İlişkilerimin yürümemesi

insanlara alttan alta sallayıp sonra kimse polemik yapmaya kalkmasın demekle olmuyor o işler.
İnsanları tercihlerinden dolayı alakasız bir biçimde "bu işi parayla yapan kadınlara" benzetmek hiç hoş değil.
dilediğiniz gibi algılayabilirsiniz, yazım gayet açık. cümle sonuna sadece kimseyi bağlamaz demişim. çünkü kendimi söylüyorum ben ayşeyi fatmayı değil. benden sizden malzeme çıkmaz, o yüzden hani yazarsanız cevap falan vermem kusura bakmayın :)
 
yani ben ilişki içerisinde cinselliğe karşı değilim, hatta bir noktadan sonra yokluğunu garipserim ve kendi adıma sağlıksız bulurum. bu benim, kendi ilişkilerim için görüşüm. gelgelelim ilk buluşmada birlikteliği yadırgamamakla beraber, kendim için uygun bulmuyorum, cinselliği ilişkinin akışında gelişecek bir olgu olarak görüyorum -uzun süreli bir ilişki düşündüğüm biriyle-. iki kişinin ilişkiler ve hayattan beklentisi aynı olmayabilir ancak herkes açık olmalı birbirine bence. sonra böyle soru işaretleri kalıyor kafada işte neden böyle oldu, bir şeyi yanlış mı yaptım ne oldu öyle diye :-)
bence de yani herkese göre değişkenlik gösterir bu durumlar. bana uymayan, benim gelemediğim kısım hızlı ve saçma gelişmesi. benim için özel bir durum, isteğimin, aklımın, kalbimin gidişatına ters olması bana uymuyor hepsi bu :) ama herkes açık olmadığı zaman ortada farklı düşünceler gelişiyor. herkes kafasında farklı kuruyor. daha 1-2 görmüşüz demek ki bu beni istemiyor deyip gidiyor kimisi. gidebilir yol orda, kimse kimseyi tutmuyor.
 
Hepinize iyi akşamlar 🌸
Aman aman dert değil ama aklıma takılan bir şey var hanımlar.
Benim ilişkilerim yürümüyor. Ama sorun ne bir türlü bulamıyorum. Örneğin, bi flörtüm vardı üniversite zamanları. Yani ben flörtüz sanıyordum. Hediyeler, şarkılar, şiirler, uzaklaşınca seni çok özlüyorumlar havada uçuşuyordu. Buluşunca asla ayrılmak istemiyordu. Çok ilgiliydi. Uzun bir süre böyle gitti ben de artık sabırsızlanmaya başladım ama ondan atak gelmeyince (en büyük hatayı burada yaptım) özel olup olmadığımı bilmek istedim. O da bana özel olduğumu ancak bunun bir flörtleşme olmadığını, çok değer verdiği bir arkadaşı olduğumu söyledi. Şoka girdim. Çok üzüldüm. İlgi alaka hep üstümdeydi, bu sefer kendi kendime nasıl yanlış anlamış olabilirim diye kızdım. Ardından kısa bir süre sonra hayatıma başka biri girdi. Ama onun sonu da hüsranla bitti. Yıllarca acı çektim. Yani bu yaşadığım iki kötü olaydan sonra da tamamen kapattım kendimi, şimdi bir daha bir şey yaşamaya daha da korkar oldum.
Benim anlamadığım şey şu hanımlar; ben karşımdaki insanı sıkmam, devamlı arayıp bunaltmam, kıskanç değilim, fikirlerine değer veririm. Ne biliyim, kendime nasıl davranılmasını istiyorsam karşımdakine de öyle davranırım. Bunun yanında sınırlarım da var. İnandığım değerler, durulması gereken sınırlarım...
Ama sağlıklı bir ilişki yaşayamıyorum. Zaten herkese öyle kalbim atmıyor, çoooook zor hoşlanıyorum birinden, kalbimin attığıyla da ya olmuyor ya da çok kısa sürüyor. Üzülen hep ben oluyorum. Yaşadıklarıma şahit olan arkadaşlarım da anlam veremiyor. Kimi diyor ki sen çok diksin, erkeklere evet diyeceksin ondan olmuyor. E istemediğim şeylere neden evet diyeyim. Ben bunun evet demeyle alakalı olduğunu sanmıyorum.
Mesela o okuldaki çocuk geri döndü tekrar ben istemedim. Yani o dönem neden öyle yaptın mahvettin olayı sonra neden geri döndün öyle anlamsız ki. Eski sevgilim de bir anda soğudu benden mesela yere göğe koyamıyordu beni, bir anda soğudum dedi. Soğuma sebepleri de o bunu demiş, şu şunu yapmış. E bize ne? Biz kendimize bakalım.
Ya o kadar anlamıyorum ki. Çoook güzel şeyler paylaştığımızı düşündüğüm, özel olduğunu düşündüğüm anda pat diye gidiyorlar. Ha diyeceksiniz başkası vardır. Yok gerçekten yok. Başkasıyla da olmuyorlar. Ama ben karşımdakine ne yapıyorum bir türlü çözemiyorum. Başlarken süper el üstünde tutuluyorum, ardından sönüp gidiyor her şey...
Dertleşmek istedim, sizin de böyle anlamsız yere bitiyordu ilişkilerim ama kendimdeki problemi buldum dediğiniz dönemler oldu mu? Böyle bir şeyler yaşayıp çözen var mı?
Sırayla gidelim:
1) Acele ettiğinizi düşünmüyor ve "senin hayatında özel miyim" diye sorma konusunda sizi haklı görüyorum. Çünkü arkadaşlarımızdan normal şartlarda görmeyeceğimiz jestleri bahsettiğiniz ilk kişi yapıyormuş, elbette özel olup olmadığınızı öğreneceksiniz. O da size özel muamele etmeseymiş o zaman. Gelgit akıllıymış, size bir yeşil bir kırmızı ışık yakmış. Sonra geldiğinde reddetmekle çok iyi etmişsiniz.
2) Erkeklerin temel sorunu... Başlangıçta hızlı yükselip, zaman ilerleyince ilgisi birdenbire sıfıra inen tek canlı olmalılar. Bunu ağırdan alıp karşınızdakini tanımaya çalışsaydınız iyi olurmuş. Neyse. En azından ilk birkaç ayda hissettirilen duygulara inanmamanız ve beklentiye girmemeniz gerektiğini artık biliyorsunuz.
3) Pardon da, erkeklerin hangi isteklerine "evet" diyecekmişsiniz? Sınırınızı çiğnemenizi isteyen insanları çok geçmeden çıkarın hayatınızdan. Onlar size saygı duymuyor.

Kaldı ki her şeye "evet" diyen insanları da herkes itici bulur, yine ayrılmak ister. Sizin yetişkin bir birey olduğunuzu çevreniz hatırlamıyorsa, cidden boşverin.

Ben de özel hayatında dikiş tutturamayan biriyim ve sizinle benzer deneyimlerden geçtim. Sizin davranışlarınızı sergilerdim muhtemelen. Ama tüm bu deneyimleri neye yoruyorum, biliyor musunuz? Özellikle günümüz insanları çiğ süt emmiş. Ticaretle uğraşanların iş etiğini ilişkilere mi uyarladık bilinmez, karşımızdakinin insan olduğunu unutup onu çabuk harcamaya meyilliyiz. Bir de zaman geçince aynı kişiye değer biçiyoruz. Yok ya! O işler öyle değil.
Umutsuzluğa kapılmayın. Karşınıza hâlâ size uygun insanların çıkmamış olması, sadece sizinle alâkalı değildir. Sizinle tanışan insanlar bir zahmet büyüsünler.
 
Acikcasi iliskilerle ilgilenmiyorum caba harcadigin kisi bunu haketmeli onun icin evlendiginde aklinda bulunsun diye yaziyorum kuzum sana bir hediye geldigin de birak dusuncelerini kabul et, tesekkur et, karsiliginda kimse para vs istemez, altta kalmis olmazsin olaylar karmasik degil erkekler pek ideallerle ilgilenmez icinden gelir yapar ama sen zora sokmus oluyorsun ,soyle yapmlisin boyle yapmalisini annesi yapsin sen mevzunun tadini cikar
 
Size uygun biri karşınıza çıkmamış, iki kişi tanımışsınız ikisiyle de olmamış gayet doğal. İlla her ilişkinin sonu evliliğe gidecek diye de bir şey yok. Sevgililik flört zaten ilerisi olabilir mi bunu tartmak tanımak için bir fırsat. Demek bu iki kişiyle de ölçtünüz tarttınız bir şeyler eksik kalıyordu ve sonu geldi. Kaldı ki üniversitede yaşadığınız flört dönemi açısından daha sonra bir adım gelmiş ama siz reddetmişsiniz. Doğru kişiyi bulunca zaten olacaktır. İnsanlar ilişki için nelere göğüs geriyorlar, sırf pahalı hediyeyi kabul etmediniz diye sorun yapıp ayrılan varsa da ayrılsın zaten. Üniversitedeki ilişki içinse o dönem kimse ciddi bir ilişki yaşamak istememiş olabilir gayet olağan bir durum. Sonra şartlarını uygun hale getirip size döndüyse ve siz kabul etmediyseniz vardır bunda da bir hayır.
Benim de üniversitede görüştüğüm kişi, yıllar sonra mali durumunu düzeltip, çok iyi bir kariyere sahip olup beni aramıştı, kaçtı o tren deyip reddetmiştim. Şimdi mutlu bir evliliğim var, iyi ki onu reddettim diyorum. Hayat böyle işte doğru kişi o olsaydı o an hayır diyemezdim. Annem de bana böyle derdi, nasibindeki kişi geldiğinde ona hayır diyemezsin, diye. Hakikaten de öyle oldu.
 
Başlangıçta hızlı yükselip, zaman ilerleyince ilgisi birdenbire sıfıra inen tek canlı olmalılar. Bunu ağırdan alıp karşınızdakini tanımaya çalışsaydınız iyi olurmuş.
Aynen bu tamamen toyluk ve hayal kırıklığı oldu yani.
3) Pardon da, erkeklerin hangi isteklerine "evet" diyecekmişsiniz? Sınırınızı çiğnemenizi isteyen insanları çok geçmeden çıkarın hayatınızdan. Onlar size saygı duymuyor.
Elbette ben de böyle bir şeye inanmıyorum yapmam da büyük konuşmayım da pek sanmıyorum. Ama bazen politik olmak, He deyip geçmek iyi midir düşünmüyor değilim. İşte ilerisini bilemiyorum bu durumlar ne getirir.
Umarım söylediğiniz gibi olur da ilerde sorun bende değilmiş derim gerçekten.
 
Size uygun biri karşınıza çıkmamış, iki kişi tanımışsınız ikisiyle de olmamış gayet doğal. İlla her ilişkinin sonu evliliğe gidecek diye de bir şey yok. Sevgililik flört zaten ilerisi olabilir mi bunu tartmak tanımak için bir fırsat. Demek bu iki kişiyle de ölçtünüz tarttınız bir şeyler eksik kalıyordu ve sonu geldi. Kaldı ki üniversitede yaşadığınız flört dönemi açısından daha sonra bir adım gelmiş ama siz reddetmişsiniz. Doğru kişiyi bulunca zaten olacaktır. İnsanlar ilişki için nelere göğüs geriyorlar, sırf pahalı hediyeyi kabul etmediniz diye sorun yapıp ayrılan varsa da ayrılsın zaten. Üniversitedeki ilişki içinse o dönem kimse ciddi bir ilişki yaşamak istememiş olabilir gayet olağan bir durum. Sonra şartlarını uygun hale getirip size döndüyse ve siz kabul etmediyseniz vardır bunda da bir hayır.
Benim de üniversitede görüştüğüm kişi, yıllar sonra mali durumunu düzeltip, çok iyi bir kariyere sahip olup beni aramıştı, kaçtı o tren deyip reddetmiştim. Şimdi mutlu bir evliliğim var, iyi ki onu reddettim diyorum. Hayat böyle işte doğru kişi o olsaydı o an hayır diyemezdim. Annem de bana böyle derdi, nasibindeki kişi geldiğinde ona hayır diyemezsin, diye. Hakikaten de öyle oldu.
Yani okulda yaşadığım olayda beni etkileyen bu kadar paylaşıma sanki salakmışım idrak edemiyormuşum gibi yooo, biz arkadaşız deyip sonrasında geri vites yapması. Ama söylediğiniz gibi durum düzeltme falan söz konusu bile değildi. Zaten böyle tutarsızlıkları olan birine evet diyecek değildim. Ama bende merak yaratan öyle güzel bir süreçte ne gibi bir problem gördü de bana, ben insanları denerim çözerim falan diye bir konuşma yaptı. İşte diyorsunuz ya insanlar nelere göğüs geriyor diye, ilişkiler gerçekten güzel ilerlerken bir anda karşı taraf çaba harcamayı bırakıyor bunu da paylaşınca çevremde e gelecek göremedi demek ki diyorlar. İlişkiler illa evlilikle sonlanmak zorunda değil. Sürüp giden çok güzel hayat arkadaşlıkları da var. Ama ben kendi kendime şöyle diyorum, sen bir şey yapıyorsun bu karşı tarafı bir anda itiyor. Yoksa başka neden bulamıyorum. Sanki bir noktadan sonra her yaptığım batıyor gibi. Belki de zamanlamada sıkıntı vardır bilemiyorum. Zaman gösterecek..
 
Severken de oluruna bakmıyorsun dik dik konuşuyorsun diyorlar ne biliyim yapım bu , bir şey hayırsa hayırdır benim için onu yumuşatıp politik olamıyorum

bizim bir arkadaş vardı çok guzel bir kız herkes peşinden koşardı koşardı, peşinden koşan biriyle çıkar 2 hafta sonra terkedilirdi, görunduğun gibi değilsin diyorlardı kıza, o guzelliğe fazla gelen bir doğallığı boşvermişliği vardı.
fazla doğaldı ve erkekler ne derse kabul ediyordu, naz cilve falan yoktu. kendini ağırdan satmıyordu yani.
belki sen de öylesindir.
erkekler satranç gibi oynuyolar ilişkide salak salak.
 
o guzelliğe fazla gelen bir doğallığı boşvermişliği vardı
Böyle biri olduğumu düşünmüyorum. Boşvermiş bir yapıya sahip değilim.
fazla doğaldı ve erkekler ne derse kabul ediyordu, naz cilve falan yoktu. kendini ağırdan satmıyordu yani.
Kendini ağırdan satmak gibi söylemler bana pek uygun gelmiyor. Genelde içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum, taktik yapmıyorum.
Herkes ne derse evet diyen bir yapım yok zaten sayfalarca bunu konuştuk. Politik davranamamaktan, esnek olamamaktan bahsettim.
 
Böyle biri olduğumu düşünmüyorum. Boşvermiş bir yapıya sahip değilim.

Kendini ağırdan satmak gibi söylemler bana pek uygun gelmiyor. Genelde içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum, taktik yapmıyorum.
Herkes ne derse evet diyen bir yapım yok zaten sayfalarca bunu konuştuk. Politik davranamamaktan, esnek olamamaktan bahsettim.

valla o söylemler sana uygun gelmiyor da sex and the city de, how i met your mother gibi bir dizide bile göruyosun ki elin amerikalısında bile geçer akçe o.
çabuk elde edilen şey o kadar da değerli olmuyor.
ara yorumları okumadım ama dik davranan kişilerden ben de hoşlanmıyorum. erkek gözuyle de kadın gozuyle de hoş gelmiyor keskin fikirler, gri alan olmaması.
 
valla o söylemler sana uygun gelmiyor da sex and the city de, how i met your mother gibi bir dizide bile göruyosun ki elin amerikalısında bile geçer akçe o.
çabuk elde edilen şey o kadar da değerli olmuyor.
ara yorumları okumadım ama dik davranan kişilerden ben de hoşlanmıyorum. erkek gözuyle de kadın gozuyle de hoş gelmiyor keskin fikirler, gri alan olmaması.
Amerikan dizisinde geçiyor diye kesin doğruluk payı var diye bir şey yok ki. Burada sorsak çok fazla kovalayıp sizin deyiminizle ağırdan satan kızları elde ettikten sonra dünyayı dar eden ya da yine sizin deyiminizle çabuk elde edip çok kıymet veren insanlar vardır. Bu konularda yorum yapmayı pek uygun bulmuyorum bundan bahsettim. Bu, iki insanın arasındaki iletişimden ve duygudan geçer.

Ama diğer bir konuda hak veriyorum size, belki de bu kadar keskin sınırlarımın olması itiyordur.
 
bende bir ilişkinin istediğimiz gibi tamamen kendi halimizde davrandığımızda güzel bir şekilde yürüyeceğine inanmayanlardanım tabiki kırmızı çizgilerimize geçmesine izin vermeyeceğiz sınırlarımızı koruyacağız ama her şeyde de sorun çıkarmak gerginlik yaratıyor ilişkiyi zedeliyor bence mesela benim yapım kavga olacak gibi gördüm mü daha da kuduruyorum alttan almayı bilmem e böyleyim diye yapacak bişye yok diyemem ki böye olduğum sürece aslında sağlıklı ilişkiler yürütmek pek de mümkün değil şu yaşıma kadar sakın insanların her şeyi elde ettiklerine bağırarak çağırırak had bildirirek hiç birşey elde edilemeyeceğine defalarca kez şahit oldum hediye konusu da ilk zamanlar pahalı uçuk karşı tarafın altında minnet altında kalacağımız hediyeleri kabul etmeyi bende doğru bulmuyorum ama oturmuş bir ilişki varsa ve bende ona alabiliyorsam aynı civarda hediyeler kabul ederim bunda birşey yok velhasıl ilişkiler taktik olmadan politik olmadan yürümüyor bunu bende çok kafama takıyorum bana göre de herkes doğal saf haliyle davrandığı halde herşey güzel gitmeli ama burda taktik yapmıyoruz diynlerin ilişkimiz çok iyi diyenlerin ilişkisine bak belki farkında olmadıkları halde taktiksel politik davranışlarla dengede kalıyorlar ben bu konuyu psikolglara da çok danıştım aile terapistelirinn paylaşımlarından da gördüm maalesef birşeyleri oldurmak için tek başına kendimiz yetmiyor orta yolu bulmak ve ilişkinin yürüyebilmesi için iki tarafın da emeği ve uzlaşması şart
 
Maalesef kalbim de atmazsa olmuyor
kalp illa ilk gördüğünüzde atması gerekmiyor ki size adam gibi değer veren insanları dış görünüşüne göre yargılayıp kalbi gümletmiyor diye kızlar bırakıyor nerrde üzen delik deşik eden var onlara yöneliyor yanlış anlamayın siz için söylemiyorum ama d deli gibi aşık olduğumuz kalbimizin çarptıığn insanlarda mutlu olan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor bunu uzmanlar doktorlar söylüyor zaten isterseniz netten araştırabililrsinz psikologlar bile sizi çok fazla çeken kişi en çok üzme potansiyeline sahip kişidir çünkü yaralaramızı deşecek ve yeni yaralar açacak insanalrı gönül meyil veriyor fakat bu arada iyi insanları kaçırıyoruz ben ilişkilierimde asla kalbim çarpsın diye bakan biri olmadım bana yaklaşmaya çalışan insanların tipine gire değilde karaterine göre değerlendirme yaptım karakteri güzel olan adam çünkü zamanla kendini de sevdiriyor evlilik denen olguda da ve ciddi ilişkilerde ayağımı yerden ne kadar kestiğine kalbimiin gümlemesine değil sorumluluk alan biri mi beni kırmamak için uğraşan biri mi yarı yolda bırakmayacak biri mi iyi baba olacak biri mi saygılı tecihlerime düşüncelereime hayat görüşüme sayagılı biri mi aynı dili mi konuşuyoruz hayata bakışımız aynı mı ben bunları baz alıyorum çünkü o kalp gümlemesi bitince beraber üzerinde ortak bir konu bile konuşamaycak kadar farklı olan insanlar ah biz ne yapık eşimle tamamen ayrı görüşteyiz diyorlar
 
kalp illa ilk gördüğünüzde atması gerekmiyor ki size adam gibi değer veren insanları dış görünüşüne göre yargılayıp kalbi gümletmiyor diye kızlar bırakıyor nerrde üzen delik deşik eden var onlara yöneliyor yanlış anlamayın siz için söylemiyorum ama d deli gibi aşık olduğumuz kalbimizin çarptıığn insanlarda mutlu olan sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor bunu uzmanlar doktorlar söylüyor zaten isterseniz netten araştırabililrsinz psikologlar bile sizi çok fazla çeken kişi en çok üzme potansiyeline sahip kişidir çünkü yaralaramızı deşecek ve yeni yaralar açacak insanalrı gönül meyil veriyor fakat bu arada iyi insanları kaçırıyoruz ben ilişkilierimde asla kalbim çarpsın diye bakan biri olmadım bana yaklaşmaya çalışan insanların tipine gire değilde karaterine göre değerlendirme yaptım karakteri güzel olan adam çünkü zamanla kendini de sevdiriyor evlilik denen olguda da ve ciddi ilişkilerde ayağımı yerden ne kadar kestiğine kalbimiin gümlemesine değil sorumluluk alan biri mi beni kırmamak için uğraşan biri mi yarı yolda bırakmayacak biri mi iyi baba olacak biri mi saygılı tecihlerime düşüncelereime hayat görüşüme sayagılı biri mi aynı dili mi konuşuyoruz hayata bakışımız aynı mı ben bunları baz alıyorum çünkü o kalp gümlemesi bitince beraber üzerinde ortak bir konu bile konuşamaycak kadar farklı olan insanlar ah biz ne yapık eşimle tamamen ayrı görüşteyiz diyorlar
Bu kalp atmaması meselesi görsellikten çok uzak bir konu. İlk görüşte aşktan bahsetmedim. Zaten kimseyi sırf görünüşüyle de değerlendirmem.Yakın bir zamanda, benimle tanışmak isteyen birisi vardı tam da beğeneceğim bir tipti, ancak bir iki konuşmada saçmaladı buz gibi soğudum. Maalesef böyle soğukluk yaşayınca dur oluruna bakayım belki düzelir belki ısınırım diyemiyorum bitiyor orada bende. Ben de biraz da kendimden yola çıkarak ben de böyle şeylerle karşımdaki insanı soğutuyorum mu diye düşünüyorum.
Yani görselliğe asla önem vermiyorum diyemem elbette veriyorum ama hayat görüşümün hiç uyuşmadığı birine ısınamıyorum. Atmıyor kalbim.
 
ancak bir iki konuşmada saçmaladı buz gibi soğudum. Maalesef böyle soğukluk yaşayınca dur oluruna bakayım belki düzelir belki ısınırım diyemiyorum bitiyor orada bende.
bence sizin sorununuz bu hayatınızda karşınıza çıkan her kişiyi bu şeklide kendi görüşünüze uymuyor diye bir kalemde silip atarsanız emek verip uzlaşma yoluna gitmezseniz elbette bir sonuca hiç bi zaman varamazsınız diye düşünüyorum ayrıca karakterini bilmediğiniz amiyane tabirle içini bilmediğimiz kişinin kalbimizi attırma sebebi dış görünüşten başka ne olabilir? karşımızdaki insanı gördüğümüzde heyecanlanmak kalbimizin atması vs gibi hisler aşktır e buda gözlerin kör olması demektir bu sizin gibi mantıkçı bir insanın tasvip edeceği birşey değil aslında orada kafam karıştı he siz diyorsanız hem kalbimi çarptırack hem mantığıma uyacak o çok çok nadir birinde gerçekleşir vede aşk varsa o insan hayat görüşümüze uygun mu diye tartma olmuyor ne olursa olsun benimle olsun düşüncesi oluyo
 
Back
X