ilk defa intihari bile düsünüyorum, benim yerimde olsaniz ne yapardiniz?

Türkiyede ki insanlarin gecinememesiyle benim ögretmenlik konumun ne gibi bir alakasi var ? Doktor gecinemiyorsa Türkiyede demek ki hesap kitap yapmayi bilmiyor.
ya şimdi bu hiç ama hiç olmadı. alınan maaşlar belli ama enflasyon hiç belli değil. nasıl hesap yapsın insanlar? bugün 3 lira olan yarın 5 lira oluyor. dr maaşı dediğin nedir ben sana söyleyeyim sadece mutfak masrafı. bildiğin 3 kişilik ailenin ( yani almanyada yaşayan, asgari ücretle geçinen 3 kişilik, sıradan bir ailenin yediği hatta aldiden alıp yediği neyse o gibi düşün) mutfak masrafı. başka söze gerek var mı?
 
Kesinlikle öyle, alım gücü çok düştü. Her gün yeni zamlarla uyanıyoruz, feleğimiz şaştı. Doktor maaşları bile yoksulluk sınırında sanırım. Bizim ortalama iki hafta giden mutfak market masrafı bile sırf 1500 tutuyor. Almanya’da böyle zam yağmuru yok. Almanya’dayken kendime ayda ortalama 100 € harcıyordum markete. Almanya ile karşılaştırılacak seviyede değiliz.
 
10bin tl var yok su an ocak zammından onceki doktor maasi. Tabi devletteki doktordan bahsedioruz heralde?.. Benim de londrada market masrafim dunyanin en pahali sehirlerinden birinde olmama ragmen ayda içkim dahil ki iyi içiyorum 200-250£u geçmiyor. 4 kişilik standart bi ailenin de 400-500£tur.
 
Son düzenleme:


off morale çok ihtiyacım vardı siyah kuğum benim, arada özelden yazsam sana olmaz mı?
İstediğin zaman canım Kapasiteni değerlendireceğin, saygı göreceğin, dövülüp sövülmeyeceğin bir ülkede insani şartlarda yaşamak hakkın, dil konusunda yardımcı olabilirim, gideceğin bölge NRW ise de yardımcı olabilirim
 
Araba yaklaşık bir haftadır kapının önünde yatıyor.Benzin 15 liraya yaklaştı.Markete girmeye korkuyorum artık vs. Delirmeye ramak kaldı.
 
Araba yaklaşık bir haftadır kapının önünde yatıyor.Benzin 15 liraya yaklaştı.Markete girmeye korkuyorum artık vs. Delirmeye ramak kaldı.
Trafik sorunu çözüme kavuştu en azından Ağlanacak hâlimize gülelim madem, kafayı yeriz yoksa.
 
Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsin ne intiharı? Senin yerinde olmak için neler vermezdim...Türkiyede de yapsan aynı sıkıntıları hatta fazlasıyla velilerle öğrencilerle idarecilerle yasayacaktin, orada hiçolmazsa gelirin ve statün doyurucu olacak. Gencecik yaşında hayatın kurtulmuş , başardıkların bile yeter özguvenli olmana , bir de basaracaklarini düşün...

Not: staj için yüksek seviyede bir okula verilmen dikkatimi çekti. Gelişmiş ülkelerde üst düzey okullar her zaman daha zorludur. Daha çok deneyimli öğretmenler tercih eder. Bence sizin gibi deneyimsiz ama başarılı bir göçmeni özellikle zorlanıp vazgecmesi için bile oraya vermiş olabilirler. Oltaya gelme. Sakin vazgeçme veya ara verme... sakın
 
Son düzenleme:
Yapmayın lütfen ne demek intiharı düşünmek , sabır sabır, Allah sabır edenlerle beraberdir , isterseniz destek alın bu süreçte ama asla pes etmeyin .
 
Bunda intiharlık ne var Allah aşkına Yeni bir yerdesiniz, farklı bir dilde öğretiyorsunuz bocalamanız normal. Daha çok Almanca çalışın, öğretmenlikte yeterli değilim diyorsanız sertifika programı bulup gidin veya mastera kaydolun. ,Matematik, fizik ne öğretiyorsanız artık Alman üniversite kitaplarını okuyun iyice öğrenin. Youtubeda universite dersleri var onlari izleyin en kotu.
Hiç olmadı müdürle konuşun daha küçük sınıfların dersine girin. O da olmadı başka iş yapın kariyer değiştirin. Bunda intiharlık ne var Allah aşkına, 1 milyon TL borçla işten mi atıdlınızi sokakta mı kaldınız nedir tonla çareniz var
 
Son düzenleme:
bu aşamaya geldiğinize göre sizde o yetenek, biliş ve azim var. elbett güçlükler yaşıyorsunuzdur. her güçlüğün en zorlayıcı olduğu zaman yaşadığınız zamandır. üstünden zaman geçince daha kolay, daha aşılabilir görünür. stajı bırakmayın ama mutlaka psikolojik destek alın, böylece şimdilerde görmekte zorlandığınız güçlü yanlarınızı tekrar hatırlar ve devam etme gücünü bulursunuz.
Bir de ergenlik dönemi çok acımasız olabiliyor çocuklar, hem kendilerine hem çevrelerine. onlarla baş etmenin yolu harika olmak değil inanın. çünkü mesele sizin yetkinliğiniz değil. biraz mizah ve biraz rahatlık iyi gelecek.

aileniz sanırım sizi "kızdırarak" gaza getirmeye çalışıyor. bu yöntem (!) Türkiye'de pek yaygı nedense, hiç bir işe yaramadığını, insanı berbat hissettirdiğini anlatmak yıllar alacak sanırım. size kolaylıklar diliyorum. buraya dek geldiğiniz yolu,
başardıklarınızı görmezden gelmeyin ve hak ettiğiniz saygıyı önce siz kendinize gösterin.
 
Bir normal içinde çabalayıp yorgun düşmek, başaramıyorum hissine kapılmak vardır; bir de zaten zor olan bir sürü şeyi başarıp, daha zor bir kulvarda sorunlar yaşamak vardır. Siz dertten gözünüzü kapatmışsınız ve şunu anlayamıyorsunuz; siz zaten pek çok üst derce zorluğu geçtiniz. Bunları başkası yapıp size vermedi ya. Bu noktaya gelmek için cesaret toplayamayıp yarı yolda kalıp dönmüş insanları bir düşünün; siz bırakmadığınız için burdasınız. Birkaç ergen için mi ölmeyi düşündünüz dert küçümsemem ama ölüm sebebi olarak bunun bir etken olması bile saçmalık kusura bakmayın. Yahu onlar ergen, evde prof olan ana babasını küçümseyen ergenler var. Bir de kolej gibi bir okulsa zaten ağırlıkla ortamı bellidir. Onlar doğruyu tam seçebilseydi çocuk olur muydular ki? Kendi adıma söyleyeyim, birisi böyle bir anda karşı tarafla dalga geçmeye başlıyorsa ben o ortamda kimin ne kapasitede olduğununun direkt sıfatlandırmasını yaparım. Aklı olan bu tip saçma dalga geçme vs işlerine bulaşırmı ki ya Yalnızlıktan etkilendiğiniz belli, farklı bir durumda çok farklı bir bakış açınız olurdu. Derin nefes alın ve her soruna ufak adımlarla çözümler aramaya başlayın lütfen. Hayat çok çok farklı değil, dertlerimiz de öyle. Siz bu kapasiteyle iki katını bile yapıp kenara koyarsınız.Allah yardımcınız olsun, başarılı olacağınıza inanıyorum.
 
Bir de stajerken herkes zorlanır, öğretmenlik bu yüzden dışardan kolay ama içeriden triatlon gibi zordur. Dersler reelde 40 dk ama o 40 dk da bir öğretmen aynı anda üstelik hata şansı olmadan neredeyse 40 ayrı sistemi yönetir. Paralel evrende 4 saat gibidir Deneyimle güzelleşir. Kendimden bir örnek ; benim bu seneki çocuklarim da zehir gibi ayıptır söylemesi geçen gün biri adını hemen çıkaramadım diye trip attı ( bu arada 20 yıllık egitimciyim, her yıl en az 150 öğrenci alıyorum ve bu yıl maskeler yüzünden isimler arada karışıyor hâliyle) Bak mesleki eğitsel davranışsal açık filan bile değil, vurabildigi her yerden vuracak . Neden ? çünkü ergenöyle bir cevap verdim ki gülmekten yaş geldi sabinin gözünden. İlk yıllarda olsam bunu yapamazdim, belki üstüme alınırdım , üzülür ağlardım bile...zamanla sen de asacaksin. Hazır o okuldayken deneyim kazanmaya öğrenmeye ergen zihnini tanımaya bak, sonra değiştirebilirsin okulunu ...üstelik bizim buralarda artık öğretmenin elinde hiçbir koz yok, ne sınıfta birakabiliyoruz, ne disipline verebiliyoruz, ödev versek suç vermesek suç düşük not bile versen ifadeye çağırıyorlar, mobingin zirvesi yaşanıyor, seninle karşılaştırınca anadilde çalışmak benim icin sadece savunma yazarken avantaj o derece ...inan bitik durumdayız...orası öyle değildir, elindeki kozları araştır o sınıf üstünde kullan ama dengeli ol. Yolun açık olsun
 
Son düzenleme:
Sakın mesleğini bırakma. Çok az kalmış sabret.Türkiye de de yapıyorlar arkadaşımdan biliyorum.

Pes edersen yenilirsin ve ömrünce bunun pişmanlığını yaşarsın. Seni yıldırmak isteyenlere fırsat verme.Onlara bu durumunu belli etme.Gün doldur. Çok az kalmış.


Mutlaka ama mutlaka sabret. Bu sesime kulak ver arkadaşım.
Sevgiler .
 
Aynı fikirdeyim ve aksini söyleyenlere hayretle bakıyorum.

Özellikle Nöroloji hekimliğini sonlandıran kişiye pes yok böyle bir şey.

Bu kadar kolay olmamalı.
 
Adı üzerinde staj. Oraya insanlar öğrenmek ve hatalarını düzeltmek için geliyor. Bizim de yetiştirdiğimiz staj hemşireler var her bir kolumu kesin her defasında onar kez delmiştir damar yolunu bulabilmek için. Sonuçta boş görülü olmak lazım. Hata yapa yapa doğruyu bulacaklar. Sizde bu hataları ögrenmek icin değerlendirin ve asla sizi üzmesin sonuçta dört dörtlük insan yok bu dünyada .
 
Biraz daha sabır .Her şey çok guzel olucak
 
Aynı fikirdeyim ve aksini söyleyenlere hayretle bakıyorum.

Özellikle Nöroloji hekimliğini sonlandıran kişiye pes yok böyle bir şey.

Bu kadar kolay olmamalı.

Valla çok kolaydı böyle bir rahatlama ferahlama yok olamaz.

Ben de asıl mutsuz oldukları işleri - mecbur değillerse - yapan insanlara inanamıyorum. Tekrar ediyorum burada kilit nokta mecbur değilse. Aile geçindiren, paraya mutlaka ihtiyaç duyan insan elbette istifa edemez, mutlu olacağı bir iş aramaya cesaret edemeyebilir ona lafım yok. Ama parayla işi yok, işinden nefret ediyor ama “emek verdim” diye devam etmek nedir yahu.

Mezarımıza da yazsınlar “çok emek verdi” arkadaşlar ölüp gideceğiz 3 günlük dünya. Belki son anlarımız. Gerçekten çok mutsuz olmaya ve ölmeyi istemeyi düşünmeye değecek dünyada ne var ben bilmiyorum ama bunun iş ya da meslek olmadığını kendi adıma biliyorum.

Büyük ihtimalle bunu anlayamayanlar işlerinden memnun. Ya da hırslı, atılgan, çok mücadele seven insanlar. Nasıl olur da bir insan bir işten nefret eder anlayamıyorlar diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi burada da kilit nokta gerçekten işten nefretlik derecesinde sevmemek. Yok sabah kalkmakta zor yatsam iyiydi, yok bu elemana kıl kapıyorum olmasaydı fena olmazdı değil

Ben mesela okurken çok mutluydum. Teorisi mükemmel. Asistanken de mutluydum ki ben de elbette çok şikayet ettim 36 saat nöbetler olsun, kaprisli hocalar, hastalar olsun. Ama uzmanlıkla birlikte şikayet falan değildi artık tüm benliğimle nefretti. Her şeyinden. Keşke 36 saat hiç uyumadan dursaydım da en azından eve gittiğimde hiç aranmayacağım garanti olsaydı dedim. Her Allahın gecesi her an her dakika günde 1 den 10 a kadar olan aralıklarla aradım. Değil film, dizi izlemek, tuvalete girmek sorundu banyoya telimi sokuyordum. Her telefonla yerimden sıçrıyordum. Sadece bu da değil. Her gün poliklinikte mutlaka en az 1 kişiyle kavga dövüş. Nedeni de aradan almamam çok büyük ihtimalle her gün dayak mı yiyeceğim, bıçaklanacak mıyım, bugün biri öldürecek mi korkusu. Ay aklıma geldi yine anksiyetem başladı resmen. Kurtuldum ve hayatımın en doğru kararlarından biriydi. Açlıktan ölmediğim sürece asla dönmeyeceğim bir cehennemdi.

Konu sahibi de ölçsün biçsin. Emek değil, sağlığı (ruh sağlığı da sağlığımızın bir parçasıdır) önemli. Emek dediğin nedir? Ben hiç pişman değilim “emeğimden” o zamanlar çok mutlu mesut çalıştım. Niye emeğim gitti onu da anlamıyorum bence giden bir emek yok sadece korkunç duygular gitti, huzur mutluluk geldi. İşinden gerçekten nefret ediyorsa asla değmez. Ama bir süre için depresyondaysa elbette destek alıp sabretsin, geçer gider :)
 
Siz aslında mesleğinizden değil, ülkeye bağlı ortaya çıkan çalışma şartlarından nefret etmişsiniz. Okurken içim acıdı, hem size hak verdim hem de ülkem adına böyle bir kayıp için bir daha üzüldüm... keşke böyle olmasaydı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…