Huzuru anlatın bana

Çocuğunuz mu var. E bu durumdan o da etkilenmiyor mu?
Kısa süreli bu tarz ruh hali yine tamam ama çocuğunuzu düşünün ve depresyona girmenin bile size lüks olduğuna ikna edin kendinizi. Çocuğunuzla vakit geçirin.
Resim yapmak hiç iyi fikir değil bu durumda zaten . daha sosyal bişeyler olmalı.
Çocuğum ile ilgili yazdığım kısımlar şöyle:
Depresyonun dibine de vurdum vaktinde ve iğrençti; oralara inmemek için direniyorum zaten çocuğum var; öyle bir lüksüm kalmadı maalesef.
Annemle dönüşümlü haldeyiz şu ara; "Benim evdeki verimim biraz düştü, çocuğun eğlencesinden çalmayayım" dedim annem de sağ olsun destek çıktı. Baktığın zaman bu bile mutluluk sebebi olmalı; çünkü çocuğumu, kendimi dinlemeye ihtiyacım olduğunda emanet edebileceğim bir adresim var. Son bir-iki haftadır oğlanı anneannesine daha sık götürüyorum öğle uykusundan sonra, anneannesiyle parktı, komşu çocuklarıydı takılıyorlar, akşam üzeri alıyorum.
Daha sosyal... Kursa gidiyorum zaten, bu hafta sonu kendimi zorlayıp gideceğim ama tat vermiyor.

Ama sizin kendinize karşı güven probleminiz var.
Bakın bu kadar insan aynı şeyi düşünüyorsa sizde en azından bi ışık vardır.
Hani kitabı gözümüze çok yaklaştırırsak okuyamayız değil mi görüntü bulanıklaşır. Uzak tutmamız gerekir biraz.
Yaşadığınız ama yıkılmadığınız şeyleri yazıp okuyun mesela. Ne kadar güçlü olduğunuzu farketmenizi sağlar.
Durumunuz varsa evden işten size ağır gelen sorumluluklardan uzaklaşın biraz. Kolay bişey olsa evi taşıyın tanınmadığınız biyere derdim.
Bide geçmişi geçmişte bırakmayı deneseniz.?

Belki de, ama kendime güvenmesem misal sergi gibi tüm insanların en hassaslarımdan biri olabilecek noktayı eleştirebileceği bir organizasyona girmezdim. Benimki kendimi bilmek ile ilgili gibi... Yani biliyorum, dışımda bir güç kabuğu olabilir ama içimde zayıfım ki geçemiyorum ve aynı yere sarıyorum.
Evi değiştirmeyi düşündük, ama şu an akıllıca bir yatırım olmadığı kanaatine vardık, bunun için biraz daha sabretmem gerekecek, bu ev de beni boğuyor bilmiyorum neden. Her santimi, her eşyası... Bir ara ne var ne yok dağıttım kaldırdım verdim, odaları değiştirdim, orayı burayı boyadım, duvar bile inşaa ettik ciddiyim. Ama hala sıkıyor.

Ya geçmiş cidden umurumda değil, şimdi içinde bulunduğum durumdan hayıflanıyorum; huzursuzluğumun kaynağını bulup ortadan kaldırmak ve önüme bakmak istiyorum. Süreki geriye sürüklenmemin sebebi geçmişe takılı kalmak değil esasen; içimdeki bu duygudan arınamıyor olmanın arayışı. "Sebep ne?" diye düşünüp duruyorum.
Evet, en yakın arkadaşımı bir kazada aniden kaybettim, acıydı ama ölümlü dünya.
Evet, 10 seneden fazladır savaşmak zorunda olduğum bir hastalığım var ve nüksedebilme ihtimalini taşıyan, ama bununla yaşamaya alıştım. Vs vs...
Bunları başa sarıp sarıp düşünmüyorum, sadece "Geçmiş" denildiğinde aklıma gelen -ağır-lar arasındalar o kadar ve bunlar herkesin yaşayıp geçebileceği şeyler... Ben neden huzursuzum kısmındayım... Ben biriktirdiğimi taşırıyor muyum artık kısmı...
 
Huzur nasil yasamak istiyorsan o sekilde yadayabilmek sanirim , yani benim icin tarifi bu
Mesela buraya geldigimden beri cok cok huzurluyum
Ne yapiyorsun dersen aslinda hicbirsey yapmiyorum , sabah istedigim saatte kalkiyorum ( mila izin verdigi surece )
Kalktigimda koca kisisi kahve yapmis oluyor , balkona cikip bahceyi seyrederek kahvemi iciyorum
Sonra kahvalti hazirliyorum , ailecek kakara kikiri kavga dovus kahvalti yapiyoruz
Sonra esim ne yapicaz bugun diyor , kafamda bi plan yapiyorum , suraya gidelim kahve icelim, obur tarafa gidip dukkan icin su isleri halledelim vs vs
Cikip dolasip geliyoruz eve mutfaga giriyoruz esimle yemegi hazirliyoruz , yine ailecek yiyoruz , sonra takiliyoruz ben biraz dukkanla ilgili calisiyorum , biraz dizi keyfi , biraz cocuklarla sohbet oyun vs ve yatiyoruz

Yani baktiginda hayatimin en tembel , en verimsiz donemindeyim , sabah kostur kostur ise gitmiyorum , arkadaslarim yok , ilgilenmem gereken ailenin diger uyeleri yok vs vs

Ama o kadar huzurluyum ki , demek ki istedigim buymus diyorum, cekirdek ailemle boyle basit ve sade bir yasam

Demek istedigim su , sen nasil yasamak istiyorsun? Sanirim o istedigin hayata sahip olunca huzuru bulacaksin benim gibi
 
ne zaman bir yerde bir yorumunuzu görsem o kadar beğeniyorum ki hemen ss alıp aklıma geldikçe bakıp bakıp gülümseyerek okuyorum; kendinize lütfen hak ettiğiniz değeri verin, bunu söylemeye geldim:KK200:
 
Biraz ümit aslında eksik olan sanırım hayata tutunmak bişeylerle uğraşmak istemez misiniz misal bir yardım kurumu gönüllü olmak LÖSEV çeşitli dernekler vakıflar ben bunun size iyi geleceğini düşünüyorum birilerine merhem olmak en iyi terapi
 
Gangsta sen ne yaptın?
Ben senden aile dizimi seansları süper gidiyor, çok faydalı oldu diye haber beklerken..:olamaz:

Hayallerim yıkıldı giiiiitti, ümitlerimmm .............. şarkısını armağan ediyorum şuan :)

Şaka bir yana, çok iyi anladım duygu durumunu.
Ben bizim esas sorunumun aşırı düşünmek, çok ince düşünmek olduğuna inanıyorum.
Bizim gibilerin mutluluğu çok zor..

İnan uzun zamandır tonla dertle boğuşuyorum, yine de kendimi bırakıp başkalarına anneme, kardeşlerime
üzüldüğümü biliyorum. Ve hala yapıyorum bunu.

Ulan sen önce kendi kalbindeki cam kırıklarını çıkar da hayatta kal değil mi?

Geçen bir arkadaşa dedim ki ''Ben sıramı beklerim. Allah benden daha zor durumda olanların yardımcısı olsun. '' diye dua eden insanım ben. Neden burnum b.ktan çıkmıyor dedim.

Arkadaş bir kızdı. O ne biçim dua öyle be dedi.
Allah'ın kudreti sonsuzdur.
Aynı anda çözülemiyor mu?
Neden bekleyeceksin.

İnanır mısın hatamı gördüm.
Duayı da yanlış eder mi insan?

Harbi ne mallık ama :)
İyi niyetin b.kunu çıkarmak= Ben :halay:

Ya o güzel haberleri vermeyi ben de isterdim, oysa adam da gayet iyi, iyi de başladı ama ne bileyim, beyhude gibi geliyor. Affedici olmaktan bahsediliyor, kendim de dahil affetmeyi bilmiyormuşum ve hatta "Kendini cezalandırıyorsun" dedi bana. Bunlar benim daha önceden duymadığım laflar değil. Bunları duymanın bana bir faydası yok, hep aynı şey söylenerek başlanıyor ama neticelendirilmiyor, bu da öyle olacak gibi geldi, diğerlerini çağrıştırdı..

Nomu, ben dua etmiyorum. Çoook çok uzun zaman oldu ve o zamandan beri içimden gelmiyor.

Ben bazen çocukla böyle buhranlara sürükleniyorum. Çocuğu en fazla sabah bırak akşam al yapabiliyorsun. 1 gece onsuz, kocansız, bekar ve işsiz gibi bir hayat yaşa bence. Elindeki her şey tamamen kaybolmuş gibi. Sen böyle fevri değişimlere açık gözüküyorsun. Amaç tatil değil, bu içinde yaşadığın yalnızlığı somutlaştırma.

Belki istediğin işi tutturamadın, belki çocuk çok fazla geldi, belki bi şekilde engellendiğini yada köreldiğini hissediyorsun. Bu halinin belli başlı sebepleri olmak zorunda, onları dinlemek için kendine daha fazla vakit ayır. Ne kadar gerekiyorsa o kadar ayır. Ben şuan çocuklu salonumda kafamı toparlamaya çalışsam daha çok kafayı yerim. Uzuuun bir süre gerekiyor.

Ben yaparım yapmaya da eşim "Oğlan napıyordur?" diye başlar. Benden daha anne bir erkektir kendisi.

İstediğim işi yapmadım, yapmadığım için bıraktım ve istediğim işle ilgili şeyler yapma yolundayım. Huzurlu olmam gerek, değilim. Çocuk sorumluluğu fazla benim için evet, elimden geldiğince çabalıyorum, yettim mi yetemedim mi dediğim noktalar oluyor elbette, bilmiyorum. Engellendiğimi düşündüğüm şeyler... Eh, engellendiğim şeyler var, çünkü bağımsız değilim artık. Köreldiğimi hissediyorum bazen evet. Resim konusunda bilhassa. Yeterli değil.. Geçen seneye göre geriledim, çünkü bu sene daha çok bıktım boşladım gibi... Evi de kaldırıp atasım var zaten...

ama gangsta daha onceki konularinda da vardi herkesin herseyi olamazsin, yorulmussun 20 yasindaki enerjinle bugunku enerjin ayni olmaz. o yastaki fedakarliginla su an ki fedakarligin bir olmaz. eskiden oteledigin şeylerin telafisi icin zamanin vardi artık duzenli bi hayata gecis yapman lazim. ama sen kendini planlarken her yerden biri ziplayip yolunu keserse nasil vaktinde katetmen gerekeyn yolu gideceksin ki

en nihayetinde insansin 10 sene onceki 5 saatlik uyku 6 saate ciktiysa bile degisir ki hayatin bu cok normal.

ben bu yasima kadar baskalari icin yaptigim herseyi jet moturu takilmis gibi ve muntazam yaptim. icim anca oyle rahat ederdi. ama kendim icin olan seyleri hep oteledim vazgectim biraktim... yol uzunsa yolumu degistirip kısa yolu tuttum istemedigim halde. bunlari hep baskalari icin sevdiklerim icin yaptim.

elimden tutup da halin nice diyen olmadi hic hala da yok ailemden. o yuzden hala herseyim yarim eksik oteleme erteleme seklinde gidiyo.yorgunum biliyorum ama dinlenecek bi ortamim yok. su durumda biri intiyacim var dese köpek gibi yaparim ama.

sende de hepsi birikmis olmasin o yuzden kendini otelemeye baslamis olmayasin

Her şey birbirine girmiş gibi geliyor, bilmiyorum. Kendimi gerilere attım evet, doğru bir nokta. :/
Uzun uzun açıklayabilirim ama düşününce bile yoruldum şimdi.
 
bana cok tuhaf geliyor boyle seyler burda yazdiklarinizdan yola cikarak soyluyorum ki bence ortada buyuk bi dert yoksa neden bu sikinti.hayatinizda genel ruh haliniz mi boyle bazi insanlar dogustan melankolik en ufak durumda mahvoldum bittim modunda olurlar.sizde oyle misiniz yoksa donemlik bisey mi bu?benim hayatimda asla degistiremeyecegim sorunlarim var ama cok mutlu olmasamda huzurluyum.kafama hic birsey takmiyorum maximum biseye en fazla bi gun uzulurum.diger gunlerimi asla heba etmem sizin derdinizi bilmedigim icin yorum yapamiyorum
 
Hayat anlamsızlaşmış sizin için.

Bir hedefiniz, yaşama sizi sizin kendi içinizden gelerek, heyecanlandırarak bağlayan bir sebebiniz yok.

Böyle olunca da amaan hep aynı , yapsam ne yapmasam ne , ne olacak ki diyorsunuz .

Çok bunaltıcı , hayatı anlamsız gösteren bir durum .
 
Merhaba hanımlar, nasılsınız; nasıl gidiyor hayat?

Ben her zamanki gibi... Yani kendi içinde yalnız, kararsız ve huzursuz.
Uzun yazacağım baştan söyleyeyim; çünkü canım öyle istiyor.

Bugün psikoloji mezunu bir yaşam koçu ve asistanı ile 3. seansıma gitmek üzereyken ertelettim ve kafam karışık.
İki kişi ilgileniyorlar benle; sağ olsunlar kendilerince dil döküyorlar ama sanki olmayacak gibi. Bunu nasıl izah edebilirim bilmiyorum, çok sıkı bir duvarım var ve yıkılmıyor; başlangıçta enerjik ve umutlu dahi olsam ikinci görüşmeye kadar sanki hayata dair her şeyi çözüp yine karamsarlığıma yeniliyorum.
İlk seansta sayfalarca sorular sorulup hakkımda biraz bilgi toplanıldı ve bu iki saat kadar sürdü; sonrasında "Sizin de gayretinize bağlı olarak en iyi ihtimalle 9-10 seans kadar sürebilir, zorlu birisiniz" vb. cümleler kuruldu. Sanki klasik herkese söylenen şeyler gibi, kim buhranını kolay atlatıyor ki?... Biraz da "Ben zaten gayret edebilsem niçin size geleyim" gibi bi düşünce peydah oldu. Tüm anahtarlar bende madem, kapının önünde dikilmiş niye bekliyorum? Bana bunu söylesenize??

Farkındayım, üstü kapalı yazıyorum ve biraz da karışık başladım ama bunun sebebi benim de karışık vaziyette olmam; kendimi doğru ifade edemezsem ve aklınıza takılan noktalar olursa sorabilirsiniz, bir sıkıntıyı dökmeye, dökerek anlamaya çalışıyorum sadece. Psikologlardan da bıktım.

Randevu saati yaklaştıkça ayaklarım geri geri basıyordu, üzerimdeki bıkkınlık artıyor ve yol gözümde büyüyordu, yarına ertelettim ama yarın olmadan yarını da pazartesiye sallayacakmışım gibi hissediyorum. "Gideceksin ne olacak, aynı şeyleri tekrar tekrar konuşmaktan öte gidemeyeceksiniz, biraz meditasyon biraz -kendini bırakmalısın- vurgusu, abuk subuk derin manalı dertleşmelerle geçen faydasız bir saatin ardından evine gelecek ve canının ne kadar sıkıldığını, ne kadar huzursuz olduğunu yine anımsayacaksın. Onun yerine bari bi güzellik salonuna neyim git de şu hep şikayet edip durduğun cildine profesyonel bakım yaptır, biraz çeşit olsun" diyorum. Çabuk mu kestirip atıyorum dersiniz?

Sorun ne, dert ne diye sorarsanız; dert, artık somut halde anlatılamayacak kadar karışmış, soyut çorba olmuş bir iç sıkıntısı. "Kocam böyle böyle yaptı da ondan", "Çocukluğumda şöyle oldu atlatamadım","Hayat şartları canımdan bezdirdi","Şöyle bir depresyona girdim de hala çıkamadım" "Annem şöyle davranırdı derinden sarsıldım" "Şu şu hayallerim yıkıldı" "Onun ölümünü geçemedim", "Hastalıklarım beni bitirdi" vb. somut bir kaynak ile açıklanamayacak hale gelmiş bir sıkıntı yumağı. Öyle ki memnuniyetsizliğim ve bezmişliğim artık çabuk bıkma, git gide tembelleşme ve insanlardan kendini geri çekme olarak kendini gösterir oldu. Kolumu kaldırasım yok desem yalan olmaz; işler git gide birikiyor ve başlangıcı sürekli erteliyorum. "Değmez" deyişlerim artıyor... Sanki içimde bi gün bi delik açıldı ve o günden beri tüm huzurumu içine soğurup yok ediyor.

Dün kendimi biraz zorladım, birkaç işim vardı asıldım... Yok. Bıraktım.
Ondan önceki gün neredeyse ölü gibiydim, çaktırmadım.
Bugün de evin içine kendimi kapatmış siz tanımadığım, bilmediğim insanlara "Derdim ne benim?" diye soruyorum.

Böyle olan var mı? Kendimi yalnız hissediyorum, sanki kimseyle aynı lisanı konuşmuyor gibiyim.
Mütemadiyen çökkün ve kamufleyim.
Mütemadiyen düşünceli ve fakat halini umursamaz haldeyim.

Değiştim, git gide berbat bir yöne doğru; ya öyle saçma bir hal ki ayaklarımın yönü ne zaman ileriye dönse moonwalka başlıyorum sanki, öyle bi şey. Başlayamıyorum, başlıyorsam devam edemiyorum, devam ediyorsam "Manasız, yetersiz" deyip bırakıyorum. Bunun sebebi ne olabilir? Bu soyut çorbayı ayıklayabilen birileri var mı aramızda? Ben bu döngüden şöyle çıktım ve şunu anladım diye anlatabilir misiniz?
Ruhsal çöküşten çıkmayı başaran kişiler, yazar mısınız bir şeyler?

Okuyanların gözlerine sağlık.
Işık olacak yorumlarınızı bekliyorum çünkü ben artık tamamen karanlıkta kalmış gibi hissediyorum.

Şu başlayamama, bıkkınlık, geri çekilme, tembellik çok uzun bir süre benim genel halimdi. Yeni yeni toparlıyormuş gibi hissediyorum. Toparladıkça da çok uzun süredir önünde bekleyen bir sorunun aslında çok basit bir çözümü varmış ah nasıl da görememişim tarzı bir coşkuya kapılıyorum. Çözüm ne desen tam açıklayamam bir de o ayrı bir konu. Klik etme anı neydi? Neden durup dururken o acayip burun kıvırdığım yaşam koçluğu, kişisel gelişim vs. tarzı konulara dahil olmaya karar verdim bilmiyorum. Ama samimi bir şekilde şans verdiğimde işe yaradı bende.

Daha önce birkaç psikolog değiştirmişliğim var, hepsinde max 4-5 seans gidip sonra bıraktım. Yaşam koçuyla güzel ilerliyoruz şuan. Seanslardan çıkınca veya seans zamanı yaklaşınca bir iç sıkıntısı filan Olmuyor. Benim gittiğim yaşam koçu Erickson ekolündenmiş. Bu işlerden çok anladığımdan filan değil bana öyle denk geldiğinden seçtim ama seanslardan keyif almamda bu ekolün temelinde olan geriye bakmama, nedeni aramama, sadece ne istediğini ve nasıl alacağını çözmeye çalışma mantığı olduğunu düşünüyorum. Seanslarımın hiçbirinde dertleşme, meditasyon ya da sorunlarımın kökenine inmeye çalışma yoktu mesela. Daha çok koçun hızlıca sorunlarını belirletip daha sonra bu sorunları hangi öncelik sırasıyla çözmen gerektiğini, çözümünü ve motivasyonunu sana sorular yardımıyla buldurması şeklinde ilerliyor seans. Çok anlatamamış olabilirim ben içeriği ama tamamen somut bir yol haritası belirleme toplantısı gibi geçiyor her seans.

Böyle uzun uzun anlatmamın sebebine gelirsek bu tarz bir koçluk senin içinde faydalı olabilir gibi geliyor. Yılgın olduğun dönemlerde motivasyon sağlayabilir. Konularından bildiğim kadarıyla ara sıra enerji patlaması yaşadığın, aynı anda bir çok işe birden sarıldığın dönemlerin var onlarda hayatına düzen getirmene, o enerjiyi verimli kullanmana yardım edebilir. Yani mucize çözüm kesinlikle denemelisin diyemem ama fayda sağlayabilir bence yan bir çözüm olarak.
 
gangsta diyebilirim di mi sana?

bak bizim gibi kadınlar mutlu olamaz.iç huzurumuz yok bizim.nerdeyse 3 aydır diplerdeyim,hani ,çırpındıkça da batıyorum gibi.
kursu astım gitmiyorum.psikiyatır randevularımı sürekli erteliyorum.ilaçlara devam ediyorum.

hani atölye açmıştık ya,işler kötü gidiyor.yanlış anlama maddi yönden değil,zaten maddi beklenti için açmamıştık ama
2 arkadaş anlaşmazlığa düştü,atölye de gerginlik var.ayaklarım gitmiyor.

göğsümün üstünde oturan boğa 3 aydır yerinden kıpırdamıyor.3 aydır elime aldığım her tuvali bozuyor,tekrar tekrar yapıyorum.birşeye de benzemiyor.arkadaşlar seri üretime geçti,ortada bitmiş bir tablom yok.fırçalar,boyalar bana bakıyor ,ben onlara.
sergi açıldı bizim orada başka sanatçıların,senin eserin de olmalıydı bence.özellikle mor saçlı kızını .çok beğendim.eser sahiplerinin çoğu gelmedi tablolarını gönderdi.sen de gönderebilirdin.kendime faydam yok ama sana yardımcı olmak isterim.
sergiyi düzenleyen bayanla tanıştım,izin verirsen tablolarını gösteririrm instadan ,beğenirse,senin eserlerini de sergileyebilir.birşeyler yapmanın vakti gelmiş.daha gençsin,o güç sen de var.
 
Geçmiş olsun; gençliğimde birkaç teşebbüste de ben bulundum, birinde eskaza dayım fark etti gayet planlıydım çünkü fark edilmemesi konusunda, diğerinde ise annemler müdahil olmuştu; sağ bileğimde ikinci teşebbüsün hatırasını taşıyorum, yani yabancısı olduğum bir his değil ve bir daha asla o hale gelmeyeceğimden de eminim. Konusu açılmadıkça aklıma bile gelmiyor, basit bir hatıra olarak kaldı bende.

O dönemleri kimin sayesinde atlattım düşünüyorum... Herkesle ve hiç kimse ile desem çok mu felsefik bir cevap olur?



Kursa gidiyorum, sergiye hazırlanmaya çalışıyorum, kendi işimi kurmak adına birkaç araştırı ve hazırlıkta bulundum; resim yapmayı seviyorum ama yapasım gitti huzursuzluktan. Evden çıkasım gelmez oldu; zorlayıp çıkıyorum ama öfleye pöfleye dönüyorum. Aslında koca bir sayfa çözüm yazabilirim, böylesi hallerde hep yaptığım şeylerden; Yeşilçam filmleri filan izleyip bile modumu değiştirirdim, şu ara o havamda da değilim.
Ben de sıkıldım.



Evet doğru hatırlıyorsun. Bir girdim pir girdim çıkamıyorum.
Sanat gitmiyor şu ara, sıkılıp bunalıp her şeyi attım bir köşeye. Dün odayı değiştireyim belki istek gelir dedim; masayı oradan aldım öbür tarafa taşıdım falan fıstık yok... Canım istemiyor. Aklımda yüzlerce resim var ama kolum kalkmıyor. Ne çizip boyayacağımı bilmesem de bakakalsam sıkılsam anlayacağım; ama resimler kafamdayken yapmıyor oluşuma da ayrıca bozuluyorum. Huzursuzluğumu katlıyor.
Çok felsefik ama güzel bir yorum katmış oldunuz bu duruma. Hiç kimse olmadan tek başınıza atlattıysanız sizden güçlüsü olduğunu sanmıyorum,ki yazılarınızdan da farkediliyor güçlü bir kadınsınız. Benimle aynı hisleri yaşamış ve aynı izi taşıyan biriyle tanışmaktan çok memnun oldum açıkçası,yalnız olmadığımı hissettirdiniz bana. Belki bilirsiniz insanların "bileğine ne oldu,kolundaki iz ne?!" diye sorup acıyan ve garip gözlerle bakması çok kötüdür. O günleri atlatmışsınız,çocuğunuz yanınızda ve güzel bir hayata sahipsiniz. Acaba kendinizi bulamamış ya da geçici bir ruh daralması yaşıyor olabilir misiniz? Bir kaç gün dinlenmek,tek başınıza kalmak iyi gelecektir diye düşünüyorum. Size akıl verecek kadar olgun ve büyük biri değilim fakat iyi geldiğini tecrübe ettiğimi söyleyebilirim. Lütfen kendinizi bırakmayın.
 
Her şeyi çok çok çok düşünüyorsun..
Kafandaki her sorunun cevabını bulmak zorunda mısın?
Yaşa işte..
Anı yaşamak dedikleri de bu.

Sürekli öyle miydi? böyle miydi? bu niye böyle? ben neden böyleyim? o niye böyle??

Ay yazarken beni afakanlar bastı.
Yorulmuyor musun? Yorulduğun kesin de bir sıyrılıp çıkmıyorsun şu ruh halinden..
 
Ya senin olayı boşluktan gibi geliyor bana. Ya sergi dukkan vs isine gir yada bir işe başla eş dost arkadas ortamini genislet. Hayat bu Yokuspokus Yokuspokus cokta birsey beklemenek gerekiyor. Hayat tam olarak bu. Iyisiyle kötüsüyle.
Sen sanki ruh hali hep depresif bir insan gibisin.
 
Beni anlatmissiniz ve bende sizin gibi düşündüğümden psikoloğa gitmiyorum gidemiyorum da vaktim yok.. devletin saatleri bana uymaz cocuklari birakabilecegim kimse yok özel desen para yok hoş olsa da iş insanin kendini bilmesinden gecip diyorum gitmiyorum.
Dini yorum yasak biliyorum ama tavsiyem bu yönde olacak yani beni ayakta tutan tek şey ibadet diyebilirim. (Kuran okumak) yani inancinizi bilmiyorum inanmayabilirsiniz inansaniz da yapmıyor olabilirsiniz herkesin kendi tercihi. Sadece bana bi tek o yönün iyi geldiğini soylemek icin yazdim.
Sizin icin sadece iyi dilekte bulunabilirim insallah bu ruh halinden bir an once kurtulabilirsiniz kendimden biliyorum gercekten zor. Ozellikle menstrual dönemde bu psikolojik çöküntü hat safhaya ulasiyor bende ve inanin cok zor geciyor.
Cok şükür saglik ya da eşten yana sıkıntım yok ama 4 cocugun bakimi maddiyat tek başına ev ve cocuklar ile ilgilenmenin yuku beni bitirmeye yetiyor.
 
Bende hayatımın böyle bir döneminde Robin Sharma’nın ‘Aile bilgeliği’ kitabına denk gelmiştim. Bana kendimi o kadar iyi hissettirdi ki mutsuz huzursuz depresif olan herkesin okuması için can atıyordum. Bence kesinlikle okumalısınız. Ayrıca ‘İnsanın Anlam Arayışı’ kitabı da çok şahane. Hayatının en bitiş noktasındaki insanların ruh halini ve psikolojisini ifade edişleri beni benden aldı. Kendimi buldum resmen. Şimdi yine diplerden nefes almaya doğru mücadele içerisindeyim bende. Bakış açımızı değiştirmeden düzelecek bi durum değil malesef. Ruhumuz çekilmiş gibi öylece durmak istemek tam bir bitikisel hayat doğrusu. Ve biz istemezsek yazık olacak caanım hayatımıza. Silkelenip yine kanlı canlı yaşamak lazım.....
 
Bence bu farkındalık. Hayatı hissetmek. Hissettikçe o cahillik zamanından kalan toz pembe görüntünün kalkması.

Çok düşünüyorsunuz. Her şeyi.

Size rahat vermiyor bazı şeyleri bilmek, üzerinde düşünmek.

Bazen düz bir insan olarak yaşamak rahatlığı gerekiyor. Dümdüz. Düşünmeden. Varoluşsal sancılar çekmeden. Hayatın anlamını bulmaya çalışmadan.
Onca derdin sıkıntının farkında olmaksızın, kendine dert edindiği tek konu halısının modeli olan kadınlar olmak lazım galiba.
Bilmiyorum . Öyle düşünüyorum nadiren de olsa.

Hayatın farkına varmak, sebep ve anlam aramak her zaman iyi gelmiyor insana.

Ruhunuz böyle, sürekli arayış hali içinden çıkmak çok zor .
Bana göre bu yorumunuz nokta atışı olmuş.
30’dan sonra birkaç yıldır aynı durumdayım.
Ben bu huzursuzluk halinin işle ilgili geçtiğimiz zor dönemden diye düşünüyorum ama ya değilse?
 
Her türlü terapiyi denemiş biri olarak su an 3 seansini bitirmiş oldugum emdr yi tavsiye ederim netten arastirabilirsiniz cidden bana cok faydasi oldu olmaya da devam ediyor her seansa istekli umutlu gidiyorum bu nedenle de..
 
Ciddi bir derdiniz yok bana kalırsa. Hayatınızda her şey yolunda olduğu için rahat batması sendromu diyoruz buna. Ya da ciddi anlamda ruhsal bir sıkıntınız var. Bu durumda da psikoterapi pek işe yaramamış gibi görünüyor. Belki de ilaç tedavisi denemelisiniz. Kimyasal tedavi tek yol olabiliyor bazen.
 
Back
X