı yere sarıyorum.
Evi değiştirmeyi düşündük, ama şu an akıllıca bir yatırım olmadığı kanaatine vardık, bunun için biraz daha sabretmem gerekecek, bu ev de beni boğuyor bilmiyorum neden. Her santimi, her eşyası... Bir ara ne var ne yok dağıttım kaldırdım verdim, odaları değiştirdim, orayı burayı boyadım, duvar bile inşaa ettik ciddiyim. Ama hala sıkıyor.
Ya geçmiş cidden umurumda değil, şimdi içinde bulunduğum durumdan hayıflanıyorum; huzursuzluğumun kaynağını bulup ortadan kaldırmak ve önüme bakmak istiyorum. Süreki geriye sürüklenmemin sebebi geçmişe takılı kalmak değil esasen; içimdeki bu duygudan arınamıyor olmanın arayışı. "Sebep ne?" diye düşünüp duruyorum.
Evet, en yakın arkadaşımı bir kazada aniden kaybettim, acıydı ama ölümlü dünya.
Evet, 10 seneden fazladır savaşmak zorunda olduğum bir hastalığım var ve nüksedebilme ihtimalini taşıyan, ama bununla yaşamaya alıştım. Vs vs...
Bunları başa sarıp sarıp düşünmüyorum, sadece "Geçmiş" denildiğinde aklıma gelen -ağır-lar arasındalar o kadar ve bunlar herkesin yaşayıp geçebileceği şeyler... Ben neden huzursuzum kısmındayım... Ben biriktirdiğimi taşırıyor muyum artık kısmı...