İlgisiz Ve Yetersiz Hissetmek.

Kafa olarak yorgun olabilirmisiniz?kendime benzettim sizi biraz hicbirsey yapacak halim yok biraz enerjim yukseliyor sonra yine asagiya düşüyor psikolojiktir baska insanlar o kadar hareketliler ki anlayamiyorum nasil bu kadar enerjikler?ben hem bedenen hem kafa olarak yorulmus hissediyorum
 
bende öyleyim işte bedenen yorgun değilim ama kafam çok yorgun.. inanın bir kaşık düşünün mesela onu bile kaldırmayı istemiyorum ööf aman diyorum..
 
mesela eşim aksam evde der ki.. hadi yemeğimizin yanına salata yapalım..
o salatayı yapmak beni cok boguyor mesela büyük büyük dograrım oof puuf derim
eşim yaptığı zaman minik minik dograr ne güzel yapar hayretle izlerim.. bunun gibi çok örnek var
 
bende öyleyim işte bedenen yorgun değilim ama kafam çok yorgun.. inanın bir kaşık düşünün mesela onu bile kaldırmayı istemiyorum ööf aman diyorum..
Eger cozum bulursam sizinlede paylasim ama aklima su geldi psikoloklarin videolari var belki onlar etkili olabilir ya da kitaplari cok gecmis olsun her ikimize de
 
İcinizden gelmiyor demek ki,yapacak bir sey yok. Burada esinden ayni sekilde sikayetci olan insanlar da var mesela onlar da bir sey yapamiyorlar dertlesmekten baska.

Sizin de huyunuz bu demek
 
Şöyle bir fikrim var ne kadar işe yarar bilmiyorum ama belki denersiniz
Mesela çamaşırları yıkadınız asarken çocuğunuzdan yardım isteseniz sadece sepetten size uzatsa
Bulaşıkları makineye dizerken yardım isteseniz sonuç olarak sizinle bir şeyler yapmak hoşuna gidecektir.
Sonrada oyun oynamaya başlamadan göz ucuya saate bakın mesela 9 da başladıysanız 10 dk sonra sıkılsanızda bırakmayın o saatin onun hakkı olduğunu düşünün ve oyuna devam edin.
Yada bugün iş çıkışı gidin bir sağlık oyuncak seti alın verin siz halsiz uzanıp tv izlerken bile hasta rolü oynaya bilirsiniz böylece hem dinlenir siniz hemde çocuğunuz sizinle oyun oynar.
 
Anin tadina cikariyorlar ama.bizdeki tukenmislik gibi birsey aslinda bedeni rahatsizliklar daha kolay çözülüyor ama bizim gibi kafa yorgunluklari hem anlasilmasi zor hemde anlatmasi ,gercekten anliyorum sizi ama dedim ya bir cozum goremedim sadece sunu dusunuyorum cok yorgun bir beynim var bunu biliyorum ve tahammülsüzluk....bizim yasam.enerjimizi yukseltmemiz lazim ben psikyatriye gittim 1 aya yakin ilac kullandim ama beyin uyusmasi yasadim sinir bozucu gercekten
 
Ah bu anneler babalar bu cocuklarin haklarini nasil oduyecekler.hep anne baba hakki derler ya ben de siz once hayirli anne baba olun diyorum.
 
ben annemle babamla hiç oyun oynamadım. ama saat tutup gene de çocuğumla oynamaya çalışıyorum. saat tutun ona ait saatte başka hiçbir şey yapmayın... ben kendimin de sevebileceği oyunlar oyuncaklar bulmaya çalışıyorum. bu taşları dizip yıkmadan çekmek varya o hoşuma gidiyor ha oyuun çabuk başa sarıyor kızım yüzünden ama keyifli gene de
 
öncelikle vicdanlı merhametli bir anne olmasanız, bunu dert edip buraya konu açmazsınız zaten.
lütfen kendinizi suçlamayın.
anne olduğumuz için süper kahramanlara dönüşmüyoruz.
yardımcı alma ihtimaliniz yoksa işleri hafta içine yaymaya çalışın.
her şeyi cumartesi yapmaya gayret etmeyin.
bazı basit işleri bakıcıdan talep edebilirsiniz belki.
çamaşırı gece asarsınız o katlar mesela.
(çocuğun çamaşırıyla ilgilenebilir özellikle)
çarşaf değişmesini isteyebilirsiniz.
ne bileyim banyoya bir çamaşır suyu dökmesini isteyebilirsiniz.

benim evimde aksesuar çok azaldı iki çocuktan sonra.
her şeyin de bir yeri var.
her şeyin bir kutusu, çekmecesi veya dolabı.
ortalıkta ne kadar az eşya olursa temizlemesi o kadar kolay olur.
süpür sil toz al banyo fırçala.
mutfağı da haftasonu kahvaltı sonrası elden geçirirsiniz.

enerjinizi yeniden kazanmak için kendi başınıza bir şeyler yapın.
çalışıyorsunuz, öğle tatiliniz var mı kendinize ayırabileceğiniz kadar?
 
Çocuklar dünyayı oyunla tanırken anne- babalar da çocuklarını oyunda tanır. Çünkü çocuk demek oyun demektir. Çocuğunu anlamak isteyen ebeveynler onu oynarken izlemeli, onun oyunlarına bakmalıdır... Haydi çocuklarınızın oyunlarına siz de katılın!

Çocuk, hayata gözünü açtığı andan itibaren önce kendisi ile dış dünyayı ayırt etmeyi öğrenir. Hayata ağlayarak başlayan çocuk, anne-babasının “agucuk gugucuk”larıyla dünyaya ilk gülücüklerini atar. Kendi dışındaki dünyayı tanımaya başlar. Merak eder, kaygılanır, şaşırır, heyecanlanır, mutlu olur… Küçücük dünyası ile uçsuz bucaksız kocaman dünyayı keşfe çıkar. Çocuk dünyayı oyunla tanırken, anne-babalar da çocuklarını oyunda tanırlar. Çünkü, çocuk demek oyun demektir. Çocuğa dair ne varsa oyunların içine saklanmıştır adeta. Çocuğunu anlamak ve tanımak isteyen ebeveynler, onu oyunlarında izlemeli, onun oyunlarına bakmalıdır. Oynadığı oyunlar, kurduğu cümleler, hissettiği duygular küçük yüreğindeki büyük ipuçlarını verir.

- Oyun çocuğun en ciddi faaliyetidir.

Hangi çocuğa sorarsanız sorun en çok yapmak istediği şeyin oyun oynamak olduğunu söyleyecektir. Bir çocuğun gün içinde zamanının en büyük bölümünü oyun alır. Hatta öyle ki, sık sık yemeği, tuvaleti bile unutur oyun söz konusu olduğunda. Peki nedir oyunu bu kadar çekici ve vazgeçilmez kılan şey?

- Çocuklar neden sürekli oyun oynamak ister?

Çünkü oyun özgürlük demektir.

Çocuklar kendilerine sürekli talimat veren ve neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini söyleyenlerden pek hoşlanmaz. Yetişkinlerin engellemelerinden de çok rahatsız olurlar. İşte oyun, çocuğa, kendi eylemlerinin kontrolünü eline geçirme fırsatı verir. İstediğini yapar, istemediğini yapmaz… Sıkıcı engellemelerle mücadele etmek zorunda kalmaz. Kendisi kendisine aittir. Biz yetişkinlerin psikolojik hapishanelerde yaşadığı düşünüldüğünde, çocukların oyunlaştırılmış özgürlüklerini kıskanmamak mümkün değil.

Çünkü, oyunlarda gerçeği istediği gibi değiştirebilir.

Oyunlar, çocuğun kendi hayallerine hayat verdiği yerlerdir. Gerçeğin, işine gelmeyen yanını değiştirebilir; hoşuna gitmeyen yanını görmezden gelebilir. Öyle ki, doğa üstü güçlere sahip olabilir; dünyanın her yerine anında gidebilir; uçabilir; kocaman bir dev olabilir… Hayvanları konuşturup, kendinden çok güçlü kişileri de dövebilir. Böyle bakınca, insan özeniyor…

Çünkü, oyunlarda başrolü kimseye kaptırmaz.

Hepimiz kendi hayatımızın baş rolündeyiz. Bu, çocuk için de böyledir. Çocuklar, özellikle kendi yönettikleri oyun senaryosunda başrolü de kendilerine verirler. Böylece, bütün ilgi, başarı ve güç kendilerinin olur.Çocuklardan kimi macera filminde, kimi aşk filminde, kimi de bir belgeselde başrolü oynar. Ne güzel değil mi? Senarist de, yönetmen de, başrol oyuncusu da kendisi…

Oyun haz demektir.

İnsanın bir davranışı devam ettirmesi için o davranışın sonucunda haz alıyor olması gerekir. Oyun da çocuğa bunu fazlasıyla sunar.

Sonuçta, hareket ediyor olmak, kontrolü ele geçirmiş olmak, özgürce istediğini yapmak, sanal bir dünyada da olsa başrolde olmak bir çocuk için oldukça eğlenceli görünüyor. Bu kadar eğlenceli bir ortam sürekli olarak beyindeki ödül merkezlerini uyarınca daha fazlasını istemek de kaçınılmaz oluyor.

Anne-babalara öneriler

- Anne-babalar, çocuklarının doya doya ve dolu dolu oynamasına, eğlenmesine izin vermeli; onlara oynaması için ortam sağlamalıdır. Çocuğun oyun oynayabileceği her ortam yeri geldiğinde değerlendirilmelidir.

- Çocuklarının oyunlarına katılmalıdır. İçlerindeki çocukla kendi çocuklarının buluşmasına izin vermeli ve gerektiğinde çocuklarının yönettikleri oyunlarda yardımcı oyuncu olmayı kabul ederek keyfini çıkarmalılar.

Oyun çocuğun kurgusudur genellikle. Dolayısıyla, anne-babalar, çocuğun oyununa dahil olduklarında, onun yönergelerini dikkate almalı ve verdikleri görevleri yerine getirmelidirler.

Oyun oynayamayan çocukların başarılı olması da beklenemez.

Yaşınız ne olursa olsun, içinizdeki çocuğun sesine kulak verin.
Yani çocuk için oyun sade oyun degildir herseydir.
 
Biraz tembellikle karışık bir durum gibi geldi bana; tembellik kısmını kendime benzettim. Hani çoğu şeyi eşime buyururum çocukla ilgili "Sütünü ısıtıver, hadi üzerini değiştiriver, uykuya hazırlayadur, banyosunu hazırla" vb. İlgi konusunda da paylaşırız ama açıkçası eşimin çocukla ilgilenme biçimini sevmediğim için müdahaleci oluyorum. (Çok sert oynuyor çocukla, sanki evin içinde savaş var gibi, çocuk da kuduruyor iyice zıvanadan çıkıyorlar baba oğul) Sakin oyna, çocuk da o sakinlikte kalsın diyorum ama yok.

Aksine çocuklarla oynamaktan sıkılmıyorum, eğleniyorum. Çünkü mevcut oyunları oynamak yerine üretiyorum. Diğer türlü sıkılırım. Hani tek düze belli kurallar içinde çocuğa eşlik edince sıkıntı gelebilir, el becerileriniz varsa birlikte oyuncak-oyun yapın ya da oyunu farklı materyaller ile besleyin. Karton kutular vardı bi eşyadan arta kalan misal, onu kestim rampa yol yaptım, köprü kurduk vb. kendi kafamıza göre yol yaptık. Arabalarını orada sürüp durdu sıkılana kadar. Hani hem o yolu yaparken onla ilgilenmiş oldum, hem de geri çekildiğimde çocuk kendi kendine oynamaya devam etmek istedi. Kendinizin keyif alıp kafa rahatlatacağınız bir terapi haline getirseniz bu birlikte oynama anlarını, aşarsınız gibime geliyor.
Dikiş seviyorsanız misal, atıyorum oyuncak bebeklerine elbise yapın çocuğunuzun, birlikte, size de rahatlama olur.
Çizim işlerini seviyorsanız, çocuğunuza boyama kitabı hazırlayın birlikte vs vs...
İlla oyuncaklara-kalıplara çakılı kalmayın.
 
ben yanlış mı düşünüyorum bilmiyorum ama,

anne de olsa çocukla her şeyi yapmaktan hoşlanmayabilir.
ama illa ortak bir aktivite de bulunabilir.

çocuk da anneyle ayrı babayla ayrı oynamasını öğreniyor zamanla.

örneğin bizde eşim genelde maket falan yapar çocuklarla otururlar da,
ben de genelde dans ettiririm,

baba matematik çalıştırır,
benle de hikayesel oyunlar oynar.

gibi gibi.

baba ve anne birbirinin eksiklerini gideriyorsa bence çok problem değil.

sizin durumunuzda çocuğunuzla ortak yaptığınız hiç bir şey yok mu anlamadım, sadece babanın yaptıklarını yapmıyorum diye üzülüyorsanız bence gereksiz bir üzüntü.
 
saat tutmayı deneyeceğim teşekkür ederim.
 
bakıcımız zaten ufak tefek yapıyor
camasırları o katlıyor mesela, balkonu yıkıyor, tozu bakıcımz alıyor
tuvalet banyoyu eşim yıkar.
ben makine yapar silerim dip bucak sadece.
mutfagı ara sıra elden geçiririm itiraf edeym bazen 3 ayı buluyor.. evim temiz değil ama derli toplu dediğinz gibi çok sadece
ortalıkta hiç birşey yoktur
birde hep aldıgımı aldık yere koyarım.
ama ne bileyim. bu halimi bende sevmiyorum nefret ediyorum
 
Güzel özetlemissiniz durumunuzu yalniz mâaşiniz var bakiciniz var özel hastaneye vericek paranizmi yok. Bu durum tuhaf geldi bana
 
Eşinden yana çok şanslısın.Belki de sırtını ona yaslayabileceğini bildiğin için böyle oluyor.Yoksa mecbur kalsan yapardın elbette.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…